Eroğlu: HES'ler Türkiye'nin sigortasıdır

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, hidroelektrik santrallerinin (HES) Türkiye'nin elektriğinin sigortası olduğunu belirtti. Karşı çıkanlar için 'ezbere konuşmasınlar' dedi

Eroğlu: HES'ler Türkiye'nin sigortasıdır
Eroğlu: HES'ler Türkiye'nin sigortasıdır
GİRİŞ 21.04.2012 13:42 GÜNCELLEME 21.04.2012 13:42

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, hidroelektrik santrallerinin (HES) Türkiye'nin elektriğinin sigortası olduğunu belirterek, ''Nice sivil toplum kuruluşlarının maksatları var Türkiye'de, dışarıdan yönlendiriliyor'' dedi.

Bakan Eroğlu, Devlet Su İşleri (DSİ) Bursa Bölge Müdürlüğü'nde 2003-2011 yılları arasında Bursa, Bilecik ve Yalova illerine yapılan yatırımlara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Bir soru üzerine Mikro HES'lerle ilgili kanunun çıktığını, ancak bu konuda çalışma yapılması gerektiğini belirten Eroğlu, hidroelektrik santralleriyle ilgili 2003 yılında muazzam bir inkılap niteliğinde su kullanma anlaşması yönetmeliği çıkardıklarını belirtti.

Eroğlu, Devlet Su İşleri (DSİ) olarak büyük hidroelektrik santrallerini özel sektörle birlikte yaptıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

''Yaklaşık bin 600 müracaat var. Bunların da toplam kurulum gücü 30 bin megawatt. Bunlar tamamlandığı zaman 110 milyar kilowat/saat elektrik üretecekler. Aşağı yukarı da yaptığımız hesaplara göre doğal gazdan cari açığın azaltılmasında çok önemli katkı. 15 milyar dolar gibi bir doğal gaz alımını azaltacak.

Bu çok faydalı, destekliyoruz. Bazı sivil toplum kuruluşları karşı çıkıyorlar ama bunların defalarca yersiz olduğunu söyledim. Ortaya attıkları iddialar yanlış. 'HES'ten çıkan su zehirlidir. Sizin arazileriniz üzerinden çay bahçelerinizi tamamen kurutur' diyor, yanlış, veyahut, 'Nehir burada kurutulacak, HES'ler su yutmuyor.' Suyu tekrar geri veriyor.

Vatandaşları bilhassa Doğu Karadeniz'de yanlış yönlendiriliyor. 'Buradan firma suyu aldı. Siz suyu parayla alacaksınız.' Öyle bir şey yok. Su devletin. 1 gram suyu kullanması, satması mümkün değil. Böyle bir kurum yok. HES'ler Türkiye'nin elektriğinin sigortasıdır.''

Eroğlu, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğunu, enerjisinin yüzde 73'ünü ithal ettiğini belirterek, ''Petrol, doğalgaz, kaliteli kömürü ithal ediyoruz. Dolayısıyla bunda en azından dışa bağımlılığı azaltmak, tamamen azaltmak mümkün değil. Arz güvenliği, enerji çeşitliliği, temiz enerji açısından HES'ler Türkiye için olmazsa olmaz şarttır'' diye konuştu.

Türkiye'nin coğrafi konumu itibariyle yarı kurak iklim bölgesinde olduğuna dikkati çeken Eroğlu, bahar ve kış aylarında yağan yağmurların muhafaza edilmesi için baraj yapımının çok önemli olduğunu belirtti.

''Ezbere konuşmasınlar''

Eroğlu, HES'leri, ''Türkiye sürekli dışa bağımlı olsun, cari açığı artsın'' diye düşünen, enerjiden pay alan şirketlerin ve ülkelerin istemediğini ifade ederek, şöyle devam etti:

''Nice sivil toplum kuruluşlarının  maksatları var Türkiye'de, dışarıdan yönlendiriliyor. Dolayısıyla bunlar doğru değil. İçlerinde samimi olanlar, 'çevre harap oluyor' diyenler var. Ama çevrenin harap olduğu falan yok. Yol inşaatını sanıyor ki bizim inşaatımız.

Halbuki HES dediğiniz koca havzada nokta kadar alan. Santral var, çoğu da yer altına gömülüyor. Çınarcık'taki hesin bir zararı var mı? Orada enerji üretiyoruz. Üstelik onlar yapmasaydı tüneli biz yapacaktık, tünelden çıkan suyu Bursa'ya yönlendirecektik. Özel sektör yaptı, kısa sürede yaptı elektrik üretiyor. Bize bunu 1 lira bedelle devredecek, bundan daha güzel bir şey olabilir mi?

HES'ler, barajlar, göletler süs için yapılmıyor, mecburiyetten yapılıyor. Ayrıca Doğu Karadeniz'de itiraz ediyor. Doğu Karadeniz'de taşkınlar var. Peki bizi HES yapmasak zaten Taşpınar'ı korumak için setler yapacağız. Bizim yapacağımız şeyi bedava yapıyor, suyu kontrol ediyor. Biz HES'lerden önceki ve sonraki durumunu tespit ettik. Ezbere konuşmasınlar.

