Beş bakan büyümeyi böyle yorumladı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz büyüme rakamları değerlendirdi. Ortak kanı "Dört dörtlük büyüme" oldu...

GİRİŞ 10.09.2013 14:15 GÜNCELLEME 10.09.2013 16:41

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: " Küresel ve bölgesel olumsuz konjonktüre rağmen GSYH, sanayi üretimi ve istihdamda sağlanan büyüme oranları, Türkiye ekonomisinin kazanmış olduğu dayanıklılık, esneklik ve dinamizmi ortaya koymaktadır"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel ve bölgesel olumsuz konjonktüre rağmen GSYH, sanayi üretimi ve istihdamda sağlanan büyümenin, Türkiye ekonomisinin kazanmış olduğu dayanıklılık, esneklik ve dinamizmi ortaya koyduğunu bildirdi.

Babacan, yaptığı yazılı açıklamada, yılın 2. çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı ikinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamlarına göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYH), bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak beklentilerin üzerinde bir artış gösterdiğini ve büyüme hızının yüzde 4,4 seviyesinde gerçekleştiğini ifade eden Babacan, 2. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyüme hızının da yüzde 2,1 olduğunu belirtti.

Bu gelişmeler sonucunda 2013'ün ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre GSYH reel olarak yüzde 3,7 büyüme kaydettiğini vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:

"2013 yılı ilk yarısında toplam iç talep reel olarak yüzde 5,4 seviyesinde güçlü bir artış gösterirken, dış talebin zayıf seyri büyümeyi sınırlandırmıştır. Yılın ilk yarısında toplam nihai yurtiçi talep büyümeye 4,3 yüzde puan katkı yaparken; net dış talep negatif 1,8 yüzde puan katkı yapmıştır. Bu gelişmede özellikle 2012 yılındaki altın ihracatının yüksek baz etkisi ve 2013 yılı ilk yarısında yapılan altın ithalatındaki artış etkili olmuştur. Yılın ikinci yarısında özellikle Avrupa Birliği'ndeki görece toparlanmanın etkisiyle altın hariç ihracatımızın büyümeye yaptığı pozitif katkıyı arttırması beklenmektedir.

On beş çeyrektir aralıksız büyüyen Türkiye ekonomisinde, 2013 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre 848 bin kişi ilave istihdam oluşturulmuştur. Böylece 2009'dan itibaren oluşturulan ilave istihdam 4 milyon 635 bin kişiye ulaşmıştır. 2013'ün ikinci çeyreğinde, işgücüne katılım oranındaki artışa rağmen işsizlik oranı yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşmiştir."

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün:  "Dört dörtlük bir rakam. Bakanlık olarak tahminimiz yüzde 3,9'du. Beklentilerimizin üstünde bir rakam çıktı. Önümüzdeki döneme ilişkin çok iyi bir işaret oldu"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrekte yakaladığı büyümenin, beklentilerin üstünde çıktığını ve gelecek döneme ilişkin çok iyi bir işaret olduğunu belirterek, büyüme oranını "dört dörtlük bir rakam" olarak nitelendirdi.

Bakan Ergün, yaptığı yazılı açıklamada, yılın 2. çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi. Bakanlık olarak söz konusu dönem için büyüme tahminlerinin yüzde 3,9 civarında olduğunu, piyasada ise yüzde 3,5'lik bir büyüme beklendiğini hatırlatan Ergün, şunları kaydetti:

"Dört dörtlük bir büyüme rakamı, önümüzdeki döneme dair çok iyi bir işaret oldu. Şunu her zaman söylüyoruz; Türkiye ekonomisinin dinamikleri bize bu tür rakamları her zaman ortaya koymaya imkan veriyor. Geçmiş yıllarda da oldu, yani büyüme tahminlerimizin çok üstünde büyüdüğümüz yıllar da oldu. Tabi şimdiki dünya konjonktürü ve içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar böyle değil, yani yüzde 4'lük bir büyüme hedefi koyup da yüzde 8'lik bir büyüme rakamına ulaşmak mümkün değil.

