KOBİ'leri arkasına alan Akar İSO'da ihtilal yaptı
İstanbul Sanayi Odası'nda KOBİ'leri arkasına alarak meslek komitesi seçimlerinde ihtilal yapan, Meclis'te 73-20 gibi bir sonuçla Koç, Sabancı, Borusan, Şişecam, Kale Kilit gibi devleri liste dışı bırakan muhaliflerin güçlü temsilcisi İMES Başkanı Kemal Akar başarının sırrını anlattı.
Hakan GÖKSEL'in söyleşisi
23 Mayıs tarihinde 350 bine yakın işadamı ve tüccar sandık başına gitti. 330 bin üyeli İstanbul Ticaret Odası ile 18 bin üyeli İstanbul Sanayi Odası'nda meslek komiteleri seçimleri yapıldı.
İstanbul Sanayi Odası seçimlerinde KOBİ'ler ihtilal yaptı.23 Mayıs'ta gerçekleştirilen komite seçimlerinde Türkiye sanayisinin devleri hayal kırıklığına uğradı. TUSKON ve MÜSİAD üyelerinden oluşan KOBİ'lere rakip olan Koç'un, Arçelik'i, Sabancı'nın Kordsa'sı, Şişecam, Borusan, Kale Kilit, Öztiryakiler seçimlerde nal topladı.
Kıran kırana geçen İstanbul Sanayi Odası meslek komiteleri seçimlerinde listeler adeta çarpıştı. 46 meslek komitesini temsil edecek 105 meclis üyesinin seçiminde sanayinin devleri hezimet yaşarken canlarına tak eden KOBİ'ler büyük bir başarı elde etti. Meclis üyesi seçimlerinde 73-20 gibi başarılı bir sonuç alan arasında İMES Başkanı Kemal Akar'ında bulunduğu Erdal Bahçivan, Adnan Dalgakıran, Ömer Cihad Vardan gibi isimler bulunuyor.
Bu süreçte en fazla emek verenlerden Kemal Akar'ın adı İSO Meclis Başkanlığı için geçiyor. KOBİ'leri arkasına alarak İstanbul Sanayi Odası'nda rakiplerin adeta tulumunu çıkaran Kemal Akar, çalışmalarının arka planını ve başarının sırrını Haber 7 Ekonomi Editörü Hakan Göksel'e anlattı.
İSO meslek komiteleri seçiminde sürpriz bir başarı elde ettiniz, adeta ihtilal yaptınız. Sanayinin devleri İSO Meclisi'ne giremedi. Bu başarıyı nasıl yakaladınız?
Çalışmalarımızın zihinsel arka planı Ekim ayında başladı fiiliyata geçirdiğimiz tarih 2012'nin Aralık ayı oldu. Biz İMES'te ağırlık olarak KOBİ gruplarının içerisindeyiz. Dudullu OSB'de yaklaşık 35 bin kişinin çalıştığı bir kitleye hitap ediyoruz. OSB'de 2600 tane işyeri mevcut. Bu sanayicilerimizle ilgilenecek, onların dertlerini dinleyecek derman olacak ve bağ kuracak arkadaşlara ihtiyaç vardı. O yüzden bu işe biraz daha ciddi eğilmemiz gerektiğini düşündük. Çünkü KOBİ'lerin yüksek mercilere derdini aktaracak kimse yoktu.
TÜSİAD gibi büyük sanayi kuruluşları hükümete, bürokratlara, belediyelere vb. kendilerini anlatabiliyorlar. Bizim ticaret odamızın, sanayi sitemizin KOBİ'lerimize destek vermesi yardımcı olması elinden tutması gerekiyordu.
Önümüzdeki süreçte de İstanbul sanayiden çıkıp "finans merkezi" gibi katma değeri yüksek işlere yönelik çalışmaların olacağı bir kent olma yönünde ilerliyor. O yüzden bizim arkadaşlar "bize kim yardımcı olacak" deyip seçim sürecine ciddi eğildiler ve bu sonuç ortaya çıktı.
İSO diğer odalara nazaran Türkiye ekonomisindeki gelişmeler konusunda daha olumsuz bakış açısına sahip bir odaydı. Bunu Tanıl Küçük'ün açıklamalarında da gözlemlemek mümkün bu "muhalif duruş" İSO'daki seçim depremini de tetiklemiş olabilir mi?
