Mehmet Acet yazdı: İşte yeni ekonomi modeli...

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Haber7 için kaleme aldığı yazıda, AK Parti Bingöl milletvekili Cevdet Yılmaz'a sorduğu hükümetin yeni ekonomi modeli hakkında aldığı yanıtlara yer verdi.

Mehmet Acet yazdı: İşte yeni ekonomi modeli...
Mehmet Acet yazdı: İşte yeni ekonomi modeli...
GİRİŞ 07.12.2021 10:39 GÜNCELLEME 07.12.2021 10:41
Bu Habere 29 Yorum Yapılmış

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Haber7'deki köşesinde bugün "Çin modeli mi yoksa Güney Kore modeli mi?" başlıklı yazısında, kur atağı, enflasyon ve hayat pahalılığını ele alarak hükümetin uyguladığı yeni model hakkında bilgiler verdi.

Acet, AK Parti Bingöl milletvekili Cevdet Yılmaz'a sorduğu 2 kritik sorunun yanıtını vererek yazısını tamamladı.

İşte Mehmet Acet'in bugünkü yazısı:

Halen TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten AK Parti Bingöl milletvekili Cevdet Yılmaz, aynı zamanda bütün kariyerini iktisat alanında yapmış bir isim.

Uzun yıllar Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalıştı.

AK Parti hükümetlerinde Kalkınma Bakanlığı yaptı, Başbakan Yardımcılığı yaptı.

Dolayısıyla son dönemin öncelikli gündemi olan ekonomi ile ilgili sorular için ideal bir isim Cevdet Yılmaz.

Pazar akşamı ÜLKE tv de Dr. Murat Yılmaz ve Prof. Dr. Mehmet Şahin’le birlikte yaptığımız Haftanın Raporu programında Cevdet beyi ağırladık ve iki saat boyunca üçümüz birden kendisini soru yağmuruna tuttuk.

Yılmaz, ekonomiyle ilgili sorularımızın ilk bölümüne, dünya ile karşılaştırmalar yaparak cevaplar verdi.

Bardağın dolu tarafını rakamlar üzerinden anlattı.

Bir kısmını aktaralım:

-2020’de Dünya ekonomisi yüzde 3’ten fazla küçüldü. Dünya ticareti yüzde 8,9 küçüldü. İstihdamda muazzam bir kayıp yaşandı. Dünya büyük bir krize girdi. Türkiye ise 2020’de 1,8 büyüme kaydetti. Pozitif ayrıştık.

Peki, bu yıl nasıl bir tablo var?

Şöyle bir tablo var:

-Dünya genelinde yüzde 5,5-6 civarı büyüme oldu. Biz de ise son üç çeyrekte yüzde 9’u zaten sağladık. Son çeyrek sıfır katkı gelse bile yüzde 9 olacak. Bu son çeyrekte ne katkı gelirse onun üstünde olacak.

2021’deki bütçe performansı da gayet iyi durumda.

-Başlangıçta yüzde 4,3 olarak öngörülen bütçe açığı hedefi, yıl içerisinde yüzde 3,5 olarak revize edildi. Yıl sonunda ise beklenti yüzde 2’nin bile altında gerçekleşebilir.

Üstelik bu performans, hükümetin sosyal politikalar üretme anlamında 150 milyar liralık vergi kaleminden vazgeçmiş olmasına rağmen gerçekleşti.

(Akaryakıt vergilerinden feragat, halka doğalgaz maliyetinin 4’te birini yansıtmak vs.) 

-Bu sayede, daha az borçlandığımız için faizler üzerindeki baskı da azalmış oldu. Yani, 2022’ye de fon biriktirmiş olarak girdik.

Bir başka pozitif veri de istihdamla ilgili.

Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, geçen yılın Ekim ayından bu yılın Ekim ayına kadar 2 milyon 251 bin kişi iş buldu.