En çok itiraz edilen yer Trabzon'daki Solaklı Vadisi'ydi. Kıyamet koptu ama biz gizlice bütün vadinin fotoğraflarını çektirdik. Elimde, arşivde. Vadide muhteşem bir düzenleme yapıyoruz. Şu anda diğer illerden görenler 'biz de isteriz' demeye başladılar. 'HES yapın ama bu vadiyi böyle yapın' diye.''

Yatırımlar

Eroğlu, Orman ve Su işleri Bakanlığı'nın bütçesinin yaklaşık 12 milyar lira olduğunu kaydederek, 2003 yılından bu yana bin 128 tesisi milletin hizmetine sunduklarını, bunların 206 tanesinin 30 metreden yüksek baraj olduğunu belirtti.

Daha önceleri göletleri Köy Hizmetleri'nin yaptığını, daha sonra İl Özel İdaresi'nin gölet yapımına başladığını anlatan Eroğlu, ''Göletleri de üzerimize alıyoruz. 24 bin 179 sulama, 49 şehir içme suyu projesini tamamladık. 643 dere ıslah edildi. Artık başbakanımız bu baraj, gölet ve diğer hizmetlerin açılışına tek tek gitmiyor, topluca açıyor.

Başbakanımız kriter koydu; '10 milyon liranın altındaki yatırımların açılışına gelmem' diye. Eskiden küçük bir göletin açılışına bile 'Bakanlar Kurulu' giderdi. Ben hatırlıyorum bir kulübenin açılışına bakan gitmişti'' diye konuştu.

Eroğlu, bin 128 tesisle tam 11 milyon dekar araziyi modern sulamayla suya kavuşturduklarını, 34 milyon vatandaşa Avrupa Birliği (AB) standartlarında içme suyu temin ettiklerini, ayrıca 2 milyon 250 bin dekar araziyi de taşkınlardan koruduklarını kaydetti.

''7 kişiden 5'i bizim getirdiğimiz suyu kullanıyor'' diyen Eroğlu, önemli yatırımları arasında 218 metre yüksekliğiyle Avrupa'nın 6. dünyanın da 20. büyük barajı olan Ermeneke Barajı'nı tamamladıklarını belitti.

Eroğlu, şöyle devam etti:

''Aydın Çine Adnan Menderes Barajı da tamamladıklarımız arasında. Bu barajın hikayesi çok önemli. Zamanın vilayet encümeni Sultan Abdulaziz'e, arazilerin su altında kaldığı bent yapılması gerektiği yönünde ricada bulunmuş.

Eski başbakanlardan Adnan Menderes de hatıralarında 'keşke baraj yapılsa da sel geldiğinde harap olan tarlalar ve pamuklar kurtulsa' diye bir vasiyeti var. Başbakanımız da baraj tamamlandıktan sonra, ''ismi Başvekil Adnan Menderes Barajı olsun' dedi. Ayrıca 'Bin Günde Bin Gölet' seferberliği başlattık, bu yılın başından itibaren. Bütün vilayetler nasibini aldı.

Tarım arazileri tamamen kapalı sistemle, cazibeli sulamayla kavuşacak. Ayrıca bu sayede 200 bin kişi istihdam edilecek. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün son dönemdeki tahminleri de isabetli. Tahminlerde yüzde 90'ı yakaladık. Bu mal ve can kayıplarının azalmasına neden oluyor.

En ileri teknolojiyi kullanıyoruz. 545 noktada otomatik ölçüm istasyonları kurduk. 2012 yılında 189 ilave ile otomatik ölçüm istasyon sayısı 734'e yükselecek. Ayrıca 4 radar vardı, 4 tane daha kurduk.''

Orman varlığı konusunda da ciddi çalışmalar yaptıklarına değinen Eroğlu, dünyada azalırken Türkiye'deki orman varlığı ve odun servetinin ciddi oranda arttığını anlattı.

Eroğlu, bakanlık bünyesindeki müdürlüklere hedefler koyduklarına işaret ederek, ''Hedefi olmayan kurumlar başarıya imza atamaz. Büyük hedefi olmayan milletler, tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur. Biz her kuruma hedef koyuyoruz. Hepsinin 3 yıllık, 5 yıllık 2023 yılına kadar hedefleri var. Bu o kurum için de karne oluyor'' değerlendirmesinde bulundu.

Bursa'ya özel ilgi

Bursa'nın kendisinde ayrı bir önemi olduğunu, üniversite sonrası ilk stajını Bursa'da yaptığını kaydeden Eroğlu, ''Bursa'ya 32  göl-su projesi planladık. 'Bin Günde Bin Gölet' projesi kapsamındaki gölet sayısını 81 ile bölersek, 12-12 oluyor, ama Bursa önemli olduğu için ayrı 3 ile çarpıyoruz'' dedi.

Eroğlu, 2003-2011 yılları arasında Bursa'ya 1 milyar 303 milyon 500 bin, Bilecik'e 120 milyon 20 bin, Yalova'ya da 7 milyon 778 bin liralık yatırım yapıldığını kaydetti.

KAYNAK: AA