Ben her zaman söylerim; "sanayici, siyasetçi olmaz; sanayicinin, siyasetçi dostu olur." Bu tip odalarda siyaset olmamalı, sanayiciler de siyaset gözlüğü ile bakmamalı. Sanayicinin hükümetle, belediye ile diyaloglarının iyi olması lazım. Çünkü bizler çok büyük işletmeler değiliz.
Büyükler bir şekilde muhataplarına ulaşıp üst kademelerdekilerle dertlerini çözüyorlar. Bizim sanayici arkadaşlarımız ise dertlerini çözemiyor. Sanayicilerin devletle, hükümetle, belediyelerle sıcak durması lazım ama Tanıl Küçük böyle yapmadı. Hükümetle araya mesafeler koydu.
İSO mesafe koyunca, hükümet de mesafe koydu ve KOBİ'ler olarak bizler de koptuk, Tanıl Bey gördü mü bilmiyorum ama bu kopmanın zararını KOBİ'ler gördü. Diyalog kuramadık, sıkıntılar yaşadık. Halen de yaşayan arkadaşlarımız var.
Bİrinci seçim sonrası çok ciddi bir başarı yakaladınız hatta isminiz İSO Meclis Başkanlığı için de geçiyor... Sizin düşünceniz nedir?
Onu arkadaşlar yakıştırıyorlar ama sonuç ne olur bilemem. Bu makamlar önemli makamlar hakkını vermek lazım. Kısmette varsa olur. Aslında bizim olup olmamız sorun değil ama "mutlaka oraya layık bir arkadaşımız başkan olacaktır" diye düşünüyorum.
Erdal Bahçıvan da o görevi zamanında layıkıyla yaptı. Yaptığı çalışmalarda herkesi kucakladı. Bugün başkan adayı olması için tüm sanayiciler bu birlikteliği gösteriyor. İnşallah bundan sonraki arkadaşlar da oralarda o görevi layıkıyla yapar diye düşünüyorum
İTO seçimlerinde İbrahim Çağlar ismi aylar önce ortaya çıkmış ve kazanacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Ama İSO'da elde ettiğiniz bu sonuç beklenmiyordu. Diğer taraftan tüm odaların şikâyetçi olduğu Nace kodları bu devrime de katkıda bulunmuş gibi bir intiba uyandı. Nedir durum?
İSO'da da çok oynama yaptılar. Çok hırpalandı sanayici arkadaşlarımız. Size bir örnek vereyim koskoca döküm sanayi İSO'da temsil edilmiyor. Bu acı bir tablo. Tuttular, dökümcüleri cıvatacılarla aynı yere koydular. Elbette cıvatacılar çoğunlukta ve döküm ile ne alakası vardı, bilmiyorum.
LİSTELERLE BİRİLERİ OYNADI
Sorun kodlamanın sistematiğinden mi yoksa uygulamanın keyfiliğinden mi kaynaklanıyor?
Şimdi kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum. Kim yaptı, nasıl oldu bilmiyorum ama birileri oynadı. Bir örnek vereyim size, Türkiye'nin iki dev demir-çelik kuruluşu biri, İŞTAŞ Demir Çelik diğer Çolakoğlu Demir Çelik... Biri "demirciler" içerisinde ayrı bir grupta diğeri, "civatacılar ve dökümcüler" içerisinde.. İkisi aynı işi yapıyor ikisi de devasa Türkiye'nin en büyük iki firması. Yani sanayide ilk 20'nin içinde olan firmalar bunlar bir grupta değil ayrı yerlerdeler. Bu nasıl olur anlamadım...
Meclis Komitesi Seçimlerinde Tulum Çıkardı
Sizin sporcu geçmişiniz de var. Boks sporu ile uğraşmışsınız. İSO'da da seçimlerde gördüğüm kadarıyla "tulum çıkardınız" 73'e 20 gibi bir sonuç aldınız... Nedir bu işin sırrı?
İyi bir çalışma oldu bunlar biraz da gönül işi, sanayici dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan ikili temaslarımızda, yakın durduk ve sanayicilerimizi ayırt etmedik. Biz sanayici arkadaşlarımızı yalnız senede bir gün görmüyoruz. Sürekli beraberiz, birlikte yaşıyoruz, iç içeyiz. Dertlerimizle sıkıntılarımızla sevincimizle hep beraberiz. Ama büyüklerle KOBİ dediğimiz işletmelerin bir olması bir arada olması mümkün olmuyor. Onları görmeleri bile mümkün değil...