Bu istihdamın 118 bini tarımdan, 773 bini sanayiden 173 bini inşaattan. 1 milyon 188 bini de hizmet sektörlerinden geldi.

İhracat ise, bir yılda 55 milyar dolar artarak 225 milyar dolar seviyelerine geldi.

Artı, ilk defa Türkiye ekonomisi yüksek büyüme ile düşük cari açığı aynı anda yakalama şansı elde etti.

Bunlar tabi bardağın dolu tarafında yer alan veriler.

Bir de bardağın boş tarafı var.

Ve ne yazık ki o taraftaki sıkıntılar, bu iyi verilere rağmen halkın önemli bir kesiminin özellikle de sabit gelirlilerin satın alma gücünü ciddi anlamda sarsıyor.

Kur atağının enflasyonu tetiklemesi ile ortaya çıkan hayat pahalılığı.

Bu süreçte, bu kesimlerin desteklenmesi büyük önem taşıyor.

Şimdi gelelim yeni ekonomik model konusuna.

Cevdet Yılmaz, son günlerde dillendirilenin aksine, bu modelin Çin modeli olarak nitelendirilmesinin yanlış olacağını dile getiriyor.

“Bu Türkiye’ye özgü bir model ama illa ki, benzetilecekse Çin’e değil, Güney Kore modeline benzetilebilir” diyor:

“Çin’in ölçeği de farklı. Siyasi yapısı da farklı. Kamunun rolü de çok farklı. Çin modeli denemez. Dense dense Güney Kore modeli denir. Ben ona da taraftar değilim. İlla benzeteceksek Güney Kore’ye bakmak, Japonya’nın geçmişteki kalkınma dönemlerindeki durumuna bakılabilir. Yani, demokrasinin olduğu, serbest piyasanın olduğu ama ihracat odaklı bir şekilde cari fazla vererek büyümenin sağlandığı bir model bu.”

Cevdet beye sorduğum iki kritik soruya aldığım yanıtı takdirlerinize sunarak yazıyı tamamlayayım:

SORU: Ekonomistler, iktidarın uygulamaya koyduğu bu modelle ilgili “Bunun iktisat kitabında yeri yok” diyorlar. Buna ne dersiniz?

CEVAP: Bir tane iktisat yok. Herkesin benimsediği bir iktisat modeli yok.

Şunu yaparsanız bu olur, ama öbürünü yaparsanız da şöyle olur diyorlar.

Matematik gibi, Fizik gibi bakarsak yanılırız. Ben yıllardır iktisadın teorisiyle de, pratiğiyle de iyi kötü ilgilenen bir insanım. İktisatta herkesin benimsediği bir tane görüş yok. İktisadın, dünyanın durumu, ülkelerin durumu düşünülerek ele alınması gerekir. İktisat alanı tartışmadan uzak, birilerinin mutlak doğruyu vaaz ettiği bir alan değil. Sosyal bilimlerin hepsi böyledir.”

SORU: Peki, Türkiye’de hükümetin uygulamak istediği model marjinal bir model midir?

CEVAP: Dünyadaki ana kapitalist ülkeler, İMF benzeri modellere göre uyduğunu söyleyemem doğrusu. Gelişmekte olan dünyaya baktığımızda, burada çeşitli politikalara baktığımızda da hiç de marjinal değil. Gelişmekte olan ülkeler, çok çeşitli denemeleri geçmişte de yaptılar, günümüzde de yapıyorlar.

Hep aynı ezberle gittiğiniz zaman da bir sıçrama yapma imkânınız yok. Dolayısıyla, iktisat alanı tartışmalardan uzak bir alan olamaz.

