İş dünyasından büyüme açıklaması: Türkiye'nin önü açık
İş dünyası temsilcileri, bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini Türkiye ekonomisinin dinamizminin bir göstergesi olarak değerlendirirken, büyümenin ilerleyen süreçte de devam edeceğini ifade ediyor.
Türkiye ekonomisi bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte cari fiyatlarla 4 trilyon 258 milyar 168 milyon lira dolar bazında ise cari fiyatlarla 241 milyar 523 milyon dolar büyüklüğe ulaştı. Kişi başı milli gelir ise üçüncü çeyrek itibarıyla 9 bin 861 dolar olarak hesaplandı.
Üçüncü çeyreğe ilişkin verileri değerlendiren iş dünyası temsilcileri, büyümenin ilerleye süreçte de devam etmesini bekliyor.
"EKONOMİMİZİN DİNAMİZMİNİ SÜRDÜRDÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR"
Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüme performansı gösterdi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, sosyal medya hesabı üzerinden büyüme rakamlarını değerlendirdi. Büyüme rakamının dünyadaki resesyon sinyallerine karşın Türkiye ekonomisinin dinamizminin sürdüğünün göstergesi olduğunu vurgulayan Avdagiç, “2022 yılı 3’üncü çeyrekte yıllık yüzde 3,9’luk büyüme, dünyadaki resesyon sinyaline karşın, ekonomimizin dinamizmini sürdürdüğünü gösteriyor. Büyümede iç talep öne çıktı, dış talep ise sınırlı şekilde pozitif katkı vermeyi sürdürdü” dedi.
Üretim ve yatırımların devamlılığına işaret eden Avdagiç, “Çeyrekten çeyreğe yatay seyir 2023 yılı için 3 ödevimizi açıkça ortaya koyuyor. Üretim ve yatırımdan hız kesemeyiz. 2023 için ihracatta pazar ve ürün çeşitlendirme faaliyetleri olmazsa olmazımız. Hizmetler sektöründe yeniden atak başlatma zamanı” ifadelerini kullandı.
BÜYÜME SÜRECİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE SÜRECEK
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nden (MÜSİAD) yapılan açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu, bu yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını paylaştı. Buna göre Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüme kaydetti.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Asmalı, Türkiye ekonomisinin 2022 yılı 3’üncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüyerek pozitif büyüme eğilimini üst üste 9’uncu çeyrekte de sürdürdüğünü belirtti. Yüksek seyreden jeopolitik risklere ve yavaşlayan küresel ekonomiye rağmen, Türkiye ekonomisinin dinamik ve esnek yapısı sayesinde dünya ve G20 ortalamalarının üzerinde büyümeyi başardığını ifade eden Asmalı, şunları kaydetti:
"Salgın sonrası tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların henüz tam anlamıyla bertaraf edilemediği bir dönemde patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı, toparlanma evresindeki küresel ekonomik konjonktürü oldukça olumsuz etkilemiştir. Gelişmiş ülkelerde resesyon ve stagflasyon senaryolarının konuşulduğu böylesi zorlu bir ortamda ekonomimizin büyümeye devam etmesi, Türkiye’nin dış şoklara karşı bağışıklığını ne denli güçlendirdiğinin bir ispatıdır. 3’üncü çeyrekte verisi açıklanan G20 ülkeleri içerisinde Suudi Arabistan, Endonezya ve Meksika’nın ardından 4’üncü sırada yer alan Türkiye, aynı dönemde yüzde 3,9 büyüyen Çin’le aynı sırayı paylaşmış; yüzde 2,4 büyüyen İngiltere’yi, yüzde 2,1 büyüyen Avro Bölgesi’ni, yüzde 1,8 büyüyen ABD’yi ve yüzde 1,3 büyüyen Almanya’yı ise geride bırakmıştır."
Asmalı, "MÜSİAD olarak, bu motivasyonla gireceğimiz 2023 yılında da Türkiye ekonomisinin sanayicilerimizin omuzlarında yükselemeye devam edeceğine, bu bağlamda millî ekonomimizin üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme sürecinin önümüzdeki dönemde de süreceğine yürekten inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"GSYH İÇİNDE SANAYİ BÜYÜMESİNİN PAYININ ARTTIRILMASI GEREKİYOR"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, yaptığı yazılı açıklamada, üçüncü çeyrek büyüme verilerini değerlendirdi.
