Avrupa bunu kabullenmeli! Türkiye'siz olmaz
Avrupa'nın savunmadan enerjiye tüm dengelerinin yeniden kurulduğu bu dönemde Türkiye, LNG anlaşmalarından, savunma işbirliklerine uzanan geniş etki alanıyla AB için zorunlu bir ortak haline geldi.
Yeni dünya düzeniyle birlikte ülkelerin ekonomileri de değişmeye başladı. Pandemiyle başlayan, ingiltere’nin AB’den ayrılmasıyla süren, bölgede yaşanan savaşlar ve çatışmalar nedeniyle ihtiyaç haline gelen birçok yatırım alanı doğdu. AB üyelerinin savunma alanında 800 milyar euro’luk yatırımını açıklamasının ardından Türkiye ve İtalya başta olmak üzere AB üyeleri arasında anlaşmalar imzalanmaya başlandı.
Almanya’nın yeni Başbakanı Friederich Merz, ilk aşamada Kömür-Çelik Birliği olarak kurulan Avrupa Birliği’nin Avrupa Savunma Birliği olarak yapılanması gerektiğini belirtti. Öte yandan, geçen hafta yapılan AB’nin yeni üye alım sürecini değerlendirdiği toplantıda ana gündem yine Türkiye oldu.
AB Dış ilişkiler ve Güvenlik Politikası yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, tam üyelik adayı Türkiye için, “Değişen dünyada birçok açıdan Türkiye’ye ihtiyacımız olduğu açık. işbirliğimizi artırmalıyız” yorumunu yaptı. Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacmi de Kallas’ın yorumunu destekliyor. 2024’te Türkiye-AB ticareti 210 milyar euro’yu aştı.

AVRUPA İÇİN VAZGEÇİLMEZ
İş insanlarının fuarlara gitmek için bile bazı durumlarda vize alamaması ticaretin önündeki en büyük engel olarak görülüyor. yeni anlaşmayla birlikte tüm AB ülkelerinde Cascade Kuralı uygulanması zorunlu olurken, iş dünyası ticaretin artması ve birlikte büyümek için Türkiye’ye vize serbestisi gelmesinin elzem olduğunu söylüyor.
Bu sorunu değerlendiren İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin Avrupa ve dünyanın yeni güvenlik mimarisi açısından kritik bir konuma geldiğini belirterek, “iki bölge de ekonomik açıdan birbirini geliştiren bir niteliğe sahip. Önümüzdeki süreçte Türkiye’yi dışlayan siyasi körlüğünden kurtulması, Avrupa için vazgeçilmez bir öneme sahip olacaktır” dedi.

ÇAĞIN GEREĞİ GÜNCELLEME
Başkan Avdagiç, Gümrük Birliği sürecinin ticaretin geleceği açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize süreçlerinin kolaylaştırılması, ticaretimizin geleceğini belirleyecek iki önemli konu. Gümrük Birliği’nin revizyonu bizim doğal hakkımız” dedi.
Gümrük Birliği’nin Türkiye sanayisine katkılarını hatırlatan Avdagiç, şöyle devam etti:
“Gümrük Birliği anlaşması, ilk yıllarda Türk sanayine yeni bir bakış açısı kazandırdı. Üretim niteliğinin, kalitesinin artmasına, pazar çeşitliliğinin gelişmesine katkı sundu. Geçen 29 yıl, Gümrük Birliği’nin ruhunu donuklaştırdı. Bu süreçte uygulamadan kaynaklanan bazı sorunlar yaşandı. Değişen ve gelişen küresel ticaret sistemi doğrultusunda güncellenmeye ihtiyaç duyuldu. Gümrük Birliği’nin çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde modernize edilmesi ve kapsamının genişletilmesi gerekiyor.”
TAM ÜYELİK BLOKAJI KALKMALI
AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı anlaşmalara dikkat çeken Avdagiç, “AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle ticarette yaşanan haksız rekabet riski de ikili ilişkilerde bulunan önemli bir teknik engel olarak duruyor” uyarısını yaptı.
Avdagiç, Türkiye-AB ilişkilerinde siyasi engellerin kaldırılmasının önemine değinerek,
“Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine yönelik diyalog kanallarının önündeki blokajın açılması gerekiyor” dedi. Vize sorununa da değinen Avdagiç, iş dünyasının beklentilerini şöyle özetledi: “iş dünyası olarak hızlı ve uzun süreli vize sisteminin, şikayetleri kalıcı olarak giderecek biçimde uygulanmasını bekliyoruz. AB’nin Türk vatandaşlarına Schengen Vizesi kurallarını kolaylaştırması, ticari seyahatleri hızlandıracaktır. Ama bu adımın tamamlayıcı parçası da kilitlenen randevu sistemidir. Randevu sorunu çözüme kavuşturulduğu taktirde, bunun Türk iş dünyasının ve girişimcilerimizin AB ülkelerindeki rekabet gücünü artıracak bir etkisi olacaktır. nihai hedef, AB’nin Türk vatandaşlarına ‘vize serbestisi’ tanınmasıdır ve bundan vazgeçmiyoruz. AB, vizesiz seyahat hakkımızı teslim edene kadar vize sorunu kalıcı olarak çözülmüş olmayacaktır.”

