Kuran Grup'tan proje tanıtımı

İnşaat sektöründeki müthiş durgunluğu aşabilmek için yeni açılımlar deneyen Kuran Grup Genel Müdürü Fatih Kuran kahvaltılı basın toplantısında yeni projeyi basın mensuplarıyla paylaştı...

Kuran Grup'tan proje tanıtımı
Kuran Grup'tan proje tanıtımı
GİRİŞ 01.07.2008 15:41 GÜNCELLEME 01.07.2008 15:41

İnşaat sektörü şişti, satışlar durdu ama genç girişimciler farklı metotlara yöneldi Doğru müşteri, doğru tercih, doğru proje İnşaat sektöründeki müthiş durgunluğu aşabilmek için yeni açılımlar deneyen Kuran Grup Genel Müdürü Fatih Kuran, “Bir projeyi sattıran onun fiyatı değil, o ürünün doğru müşteriye ulaşmasıdır. Kapınıza müşteri gelmesini beklemektense, projeyi doğru insanlara ulaştırmanız gerekir” diye konuştu.

kullan

Tatil kültürünün algıları değiştirilmeli

Aynı zamanda alternatif turizm alanında yaptığı başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Kuran Group Genel Müdürü Fatih Kuran, inşaat sektöründeki durgunluğu aşmak için farklı pazarlama yöntemlerini devreye soktuklarını söyledi. Sektörde son birkaç yıldır özellikle banka kredilerinin de kullandırılmasıyla hareketli bir dönem yaşadığını, fakat kredi faizlerinin artması, ödeme zorluklarının ortaya çıkmasıyla sektörün durgunluğa yöneldiğini dile getiren Kuran, “Biz, bu durgunluğu aşmak için dünyanın sayılı emlak şirketlerinin uyguladığı sistemi devreye soktuk. Sistemin özeti aslında şu: Uygun ürünü, uygun müşteriyle buluşturma. Aslında üretilen her şeyin muhakkak bir müşterisi vardır. Önemli olan bu müşteriye ulaşmak ve şartları doğru şekilde ortaya koyarak, ödeme sistemlerini doğru biçimde yansıtarak bu ürünü pazarlamaktır. Bugün, inşaat sektörünün yaşadığı en önemli sıkıntı, pazarlama sorunudur. İnşaat firmaları, büyük projeler üreten, toplu konutlar üreten müteahhitlerin kullandıkları en belirgin pazarlama yöntemi, gazete, dergi ve televizyon mecrasına reklâm verip, müşterinin ayağına gelmesini beklemektir. Oysa bu yöntem çoğu kez, uygun müşterinin uygun projeyle buluşmasına engeller çıkarabilir. Çünkü, her projenin kapasitesi, her projenin fiyatlandırması ayrı bir metodoloji izlenmesini gerektirir.” diye konuştu.

PROJEYİ SATTIRAN FİYATI DEĞİLDİR Kuran, “Bizim yaptığımız, dünyada uygulanan sistemin Türkiye’de de aynen kullanılması. Öncelikle bilgi işlem servisindeki arkadaşlarımız, çok farklı bir piyasa taraması yaparak, derinlemesine bir müşteri portföyü oluşturuyorlar. Oluşturulan müşteri portföyü, pazarlama departmanındaki satış sorumlusu arkadaşlarımıza sunuluyor. Bu arkadaşlarımız müşteriyle irtibata geçerek, öncelikle projenin tanıtımı ve lansmanını sağlamak üzere randevulaşıyor. Daha sonra, elimizdeki proje müşteriye kapsamlı bir brifingle sunuluyor. Müşterimiz eğer ayağına kadar giderek yaptığımız bu sunumu beğenirse, aynı zamanda projeyi de yerinde görmek üzere projenin asıl sahipleriyle bir ortaklaşa randevu ayarlanıyor. Bu randevuda özellikle aile fertlerinin tamamının olması da talep ediliyor. Çünkü ev ihtiyacı insanın her zaman karşısına çıkan bir ihtiyaç değil. Ve ev, konut bir ailenin ortak yaşam alanı. Çocukların, ebeveynlerin, büyüklerin bu konutu hep beraber beğenmesi ve ortak bir karar ekseninde buluşması gerekir. Son aşamada eğer aile projeyi beğenirse, proje sahibiyle burayı beğenenin arasında doğru bir sözleşme yapılması. Bana göre, bir projeyi sattıran projenin ve ürünün fiyatı değil, o projenin doğru insanla, doğru müşteriyle buluşturulmasıdır” diye konuştu.