Son dönemlerde sanayiden ve sanayi ihracatından güçlü bir şekilde beslenen büyüme oranlarında, yurt dışı kaynaklı gelişmeler başta olmak üzere, farklı olumsuz nedenlerden kaynaklanan bir ivme kaybı olduğunu gözlemlediklerini belirten Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Bu ivme kaybını, özellikle İSO Türkiye İmalat PMI verilerinin son aylardaki belirgin düşüşünde de maalesef açıkça görmekteyiz. Yine de açıklanan üçüncü çeyrek büyüme verilerini Türkiye ekonomisinin dinamizminin bir göstergesi olarak değerlendirirken, nitelikli büyümenin korunması için GSYH içinde sanayi büyümesinin payının arttırılması gerektiğinin altını çizmek isteriz.
Bahçıvan şöyle devam etti:
"Ayrıca, bu olumsuz dönemde bile sanayimizin yatırım ihtiyacının ve sanayicimizin yatırım motivasyonunun hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak istiyorum. Böylesine kıymetli bir iklim şansını ve fırsatını, ülkemizin geleceğine yönelik olarak olumlu değerlendirmemiz gerektiğini özellikle vurguluyorum."
TÜRKİYE EKONOMİSİ DOĞRU BİR ROTADA GELİŞİMİNİ SÜRDÜRÜYOR
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin temmuz-eylül döneminde yüzde 3,9 büyüdüğünü belirterek, "Küresel ekonomide büyümenin yavaşladığı, resesyon tehlikesinin sürdüğü bu dönemde Türkiye'nin büyüme performansını koruması, bağışıklığının güçlü olduğunun göstergesidir" dedi.
Gürsel Baran, yazılı açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından duyurulan yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini değerlendirdi. Reel sektörün dinamizm ve dayanıklılığının küresel ekonomide yaşanan risklerin Türkiye ekonomisine yansıma oranını azalttığına dikkati çeken Baran, şunları kaydetti:
"Küresel ekonomide büyümenin yavaşladığı, resesyon tehlikesinin sürdüğü bu dönemde Türkiye'nin büyüme performansını koruması, bağışıklığının güçlü olduğunun göstergesidir ancak küresel sistemin geldiği yapı itibarıyla hiçbir ülke dış etkilerden bağımsız şekilde ekonomik büyümesini belirleyemez. Dünya ekonomisindeki yavaşlamanın Türkiye ekonomisine ivme kaybettirmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu gerçeği göz ardı etmemek gerektiği gibi karamsar tablo çizmek de doğru değil. Türkiye ekonomisi zaten doğru bir rotada gelişimini sürdürüyor. Bu süreçte katma değerli üretimi teşvik etmek, bunu sağlayacak yatırımları desteklemek, büyümenin devamlılığına katkı sağlayacaktır. Dinamik reel sektörü, basiretli yönetimi ve insan kaynağıyla Türkiye'nin önü açıktır."
“NADİDE ÜLKELERDEN BİRİ OLACAĞIZ”
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, Türkiye'nin 3. çeyrek büyümesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ‘’Genel olarak tüm Dünya’da ekonomik yönden kısır bir döngünün yaşandığı bir ortamda ülke ekonomisi olarak yüzde 3.9 büyümüş isek bu rakam ekonomiye olan güveninin tezahürüdür’’ diyen Başkan Aydın, ‘’İstikrar ortamı ekonomiler için en güvenli limanların başında gelir. 2022 yılını büyüyen bir ekonomi ile kapatacak nadide ülkelerden biri olacağız. Bu aynı zamanda ekonomik alanda ortaya koyduğumuz çabaların da birer meyvesidir dedi.
ASKON Genel Başkanı Aydın konuya ilişkin şunları ifade etti:
Dünya genelinde yaşanılan salgın 2020 de tüm ekonomileri vurdu. 2021 yılına geldiğimizde tedarik zincirlerindeki aksamalar, küresel iklim değişikliği ve beraberinde getirmiş olduğu gıda temini sıkıntısı karmaşıklıklara yol açtı. 2022 yılı başında Ukrayna-Rusya savaşı ekonomileri derinden sarstı. Bütün bunlara rağmen yüzde 7’lik büyümelerin yansıra genel olarak tüm Dünya’da ekonomik olarak kısır bir döngünün yaşandığı bir ortamda ülke ekonomisi olarak yüzde 3.9 büyümüş isek bu rakam ekonomiye olan güveninin tezahürüdür. Üretiyor, kapasitemizi artırıyor ve büyük bir rekabetin yaşandığı dış pazarda her ay rekorlar kırarak ihracatımızı geliştiriyoruz. Bütün bunların oluşmasında istikrar çok önemli. İstikrar ortamı ekonomiler için en güvenli limanların başında gelir. 2022 yılını büyüyen bir ekonomi ile kapatacak nadide ülkelerden biri olacağız. Bu aynı zamanda ekonomik alanda ortaya koyduğumuz çabaların da birer meyvesidir. Takdir edilecek bir başarıdır ve yarınların güçlü Türkiye’sinin de habercisidir.