Ama Orta Vadeli Program'daki yüzde 4'lük rakam bir ortalama rakamdır, bir ortalama tahmini rakamdır, bir hedeftir, bunun altında, bunun biraz üstünde bir rakama ulaşmak her zaman mümkündür. Çünkü hem dünyadaki gelişmeler hem Türkiye ekonomisinin kendi iç dinamikleri bize bu rakama ulaşma fırsatı her zaman veriyor. Zaten bugün 2. çeyrekte ortaya çıkan yüzde 4,4'lük tabloda Orta Vadeli Program etrafında bir büyüme rakamına yılın sonu itibarıyla ulaşabileceğimizi bize göstermektedir."

"Panik havasının kimseye faydası olmaz"

Bakan Ergün, dünyadaki gelişmeler veya içerideki bazı gelişmeler karşısında panik havası veya karamsarlık havası oluşturmanın kimsenin menfaatine olmadığını ifade etti. Soğukkanlı bir şekilde gelişmeleri takip etmek gerektiğinin altını çizen Ergün, ekonomik kararlar alınırken soğukkanlı yaklaşımın önemini vurguladı.

Türkiye ekonomisinde üretim çarklarının döndüğünü, ihracatın arttığını belirten Ergün, ihracat pazarlarında ve iç pazarda görülen genişlemenin 2. çeyrek büyüme rakamlarının yüzde 4,4 gibi bir noktaya ulaşmasına imkan verdiğini kaydetti. Ergün, "Bu da bize gösteriyor ki aslında Türkiye Orta Vadeli Program'daki büyüme hedeflerini yakalayabilecek bir sürecin içinde gidiyor. Yani panik yok. Türkiye Orta Vadeli Program'daki büyüme hedeflerine yakın bir noktada. Belki biraz üstünde, belki biraz altında ama o çerçevede onun etrafında dönecek bir noktada yılı tamamlamış olacaktır" ifadelerini kullandı.

"Yüzde 4'ün üzerine çıkabilir"

Yıl sonu büyüme rakamının yüzde 4'ün altında ya da gelişmelere bağlı olarak biraz üstünde de çıkabileceğine dikkati çeken Ergün, yüzde 4'ün biraz altında veya biraz üstündeki tablonun kimse için sürpriz olmayacağını vurguladı.

Bakan Ergün, hane halkı tüketim harcamalarına ilişkin olarak, ertelenmiş olan taleplerin artık yavaş yavaş devreye sokulmaya başlandığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bunu da otomobilden görüyoruz, bunu beyaz eşyadan görüyoruz, bunu diğer tüketim mallarından görüyoruz. Aslında büyümeyi bütün unsurlar birden etkiliyor. Bunu ayrıntısına baktığımız zaman görme imkanına sahibiz. Belki ihracatın ikinci çeyrekteki etkisi ötekiler kadar fazla olmamıştır ama muhtemelen üçüncü çeyrekte daha fazla etkili olacaktır. Çünkü ara malı üretiminde de, ithalatta da bir miktar artış var. İthalattaki artışın da, yatırım mallarındaki artışın da önümüzdeki döneme dair üretimi ve ihracatı artıracağını görüyoruz. Üçüncü ve dördüncü çeyrekte muhtemelen ihracatın da katkısı büyümeye biraz daha fazla olacaktır. Kuşkusuz iç tüketimin de, ertelenmiş olan tüketimin de devreye sokulmasıyla insanlar daha çok piyasadan mal almaya başladılar ve bunun da üretime katkısı oldu.

Dün sanayi üretimi endeksi açıklandığında baktık ki evet sanayi üretiminde beklentilerin üzerinde bir artış var. Üçüncü çeyreğin başlangıç ayı itibariyle baktığımızda, hem sanayi üretimindeki artışla hem iç talepteki artışla hem ihracattaki artışla hem kamu yatırımlarındaki artışla birlikte değerlendirildiğinde üçüncü çeyreğin de iyi bir rakamı önümüze koyacağını söylemek mümkün. Üçüncü çeyreğe iyi bir başlangıç yaptık. Bütün unsurlar birden destekliyor büyüme rakamını, iç talep de bu destekleyen unsurlardan bir tanesi."