kullan

 

‘BİZ, MÜŞTERİMİZE FİYATLA GİTMİYORUZ’ Yaptıkları işin sırrını, “Kutuplarda buzdolabı, ekvatorda soba satamazsınız” diye özetleyen Kuran, “Biz, müşterimize fiyatla gitmiyoruz. Biz müşterimize hayatının sonuna kadar yaşayacağı bir mekânı doğru verilerle tanıtmak üzere gidiyoruz. Buradaki arkadaşlarımızın her birisi konusunda uzmandır, her birisi sektörde yıllarca deneyim ve tecrübe sahibidir. Aramıza katılacak arkadaşlara da bu işin eğitimini vererek, sektöre yeni bir açılım getirmek için çabalıyoruz” açıklamasını yaptı.

kullan

KENTSEL DÖNÜŞÜM KAYNAKLI KONUT İHTİYACI ARTACAK Fatih Kuran, İstanbul’un nüfusunun 2015 yılında 14,5 milyona ulaşacağını, belirterek, “İstanbul'da 2005 yılı itibarıyla toplam 3,43 milyon konut bulunuyor. Bunların yüzde 50'si ruhsatlı olmayan, standardı ve kalitesi düşük konutlardan oluşuyor. İstanbul'da 2015 yılına kadar 2 milyon 133 bin konut ihtiyacı olacağı tahmin edilmektedir. Hane halkı sayısındaki artışa bağlı konut ihtiyacı 1,18 milyon olacak. Bina yapım yılları ve fizikî durumları dikkate alındığında konut kullanımından çıkacak konutların yerine yapılması gereken yenileme amaçlı konut ihtiyacı ise 10 yıl için 171.500. Deprem risk kaynaklı konut ihtiyacı ise 182 bin. Ruhsatlı ve en azından asgari kalite ve standartta konutların üretimini hedefleyen kentsel dönüşüm kaynaklı konut ihtiyacı ise 600 bin olarak tahmin edilmektedir. Konut kredi hacminin 2015 yılına kadar Gayri Safi Milli Hâsıla’nın yüzde 15'ine ulaşacağı ve bugünkü değerlerle 118,5 milyar YTL olacağı öngörülen raporda, bu oranın banka aktiflerinin içinde yüzde 12'ye çıkması bekleniyor. On yıllık dönemde ilave kullandırılacak kredi büyüklüğü ise 106,2 milyar YTL'ye ulaşacak ve bunların ortalama 75 bin YTL büyüklüğünde olması halinde 1,42 milyon adet konut kredisi verilebilecek” açıklamasını yaptı.

kullan

İSTANBUL’UN SINIR BÖLGELERİ PROJELERE UYGUN

Fatih Kuran, durgunluk dolayısıyla esneme imkânı da kalmayan konut piyasasını hareketlendirmek için, profesyonel satış firmalarının önümüzdeki dönemde çok önemli işlevler üstleneceğini belirterek, “Emlak sektöründeki şişmenin patlamadan durdurulması gerekiyor. Biz doğru müşteri, doğru proje sistemiyle piyasanın hareketlenebileceğini zannediyorum” diye konuştu.

Fatih Kuran şöyle devam etti, “Konut arzı önündeki en önemli engelin yeni arsa üretiminin sınırlı olduğuna dikkat çekilen rapora göre 2004 sonu itibarıyla İstanbul'da yapılaşma için elverişli 2 bin 025 km2 kamu arazisi bulunuyor. Silivri, Tuzla, Çatalca, B.Çekmece, Sarıyer, Beykoz’un yeni ilave konut alanları olması bekleniyor. Konut piyasasında A tipi lüks konutlarda doygunluğa ulaşılacak. Sınırlı talep ile fiyat artışları sınırlı kalacak, hatta fiyatlar gerileyecek. B tipi standart ve nitelikli konutlar talebi ise hızla genişleyecek. İstanbul, artık yatay değil, dikey büyümek zorundadır. Özellikle, şehir içinde, imar-iskân planlarının revize edilemeyecek noktalarında, artık binalar yıkılıp, yerine daha yüksek binalar dikmekten başka şans kalmamıştır. Bunun için, özellikle İstanbul’un sınır bölgelerinde toplu konut projelerinin ortaya çıkmasını bekliyoruz”

 

 

Fatih Kuran, “Tatili sadece ‘deniz ve kum’ ekseninde takdim eden anlayış dolayısıyla, insanımızda yeterli bir tatil bilinci oluşmadı. Türk insanı, kendisine takdim edilen bu tatil anlayışının dışında tatil olmadığını düşünür hale geldi. Oysa, tatil, çok farklı bir yelpazede, çok farklı aktiviteleri içinde barındıran, insanı çok yönlü olarak vaktini değerlendiren etkinlikler yumağıdır” dedi.