BÜYÜME YÜZDE 5 CİVARINDA GERÇEKLEŞEBİLİR
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2022 yılı üçüncü çeyrek Büyüme rakamlarına ilişkin yazılı bir değerlendirme yaptı.
Olpak değerlendirmesinde şunları ifade etti:
2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7,5 ve ikinci çeyrekteki yüzde 7,7 büyüme performanslarının ardından, Türkiye’nin 3. çeyrekte de yüzde 3,9 büyüyerek pozitif görünümü sürdürmesini iş dünyası olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle, makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 14,3 oranında artarak büyümeye pozitif katkı vermesini önemli buluyoruz.
İlk iki çeyrekten sonra sanayi üretimi ve PMI gibi öncü göstergelere baktığımızda, dünyadaki resesyon beklentilerine paralel olarak büyüme hızının elbette bir miktar yavaşlamasını bekliyorduk. Ancak küresel risklerin ve resesyonun konuşulduğu bir ortamda dahi yüzde 3,9’luk büyüme gösteren Türkiye’nin bir kez daha dünyadan pozitif ayrışmayı başardığını görüyoruz. Dolayısıyla yılın üçüncü çeyreğindeki büyüme verisi, Türkiye açısından resesyon ihtimalinin de bir hayli zayıf olduğunu destekler nitelikte.
Büyüme verilerinde talep tarafını değerlendirdiğimizde ise yatırımlarda göze çarpan ufak bir daralma dışında tüm alt kalemlerin büyümeye olumlu katkı yaptığını görüyoruz. Yatırımlardaki daralmanın ise temelde inşaat yatırımlarındaki azalmadan kaynaklandığını görüyoruz. Fakat bununla birlikte makine ve teçhizat yatırımlarının ise yüzde 14,3 oranında artarak büyümeye dikkate değer bir katkı verdiğini de gözlemliyoruz. Uluslararası yatırımcılarla gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde Türkiye’nin genç ve dinamik bir nüfus avantajına sahip olduğunu her zaman vurguluyoruz. Bunun da etkisiyle birlikte hane halkı tüketiminin yüzde 19,9 oranında artarak büyümeye en çok katkı veren kalem olması sevindirici. İhracatımız ise sene başında bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında artarken son dönemdeki küresel resesyona bağlı olarak bu oran yıllık bazda yüzde 15’e kadar gerilemiş durumda. Küresel ticaretteki tüm zorluklara ve daralmalara rağmen ihracatımız üçüncü çeyrekte de yüzde 12,6 artarak büyümeye pozitif katkı vermeyi sürdürmeyi başardı.
Arz tarafını incelediğimizde ise inşaat hariç tüm sektörlerin pozitif büyüme göstermesi oldukça değerli. Özellikle bankacılık ve finans sektörünün yüzde 21,6, bilgi ve iletişim sektörünün yüzde 13,9 oranında genişlemesi büyümenin temel sürükleyici kalemleri durumunda.
Açıklanan bu olumlu veri, 2022 yılı büyümesinin yüzde 5 civarlarında gerçekleşmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. 2009 küresel finansal krizinden sonraki dönemde çeşitli risklere maruz kalsak dahi her yıl üzerine değer katarak pozitif büyümeyi başaran ekonomimiz, küresel çalkantıların ve risklerin yeniden arttığı bu son dönemde dahi pozitif ayrışarak gücünü bir kez daha gösterdi.
DEİK olarak önümüzdeki dönemde de Türk iş dünyası adına üstlendiğimiz ticari diplomasi misyonumuz doğrultusunda ülkemizin büyümesine katkı sunmaya ve küresel ticaretten aldığımız payı artırmak amacıyla dünyanın dört bir yanında daha fazla ticaret için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin daha fazla nitelikli büyümesi, büyümenin tabana dengeli yayılması ve yatırım, üretim, istihdam ile birlikte ihracata dayalı büyümeye daha fazla katkı sunmak için tüm gücümüzle iş dünyamızın Kuzey Yıldızı olmayı sürdüreceğiz.