Bir tek politika var başka türlüsü tartışılamaz deniyorsa, asıl entelektüel otoriterlik budur.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 29
  • Harika adam 2 yıl önce Şikayet Et
    3-5 sene önce Üniversite mezunu karı,koca 1 maaşı kenara atarsa uygun fiyatlarla yiyeceğini, giyeceğini ve 10-15 yılda 1 ev 1 araba alıyordu. Durum ortada. herşeyde iç piyasada serbestliği kaldırıp asgari ücretlinin dahi ev, araba alıp yaşayabileceği kademeli fiyatlı piyasa düzenine geçilmelidir. Asgari ücretten başlayarak mesleklere göre zorunlu maaş politikası uygulanmalıdır.
    Cevapla
  • Güzel ülkemiz 2 yıl önce Şikayet Et
    Güzel ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkarmamız için naçizane bir vatandaş olarak fikrim tüm yurdumuzda öncelikli üretim tarım hayvancılık alanında ekilebilir arazilerimiz gerekiyorsa Tarım bakanlığımızca ekilsin en azından gelecek yıl daha ucuz yem ve buğday mısır vb olsun her alanda gerçek üreticiler ayrıca belirlenip desteklenmeli iç ekonomimize millet ucuz ürün bulabilmesi gerekir yoksa bu enflasyonu durdurmamız zor ekilip üretilmez ise her şey daha pahalanır ithalat artar her alanda devletimizin ekonominin temel taşlarını üretmesi ürettirmesi sektörü canlı tutması ve tekel oluşumunu engellemesi gerekiyor saygılarımla
    Cevapla
  • Mustafa 2 yıl önce Şikayet Et
    100 dönümlük araziye ekilen tahıl parası ile bir tane iphone alabiliyorsun. Teknoloji atılımı gerçekleşirse tarım artarak gelir.
    Cevapla
  • Tırrik 2 yıl önce Şikayet Et
    Cinden rusyadan alip limanda isleyip geri gondermekle ihracat olmaz
    Cevapla
  • Fırat 2 yıl önce Şikayet Et
    Olur ama katma değeri kendi ham maddeni işeyip satmak kadar olmaz. Dünyanın en büyük ihracatçı ülkelerinin hepsi hammaddelerinin çoğunu dışarıdan sağlıyor.
    Cevapla
  • İbarhim 2 yıl önce Şikayet Et
    Sanayi gazının fiyatı kaç para haberin varmi 1 ayda %68 zam geldi sanayi gazına
    Cevapla
  • Yerli vatandaş. 2 yıl önce Şikayet Et
    Sorun şu. Elbette yüksek faizle.bir ülke kalkınamaz,da yıllarca neden bu yolu seçtik. Böyle anı dönüşler tehlikeli,Arabanın takla atma ihtimali yüksek. Hâlâ faizler çok yüksek.Arti dövizde yüksek.Nakit döviz ve turizm geliri yokken ,aniden bu şerit değiştirmenin sonucları elbette olacak.Hasar durumu biraz ağır gibi.
    Cevapla
  • Vatandaş 2 yıl önce Şikayet Et
    İhracatımız yoktu, sanayi yoktu, girdilerin hepsini dolarla alabiliyorduk, doları da ancak faizle buluyorduk. Şimdi ihracat ithalatı karşılar duruma geldi. Döviz yükselince ithalat iyice azalacak cari fazla ülkenin kalkınmasında etkili olacak
    Cevapla
  • ekonomi 2 yıl önce Şikayet Et
    yani çok çalış. zamanında Almanlar ve japonların ülkeyi kalkındırmak için karın tokluğuna karneye bağlı yaşadığı gibi yaşa. peki sonuçta kim kazanacak.? limak çalık gurubu kalyon holding demirören koç sabancı vesaire vesaire bekle sen seçimi bekle..
    Cevapla
  • Mehnet 2 yıl önce Şikayet Et
    Bu büyümeyi yaklaşık birde 9 olmuş bı kesim hariç diğerlerine bu hiç yansimiyor.Hayat çok pahalı enflasyon döviz almış başını gitmiş büyüme büyüme vatandaşa gözükmüyor nedense alım gücü düştü herşey ateş pahası
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle