İş dünyası temsilcileri Merkez Bankası kararını değerlendirdi

Merkez Bankası, politika faizi kararını açıkladı. Buna göre, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 200 baz puanlık artışla yüzde 17'den yüzde 19'a yükseldi. Karar sonrasında iş dünyası temsilcileri Merkez Bankası faiz kararını değerlendirdi.

İş dünyası temsilcileri Merkez Bankası kararını değerlendirdi
İş dünyası temsilcileri Merkez Bankası kararını değerlendirdi
GİRİŞ 18.03.2021 15:40 GÜNCELLEME 18.03.2021 16:43
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Merkez Bankası mart ayı faiz kararını açıkladı. Banka, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 200 baz puanlık artışla yüzde 17'den yüzde 19'a yükseltti. Ekonomistler faizde 100 baz puan artış bekliyordu. Dolar/TL, TCMB faiz kararının ardından 7,4760 seviyelerinden hızla gerileyerek 7,3280 ile 2 haftanın en düşük seviyesini gördü. Karar sonrasında iş dünyası temsilcileri Merkez Bankası faiz kararını değerlendirdi. 

TAHMİNLERİN ÜZERİNDE BİR ARTIŞ OLDU

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan'ın Merkez Bankası'nın faiz kararına ilişkin açıklaması şöyle:

Hatırlanacağı üzere Şubat 2021 dönemine ilişkin tüketici fiyatları artışı %15,61 ile son 19 ayın, yurtiçi üretici fiyatları artışı ise %27,09 ile son 21 ayın zirvesini görmüştü. Bu dönemde çekirdek enflasyon göstergeleri de enflasyondaki artışın süreceğinin sinyalini vermişti.

Son dakika haberi: Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

Aynı zamanda son dönemde küresel tahvil getirilerindeki yükselişe bağlı olarak TL’nin de baskı altında kaldığını görmüştük. Bu gelişmeler ışığında piyasalarca T.C. Merkez Bankasının faiz artırımı kararına kesin gözüyle bakılmakta ve buna göre bir pozisyon alınmaktaydı.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan

Elbette 100 baz puan çevresinde yoğunlaşan tahminlerin oldukça üzerindeki bu artış piyasaların beklediği bir gelişme değildi. Bu noktada başta gıda ve emtia olmak üzere küresel piyasalardan kaynaklanan fiyat artışlarının T.C. Merkez Bankasının etki alanının dışında kalması sebebiyle, enflasyonla mücadelenin yalnızca politika faizi enstrümanı ile sürdürülmesinin yeterli olmayacağı kanaatindeyiz.

Konjonktür gereği yapılan ve aslında TCMB’nin hem Merkez Bankacılığının temelini oluşturan beklenti yönetimi hem de Türkiye'nin CDS primlerini iyileştirme politikasının sonucu olarak girdiği bu patikada önden yüklemeli faiz artışının piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde bir düzeyde gerçekleşmesiyle, bundan sonra atılacak adımların iş dünyasının yatırım hevesi ve borç yapılandırması adına nasıl bir seyir izleyeceğini görmek gerekecektir.

1,9 trilyon dolarlık bir ABD teşvik paketi ardından dünyada artan dolar arzı karşısında gelişmekte olan piyasaların bu akımdan olumlu anlamda pay almaları ve kendi para birimlerindeki değerlenme sürecini destekleyici politikalara başvurması anlaşılır bir durumdur. Ancak burada iki önemli husus söz konusudur:

Yüksek faizin iyi iç piyasadaki talep üzerindeki etkisi ve dış ticaretin cari denge adına olumlu işletilmesi için uygun Dolar/TL düzeyinin bulunması. Bir başka beklenti ise Merkez Bankasının dolarizasyon yönetimi konusunda atacağı adımlar ve dolar alım ihalelerinin ne zaman başlayacağıdır. İş dünyası olarak bu endişeleri taşımakla beraber, alınan kararın bilhassa yurtdışı piyasalarda TCMB bağımsızlığı ve yönetişim itibarı açısından olumlu neticeler getirmesini temenni ederiz. Neticede bu geçici bir süreçtir ve enflasyon hedeflerinin tutması adına rahatlatıcı verilerle beraber faizde indirim sürecinin de bu kez kalıcı bir şekilde sağlanması için uygulanan konjonktürel bir zorunluluk olarak değerlendirmek isteriz.

MÜSİAD olarak; söz konusu artışla birlikte %19 seviyesine yükselen politika faizinin ekonomik aktivitedeki canlılığı baskılamaması adına, geçtiğimiz günlerde konut satışlarında taksit sayısı sınırlaması kaldırılması ve otomobil satışlarındaki sınırın esnetilmesi örneklerinde olduğu gibi, ilave adımların atılacağını temenni ediyoruz.

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Reform Paketi de ekonominin yönünün pozitifte tutulması noktasında reel sektörün elini rahatlatacaktır.

Reformların açıklanmasının ardından yapmış olduğumuz açıklamalarda ifade ettiğimiz gibi, yeni dönemde en büyük önceliğimizin fiyat istikrarı olması, iş dünyasını için memnuniyet vericidir. Bu kapsamda enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek, gerekli politikaları belirlemek ve yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesi'nin tesis edilecek olmasını oldukça önemsiyor; kalıcı bir fiyat istikrarının sağlanabilmesi adına enflasyonla topyekûn bir mücadeleye girişmenin önemini vurguluyoruz.