OVP hedefleri çerçevesinde

Yılın ilk yarısındaki yüzde 3,7 oranındaki büyümenin Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri çerçevesinde gerçekleştiğini hatırlatan Babacan, dün açıklanan verilerin sanayi üretimindeki artış hızının temmuzda da beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini ortaya koyduğunu ifade etti.

Babacan, küresel ve bölgesel olumsuz konjonktüre rağmen GSYH, sanayi üretimi ve istihdamda sağlanan bu büyüme oranlarının, son 11 yıllık dönemde gerçekleştirdikleri reformlar sonucunda Türkiye ekonomisinin kazanmış olduğu dayanıklılık, esneklik ve dinamizmi ortaya koyduğunu belirtti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: "Bu büyüme rakamları çevremizdeki her türlü istikrarsızlığa rağmen siyasi istikrarın sürdürülebilir olduğuna inanan yapıyı teyit ediyor"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrek büyüme performasına ilişkin, "Bu büyüme rakamları çevremizdeki her türlü istikrarsızlığa rağmen siyasi istikrarın sürdürülebilir olduğuna inanan yapıyı teyit ediyor" dedi.

Royal Dutch Shell'in düzenlediği Uluslararası Gelişime Birlikte Güç Vermek Forumu'na katılan Yıldız, burada 2. çeyrek büyüme rakamlarınına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Türkiye ekonomisinin yılın 2. çeyreğinde yüzde 4,4, yılın ilk yarısında ise yüzde 3,7 büyüdüğünü belirten Yıldız, "Bu büyüme rakamları çevremizdeki her türlü istikrarsızlığa rağmen siyasi istikrarın sürdürülebilir olduğuna inanan yapıyı aslında teyit ediyor" dedi.

Avrasya coğrafyasının geçen yılki büyüme rakamlarının yüzde -0,5 olduğunu anımsatan Yıldız, "Türkiye'ye baktığımızda 2012 yılında enerji sektöründe kurulu güç olarak yüzde 8,1 elektrik tüketiminde ise yüzde 5,2 civarında büyüdü" dedi.

Türkiye'nin hedeflediği büyüme rakamlarına ulaşacağına inandığını dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:

"Türkiye enerjideki arz güvenliğiyle alakalı hamdolsun bir problem yaşamaksızın bunları karşılayabiliyor olacak. Biz büyümemize devam edeceğiz, yatırımlarımıza devam edeceğiz, uluslararası sermayenin de mutlaka buna inandığını görüyorum. Plase edilmeyi bekleyen doğru paraların yine doğru zeminlerde mutlaka yatırıma döneceğine inanıyorum."

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: "Yüzde 4,4'lük büyüme rakamı Türkiye'yi dünya ekonomisinden ayrıştırdı"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bugün açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamlarına işaret ederek, "Yüzde 4,4'lük büyüme rakamı, Türkiye'yi dünya ekonomisinden ayrıştırdı" dedi.

Çağlayan, Alışveriş Merkezleri ve Perakendecileri Derneği'nin (AMPD) üyesi olduğu Asya-Pasifik Perakende Dernekleri Federasyonu (FAPRA) tarafından düzenlenen ve 23-26 Eylül tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek olan "Asya Pasifik Perakende Konferansı ve Sergisi'nin (APRCE)" tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, büyüme rakamlarını değerlendirdi.

Yüzde 4,4 lük büyümenin Türkiye'yi dünya ekonomisinden ayrıştırdığını ifade eden Çağlayan, açıklanan rakamla birlikte Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olduğuna dikkati çekti. Çağlayan, "Bu rakamlarla hem Avrupa'nın şampiyonu olduk, hem OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduk hem de gelişmekte olan ülkeler arasında Çin'den sonra en fazla büyüyen ikinci ekonomi olduk" dedi.

Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmak uğruna durmadan yoluna devam edeceğini söyleyen Çağlayan, Türkiye'nin mal sektöründe ihracatını artırmasının yanı sıra hizmet sektöründe de önemli bir oyuncu olduğunu kaydetti.

Hizmet sektöründe markalaşma yolunda önemli bir proje üzerinde çalıştıkları bilgisini veren Çağlayan, ilgili kurum ve kuruluşlarla görüştükten sonra, önümüzdeki günlerde projenin detaylarını açıklayacaklarını belirtti.