Biz Üyeleri Yılda Bir Görmüyoruz
Bir önceki seçimle kıyasladığınız bu seçimde tablo nasıl? Üyelerin seçime ilgisi, katılımı, muhaliflerin gücü anlamında durum nedir? Bu güne kadar ilgisiz kalan üyeler şimdi sahip mi çıkıyorlar?
Özellikle bu dönemler KOBİ'ler olarak sahip çıkmaya başladık. Rahatsızlıkları var. Dertlerini çözemiyorlar. Yardımcı olacak kimseyi bulamıyorlar. Bulamayınca da buralarda kendilerini görmek istiyorlar. Temsil makamında kendi içlerinden birilerinin olmasını istiyorlar. Yani sorunu olduğunda temas edeceği, telefonlar ulaşabileceği kişiyi arıyor. Benim KOBİ'm bir şirketin, holdingin CEO'sunu nereden bulacak. Bulmaları mümkün değil CEO'lar kendi işlerinde, kendi dertlerinde, kendi firmalarına daha çok kazandırma derdindeler.
Ama bizde öyle değil. Birlikte yemek yiyeceğiz, çay içeceğiz. Piyasayı beraber gezeceğiz. Beraber güleceğiz, beraber ağlayacağız. İşte bu önemli bir etken.
Seçimler sırasında Erdal Bahçivan ile Fikret Tanrıverdi gibi isimler arasında gerginlik de oldu. Bunun için ne diyorsunuz?
Ben o olaylar olduğunda göremedim, orada değildim. Ne olduğunu ve neden kaynaklandığını bilemiyorum. Ama seçim psikolojisinde normal karşılamak lazım...
İSO'nun ağır topu Nuri Tuna'yı devirdiler
Muhalifler tek cephe miydi?
Erdal Bahçivan, Adnan Dalgakıran gibi isimler içimizdendi. Biz geniş bir kitle olarak çalıştık. Yeni arkadaşlar aramıza katıldı. Yaklaşık yüzde 40'a varan bir değişim oldu. Ekmek sektöründen gelenler oldu. Yemek sektörü değişti.
Mesela Nuri Tuna'yı devirdi genç arkadaşlar. Çok büyük bir başarı kazandılar. Nuri Bey güçlü bir adaydı. İSO'nun ağır toplarından biriydi. Önümüzdeki dönemlerde mecliste başkanlık yapacak kuvvette bir arkadaşımızdı. Gençler geldi ve onu devirdiler...
Sabancı, Koç, Borusan gibi üç köklü ve büyük holdinglerin şirketleri de meclise giremedi...
Evet, Koç'un Arçelik'i listeye giremedi ama TOFAŞ'ı girdi. Büyük gruplardan Ülker de yer aldı. Dinçkök'ler yanılmıyorsam bu dönem seçimlere girmediler. Sanırım komitelere de girmediler.
İSO bugüne kadar büyüklerle beraberdi ama orta ve küçük ölçekli işletmelerden uzaktı. İşte o KOBİ'ler de uzakları yakaladı. İstanbul'da bizim 7 tane OSB'miz var. 2 tanesi Avrupa yakasında diğer 5 tanesi İMES'in de içinde bulunduğu Anadolu yakasında yer alıyor. Gebze'deki Türkiye'nin en iyi OSB'si oldu. Bunlarla ilgilenen yoktu. Bunların birlikteliği ile örgütlendiğimiz yerler oldu
Peki yeni dönemde İSO'yu neler bekliyor?
Buralar bize güç kattı. Bu gücü katmasının da bize faydası oldu.KOBİ'ler ağırlığını yönetimde de hissetirmesi de gerekiyor. . Bu süreçten sonra KOBİ'ler ön plana çıkacak. İnşaallah öyle olur ve tek listeli bir seçime gideriz. Tek liste ile gidersek iki tarafı da ayrı yere çekmeden bir araya getirecek liste olur umudunu taşıyorum. Arkadaşlara "şucuydu bucuydu" demeyiz. Tek listenin verdiği rahatlıkla Erdal Bey de güzel bir liste hazırla umudu taşıyorum. Bizim aynı zamanda İTO ve İSO olarak bir araya gelme çabamız da var...
