Sütte AB onayı yeni pazarların önünü açtı

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği tarafından Denizli’de düzenlenen basın toplantısında süt ve süt ürünleri sektörü ile ilgili tüm konular üretim tesislerinde masaya yatırıldı. Çiftlikten fabrikaya yerinde yapılan toplantılarda, aynı zamanda süt ve süt ürünleri üretiminin her aşaması da basın mensupları tarafından izlenme imkanı buldu.

ASÜD Başkanı Harun Çallı ve sektör temsilcilerinin eşliğinde gerçekleştirilen organizasyonda, derneğin amacı Türk süt sektörünün bugün geldiği dünya ile rekabet edilebilir nokta hakkında bilgi vermenin yanı sıra yine dünya standartlarında yapılan üretim prosesine ve hijyen kalitesine dikkat çekmek oldu.

Tarımsal üretimde en büyük pay sütte

Türkiye de son yıllarda süt üretimi, dünya süt üretiminden daha fazla artış gösteriyor. Harun Çallı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’de bugün tarımsal üretim alanında en yüksek üretimin sütte gerçekleştiğini ve süt sektörünün gıda sanayi içindeki payının yüzde 16’ya ulaştığını belirtti. Süt ve süt ürünleri sanayinin ülke ekonomisine sağladığı bu katma değer ve kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesi açısından son derece önemli bir alt sektördür.  Yani Türkiye de kırsal kalkınmanın temeli süt hayvancılığıdır.

Çallı; “Bugün 190 milyar lira tutarındaki tarımsal üretim değeri içinde çiğ süt üretiminin 18,3 TL milyar seviyesinde olduğunu” ifade etti. 2013 yılında üretilen 18,2 milyon ton sütün sadece 8 milyon tonunun sanayide işlendiğini belirten Çallı, bu yıl ki üretim tahminlerinin 19 milyon tonu bulacağını söyledi. Öte yandan bu vesile ile de kayıtdışı üretime dikkat çeken Çallı, kayıtdışı üretim ve satış faaliyeti ile tüketiciye ulaşan sokak sütünün verdiği ekonomik zararının ötesinde, en önemlisi sağlık için son derece tehlikeli boyutlara neden olabileceğine vurgu yaptı.

AB onayı yeni pazarların önünü açtı

Harun Çallı,  AB’ye ihracat onayını almış olduklarını hatırlatarak, AB’nin süt ürünlerine koyduğu yasağı gerekçe gösteren ülkeler üzerinde de AB onayının etkisini gösterdiğini vurguladı. Çallı, böylelikle bu yasağı gerekçe gösteren farklı coğrafyadaki ülkelerle görüşmede oldukça olumlu mesafe kat edildiğini sözlerine ekledi.

Çiğ süt kalitesinin artmasında sağlanan başarıya paralel olarak yeni pazarların kapısını araladıklarının altını çizen Çallı şu bilgileri verdi: “Son günlerde Rusya Federasyonu’nun AB’ye ambargo uygulamasının ardından gündeme gelen Rusya pazarı, dört senedir üzerinde çalıştığımız bir pazar. Geçen sene Bakanlığımızın önderliğinde Rusya’dan bir heyeti Türkiye’ye davet ettik. Heyet bazı süt işletmelerinde incelemelerde bulundu. Üretimle ilgili merak edilen tüm soruları cevaplandı.

Bu heyet, süt ve süt ürünleri ihracat şartları görüşülmek üzere Türkiye’ye davet edilmişti. Tüm bu ziyaretler gerçekleşirken, Rusya ile ABD ve AB arasında bugün bilinen gelişmeler yaşandı. Gelinen noktada Rusya heyeti ile Rusya Federasyonu’nun Türk süt ve süt ürünlerine olan ihracat talebi ile ilgili görüşmeler devam diyor. Çok yakın bir zamanda görüşmelerin neticelenip ihracata başlayabileceğimizi düşünüyorum.”

Yeterince Süt Tüketmiyoruz

Ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketimine de değinen Çallı; Türkiye’nin maalesef gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu kaydetti. Çallı, aradaki tüketim farkının, özellikle içme sütünde belirgin bir şekilde görüldüğünü söyledi. Birçok Avrupa Birliği ülkesinde ve Avustralya’da 100 kg’ı aşan, ABD ve Kanada’da ise 100 kg’a yaklaşan yıllık kişi başına içme sütü tüketimi Türkiye’de henüz 37 kg. Süt ürünleri ile birlikte bu miktar 239 kg’a çıkmakta.

Ambalaj kilit rol oynuyor

Bugün 127 firmayı çatısı altında toplayan Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği’nin (ASÜD) en temel önceliğinin insan sağlığının korunması ve geliştirilmesi olduğunu belirten Harun Çallı, gıda güvenliğinin sağlanmasında, dolayısıyla insan sağlığının korunmasında ve geliştirilmesinde ambalajın kilit rol oynadığını ifade etti. Ambalajlı süt ve süt ürünlerinin, çiğ sütün elde edildiği hayvandan başlayarak tüketiciye ulaştırılıncaya kadar her safhada kontrol edildiğini, üretimin her aşamasının maksimum hijyen koşullarında gerçekleştirildiğini, böylece ürünlerin besin değerleri ve kalitesinin korunduğunu sözlerine ekledi.

Okul Sütü Projesi son derece önemli

Tüm dünyada sağlık otoritelerinin, yeterli ve dengeli beslenme düzeyinin yükseltilerek insan sağlığının korunmasında özel ve önemli bir yeri olduğundan hareketle, gerek içme sütü gerekse peynir, yoğurt, ayran, tereyağı, dondurma gibi süt ürünleri tüketiminin arttırılması gerektiğini hatırlatan Harun Çallı, özellikle kemik sağlığı açısından önemi bilinen süt ve süt ürünlerinin, çocukluk döneminden itibaren tüketilmeye başlanmasının hem sağlıklı nesillerin yetişmesine hem de ileriki yaşlar için tüketim alışkanlığı kazanılmasına yardımcı olacağını sözlerine ekledi. Bu bakımdan 2011 yılında uygulamaya konulan Okul Sütü Projesi’nin önemine vurgu yapan Harun Çallı, 2014-2015 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde projenin uygulamaya devam edeceğini söyledi. Çallı, bu yıl dördüncü kez gerçekleşecek olan Okul Sütü Programı kapsamında; bağımsız anaokulu, uygulama sınıfı, ana sınıfı ve ilkokullardaki 6 milyon 330 bin 215 öğrenciye, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri olmak üzere haftanın 3 günü, sağlıklı, ambalajlı, güvenli, 200 ml. sade, yağlı, UHT kutu süt dağıtılacağını belirtti.

Dünya Süt Zirvesi İstanbul’da yapılacak

Aynı zamanda Ulusal Süt Konseyi Başkanı da olan Harun Çallı toplantıda, konseyin önümüzdeki yılların planlamasını yapmakta olduğunu, buna ilişkin olarak da Uluslararası Sütçülük Federasyonu IDF’in her yıl farklı bir ülkede düzenlediği Dünya Süt Zirvesi’nin, 2017 yılında, İstanbul’da yapılacağını duyurdu. Sektörün paydaşlarının katkı ve desteğiyle, zirveye yönelik hazırlık çalışmalarında hızla yol almanın; sektör, ekonomi ve ülke adına son derece önemli olduğunun altını çizdi.