EPGİS’ten akaryakıtta kaçak vergiyle savaş talebi

Akaryakıtta fatura kaynaklı vergi kaçağı hem sektöre hem de düzenleme atmosferine zarar verdiğini belirten Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Başkanı Fesih Aktaş, akaryakıtta kaçak vergiye karşı savaş açılmasını talep etti.

EPGİS’ten akaryakıtta kaçak vergiyle savaş talebi
EPGİS’ten akaryakıtta kaçak vergiyle savaş talebi
GİRİŞ 04.06.2020 16:42 GÜNCELLEME 04.06.2020 16:42

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun akaryakıt dağıtım şirketleriyle yaptığı görüşme sonrası alınan indirim kararı pompa fiyatlarına yansımaya başlarken Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası'ndan ise dikkat çeken bir talep geldi.

EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, akaryakıtta kaçak vergiye karşı savaş açılmasını istedi.

EPGİS Başkanı Aktaş'ın açıklamaları şöyle;

“Akaryakıt sektörümüzün, tüketicilerin akaryakıtta ucuz olanı tercihine saygısı vardır. Ancak son dönemde yaşananlar göstermiştir ki EPDK tarafından düzenlenen ve sıkı ürün denetimi yapılan akaryakıt piyasasında sıkı vergi denetimine de ihtiyaç vardır. Unutulmamalıdır ki ucuz etin yahnisi yavan olduğu gibi, ucuz akaryakıtın vergisi kaçak, etkisi ise bozucu olur.”

Son yıllarda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yoğun çalışmalarıyla akaryakıt sektörümüzde fiziki kaçakçılık bitmiş, kaçağa göz açtırılmadığı gibi bu yakıtların neden olduğu yangın ve kazaların da büyük oranda önüne geçilmiştir.

Bu dönemde fiziksel olarak kaçak akaryakıt satamayan bazı şirketler ise fatura üzerinden sistematik vergi kaçakçılığına başlamışlar ve buradan elde ettikleri ekonomik avantajı, maliyetin altında satış yapma yönünde kullanarak serbest rekabette haksız şekilde öne çıkmaya başlamışlardır.

Vergi kaçırarak maliyetin altında satış yapan bu şirketler, Türkiye akaryakıt piyasasına çok katmanlı olarak zarar verdikleri gibi devletimizin kasasına ulaşmayan her bir kuruş adeta kelebek etkisiyle sektöre de zarar vermektedir.

Söz konusu şirketler maliyetin altında satışlarla haksız rekabet sürdürürken; vergisini kuruşu kuruşuna ödeyen akaryakıt şirketleri neredeyse maliyetine satışlarla vergi ödedikleri için bir anlamda cezalandırılmış hale gelmektedir. Öte yandan, maliyetin altında akaryakıt satan şirketler ülkemizin dünyada örnek gösterilen düzenleme atmosferine de zarar vermektedirler. Bu sistemin ıslahı sendikamızın sürekli dile getirdiği ve önerisi olan tek bir vergisel düzenleme ile yani “ Yüzde 18 lik KDV nin 17 puanını ÖTV’ye eklemek ” suretiyle düzeltmek mümkündür.

Bu hafta EPDK tarafından akaryakıt fiyatlarında bazı firmaların, diğerlerine göre 20 ila 30 kuruş daha pahalı akaryakıt sattığı tespit edilmiş ve akaryakıt dağıtım firmaları ve bayilerinin halen düşük olan kar marjının daha da düşürülerek ucuz fiyattan satan firmalarla adeta aynı seviyeye getirmesi istenmiştir.

Ülkemiz enerji piyasasında gerek elektrik gerekse doğal gaz gibi düzenlemeye tabi olan akaryakıt piyasası bu kararı derhal uygulamış ve düzenleyici otorite EPDK’nın talebi zorunluluktan dolayı yerine getirilmiştir. Ancak bilinmelidir ki sektör halen 2015 yılında getirilen Tavan fiyat uygulamasındaki uygun görülen kar marjlarının şuan dolar karşılığı olan TL değerinde çalışmakta idi. Bu zorunlu uygulama ile kâr marjlarımızın yılda enflasyon oranında da olsa artış talebimiz maalesef ters pozisyon alıp kesinti ile karşılanmıştır.

“Ucuz akaryakıtın vergisi kaçak, etkisi ise bozucu olur”

Tüketicinin korunmasından hareketle yapılan bu düzenleme, virüsle mücadelede birçok sektör gibi dayanışma gösteren, satışları yarı yarıya azalsa da, nöbetçi bayi sistemi ile kısa süreler hizmet satış yapabilse de çalışanlarını işten çıkarmamayı başarabilmiş akaryakıt sektörünü, mali açıdan epeyi zorlamaktadır. Maalesef bu uygulama nedeniyle zor dönem geçiren bayiler zorunlu olarak elemanlarında kısıntıya ve kesintiye gitmek zorunda kalacaklardır. Artık bu fiili kâr marjı ile bayilerin ayakta kalma şansı çok zora girmiştir.

Tüketici odaklı alınan bu düzenleme kararı, vergi kaçakçısı şirketlerin sistemdeki mevcudiyetleri nedeniyle ne yazık ki sektörü ve düzenleme atmosferimizi olumsuz etkilemiştir.

Devleti vergi kaybına uğratan bu şirketlerin dolaylı zararları bununla da kalmamış, rekabette geriye düşen ve borçlarını çeviremeyen akaryakıt bayileri işletmeyi durdurma kararını değerlendirmektedirler. Sektördeki yerli dağıtım firmaları bu karar ile bu yıl yenilecek olan bayilik sözleşmelerinde yatırım yapamaz hale geleceklerdir.

Diğer bir etkiyi ise sektördeki yabancı oyuncularında görüyoruz. Uluslararası akaryakıt markaları bu türdeki müdaheleleri anlamakta zorlanmakta, yatırım iştahından kaçınmakta, bu tarz hareketler nedeniyle piyasadan çıkmayı değerlendirme ihtimallerini ortaya cıkarmaktadır.

Akaryakıt sektörümüzün, tüketicilerin akaryakıtta ucuz olanı tercihine saygısı vardır. Ancak son dönemde yaşananlar göstermiştir ki EPDK tarafından düzenlenmiş ve sıkı ürün denetimi yapılan akaryakıt piyasasında sıkı vergi denetimine de ihtiyaç vardır. Vergisel düzenleme yapılmadıkça EPDK ve sektör oyuncuları karşı karşıya gelmeye devam edecektir. Unutulmamalıdır ki ucuz etin yahnisi yavan olduğu gibi, ucuz akaryakıtın vergisi kaçak, etkisi ise bozucu olur.