Tanıl Küçük'ün aday olacağına ihtimal vermiyorum
Tanıl Küçük henüz adaylığını açıklamadı. Temayül ne yönde, yani aday olursa sonuçlara etki eder mi?
Ben bu saatten sonra Erdal Bey'in karşına Tanıl Küçük'ün aday olacağına ihtimal vermiyorum. Olmaması da lazım geldiğini düşünüyorum. Çünkü geçen dönemlerde de Erdal Bey, Tanıl Bey'in karşısına aday olarak çıkmadı.
Geçen dönem Bahçıvan "Aday ol" ısrarımıza rağmen reddetti ve "Ben Tanıl Bey varken çıkmam" dedi ve çıkmadı ama bu dönem Tanıl Bey çıkar mı bilmiyorum. Hatta ben "Tanıl Bey yıllarca İSO'da görev yaptı meclis başkanı olarak bu işi taçlandırsın" dedim ama kabul etmediğini duydum. Bunu şimdi değil dört ay önce söyledim.
Anayasa Mahkemesi'nin kararı açıklanana kadar Tanıl Bey her fırsatta "aday olmayacağım" demişti. Ama şimdi durum belirsiz galiba?
Evet bu sözler söylendi. İTO'da söylendi ama sözünde duran Murat Yalçıntaş oldu. "Mahkemeden ne karar çıkarsa çıksın aday olmayacağım" dedi ve olmadı. Ama Tanıl Bey ne der ne düşünür bilemiyorum...
***
İstanbul Sanayi Odası seçimlerinde Erdal Bahçıvan'ın başkanlığına kesin gözüyle bakılırken, Kemal Akar'ın da Meclis Başkanlığı için en güç aday olduğu ifade ediliyor. İSO'da yaşanan KOBi devrimi odanın tarihinde yeni bir sayfa açacak...
Hakan GÖKSEL / Haber 7
Hakan.Goksel@haber7.com
twitter.com/hakan.goksel
-
ali uzun 11 yıl önce Şikayet Etteori ve pratiğin çelişmesi. Sn Akar ve yönetim kurulu mensubu olduğum ve 1000 'e yakın işveren ve 20,000 e yakın emekçisi ile yıllarca gelişmesi için emek verdiğimiz İmes San.Sitesinde Metro alışveriş merkezi ve çok katlı Otel ! inşaatı gibi yatırımlara karar ve destek vererek yapılan söyleşinin ruhuna aykırı işlere imza atmışlardır.Özelikle metal sanayii gibi dış rekabette korumasız bir sektörde varlığını muhafaza etmeye çalışan KOBİ lere yaptıkları icraatların ne gibi katkıları olduğunu öğrenmek isteriz. Amaç kentsel dönüşüm planında binlerce emekçiyi barındıran bu ve bunun gibi siteleri Rezidans'lara dönüştürme yol haritasına katkıdan başka bir şey değildir.Beğen Toplam 2 beğeni
-
VEDAT TAŞ 11 yıl önce Şikayet Ettamam olsun!!!. ne olmuş ak partinin yönetiminde ise ayıp mı bu ?önemli olan ne söylediği söyledikleri doğrumu değil mi?dertler çok mu değil mi ?büyük şirketler çok rahat dertlerini anlatabiliyorlarmı ?eee küçük işletmelere kim sahip çıkacak ?şunu iyi anlamak gerekiyor türkiye artık eski türkiye değil !!!dünya değişiyor türkiyede değişiyor bu değişime kim iyi ayak uydurursa o ayakta kalacak uyduramayan malsef gidecek!!bunu da mevcut iktidarla çekişme halinde olan yönetim yapamaz !!!işbirliği ile dertler çözülecek inş.!!hayırlı olsun inş.Beğen Toplam 2 beğeni
-
hakanasil 11 yıl önce Şikayet Etya edebiyatı bırak kemal bey. akparti olmasa sana kim oy verirdi. akparti il yönetiminde olduğunu bilmeyen yok sanki. il yönetiminden VEKİL olmak istedin izin alamadın. şimdi de konuşuyon. Yalçıntaş kazansın diye yırtındık. ama adam aristokrat çıkı. sende aynısı olacaksınBeğen Toplam 4 beğeni