Sabancı: Kadınlara fırsat verin

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ''en son yaşanan krizin erkeklerin risk alma veya ölesiye rekabet gibi özelliklerinin felakete yol açabileceğini gösterdiğini'' ifade ederek, ''Finansal krizden önce de birçok başarılı şirket, ataerkil hiyerarşilerin yerine, işbirliği ve network kurma gibi global dünyanın gerektirdiği yönetim biçimlerine önem vermeye başlamıştı. Bu gibi özelliklerde kadınlar doğuştan avantajlıdır'' dedi.

Sabancı, TÜSİAD tarafından düzenlenen ''Çalışma Hayatında Kadın Konferansı''nda yaptığı konuşmada, bugün derneğin 69 kadın üyesi bulunduğunu, bunun toplam üye sayısının yüzde 12'sini oluşturduğunu belirterek, 1984'te TÜSİAD'ın ilk kadın üyesinin kendisi olduğunu hatırlattı.

Bir ülkedeki istihdamın sektörel ve cinsiyete bağlı dağılımının o ülkenin kalkınmışlık düzeyinin önemli bir göstergesi olduğunu, Türkiye'de ulaşılan noktanın çok iç açıcı olmadığını vurgulayan Sabancı, şunları kaydetti:

''Ancak hep beraber çözüm yollarını aramamız ve moralimizi bozmadan çalışmamız gerekmektedir. Öncelikle, kadınların siyasette ve ekonomide etkilerini artırmalıyız. Kadınlar için istihdamda, sosyal ve siyasal konularda yapılması gereken daha çok işimiz var. Önümüzde bir seçim süreci var. Siyasi partilerimizin bu konuda duyarlılık göstermeleri gerekiyor. Partilerimizin kadın kolları bu konuda istekliler. Çok çalışıyorlar. Liderler de onlara destek olmalılar. İnanıyorum ki kamuoyunun desteğiyle, geçen gün Meral Tamer'in de yazdığı gibi önümüzdeki genel seçimleri kadınlar için bir fırsata çevirebilirsek, parlamentoda daha çok kadın yer alırsa, kadınların sorunlarına daha duyarlı bir parlamento oluşursa, ülkemiz, daha demokratik ve daha zengin bir ülke olma yolunda çok büyük bir ivme kazanacaktır.''

-''DAHA AZ AGRESİF, DAHA ÇOK İŞBİRLİKÇİDİRLER''-

Güler Sabancı, ''her şey çok kötü, felaket'' diye ağlayıp dövünmenin iş dünyasındaki insanlara çok da uygun bir davranış biçimi olmadığını ifade ederek, ''Yapılan iyi örneklerden cesaret almalıyız ve bu örnekleri daha da çoğaltmalıyız'' dedi.

Bir zamanlar ''erkekler dünyası'' olarak bilinen iş hayatında kadınların varolabilmeleri için ''erkek gibi'' olmaları beklenirken, artık kadınlığının bilincinde olan ve o bilinç, donanım ve farklılıkların gücüyle yükselen kadınların dikkati çektiğini dile getiren Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''En son yaşadığımız kriz de göstermiştir ki erkeklerin risk alma veya ölesiye rekabet gibi özellikleri felakete yol açabilir. Finansal krizden önce de birçok başarılı şirket, ataerkil hiyerarşilerin yerine, işbirliği ve network kurma gibi global dünyanın gerektirdiği yönetim biçimlerine önem vermeye başlamıştı. Bu gibi özelliklerde kadınlar doğuştan avantajlıdır. Çünkü, daha çok kadınlara ait olduğu düşünülen yüksek risk almama ve empati gibi özellikler, krizleri önlemede etkili olurlar. Kadınların daha az risk alan, daha hassas, empati duyabilen doğaları, çalışanları anlamanın, müşteriyi anlamanın olmazsa olmazlarıdır. Ama risk almama demek, gelişime, ilerlemeye tamamen kapalı olmak anlamına da gelmez. Kadınlar acele etmez. Düşünürler, sorarlar, danışırlar, empati kurarlar ve ancak ondan sonra harekete geçerler. Daha az agresiftirler ama daha çok işbirlikçidirler. Daha az rekabetçidirler, ama ortaklığa daha çok önem verirler. Daha az güç odaklıdırlar, ama daha çok grup çalışmasına yakındırlar. Bu tespitler sadece bana ait değil, akademik çalışmalar, insan kaynakları incelemeleri de bunları göstermektedir.''

-''FIRSAT VERİN KADINLARA, AÇIN KAPILARI''-

Merhum Sakıp Sabancı'nın kendisine ''Kızım, ben sana sadece kapıyı açabilirim. İçeri girmek, orada kalmak, başarılı olmak sana kalmış'' dediğini anlatan Sabancı, ''İşte burada iş dünyasındaki tüm erkeklere, tüm iş adamlarına sesleniyorum; açın kapıları. Kadınlar başarılı değillerse, erkekler de başarılı olamaz. Başarıyı istiyorsanız, fırsat verin kadınlara, açın kapıları'' diye konuştu.

Güler Sabancı, iş hayatındaki kadınlara önerilerini de şöyle sıraladı:

''Birincisi; pes etmeyin. Yılmak yok. İş hayatı zordur, kadınlar için daha da zordur. Bunu böyle kabul edin. Çalışın ve sabredin. Sebat edin. Yerinizde sıkı durun. İkincisi; insanlara uzanın. Yardım isteyin. Akıl isteyin. Danışın. Soru sorun. Bundan çekinmeyin çünkü önemli olan doğru sonuca ulaşmaktır. Üçüncüsü; en zor şartlarda bile, zorlansanız da, sıkılsanız da, dişlerinizi sıkıp, gülümsemeye devam edin.''