2020 Olimpiyatlarının Tokyo'ya verilmesine ilişkin Çağlayan, "Olimpiyatlarda Türkiye'ye ciddi bir haksızlık yapılsa da, Sayın Başbakanımızın da dediği gibi ısrarla bir müslüman ülkeye bu tür olimpiyatların verilmeme durumu devam etse de, biz başka alanlarda başarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. İstanbul'a olimpiyatları vermeyenler kendileri kaybetmiştir" ifadelerini kullandı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, hizmet sektörüne yönelik üzerinde çalıştıkları projenin, bugüne kadar Cumhuriyet tarihinde bulunmayan bir çalışma olacağına işaret ederek, "Çalışma, dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality çalışma sistemine benzerlik arzedecek" dedi.

Çağlayan, Alışveriş Merkezleri ve Perakendecileri Derneği'nin (AMPD) üyesi olduğu Asya-Pasifik Perakende Dernekleri Federasyonu (FAPRA) tarafından düzenlenen ve 23-26 Eylül tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek olan "Asya Pasifik Perakende Konferansı ve Sergisi'nin (APRCE)" tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, hizmet sektöründe üzerinde çalıştıkları projeye ilişkin detaylar paylaştı.

Çalışma kapsamında öncelikle özel sektörün görüşlerini alacaklarına değinen Çağlayan, şunları anlattı:

"Özel sektörün görüşünü almadığımız hiçbir iş yapmıyoruz. Bu görüşlerden sonra da para politikası kuruluna göndereceğiz. Hizmet sektöründe bugüne kadar Cumhuriyet tarihinde olmayan bir çalışmayı gerçekleştireceğiz. Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality çalışma sistemine benzerlik arzedecek. Hedeflerimiz hizmet sektöründe önemli firmalarımızı dünya markası haline getirmek. Bilhassa sağlık konusunda, bilişimde, eğitimde, yazılım sektöründe başta olmak üzere çok önemli destekler veriyoruz. Diğer taraftan Türkiye'nin çok önemli avantajları var. Önemli olan avantajlarımızı, gücümüzü kullanabilmek ve bunun farkında olmak. Konuyla ilgili çalışmalar bittiğinde basın toplantısıyla duyuracağız ve döviz kazandırıcı hizmetler diye ifade etmiş olduğumuz sağlıkta, bilişimde ve eğitim sektöründe son derece önemli desteklerin verileceği, Turquality benzer devlet desteklerinin bir arada yer alacağı önemli bir yapı olacak."

"İnanıyorum ki dolar 2 liranın da altına gelecek"

Zafer Çağlayan, döviz fiyatlarında yaşanan harekete ilişkin yaptığı değerlendirmede, piyasada ihracatçının dövizin arkasına sığındığı, döviz artarsa ihracatını daha fazla artıran ve bunu isteyen kişi olarak değerlendirildiği gibi bir yanılgı olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

"İhracatçı için meselenin döviz artışı değil sürüdürelebilir bir hedefle bir rakam çerçevesinde olması gerektiğini, hem Türk parasına aşırı değer kazandırmayacak hem de kaybettirmeyecek bir yapıda olmasını daha önce ifade etmiştim. Bugünkü rakamlar ihracatçının istediği rakamlar değil. Merkez Bankası'nın dövize gem vurmak adına bir fiili müdahalesinin doğru olmayacağını da ifade ettim. Ekonomide fiyat, arzla talebin kesiştiği yerde olur. Türkiye'de dövize dönmek isteyen varsa hisse senedini çevirip dövize dönüp yurt dışına çıkmak isteyen varsa bunun maliyetini de karşılar çıkar. İnanıyorum ki dolar 2 liranın da altına gelecek."

Sorunun Tükiye'den değil dünyada genel bir sorun olduğuna dikkati çeken Çağlayan, gelişmekte olan ülkelerin paralarının da aynı şekilde değer kaybettiğini söyledi.

Çağlayan bunların geçici sorunlar olduğunu dile getirerek, "Böyle zamanlarda Merkez Bankası'nın kontrollü bir şekilde görevini elden bırakmadan meseleyi izliyor ve takip ediyor olması önemlidir. Ben ümit ediyorum ki olması gereken dengeye kısa bir süre içerisinde gelecek" dedi.

