Darbeler ekonomiden yarım Türkiye götürdü
Demokrasiye darbe girişimi millet tarafından püskürtülürken, geçmiş darbeler ve darbe girişimlerinin Türkiye’ye verdiği hasarı hatırlattı.
1960, 1980, 28 Şubat süreci ve ardından AK Parti Hükümeti döneminde Gezi olayları ile 17-25 Aralık operasyonunun da aralarında olduğu darbe ve darbe girişimlerinin Türk ekonomisine faturası ağır oldu.
Türkiye’nin darbelerle yaşadığı kayıp neredeyse Türkiye’nin bugünkü milli gelirin yarısını aştı. Türkiye’de halkın gelir dağılımını bozan en büyük darbe 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Darbeyle siyasi partiler ve sendikalar kapatılınca, memur maaşları daha da düşürüldü.
Bu dönemde Gümrük Birliği’ne uyum için Türkiye’nin alacağı 3.2 milyar Euro da ödenmedi. Devletin mali dengesini bozan en büyük darbe ise 28 Şubat idi. Necmettin Erbakan Hükümeti döneminde genel bütçe faiz giderleri 1997’de 1.9 katrilyon lirayken, Erbakan Hükümeti’nin düşürülmesinin ardından bu giderler 1998’de 5.6 katrilyon liraya, 1999’da 10.7 katrilyon liraya kadar fırladı. 28 Şubat’ın ardından Türkiye paradan çok kolay para kazanılan bir ülkeye dönüştü. 28 Şubat’ı destekleyenlere kolayca banka kurma izni verildi. Hem kamu bankalarının hem de özel bankaların içi boşaltıldı. Bütün bunların ardından artan kamu borç yükü sürdürülemez hale geldi.
2001 krizi de bu nedenle yaşandı. Sadece içi boşaltılan bankaların kurtarılması Hazine’ye 125 milyar dolara mal oldu. 28 Şubat sürecinin milli gelirde oluşturduğu maliyet ise 93.3 milyar dolar. 28 Şubat’ın toplam maliyeti ise yapılan bir hebaplamaya göre 291 milyar doları buldu. AK Parti döneminde yaşanan Gezi olayları ile 17 Aralık operasyonu ve faiz artırımının Türkiye ekonomisine toplam maliyeti de 55-60 milyar lira buldu. Kısacası darbeler sadece hak ve özgürlükleri ezip geçmedi, halkın ekonomisini de ezdi, gelir dağılımını bozdu.