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın

ASKON BAŞKANI AYDIN: YÜKSEK FAİZ CANIMIZI YAKIYOR

Yüksek faizin canlarını yaktığını belirten Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, "Yatırıma ve harcamalara ihtiyacımız olduğu bir ortamda faiz artışı yaşanması canımızı yakıyor. Bu alanda farklı kategoride yeralmak ise canımızı sıkıyor" dedi.

ASKON  Genel Başkanı Aydın konuya ilişkin şunları ifade etti:

Merkez Bankası enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki riskler dikkate alınarak önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiğini belirterek politika faizini baskılayıcı unsur olarak arttırma yönünde karar verdi. Lakin ülke olarak istihdamın artması, ekonomi çarklarının hızlanması açısından yatırım ve harcamalara ihtiyacımız var. Faizler yukarı yönde olduğu sürece yatırım ve harcama ortamından bahsetmek çok zor. Birçok sektör bu karardan olumsuz etkilenmektedir. İnşaatçı binalarını, otomotivci otomobilini satamaz. Hakeza hane halkı ve küçük esnaf pandemi döneminde sıkıntı çekmektedir. Yatırım yapmak isteyen de riske girmeyi tercih etmeyip cazip faizle kolaya kaçmayı tercih eder.  Yüzde 19’a çıkan bir politika faizi bu alanda bizi ayrı bir kategoriye sokuyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri eksi değerlerde faiz politikası yürütürken, ekonomik ambargo altındaki İran ile bile yarışır seviyeye geldik. Bu da açıkçası canımızı sıkıyor.

ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman

ABARTILI FAİZ ARTIRIMI

ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman, TCMB’nın yaptığı faiz artımının ziyadesiyle abartılı olduğunu ve bunun maliyetinin döviz riskinden çok yüksek olacağından endişe duyduklarını ifade etti.  

Danışman yazılı olarak yaptığı açıklamada, TCMB’nin politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 19 seviyelerine çekme kararı aldığını, bu kararın kendisine göre bir kısım gerekçelerinin olduğunu ancak çok fazla finansal etkiler hesaba katılarak karar oluşturulduğunun anlaşıldığını belirtti.

ASRİAD Genel Başkanı açıklamasının devamında şunları söyledi:

“TCMB, politika faizini 200 baz puan artırarak % 19 seviyesine çekme kararı aldı. Bu kararın kendisine göre bir kısım gerekçelerinin olduğu açıklamadan anlaşılmaktadır. Ancak çok fazla finansal etkiler hesaba katılarak karar oluşturulduğu anlaşılmaktadır.   Finansal yapının önünde çok önemli iki sorun var; Cari açık ve dolarizasyon. Cari açığı kontrol etmek, ters dolarizasyonu sağlamak amacıyla yüksek risk içerikli faiz kararı ortaya çıkmıştır.  Bu aslından kötülerden kötü beğenmek anlamına gelmektedir.  Bu faiz oranları serbest piyasalarda % 25’lere dayanacaktır. Bu rakamlarla hiç kimsenin yatırım yapması, kredi kullanması ve geleceğe dönük risk alması söz konusu olamaz. Tam aksine bu durum, ciddi bir durağanlık getirecektir.   İşin özü döviz-faiz ve enflasyon şeytan üçgenine kapılmış olmaktır. Bizi bu tür atraksiyonlar bu girdaptan çok kolay bir şekilde çıkaramayacaktır. Bir gün döviz riskini yönetmek için faiz, diğer gün faiz çıkmazını kontrol etmek için kurumsal baskıyı öne çıkarmak gerekiyor.”

 “YÜKSEK FAİZ, YÜKSEK BEDEL DEMEKTİR.”

ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman yüksek faizin yüksek bedel anlamına geldiğini ifade ederken şunları söyledi:

“Kritik nokta, ekonominin makro dinamikleri ile ve ülkenin kurumsal yapılarını doğru yönetmek üzere ekonominin gereği olan politik tutumu ortaya koymaktır. Yeniden TCMB’nin döviz rezervini büyütmek ve olabildiğince ters dolarizasyonu sağlamak ve dış baskıları azaltıp, temin edemediğimiz dış kaynağın yolunu açmak gibi gerekçeler öne sürülmektedir. Ancak hala kaliteli finansmana erişim olamayacak, “doğrudan yabancı yatırım” bu kararla çekilemeyecek ve CDS primleri makul düzeylere inmeyecektir. Bu da bizim bir zaman daha yüksek bedeller ödemek zorunda olduğumuz anlamına gelmektedir.

Ülkemizin potansiyeline olan güvenimiz, işletmelerimizi çok daha yüksek dikkatle yöneterek, bu badireleri atlatmamız için bize dayanak olmaktadır. İnanıyoruz ki hem pandemi dönemlerini hem de ekonomik girdapları aşacağız ve yeniden güzel günleri yakalayacağız.”   

YORUMLAR 1
  • Misafir 3 yıl önce Şikayet Et
    BİDEN IN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ İLK İCRAATI BAŞARILI oldu faizler uçtu demekki demokratlar bu dünyanın baş belası ve türkiyenin en büyük düşmanıymış
    Cevapla