Piyasaların ayın 18'inde ABD Merkez Bankası'nın açıklamasına odaklandığını hatırlatan Çağlayan, şunları söyledi:

"Aslında bir şeyi de hayretle izlediğimi ifade etmek istiyorum. ABD sürekli para genişlemesi yapacak parayı hiç daraltmayacak gibi bir algı vardı piyasalarda. Kalp grafiği iner çıkar. Böyle bir ortamda da gerektiğinde genişleyecek gerektiğinde daralacak. 2008 küresel krizinde kendi ülkesindeki işsizliği azaltmak, olabilecek büyük işsizliklerin önüne geçmek, ekonomisini yeniden canlandırmak adına parasal genişlemeye gitti. Şimdi ABD'de ekonomi iyiye gidiyor, işsizlik rakamları düşüyor, ekonomi gelişiyor, ekonomi geliştikçe artık parayı genişletmeyeceğini söylüyor. Şimdi bunlar sürpriz değil, paranın zaten geriye alınması veya sıkılaştırma yapılmaıs gerekiyordu. Burda böyle bir panik havası niye oldu neden oldu anlamak mümkün değil. Sermaye hareketleri zaman zaman bir ülkeden başka ülkelere giderler."

APRCE'nin bu yıl ki teması "Yeni dünya, yeni perakende, yeni tüketici"

Bugün gerçekleştirilen tanıtım toplantısının Türkiye'nin 2023 hedeflerine gitme yolunda önemli bir adım olduğuna işaret ederek, kongrenin Türkiye açısından son derece önemli olduğuna işaret etti.

Çağlayan, gerçekleşecek kongrenin Türkiye'nin diğer ekonomilerden pozitif ayrışması yönünde önemli göstergelerden biri olduğuna dikkati çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu da perakendecilik olimpiyatıdır ve Türkiye bu olimpiyatı başarılı bir şekilde yerine getirecektir. Sadece ben değil, Sayın Başbakanımız da yapmış olduğum davet karşısında seve seve toplantıya katılacağını ifade etti, toplantının açılışı ayın 23'ünde Başbakanımız tarafından yapılacak. Türkiye özel sektörü, Asya Pasifik'te 10 yılda 100 milyar dolarlık bir ilave iş hacmine ulaşmayı hedefliyor. Bu son derece önemli..."

Asya Pasifik'te yer alan 17 ülkenin perakende derneklerinin kongre kapsamında Türkiye'de olacağını dile getiren Çağlayan, "Asya Pasifiğin tamamında 7 bin perakendeci bu federasyonun bünyesinde yer alıyor ve bu federasyondaki firmalar 5 trilyon avroluk bir iş hacmine sahip. 17 ülkede bu 7 bin firma 200 milyonun üzerinde istihdam sağlıyor. Bu yapı, yaklaşık 600 bin satış noktasında dünya nüfusunun yaklaşık yarısına hizmet eden bir yapı" ifadelerini kullandı.
Çağlayan kongrenin bu yıl ki temasının "Yeni dünya, yeni perakende, yeni tüketici" olduğunu belirterek, temanın İstanbul ve Türkiye'yle son derece uyum sağladığını söyledi.

Kongrenin bundan önce yapılanlardan farklı olduğunu dile getiren Çağlayan, bu farklılık çerçevesinde etkinlikte bu yıl ilk defa "Perakende Politikaları Forumu" düzenleneceği bilgisini verdi.

