Doğan bankayı nasıl aldı nasıl sattı?

Ayın Doğan'ın 1994'te İş Bankası'ndan aldığı Dışbank'ın çarpıcı bir öyküsü var. Krizlerden nasıl sıyırdı, banka kredisiyle Petrol Ofisi nasıl alındı? Dışbank'ın dünü ve bugünü.

Doğan bankayı nasıl aldı nasıl sattı?
Doğan bankayı nasıl aldı nasıl sattı?
GİRİŞ 13.04.2005 08:00 GÜNCELLEME 30.05.2020 04:36

Dışbank'ın satışı pek çok başarılı öyküden oluşmuştur. İlk başarı, Doğan Grubu tarafından İş Bankası'ndan Dışbank'ın satın alınmasıdır. İş Bankası, Dışbank'ı önce Lapis'e satmıştı. Ancak Lapis taksitlerini ödeyemeyince İş Bankası bankayı geri aldı. Sonra Doğan Grubu'na 20 Kasım 1994'te Frankfurt şubesi kanalıyla libor artı 2 faizli, biri 6 yıl diğeri 7 yıl olmak üzere 7'şer milyon dolarlık iki kredi verdi. Doğan Grubu da bu krediyi peşinat yaptı ve 90 milyon dolara Dışbank'ı satın aldı. Bugün 1 milyar dolara satılan işte bu bankadır .

 

 

İkinci öykü, bankaların yüksek devlet kağıdı portföyüyle yakalandığı krizde Dışbank nakite çoktan dönmüştü. Az hasarla atlatıldı.

Petrol Ofisi kurtardı!

 

 

Üçüncü öykü, Doğan Grubu'nun İş Bankası ile birlikte satın aldığı Petrol Ofisi nedeniyle üstlendiği borçlardan kurtulma operasyonuna ilişkindir. O dönem 300 milyon dolar özsermayesi olan bankadan 200 milyon dolar Petrol Ofisi'nin satın alınması için kullanılmıştı. Borç, Doğan Holding'in yüzde 50 ortak olduğu İşDoğan şirketi tarafından ödenecekti. Ekonomik kriz nedeniyle Doğan'ın borç ödeme potansiyeli riske giriyordu. Bu noktada İşDoğan ile Petrol Ofisi birleştirilerek sorun çözüldü.
Borçlar Petrol Ofisi'nin üzerine yıkıldı ve sıkıntı aşıldı. Böylece bankanın grup kredi riski, önemli ölçüde geriledi.

 

 

Dördüncü öykü, Dışbank Hollanda'nın, Halit Cıngıllıoğlu ile Doğan'ın birlikte satın aldığı Hollanda Demir Halk Bankası'na 50 milyon dolara satılmasıydı. Bu para da Dışbank'ın özsermayesini güçlendiren bir etki yaptı.

 

 

Beşinci ve en önemli öyküyü ise bankanın yöneticisi konumundaki Tayfun Bayazıt ve arkadaşlarının yönetim tarzı oluşturuyor. Bir başka olumlu faktör de Doğan Ailesi'nin bankadan içeri girmeyen tutumları herhalde.

Bankaların değeri yükseldi

 

 

Bir öykü de bu satış hikâyesinin (SPK'ya rağmen) gizli tutulmasıdır. Ortada 'Fortis dün Türkiye'ye geldi, bankayı gördü, beğendi ve bugün el sıkışıldı' gibi imkânsız bir görüntü var.

 

 

Her şeye karşın, Aydın Doğan'a şapka çıkarıyorum. İlk gördüğümde de kendisini bir Türk vatandaşı olarak tebrik edeceğim . Neden mi?

 

 

1) Dışbank 1 milyar 280 milyon dolarlık bir fiyattan el değiştiriyor. Banka bankacılık sektörünün (300 katrilyon lira) yüzde 2.4'ünü kontrol ediyor. Fortis, her yüzde 1'lik piyasa payına yaklaşık 550 milyon dolar bedel ödeyecek.

 

 

2) Aynı parametre, Türk Ekonomi Bankası'na yabancı ortak gelirken neydi? BNP Paribas, Ekonomi Bankası'nın yüzde 50'sini 432 milyon dolarlık bedel üzerinden satın aldı. TEB'in bankacılık sektöründen aldığı pay sadece yüzde 1.2 idi. Her yüzde 1'lik pazar payı için ödenen bedel 360 milyon dolar oldu.

 

 

3) Yani Doğan, Türk bankalarının satın alınma değerlerini önemli ölçüde yükseltti.

 

 

4) Ama bu arada pazar payı yüzde 8.4 olan Yapı Kredi Bankası'nın ne kadar ucuza el değiştirmek üzere olduğu da anlaşıldı. YKB'nın yüzde 1'lik pazar payı için teklif edilen rakam 321 milyon dolar. Dışbank'a göre yüzde 41 daha ucuza gidiyor
(Üstelik YKB'nin kredi kartı pazarındaki payı olağanüstü).

 

 

5) Ayrıca bu satış, Türk basınının güven endeksindeki yerlerde sürünen imajını düzeltecek. Doğan Grubu günlük gazete tirajlarının yüzde 41'ini kontrol ediyor. Ciner Grubu ise yüzde 31'ini (ortalama günlük tiraj 4 milyon adet). En büyük reklam mecrası olan Hürriyet'in tiraj pazarından aldığı pay yüzde 11.9, Sabah'ın ise yüzde 11 (hafta içi tirajdan hesaplanmıştır). Artık Türk basını bankasız kalmıştır. Bunun anlamı, basın kuruluşlarının finans gücünü (banka sahipliği) kullanarak rekabette avantaj sağlama devri tamamen kapanmıştır. (Yavuz Semerci / Sabah)