Darbe girişiminin tahribatına KHK'lı çözüm
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'da gerçekleştirdiği darbe girişiminin Türkiye ekonomisinde yarattığı tahribatlar, KHK'lar ile büyük ölçüde giderildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'da gerçekleştirdiği darbe girişiminin Türkiye ekonomisinde yarattığı tahribatlar, hükümet tarafından alınan tedbir ve getirilen teşviklerin yanı sıra Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde yayımlanan Kanun Hükmündeki Kararnamelerle (KHK) büyük ölçüde giderildi.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin geçen yıl 15 Temmuz'da yaşadığı darbe girişiminin ardından yurt genelinde OHAL ilan edilirken daha sonra uzatmaya gidilen bu süreçte, şirket faaliyetlerinden, bankacılık sektörüne, istihdamdan yatırımlara ekonomiyi ilgilendiren birçok konuda KHK yayımlandı.
Buna göre terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kamu kurumlarındaki çok sayıda çalışanın görevlerine son verildi.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kapatılırken başkanın ve TİB'de görevli daire başkanlarının görevlerine son verildi. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişime ilişkin işlemler ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında yapılacak dinlemelerin, BTK bünyesinde tek bir merkezden yürütülmesine karar verildi.
BTK, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin siber saldırılara karşı korunması ve bu saldırılara karşı caydırıcılık sağlamak için her türlü tedbiri almaya yetkili kılındı.
TMSF ile ilgili kararlar
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredilen veya kayyum olarak TMSF'nin atandığı şirketlerin, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar TMSF gözetiminde ilgili bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak "basiretli tüccar" gibi yönetilmesi kararlaştırılırken, bu şirketlerin yöneticilerinin TMSF'nin ilişkili olduğu bakan tarafından atanacağı ve görevden alınacağı hükme bağlandı.
TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirketlerde, şirketin borçlarının ödenmesi için öncelikle kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü kişilerin mal varlığına müracaat edebileceği karara bağlanırken, bu kapsamda fon, şirket borçlarının ödenmesi ya da sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen, kefillerin varlıklarının satılmasında yetkili kılındı.
Kayyumluk yetkisi TMSF tarafından kullanılan şirketlerin ortaklık payları ve varlıkların Terörle Mücadele Kanunu ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunu kapsamına giren suçlardan dolayı müsaderesine karar verilmesi halinde bunun satış ve tasfiye edilmesi suretiyle TMSF tarafından yerine getirileceği kararlaştırıldı.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin verdiği bilgiye göre, KHK'lar kapsamında Türkiye'nin 43 ilinden toplam 965 şirkette kayyumların yetkileri TMSF'ye devredildi veya Fon bu şirketlere kayyum olarak atandı. Ayrıca 107 gerçek kişinin mal varlıklarına TMSF kayyum oldu.
OHAL döneminde sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamaması ve bu yönde yapılan taleplerin mahkemelerce reddedilmesine yönelik de karar alındı.
Kamu bankalarının alacaklarına düzenleme
OHAL kapsamında hazırlanan 4 KHK ile de kamu banklarının alacaklarında düzenlemeye gidildi. Bununla sermayesinin yarıdan fazlası kamuya ait veya kamu tarafından kontrol edilen bankaların alacaklarının varlık yönetim şirketlerine satışında uygulanacak usul ve esasların BDDK tarafından belirlenmesi kararlaştırıldı.
Terör örgütlerine iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu bildirilen yurt dışı bağlantılı gerçek ve tüzel kişilerin Kamu İhale Kanunu (KİK) kapsamında ihalelere katılamaması hükme bağlandı.
Merkez Bankasının teknolojiye, güvenliğe, banknot ve kıymetli evrak üretimi ve basımına ilişkin mal ve hizmet alımları, dış kaynak temini ve danışmanlık hizmeti alımlarının da KİK'e tabi olmayacağına dikkat çekildi.