"Büyüme rakamlarına 'Maşallah' diyorum"

Toplantı sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarına ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bu büyüme rakamlarına 'Maşallah' diyorum. Türkiye ekonomisini dünya ekonomisinden ayrıştıran önemli bir kanıt. Türkiye 2013 yılının ikinci çeyreğindeki bu büyümeyle Avrupa'nın en hızlı ve en fazla büyüyen ülkesi oldu. Avrupa'nın Avro Bölgesi'nin 17 ülkesinin 7'si hala 2008'de başlayan global krizle ciddi şekilde pençeleşiyor, öyle gözüküyor ki önümüzdeki 5-10 yıl da ancak kriz öncesi döneme dönecekler. Tam 15 çeyrektir sürekli büyüyen bir ülkeyiz. Dünyada önemli sıkıntıların yaşandığı, bir çok ülkenin büyüme kelimesini unuttuğu, daha az küçülmenin hesabını yaptığı bir ortamdayız. Böyle bir ortamda Türkiye son derece önemli rakamlara sahiptir.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: "İkinci çeyrek büyümesi beklentilerin oldukça üzerinde yüzde 4,4 geldi. Küresel şartlar dikkate alındığında son derece olumlu bir gelişme"

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ikinci çeyrek büyüme rakamlarının, 2013 büyüme beklentisini Orta Vadeli Program'da yer alan yüzde 4 civarına taşıdığını bildirdi.

Yılmaz, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı bu yılın ikinci çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamlarını değerlendirdi.

İkinci çeyrek büyüme rakamının yüzde 4,4 ile beklentilerin oldukça üzerinde geldiğini ifade eden Yılmaz, bunun küresel şartlar dikkate alındığında son derece olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.

"İkinci çeyrek sonucu 2013 büyüme beklentisini Orta Vadeli Programımızda yer alan yüzde 4 civarına taşıyor" ifadesini kullanan Yılmaz, ikinci çeyrekte ekonomik aktivitede beklentinin üzerinde canlanma kaydedildiğini bildirdi.

Yılmaz, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH'nin, 2013 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,1 artış gösterdiğine dikkati çekerek, ikinci çeyrekte katma değerin tarım sektöründe yüzde 5,5 arttığının, ilk çeyrek tarım büyümesinin yüzde 4,3 olarak revize edildiğinin altını çizdi.

Sanayide katma değerin yüzde 3,1 oranında arttığına dikkati çeken Yılmaz, imalat sanayi katma değerindeki artışın ise yüzde 3,4 olduğunu, imalat sanayi büyümesinin yüzde 1,6 olarak revize edildiğini kaydetti.

"Yurtiçi talepteki canlanma hizmetler sektörüne yansıdı"

Yılmaz, yurtiçi talepteki canlanmanın hizmetler sektörüne yansıdığını belirterek, hizmetler sektöründe ikinci çeyrekte ekonomik aktivitede beklendiği şekilde canlanma kaydedildiğini ifade etti.

Bu yılın ilk yarısında katma değerin tarımda yüzde 5,1, sanayide yüzde 2,2 ve hizmetler sektöründe yüzde 4,8 oranında artış kaydettiğine dikkati çeken Yılmaz, söz konusu dönemde talepte canlanmanın da ilk çeyreğe göre artarak devam ettiğini bildirdi.

Yılmaz, toplam tüketimin ikinci çeyrekte yüzde 5,6, toplam sabit sermaye yatırımının yüzde 3,7, özel tüketimin yüzde 5,3 arttığının altını çizerek, şunları kaydetti:

"İlk çeyreğe göre nispi olarak düzelse de özel sabit sermaye yatırımları ikinci çeyrekte -2,0 oldu. Teşvik belgelerinde yaşanan büyük artışın bundan sonraki çeyreklerde fiili yatırımlara daha fazla yansıması bekleniyor. Kamu tüketimi, 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 7,4 arttı. Bu artış kamu sabit sermaye yatırımlarından kaynaklandı. Kamu sabit sermaye yatırımları yüzde 36,7 artış kaydetti.

İkinci çeyrekte mal ve hizmet ihracatındaki artış yüzde 1,2 oranında gerçekleşirken, ithalat artışı yüzde 11,7 oldu. Böylece net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı birinci çeyrekte eksi 3 puan oldu. 2013 yılının ilk yarısında toplam tüketim yüzde 4,6, toplam sabit sermaye yatırımı yüzde 3, özel tüketim yüzde 4,2 yükseldi. Aynı dönemde, mal ve hizmet ihracatındaki artış, yüzde 3,2 oranında gerçekleşirken, ithalat artışı yüzde 9,5 oldu. Böylece net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı ilk yarıda eksi 1,8 puan oldu."

KAYNAK: AA