FT: Ekonomi reform eksikliğini gizliyor

Türkiye’de iyileşmiş iş ortamına rağmen pek az yapısal reform yapıldığı savunan gazete, “acilen” ele alınması gereken alanlar sıraladı ve Türkiye'nin büyüme modelinin gözden geçirilmesi gerektiği vurguladı.

FT: Ekonomi reform eksikliğini gizliyor
FT: Ekonomi reform eksikliğini gizliyor
GİRİŞ 28.06.2011 13:23 GÜNCELLEME 28.06.2011 13:23

Türk ekonomisindeki canlanmasının reform eksikliğini gizlediği öne sürüldü. Financial Times, geniş kapsamlı Türkiye ekinde yer verdiği bir analizinde Türkiye’yi “dış şoklara kırılgan bırakan” cari açığının, “bariz tehlike” oluşturduğunu, sürdürülebilir olmadığı, ekonominin haricen rekabetçi olmadığını gösterdiği görüşlerini yansıttı.

Ekonomi gazetesi Financial Times, geniş kapsamlı Türkiye konulu özel ekinde siyasi konuların yanı sıra ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gazete, “Canlanma, Reform Eksikliğini Gizliyor” başlıklı analizinde Türkiye’de “inşaat sektöründeki patlamanın boyutu, ekonomik büyümenin ne ölçüde inşaat sektörünce sürüklendiğini yansıtıyor. Ulusal hırsın boyutu dikkate alınırsa da, bu muhtemelen değişmez. Ancak, hararetli aktivitenin, ülkenin bir köpüğün ortasında bulunduğunun bir kanıtı olup olmadığı sorusunu da gündeme getiriyor” iddialarını öne sürdü.

-“CARİ AÇIK TÜRKİYE’Yİ DIŞ ŞOKLARA KIRILGAN BIRAKIYOR”-

Türk ekonomisinin geçen yıl yaklaşık yüzde 9 büyüdüğünü, büyümenin çoğunun, ithalatı artıran, krediye dayalı iç tüketimin körüklediğini kaydeden gazete, şöyle devam etti:

“Sonucu, bu yılda gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 10’una ulaşması beklenen ve büyük ölçüde sıcak para girişleriyle finanse edilen, cari açıktaki artıştır.

Bu da Türkiye’yi, Euro bölgesinde tırmanan bir kriz, ABD’deki yeni bir daralma veya Çin ekonomisindeki bir yavaşlama gibi bir dış şoka kırılgan bırakıyor.”

-“CAR AÇIK, BARİZ BİR TEHLİKE VE SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL”-

Analizde HSBC Türkiye Varlık Yönetimi CEO’su Namık Aksel’in “Cari işlemler açığı, Türkiye için bariz tehlike haline geldi ve sürdürülebilir değildir” değerlendirmesine yer verildi.

FT, Türkiye’nin bugünkü duruma nasıl geldiğini anlamak için on yıl önce derin bir finansal krizde bulunduğunun anımsatılması gerektiğini belirttiği analizinde, “Krizden daha güçlü olarak çıktı, sanayi temeli daha rekabetçi ve ihracata dönük, bankaları daha iyi sermayeleştirilmiş, mali pozisyonu daha sağlam ve ölçülü, ekonomisi ise dünyaya daha açıktı” ifadelerine yer verildi.

-“İYİLEŞMİŞ İKLİME RAĞMEN AZ YAPISAL REFORM OLDU”-

Bunun son yıllarda “yatırımcı dostu hükümet” döneminde sağlanan canlanmanın “platformu”nu oluşturduğunu vurgulayan gazete, enflasyondaki düşüşün olumlu etkilerine dikkat çekildikten sonra “Ancak, iyileşmiş iş iklimine rağmen çok az yapısal reform oldu” dedi.

-“ACİLEN” ELE ALINMASI GEREKEN ALANLAR-

Bu bağlamda ekonomistlerin, acilen üzerinde durulması gereken bazı alanlara işaret ettiklerini kaydedilen analizde “Biri, artırılması gereken iç tasarruf oranıdır. Bu da GSYH’nın yüzde 40’ını oluşturan ‘saklı ekonomi’nin ele alınmasını gerektirir” denilirken, kayıt dışı ekonominin yılda 300 milyar dolar anlamına geldiğine dikkat çekilerek, “Bu kara ekonomi, yüksek enflasyon döneminin sonucudur ve enflasyon yok olurken iyice daralmalıdır” değerlendirmesi de yapıldı.