TÜRKİYE NEDEN VAZGEÇİLMEZ?
1- ULAŞIM ÇAĞININ BELİRLEYİCİSİ:
Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor, son yıllarda güvenli ve sürdürülebilir bir ticaret hattı olarak öne çıkıyor. Çin’den yüklenen ürünlerin, Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ni aşarak Kafkaslar ve Türkiye güzergahıyla Avrupa’ya ulaşmasını sağlayan bu rota, Türkiye’yi merkez ülke konumuna taşıyor. Bakü-Tiflis-Kars hattı, Marmaray ve Kuzey Marmara Otoyolu, bu zincirin en kritik halkalarını oluşturuyor.
Ayrıca Rusya üzerinden geçen Kuzey Koridoru’nun savaş ve yaptırımlar nedeniyle riskli hale gelmesi, Süveyş Kanalı’nın uzun ve maliyetli güzergah olması, şirketleri Orta Koridor’a yönlendirdi. Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Orta Asya ülkeleri, son dönemde ortak taşıma tarifeleri, gümrük kolaylıkları ve dijital takip sistemleri için anlaşmalar imzaladı. Tam kapasiteye ulaşıldığında Orta Koridor’un Asya-Avrupa ticaretinde daha büyük pay alması bekleniyor. Türkiye’nin bir diğer stratejik hamlesi ise Irak üzerinden geliştirilen Kalkınma Yolu projesi. Basra’dan Türkiye sınırına ve oradan Avrupa’ya uzanacak hat, otoyol, demiryolu ve Büyük Fav Limanı’nı birbirine bağlayacak. Türkiye, Irak, BAE ve Katar’ın destek verdiği fazın 2028’e kadar tamamlanması planlanan Kalkınma Yolu, Süveyş’e göre taşımada 10 güne varan avantaj sağlayacak.
2- ENERJİDE ADRES YİNE AYNI:
Ulaşımdan lojistiğe uzanan jeopolitik avantajlarını enerji koridorlarıyla birleştiren Türkiye, son dönemde yaptığı anlaşmalarla hem kendi arz güvenliğini pekiştirdi hem de Avrupa’ya alternatif enerji akışının merkezlerinden biri oldu. Türkiye, Türkmenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan doğalgaz işbirliği anlaşması, bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Anlaşma kapsamında Bakü’den Türkiye’ye gelen gaz hacimleri artırılırken, bu gazın bir bölümünün Avrupa’ya aktarılması için TANAP hattının kapasite artışı gündemde. Diğer yandan Türkiye, LNG alanında da uzun vadeli adımlar atıyor. BOTAŞ’ın Eylül 2025’te ABD merkezli tedarikçilerle imzaladığı 20 yıllık LNG anlaşması, yıllık yaklaşık 4 milyar metreküp gazın Türkiye’ye ve gerektiğinde Avrupa terminallerine ulaştırılmasına sağlayacak. Türkiye, Rusya ve İran gibi geleneksel tedarikçilere bağımlılığı azaltırken LNG, Türkmen ve Azerbaycan gazı ile portföyünü genişletti.
3- SAVUNMA SANAYİ
Türk savunma ve havacılık sanayi ihracatı 2020’de 2.3 milyar dolarken 2024’te 7.1 milyar doları aştı. Böylece Türkiye dünyanın en büyük 11. savunma sanayi ihracatçısı oldu. Ayrıca Türkiye’nin 17 Avrupa ülkesi ile savunma sanayi anlaşması var.

AB’NİN ‘150 EURO’ DÜZENLEMESİ TÜRKİYE’Yİ KAPSAMAMALI
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, AB’nin 150 euro altı ürünlerin gümrüksüz girişine ilişkin mevcut düzenlemede değişikliğe gitmeye hazırlandığını belirterek, limitin sıfıra indirilerek AB dışından gelen tüm gönderilerin gümrüğe tabi tutulmasının planlandığını söyledi. Avdagiç, düzenlemenin hangi ülkeleri kapsayacağının belirsiz olduğunu vurgularken, Türkiye’nin bu uygulamadan muaf tutulması gerektiğinin altını çizdi.
AB’nin yeni kararının özellikle Çin’den gelen düşük fiyatlı ürünlere karşı alındığını ifade eden Avdagiç, 2024 yılında AB’ye giren 150 euro altındaki tüm e-ticaret gönderilerinin yüzde 91’inin Çin kaynaklı olduğuna dikkati çekti. Ancak uygulamanın kapsamının net olmamasının Türk girişimcileri de etkileyebileceğini söyledi.

AB’NİN TAMAMLAYICI TİCARET ORTAĞI
Avdagiç, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Gümrük Birliği üyesi olan ve AB’nin en yakın ticari partnerlerinden Türkiye’nin, devreye alınması planlanan bu düzenlemeden muaf tutulması gerektiği muhakkak. Türkiye, AB ekonomisi için Çin gibi bir tehdit değil; tamamlayıcı ve yakın bir ticari müttefiktir.”
Ticaret Bakanlığı’nın bu konuda gerekli girişimleri yürüttüğünü ifade eden Avdagiç, 2025 itibarıyla Türkiye’nin e-ihracatının 8 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini, bunun önemli bir bölümünün AB ülkelerine yapıldığını hatırlattı.
KOBİ’LERİMİZ OLUMSUZ ETKİLENİR
Avdagiç, Türkiye’nin düzenlemenin dışında bırakılmaması halinde, KOBi ölçeğindeki e-ihracatçıların doğrudan zarar göreceğini belirterek, “eğer AB Türkiye’yi gümrük muafiyetinin dışında tutarsa bu durum KOBi düzeyindeki e-ihracatımızı olumsuz etkileyecektir” dedi.
Avdagiç, sürecin olumlu sonuçlanacağına dair inancını şu sözlerle dile getirdi:
“AB’nin Gümrük Birliği üyesi Türkiye için gerekli düzenlemeyi yapacağına, Ticaret Bakanlığımızın da her türlü girişimi başarıyla yerine getireceğine inanıyoruz.”