Oturduğun yerden 3 milyon dolar

Sabahtan akşama bilgisayar başında oyun oynayan çocuğunuz varsa kızmayın çünkü bir gün hatta yakın zamanda milyonlarca dolar kazanabilir. Üstelik oturduğu yerden. Bir spor dalı olarak kabullenilmesine yönelik tartışmalar süredursun,e-spor tüm dünyada 450 milyon kişi tarafından yakından takip ediliyor.

1 MİLYAR DOLARLIK OYUN PİYASASI

Karışımızda ekonomisi 1 milyar doları aşan ve yılda ortalama yüzde 17 büyüyen bir endüstri var. Sporcu vizesi alarak milyon dolarlık ödüllü turnuvalarda yarışan oyunculardan bahsediyoruz. Evet yanlış duymadınız, hani evde “Kapat oğlum şu bilgisayarı, sabahtan akşama oyun oynuyorsun” diye eleştirdiğimiz çocuklar bunlar. Tabii ki hepsi bu başarılara imza atamasa da milyonlarca kişinin arasından sıyrılan adam olmayacak çocukların kazançları dudak uçuklatıyor. Küresel çapta 100’e yakın e-sporcu, milyonerler kulübüne girdi bile ve bu isimlere her gün yenileri ekleniyor.

DÜNYA DEVLERİNİN YENİ YATIRIMI E-SPOR

Onlar hakkında sayısız haber ve en çok kazananlar sıralaması görebilirsiniz. Schalke 04, Roma, Manchester City, Celtic, Sevilla, FB, GS, BJK gibi kulüplerin yanında şirketlerin de bu alana ciddi yatırımları söz konusu. Hal böyle iken ülkemizde e-spora gönül ve emek verenlerle bir araya geldik.

2006’da kurulan İstanbul Wildcats Yöneticisi Murat Ergin, amatörlerle başladıkları yolda bir akademi gibi faaliyet gösterip dünya çapında profesyonel oyuncular yetiştirdiklerini söylüyor.

FEDERASYONU KURULDU

Yerli oyuncu ve koçlarla çalıştıklarını anlatan Ergin, “LOL liginde kadın oyuncuyu dünyada oynatan tek kulüp olduk. Kadınlara özel bir kategori yerine, erkeklerle tek bir takım kurduk” diyor. İşin piyasasını sorduğumuzda, uluslararası liglerde 3 milyon dolarlık oyuncu transferleri olduğunu ve Türkiye’deki sporcuların yıllık 80 - 300 bin dolar arasında değişen rakamlar kazandıklarını anlatıyor. Ergin, e-spor federasyonunun kurulduğunu ve devlet desteklerinden memnun olduklarını belirtmeyi ihmal etmiyor.

AİLELER DESTEK VERMEYE BAŞLADI

Ergin, ailelerin sürekli gelişen bu işi tam anlamıyla benimsemediğini aktarıyor. “Bilgisayar oyunundan spor mu olur diyorlar ama gayet güzel olur” sözleriyle toplumun bakış açısını özetleyen Ergin, geleceğin burada olduğunu vurguluyor. Çocuklarının gelecek kariyeri konusunda tereddüt yaşayan ailelere sesleniyor:

“Eskiden sokaklarda topçu mu olacaksınız diye dalga geçerlerdi. Şimdi aileler çocuklarını futbol kulüplerine sokmaya çalışıyor. Biz de aynı yoldayız. Günde 8 saat antreman yapıyoruz. Kulübümüzde 76 oyuncu var. Oyunlar, kolektif zekayı ve stratejik düşünmeyi güçlendiriyor."

Parmak sakatlığına karşı sigortalı önlem

Dünyanın ilk uluslararası 5G mobil e-spor turnuvası ‘Vodafone 5G ESL Mobile Open’, Vodafone Grubu ve ESL işbirliğiyle geçtiğimiz haftalarda Milano’da düzenlendi. Etkinlikte bir araya geldiğimiz takımlardan Futbolist kaptanı Orhun Büyükkapucu, “Sadece ben değil, şu an bu işi yapan insanların bile çocukken böyle bir mesleğe sahip olacağını tahmin ettiğini düşünmüyorum. Galiba emek veren herkes için güzel bir sürpriz oldu” diyor. Diğer spor dallarına benzer kamp dönemi yaşadıklarını anlatıyor. Ailesinin önce, bu uğraşı eleştirdiğini ancak ülkelerini temsil ettikten sonra birçok şeyin değiştiğini heyecanla anlatıyor. Parmaklarınız sigortalı mı sorusunu sormak elzem oluyor cevabı hazır: “Sigortalı değil ne yazık ki. Parmak sakatlıkları yüzünden antrenanları aksayan ekipler oluyor.”

MİLANO’DA ŞAMPİYONLUK

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde 14 bin amatör takımda 60 bin e-sporcu bulunuyor. Bunlarda 4 bini ise lisanslı. Sponsorlukların önemli olduğu sektörde genç yıldızlar, dünya çapındaki onlarca farklı turnuvaya katılıyor. Türkiye’den de 2 takımın yarıştığı Milao Oyun Haftası'nda toplam 56 finalist arasında, PUBG Mobile finalini ise Türk takım 'Futbolist' kazandı. Söz konusu etkinlik, 5G üzerinden gerçekleştirildi.

Ergen kâbusu bitiyor

Şu e-spor dedikleri, evin köşesindeki toprak sahadan kan ter içinde dönerken 13 yaşında çıkmalıydı karşımıza. Aileden gizli, atari salonuna kaçtığımız zamanlarda bulmalıydı bizi. 'Büyüyünce ne olacaksın bakiim' sorusuna cevap olaydı. Kısacası, teknoloji dediğimiz şey, "Adam olmayacak mısın sen?" gibi bir ergen kabusunu saha dışına çıkarıyor. Neyse yine de çok şey kaçırmadık, ne de olsa zeka yaşı hala 13.