 

Türkiye’de tatil kültürünün tam anlamıyla yerine oturmadığını belirten Kuran Grup Genel Müdürü Fatih Kuran, “Tatili sadece deniz ve kum ekseninde takdim eden anlayış dolayısıyla, insanımızda yeterli bir tatil bilinci oluşmadı. Türk insanı, kendisine takdim edilen bu tatil anlayışının dışında tatil olmadığını düşünür hale geldi. Oysa tatil, çok farklı bir yelpazede, çok farklı aktiviteleri içinde barındıran, insanın çok yönlü olarak vaktini değerlendiren etkinlikler yumağıdır” dedi.

İnsanlarımızın yaz aylarında ya memleketlerine giderek, ya da tüm imkânlarını kullanarak bir tatil beldesine gitmek için çabaladığına dikkat çeken Kuran, “Belli hassasiyetlere sahip insanların, dinlenebilecekleri, gezebilecekleri ve aynı anda dini hassasiyetlerinin gereklerini yerine getirebilecekleri tatil yöreleri de çok sınırlı. Türkiye’de sadece kendilerine ait algıları bulunan bir kesimin tatillerini yapabileceği sahil kesimlerinin olması, bu bağlamda bazı insanların da tatil kültürüyle tanışmasına engel oluyor. İşte bunu kırmak ve yerli turizm potansiyelini harekete geçirmek için, yepyeni bir anlayışla bir şeyleri değiştirmek gerekiyor” dedi.

Kuran, “Alternatif turizm, özellikle son yıllarda ortaya çıkan bir kavram. Türkiye’de muhafazakâr ve belli hassasiyetlere sahip insanların maalesef tatil ihtiyaçlarını giderebilecek yerler çok sınırlı. Koskoca Marmara bölgesinde bir Kuzuluk bir de Armutlu var. Belirli bazı insanların bir araya gelerek yaptıkları siteler var ama bunlar tatil formasyonuna uygun değil. Bizler sektöre girdiğimiz günden bu yana özellikle Armutlu’da yaptığımız çalışmalarda müşterilerin bir numaralı tercihi haline gelmeyi başardık. Verdiğimiz kaliteli hizmeti, aynı zamanda güven unsuruyla birleştirerek sektörde marka olduk” açıklamasını yaptı.

Türk insanının örfünden, ananesinden, geleneklerinden kopuk bir tatil istemediğini kaydeden Kuran, şöyle devam etti:  “Tatil anlayışını sadece birilerinin sundukları ile sınırlamak yanlıştır. Tatilde, dağ turizmi yapabilirsiniz, kültür turizmi yapabilirsiniz, mistik turizm yapabilirsiniz. Fakat tatil denilince, son yıllarda sadece, televizyon ekranlarımızda da hiç görmek istemediğimiz görüntüler eşliğinde, kumsallar, sahiller ve turistler takdim ediliyor. Kim ne derse desin, tatil yörelerinde her türlü imkânın bulunduğu 5 yıldızlı hoteller var ama bizim insanımız bu tür mekânlarda evinin sıcaklığını bulamıyor. Bizim insanımız bir yere giderken toplu olarak gidip, dost ve muhabbet ortamını arzuluyor. Çoğu zaman insanlarımız tatili, ailenin bir araya geldiği ve yıl boyunca yapamadıkları istişareleri yapabildikleri bir ortam olarak kullanıyor. Böyle bir şeyi otelde yapma imkânınız yok. Tatil, sadece denize girmek değildir. Dinlenmektir, koşmaktır, gezmektir, farklı aktiviteleri hep birlikte yapabilmektir, aynı zamanda uygun ortamlarda ibadetini de yerine getirebilmektir. İşte biz bunları sunmaya gayret ediyoruz. ” dedi.