OHAL'ın devamı süresince terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara aidiyeti, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek hakkında çeşitli tedbir ve yaptırımlar uygulanmış olan halka açık ortaklıklar ve sermaye piyasası kurumları veya bunların iş ve işlemleri hakkında Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında açılan dava ve takiplerde idare aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine karar verildi.
Bankacılık Kanununun zimmet suçlarıyla ilgili maddesine eklenen fıkra ile bankacılık mevzuatıyla, bankacılık usul ve prensiplerine uygun kredi kullandırma, bu kredileri temdit etme veya ek kredi kullandırma, taksitlendirme, teminata bağlama veya yeniden yapılandırma işlemleri zimmet suçu olmaktan çıkartıldı.
Türkiye Varlık Fonu kuruldu
Bu süreçte Başbakanlığa bağlı, ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan, sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ kuruldu.
Resmi Gazete'de yayımlanan KHK ile at yarışları ve şans oyunlarına ilişkin lisans hakları 49 yıllığına Türkiye Varlık Fonuna devredildi.
Daha sonra yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla da Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri AO (TPAO), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (PTT), Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur) fona aktarıldı.
Ayrıca mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsisleri kaldırılarak Fona devredilirken, Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ait veya bu fonun tasarrufunda bulunan 3 milyar lira tutarındaki kaynağın en geç aktarım tarihini izleyen 3 ay içinde geri ödenmek kaydıyla Varlık Fonuna aktarılması kararlaştırıldı.
OHAL kapsamında hazırlanan 684 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile de Türkiye Varlık Fonunun kaynakları, kamu teşekküllerinin varlık ve hisseleri ile genişletildi.
Buna göre, iktisadi devlet teşekküllerinden, bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleriyle varlıkları ve iştiraklerindeki kamu paylarından, sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete veya diğer kamu tüzel kişilerine ait olan ticari amaçlı kuruluşlardaki kamu paylarından, sahip olduğu hisse ve varlıklardan, devletin diğer iştiraklerindeki kamu paylarından ve Hazineye ait paylardan Bakanlar Kurulu tarafından fona aktarılmasına karar verildi.
Özel sektör istihdamına destek
İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen geçici maddeler ile 2016 yılı aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısına ilave olmaları kaydıyla işe alındıkları tarihten itibaren sigortalının aylık prim ödeme gün sayısının 22,22 lira ile çarpılması sonucunda bulunacak tutarın, işverenlere SGK'ya ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle destek ödemesi yapılması kararı alındı.
Ayrıca, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının işsizlik sigortası prim borçlarının taşınmazlarının satışı üzerinden mahsup edilmesinin de önü açıldı.
Serbest Bölgelerde yatırım kolaylığı getiren düzenleme
Başka bir düzenlemeyle de serbest bölge ilan edilen yerlerde yapılacak kamulaştırmalarda, acele kamulaştırma usulünün kullanılabilmesinin açık olarak düzenleneceği, kamulaştırma bedeli ve bu esnada ortaya çıkan masrafların serbest bölgeyi kurup işletmeye talip işletici şirketlerce karşılanacağı hüküm altına alındı.
Kamu maliyesine yük getirmemeyi amaçlayan düzenleme ile serbest bölge teşviklerinden yararlanan kullanıcıların ve işleticilerin, Bakanlar Kurulunca belirlenen vergi dışı teşviklerden yararlandırılması biçimindeki mevcut düzenlemeye devam edileceği, teşviklerden yararlanmayan kullanıcılarla işletici şirketlerin ise kanun kapsamında faydalanılmayan vergi ve vergi dışı teşviklerden yararlandırılmasına karar verildi.
İhracatın geliştirilmesi ve Türk malı algısının dünya pazarlarında güçlendirilmesi amacıyla TİM nezdinde, Türkiye Tanıtım Grubu oluşturulmasına karar verildi.
Öte yandan ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren 24 aya kadar tüketici herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönebileceğine ilişkin düzenleme de yapıldı.