Ekonomide iklim alarmı!

İstanbul’da her şeyin son 109 yılda yaşanan 1.5 derecelik sıcaklık artışından kaynaklandığını belirten Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, “İklim krizi küresel bir sorun ama İstanbul’un asıl sorunu aşırı nüfus artışı ve ormansızlık. İstanbul için sürdürülebilir bir ekonomi ve kent yaşamı bu şekilde mümkün değil. Zararı büyük olur” dedi.

 Ekonomide iklim alarmı!
Ekonomide iklim alarmı!
GİRİŞ 18.12.2020 08:20 GÜNCELLEME 18.12.2020 08:27
Bu Habere 36 Yorum Yapılmış

Tüm dünyayı gittikçe daha fazla etkisi altına alan iklim krizinin etkileri artık çok yakından hissediliyor. Aşırı sıcaklar, kurak geçen yağmur dönemleri, dolular ve seller büyük bir ekonomik ve sosyal yıkıma neden oluyor. Hepsinin yaşanma sıklığı artıyor. Türkiye’nin gündeminde ise gittikçe yükselen, gıda güvenliğini ve üretim zincirini tehdit eden kuraklık tehlikesi var. Bu da ekonomi üzerinde büyük bir baskı oluştuyor. Üretim zincirinin bozulması ekonomik riskleri beraberinde getirirken, uzmanlar özellikle üretim ve tedarik zincirine dikkat çekiyor. Uzmanlar, pandemi döneminde ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkan tarımsal üretimin, korunması gerektiğine vurgu yapıyor.

 

 

109 YILDIR ÖLÇÜYOR

Detaylı ölçümlerle İstanbul’un iklim karnesini çıkaran laboratuvarın başkanı olan Adil Tek, ilk olarak iklim krizinin küresel bir tehlike olduğunu belirtip İstanbul’un büyük bir nüfus ve ormansızlaşma sorunu yaşadığını söylüyor.

 

 

1.5 DERECE ETKİSİ

1911’den bu yana yaptıkları ölçümlerde İstanbul’un ortalama sıcaklığının 1.5 derece arttığını gördüklerini ve aslında bugün yaşadığımız iklim kaynaklı tüm sorunların nedeninin işte bu 1.5 derecelik sıcaklık artışı olduğunu belirten Adil Tek, “İstanbul’daki bu artış uluslararası kurumların ölçümlerine göre dünya ve Avrupa ile paralel. Bu durum tarımda ve sanayide hatta aklınıza gelecek her alanda büyük bir sorun demek. Bu şartlarda ekonomik sürdürülebilirlik mümkün değil” diyor.

SU KESİNTİSİ ÖNERİSİ

İnsanlarda kuraklık ve su kıtlığı bilincinin hala oluşmadığına vurgu yapan Adil Tek, “Türkiye’de çok sayıda deprem olmasına rağmen gerçek deprem bilinci 1999’dan sonra oluştu. İnsanlar yaşamadan asla gerçek farkındalığa sahip olmuyor. İstanbul’u bekleyen su kıtlığı tehlikesi için de acil olarak günlük 2 saati aşmayacak şekilde sembolik su kesintilerinin yapılması şart. Başka türlü insanların tüketim alışkanlıkları değişmeyecek. Sembolik kesintiler bu konuda davranışları değiştirecek” ifadelerini kullandı.

ŞİDDETİ ARTIYOR

Kentte gözlemlenen en düşük sıcaklıkların giderek arttığını aktaran Adil Tek, “Rekor sıcaklıkların yaşanma sıklığı ve şiddeti artıyor. Özellikle son 10 yılda büyük bir artış var. Sürekli rekorlar yenileniyor. Bununla beraber yaşanan en düşük sıcaklılar da yükseliyor. Karlı gün sayıları azalırken sıcak dalgalarının yaşandığı kurak gün sayıları artıyor” diye konuştu.

İKLİMSEL ÖLÜMLER

İstanbul’un yaşadığı durum için artık felaket kelimesinin kullanılmasının yanlış olmayacağını söyleyen Adil Tek, “İstanbul’u bekleyen bir deprem tehlikesi var. Deprem için önlem alabilirsiniz. Kişisel olarak kurtulmam mümkün. Ama iklim krizi için aynı şey geçerli değil. Aşırı hava olayları ve kuraklık tehlikesi artık ciddi boyutta. Çok yakında iklim kaynaklı ölümleri görmeye daha net başlayacağız. Zaten iklim ölümleri bilimsel olarak depremden daha büyük bir tehlike” şeklinde konuştu.

YAĞIŞ ARTTI AMA FAYDA SAĞLAMIYOR

İstanbul'un 109 yıllık detaylı verileri incelendiğinde yıllık ortalama yağışlarda 140 kilogramlık bir artış gözlemlediklerini belirten Adil Tek, “Evet ortalama yağışlar artmış. Peki neden kuraklık var? Nedeni yine o 1.5 derecelik artış. Yağmurlar asıl yağması gereken zamanda yağmıyor. Haziran ayında yağan düzensiz ve şiddetli yağmurlar bu ortalamayı yükseltiyor ama o su toprağa karışmadan hızlıca akıp gidiyor. Seller oluşturuyor. Bunlar faydasız yağışlar. İstanbul’un asıl kar yağışına, daha sakin ve zamanında yağan yağmurlara ihtiyacı var. Barajlar sadece bu şekilde dolabilir” dedi.

Hürriyet

YORUMLAR 36
  • Yorumcu3 3 yıl önce Şikayet Et
    Denizlere akan tatli su nehir ve derelerin bir kısmı borularla taşınarak yapay göller,su havzalari ve yeraltı barajları oluşturulmalı.şehirlerde asfaltlarin altına mavi veya yeşil boru hatları döşenerek yağmur suları taşınmali ve yeraltı barajları , su havzalari oluşturularak depolanmalidir
    Cevapla
  • hacı emmi 3 yıl önce Şikayet Et
    dinimizde sünnette " kıyametin yarın kopacağını bilseniz ağaç ekin "der. evler dibi dibine bırak ağacı park yeri bile kalmamış. sistem değişmedikçe depremler daha çok artacak. dünyanın savunma sistemi felç olacak. not: ya bu da kim ne diyor da diyebilirsiniz.
    Cevapla
  • Vatandaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Acil bir şekilde bütün belediye ler ağaç dikimi yapması lazım İstanbul a yoksa Afrika ya döner İstanbul
    Cevapla
  • 1299 3 yıl önce Şikayet Et
    Ağaç dikilsin eyvallah lakin gençlerede iman ekilmesi aşılması gerekmektedir . Sokakların sosyal medyanın hali meydanda yazık
    Cevapla
  • Nokta 3 yıl önce Şikayet Et
    İstanbulda her hizmeti yapılıyordu vede yapılacaktı fakat OY VERENLER bu hizmetlere nankörlük edip Devletine desteğini vermediler kısacası ekenler biçecek
    Cevapla
  • Misafirrr 3 yıl önce Şikayet Et
    Her tarafı beton yığını hale getir, yeşili tahrip et sonra da kuraklık var diye veryansın et!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle