Seçim sonrası Arap sermayesi Türkiye'de

Ortadoğu araştırmacısı Yusuf Katipoğlu, Arap dünyasının seçim gecesi sabaha kadar dua ettiğini söyledi.

Seçim sonrası Arap sermayesi Türkiye'de
Seçim sonrası Arap sermayesi Türkiye'de
GİRİŞ 05.11.2015 13:17 GÜNCELLEME 05.11.2015 13:17
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Taha Dağlı'nın haberi

Körfez sermayesi için en güvenli limanın Türkiye olduğunu vurgulayan Katipoğlu, Suudi Arabistan Kralı Selman’ın da, Mısır darbesini destekleyenleri tasfiye ettiğini söyledi.

SEÇİM SONUÇLARI ORTADOĞU’DA BÜYÜK YANKI BULDU

-Evet, biliyorsunuz Pazar günü Türkiye için bir bayram günüydü. Çünkü Türk halkı istikrâra ‘’Evet’’ demiş oldu. Ve bu sonuçlar sadece Türkiye içinde değil, yurtdışında özellikle Arap Alem’inde ciddi bir şekilde yankı buldu. Ak Partinin zaferi Mısır, Filistin, Irak’taki tüm mazlumlar ve buralarda hürriyetini arayan insanlar tarafından sevinçle kutlandı. İnsanlar ellerinde Türk Bayrakları sokaklarda sabahlara kadar bu zaferin mutluluğunu yaşadı. Sebebi ise net bir şekilde şudur. Ak Parti sadece Türkiye’nin partisi değildi. Ortadoğu’da o mazlumların sesiydi. 2002 yılından bu yana onların dertleriyle ilgilenen, onların meselelerini uluslararası platformlara taşıyan bir tek Türkiye vardı, bir tek Ak Parti vardı. Bu sebeple Ak Parti’nin kazanması onlar için bir umut ışığı oldu. Gece boyunca dua edildi, şükredildi.

KRAL SELMAN, DARBECİLERİ TASFİYE ETTİ

- Öncelikle bu olayları iyi okumak lazım. Eskiden de Krallık ailesinin politikasında Mısır’a tam destek söz konusu değildi. Fakat son zamanlarda Kral Abdullah’ın danışmanları tarafından bir takım destekler yürütülüyordu. Çünkü son 3 yıldır Kral Abdullah’ın ciddi bir hastalığı vardı. Dolayısıyla Mısır’a destek konusu bizzat kendi şahsi isteği değildi. Hükümetin Mısır tutumu, Krallık Divan Başkan’ı Muhammed Al Tuwaijri’nin yürüttüğü bir projeydi. Kral Selman’ın gelmesiyle ilk yapılan iş ilk 24 saat içerisinde Al Tuwaijri’nin azledilmesi oldu. Al Tuwaijri’nin görevden alınması alttaki tüm bürokratların tutumunu da değiştirmiş oldu. Kral Selman’ın bu konudaki tavrı Mısır Halkı’nın isteği ile de doğru orantılıydı. Yeni Kral sonrasındaki süreçte icraatleriyle Mısır yönetimine maddi açıdan da destek verilmeyeceğini belli etti. Zaten Arabistan’ın Mısır’a destek olması doğru bir hamle değildi. Arabistan, petrol fiyatlarının düşmesi ve Yemen’de devam etmekte olan savaş sebebiyle ekonomik olarak geçen seneye nazaran rahat bir durumda değil. Bu sebeple maddi desteği geri çekmeleri gayet normal diyebiliriz. Ancak bunlar şunu da gösteriyor ki Arabistan Kralı Selman’ın siyasi tutumu eskisi gibi devam etmeyecek. Bunu farkeden Batılı güçler ciddi rahatsızlık duyuyor. Yani Mısıra destek verdirmek isteyen Amerika ve Avrupa en başta da İsrail burada Arabistan’a ciddi bir baskı uygulamaya başladılar. Hatta bazı Yahudi medya kuruluşları özellikle İsrail medyası Kral Selman hastalandı, akli dengesi yerinde değil, alzheimera yakalandı gibisinden bir takım şaibeli, aslı olmayan haberler yaymaya, Krala karşı anti kampanya yapmaya başladılar. Maksat bu tip meseleler sonucunda Kralı yıpratmak ve onu indirmeye çalışmaktı. Ama şu an Arabistan hükümeti bunun farkında. Arabistan türkiye ile olan ilişkisini güçlendirmeye çalışıyor. Mısır konusunda dış politikasında bir değişiklik olacağını düşünmüyoruz.

İRAN’IN SUUDİ ARABİSTAN’LA DERDİ NE?

Şimdi biliyorsunuz ki Suudi Arabistan’ın sünni mezhebine mensup olmasından dolayı ve Mekke ve Medine’nin Arabistan’da olmasından dolayı İran hoşnut değil ve rahatsızlık duyuyor. Bu birinci sebep ve bu ayrıca ezeli bir meseledir. Aslında İran, her seferinde ya olay yaratmak için uğraşır ya olan hadiseleri büyütmeye çalışır ya da müdahale eder. Bunlardan bir tanesi mutlaka gerçekleşir ve biz buna alıştık. Biliyorsunuz 18 sene önce de böyle olaylar yaşanmış 400 kişi hayatını kaybetmiş ve İranlılar oralarda çok ciddi eylemler yapmıştı. Yani İran bu işin provakatörlüğünü yapmaya çalışmakta. Mina hadisesinde tabi ben Mina’daydım ve orada yaşanan hadise çok büyütülecek bir hadise değildi fakat İran bunu uluslararası bir mesele haline getirmeye çalışıyor ve müdahil olmaya çalışıyor. Zaten bu konudaki amacı farklı. Orada 1000’e yakın hacı vefat etti. Gördüğümüz manzara, bazı tedbirlerin alınması gerekiyordu. Hacıların gelmeden önce eğitim alması gerekiyordu, eğitilmesi, yönlendirilmesi lazımdı. Ve şu da bir gerçek ki Türkiye’nin tutumu, kesinlikle ‘’Bu Suudi Arabistan’ın bir iç meselesidir, karışmamak lazımdır, Arap hükümeti en iyisini yapmaya çalışıyor. Hatalar vardır, Suudi yetkililer o hataların hesabını soracaklar ve telafisini yapacaklar. Hiç kimse de Arabistan’a müdahalede etmekte söz sahibi değildir. İran’ın hoşuna gitmedi. İran zaten başka ülkelere müdahale etmek için, bir şekilde karışmak için olaylar arar. Mina’da yaşananlar onlar için altın bir fırsattı fakat olay orda kapanmış oldu. Şu anda Arabistan İran ile arasındaki bu problemi diplomatik yollarla çözmeye çalışıyor.

SUUDİ PRENSLERLE İLGİLİ MAGAZİNSEL İDDİALAR NEDEN SÜREKLİ GÜNDEMDE TUTULUYOR?

Yani bu olaylar var. Ben size şunu söyleyeyim. Bizim sağlıklı bilgi alma sıkıntımız var. Hadise nerede yaşanıyor? Beyrut’ta yaşanıyor. Kiminle ilgili? Beyrut’ta bir Prens ile ilgili. Bu haberin sağlık durumunu bilemiyoruz. Her okuduğumuz haber doğru olduğu anlamına gelmiyor maalesef. Mesela Türkiye hakkında çok ciddi yalan dolan haberler dolaşıyor Arap Medyası’nda. Ak Parti, Erdoğan ve Davutoğlu hakkında. Bunları ciddiye almamalıyız. Ben bu konuda açıklama yapamam. Doğruluğu veyahut yanlışığını bilemeyiz. Çünkü çıkan haberler ve özellikle o bölgedeki medya taraflı haber yapıyor. Suudi Arabistan lehine ya da aleyhine. Kesinlikle tarafsız değildir. Bu konuyla ilgili şu anda bizim de sağlam kaynaklardan aldığımız net bir bilgi bulunmamaktadır.

SUUDİ SERMAYESİ ROTAYI TÜRKİYE’YE ÇEVİRDİ

Şu anda Türkiye sadece arapları değil tüm dünya ülkelerini davet ediyor yatırım yapması için. Türkiye, bir yatırım ülkesidir. Türkiye, fırsatlar ülkesidir. Sadece araplar için değil herkes için geçerli bu. Son dönemde Türkiye’de ciddi yatırımlar yapılmıştır. Net rakamlar söyleyeyim. 1923 yılından 2000 yılına kadar yapılan yatırımın toplam miktarı 1 Milyar 200 milyon’du. 80 Yıllık Cumhuriyet tarihinde 1.2 Milyar yatırım yapılmış sadece. 2002 yılından 2012 yılına kadar bu rakam 165 Milyar’a çıktı. Dolayısıyla bu dış yatırımları ülkeye getirmeye devam etmek lazım. Bu paralar ülkedeki yoksulluğu azaltır, ülkedeki işsizliği temizler, Türk parası ciddi bir güç kazanır. Bu iktidar ile beraber Türkiye, Dünya’da Çin’den sonra en fazla yabancı yatırım çeken ülke olmuştur. Bu çok önemli bir noktadır. Arap Dünyası’nda 1 numaradır, doğrudur. Biz buraya Arapları çağırıyoruz. Buyurun gelin, gayrimenkul satın alın diyoruz. Yatırım yapılacak alanlar var deyip Dünya’yı teşvik ediyoruz. Özellikle İstanbul’da mega projeler var. 3. Havaalanı yapılıyor, köprüler yapılıyor, tüneller yapılıyor. E tabiki bunu inşaat şirketleri, yatırımcılar görüyor bu topraklara geliyor hizmet veriyor ve gidiyorlar. Burada tek taraflı kazanç olmuyor. İki taraf da kazanıyor. Yatırımcı da memnun oluyor, Türkiye de. Amerika ve Avrupa yıllarca Araplarla bu şekilde ilişkilerini sürdürdü. Onlar bu ilişkilerde bulununca sorun yok fakat Türkiye bunu yapınca böyle söyleniyor maalesef. Biz bunlara kulak asmıyoruz. Bizim için şu anda Türkiye, 2023 Büyük Türkiye hedefine doğru adım adım yürüyor. Onun için bu yatırımları destekliyoruz ve devam edeceğini de ümit ediyoruz.

YORUMLAR 2
  • Hasan 8 yıl önce Şikayet Et
    1 Kasım sonrasında Arap sermayesinin Ülkemize Oluk Oluk akacağını bende tahmin ediyorum.Çünkü 11 Eylül'den sonra Müslümanlara özellikle Araplara Hıristiyan dünyasının bakışı nefret dolu.En güvenilir ülke İktidarda Ak Parti zihniyeti olduğu sürece Türkiye durmakta.
    Cevapla
  • Rfk 8 yıl önce Şikayet Et
    Hadi inşallah
    Cevapla