İngiliz gazetesine göre, iyileştirilmesi gereken konulardan biri de katma değer potansiyelidir. İthalatın yüzde 70’ini ara mallardan oluştuğuna işaret eden gazete, Türkiye’de ithal ikamesine, nükleer enerji dahil, alternatif enerjiye, araştırma ve geliştirmeye ile sanayi temelin kalitesinin iyileştirilmesine ihtiyaç bulunduğunun altını çizdi.

-“BÜYÜME MODELİ TÜMÜYLE GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"-

Hükümetin ideal olarak ayrıca, doğrudan vergilerin toplam tahsilattaki payının artırılması, istihdam maliyetinin azaltılması için işgücü piyasasının modernize edilmesi, başta ticaret mahkemeleri olmak üzere yargı sisteminin reform edilmesi amacıyla da daha çok çaba göstermesinin de istendiği analizde şöyle devam edildi:

“Cari işlemler açığı, ekonominin haricen rekabetçi olmadığının bir işaretidir. Citigroup’taki ekonomistler, kısa bir süre önce ülkenin, kısa vadeli yabancı sermaye girişlerine olan bağımlılığının üstesinden gelinebilmesi için büyüme modelinin tümüyle yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundular.

-“KISA VADELİ SERMAYE GİRİŞLERİNE BAĞIMLILIK ÇÖZÜMLENEMEDİ”-

Çünkü makroekonomideki hiper aktivitesine karşın hükümet, uzun bir süreden beri var olan, devam eden ve sürdürülebilir olmayan bu bağımlığı çözemedi. Ekonomistler, Türkiye’nin cari işlemler açığını yok etmesinin gerekmediğini söylüyorlar. Tek yapması gereken, açığı azaltmaktır.”

FT, analize son verirken Ankara’nın cari açığının yüzde 6’da istikrarlı bir biçimde tutabileceğini kanıtlaması gerektiğini belirterek, “Sürdürülebilir büyüme, sadece onu engelleyen duvarları yok ederek sağlanabilir” sözlerine ekledi.

FT, YENİ TÜRK HÜKÜMETİNİN “EV ÖDEVLERİ”Nİ SIRALADI

Türkiye’de seçim sonrası kurulacak yeni hükümeti yoğun bir ev ödevi beklediği belirtiliyor. Financial Times gazetesi, yeni Türk hükümetinin, acil olarak ele alması gereken konulara dikkat çektiği analizinde yeni anayasanın hazırlanmasının “hassas” bir süreç olacağını, tartışmaların Türkiye’nin sınırlarının ötesinde yankılanacağını vurgularken, “AKP, Türkiye’nin, bölgesel güç olması konusunda ciddi ise eğer, insan hakları ve hukuk üstünlüğü konularında liderlik göstermeli” değerlendirmesini yansıttı.

Financial Times gazetesi, siyasi ve ekonomik konuların ele alındığı geniş Türkiye ekinde

FT, AKP’nin seçimlerde elde ettiği zaferin, partinin son sekiz yıllık iktidarında gerçekleştiği “reel başarılar”ın yansıması olduğunu belirterek, “Sayın Erdoğan, görülmemiş siyasi ve ekonomik istikrar sağladı ve kişi başına geliri adeta katladı” denildi.

Erdoğan’ın ordu ve yargının, bir zamanlar sahip oldukları “etkinliğe” son verdiği, Türkiye’yi giderek, “daha kendine güvenen ve güçlü bir bölgesel oyuncu” haline getirdiğini kaydeden gazete, “Ancak yeni hükümet, kurulduktan sonra dikkatini, kampanya sırasında adeta hiç söz edilmeyen konulara çevirmesi gerekeceğini” belirtti.

-SEÇİM SONRASI ELE ALINMASI GEREKEN KONULAR-

Gazete, bu çerçevede “Ekonominin aşırı ısınması riski, Ortadoğu’daki ayaklamaların bir yanıtı olarak dış politikasını acilen gözden geçirilmesi, AB ile ihmal edilmiş ilişkileri, Kürtler ile bir mutabakat sağlanması gereği, hızlı kalkınmanın çevre üzerinde oluşturduğu baskılar ve ifade özgürlüğü kısıtlamalarına ilişkin artan kaygıları” saydı.

Yabancı yatırımcıların da halktan sağlanan güçlü yetkinin, mali politikasını sıkılaştırmanın, yeni iktidar döneminin ilk eylemlerden biri olması için AKP’ye güven vereceğini umduklarını kaydeden gazete, Türkiye için “bütçe dengeleri sağlıklı ancak ekonomisi, birçok analistin sürdürülebilir olmadığını düşündükleri hızlı bir tempo ile yol alıyor” yorumunu yaptı.

-“AŞIRI ISINMA DEĞİLSE...”-

İngiliz gazetesi, Merkez Bankası’nın alışılmamış politikasının sonuç vermeye başladığında ısrar ettiğini ama yatırımcıların kuşku duyduklarını belirttiği analizinde Royal Bank of Scotland’ın iktisatçısı Tim Ash’ın “yüzde 9-10 düzeyinde gerçek GSYH büyümesi ve uluslararası doğrudan yatırımla finanse edilmeyen, yüzde 8-10 oranındaki cari açık aşırı ısınma değilse, o zaman ne olduğunu görmede zorlanıyorum” sözlerini aktardı.

Tim Ash “Dengesizlikler şişmeye ne kadar bırakılırsa, düzeltme o kadar sert olur” uyarısını da yaptı.

-“YENİ ANAYASA HAZIRLAMAK HASSAS BİR SÜREÇ OLACAK”-

Başbakan Erdoğan’ın, seçim sonrası önceliğinin, yeni anayasa olacağını söylediğini anımsatan gazete, “Ancak önceki askeri yönetim döneminden kalan anayasayı yeniden hazırlamak, ülkenin ulusal kimliği, laikliğin niteliği ve Kürtlerin dillerinin daha da tanınması ve bölgesel özerklik talepleri konularında en derin bölünmeleri gözlerin önüne serecek potansiyeli olan hassas bir süreç olacak” yorumunu yaptı.

-“ANAYASA TARTIŞMALARI SINIRLARIN ÖTESİNDE YANKILANACAK”-

Gazete, Uluslararası Kriz Grubu’ndan Hugh Pope’nın “yeni anayasa, yukarıdan empoze edilen bir metin değil, Kürt ulusal hareketi dahil, samimi bir konsensüsün eseri olmalı” sözlerini de yansıttığı analizinde “Anayasa tartışmaları, Türkiye’nin sınırlarının ötesinde yankılanacak” dedi ve Türkiye’nin giderek Ortadoğu toplumları için bir “ilham” olarak gösterildiğine işaret etti.

-“AKP, İNSAN HAKLARI VE HUKUK ÜSTÜNLÜĞÜNDE LİDERLİK GÖSTERMELİ”-

Human Rights Watch icra direktörü Kenneth Roth’un “AKP, Türkiye’nin bölgesel güç olması konusunda ciddi ise eğer, insan hakları ve hukuk üstünlüğü konularında liderlik göstermeli” değerlendirmesine dikkat çeken gazete, “Bölgesel etkinliğini güçlendirmek için Türkiye, iyi bir örnek olmaktan daha fazla yapmalı” dedikten sonra Ankara’nın “acil” olarak Ortadoğu’daki rejimlerle angajmanını gözden geçirmesi gerektiğini öne sürdü.

-“SURİYE ANKARA’NIN ETKİSİNİN LİMİTLERİNİ SINIYOR”-

Financial Times, “Şimdi Suriye’de, binlerce insanın sınırın karşı tarafına kaçmasına neden olan tırmanın şiddet, daha temel bir gözden geçirmeyi zorluyor. Aynı zamanda Ankara’nın etkisinin limitlerini de sınıyor” görüşünü öne sürdü.

Buna karşın, Ortadoğu bölgesinde durumu nedeniyle “Ankara’nın, bir süre önce gerginleşen AB ve ABD ile bağlarının değerini yeniden keşfedebileceği” yorumunu yapan gazete, Türkiye’nin, aynı zamanda ilişkilerdeki bozulmayı onarmak amacıyla yeniden İsrail ile temasları başlattığına dikkat çekti.

ANKA