Lamy: Türkiye, AB'yi bize şikayet edebilir

AB'nin de üye olduğu DTÖ'ye üye ülkeler haksız rekabet olduğunu düşündüğü konularda başvurabiliyor. DTÖ'nin kararları her üye ülkeyi bağlayıcı bulunuyor.

Today's Zaman gazetesine konuşan Lamy, haksız rekabeti engellemek ve serbest ticareti geliştirmek için kurulmuş 159 üyeli DTÖ'nün transit sektörü konusunda bir dizi kuralları bulunduğuna işaret etti ve "Türkiye, eğer AB'nin bu uygulamaları karşısında DTÖ kurallarının çiğnendiğini düşünüyorsa, anlaşmazlığın çözümü için bize başvurabilir." dedi.

DTÖ'nün yeni bir anlaşma üzerinde çalıştığını aktaran Pascal Lamy, Endonezya'nın Bali kentinde Aralık ayında yapılacak bakanlar konferansında, sınırlarda gümrük işlemlerinin basitleştirilmesini öngören ticareti kolaylaştırıcı bir anlaşmanın kabul edilmesini beklediklerini söyledi. "Eğer bu olursa, 22 trilyon dolarlık dünya ekonomisi üzerindeki yüzde 5 maliyet azalacak." diyen Lamy, bu durumun Türkiye'nin AB karşısındaki konumunu daha da güçlendireceğine işaret etti.

"Şu ana kadar ne Türkiye'den AB'ye ne de AB'den Türkiye'ye karşı bir şikayet dosyası önüme gelmedi" diyen Lamy, Türkiye'nin dünya ticaretinde rolünün artmasıyla beraber hem Türkiye'den diğer ülkelere hem de diğer ülkelerden Türkiye'ye karşı şikayetlerin hızla arttığını söyledi. Lamy, "Bu durum, diğer hızla gelişen ekonomilerin durumuyla örtüşüyor." dedi ve ticareti artan ülkelerin ticari sorunlarının da doğal olarak arttığını söyledi. Lamy, Türkiye'nin DTÖ kuralları çerçevesinde izin verilen koruma amaçlı güvenlik tedbirlerini de yoğunlukla uygulayan bir ülke olduğuna da dikkat çekti.

AB ile Türkiye arasındaki anlaşmazlık konusu olan vize konusunun ise kendi yetkileri çerçevesinde olmadığına dikkat çeken DTÖ direktörü, "Biz malların ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile ilgileniyoruz, insanların değil." dedi ve bu sorunun Türkiye ile AB arasında ikili bir sorun olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE'NİN GÜCÜ İNSANINDA

Türkiye'nin en önemli rekabet unsurunun 'insan faktörü' olduğunu söyleyen DTÖ direktörü, artan ve çeşitlenen ticaretin Türk ekonomisinin lokomotifi olduğunu belirtti. "Rekabetçi unsurunuz insan ve bunu artık çok daha iyi kullanıyorsunuz." diyen Lamy, "Türkiye'nin geleceği, insanı." şeklinde konuştu. Lamy, bunun için eğitime önem verilmesinin hayati olduğuna dikkat çekti ve Türkiye'nin 20 ya da 30 yıl sonra çok farklı bir ülke olacağını belirtti.

Türkiye'nin önünde cari açığın kronik bir sorun olarak durduğunu ifade eden DTÖ direktörü Lamy, bunun ticaretten değil insanların fazla harcayıp, az tasarruf etmesinden kaynaklandığını açıkladı. Türkiye'yi ABD'ye benzeten Lamy, "Onlar da çok harcıyor az biriktiriyor." ifadesini kullandı. Son dönemde cari açığın azaldığını ancak kırılganlığın hala devam ettiğini ifade eden Lamy, ekonominin büyümesiyle yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmeye devam edeceğini ve finans açığın bu sermaye tarafımdan kapatılacağını söyledi.

Lamy, başarısız olan Doha Turları'nın faturasının üyelerine kesilmesi gerektiğini söyleyerek, "Eğer ABD ve Çin anlaşamıyorsa ben ne yapayım." dedi. Lamy, "İsrail-Filistin sorununun hala çözülememesinden nasıl BM Genel Sekreteri sorumlu değilse, Doha görüşmelerinin de tamamlanmamış olmasından direktor olarak ben sorumlu tutulamam." şeklinde konuştu.

Dünyadaki krizin hala sona ermediğine dikkat çeken DTÖ direktörü, kısa dönemde ülkelerin korumacı politikalara yönelecekleri uyarısında bulundu. "Bugün dünyada 210 milyon insan işsiz. Bu büyük bir rakam. Ülkeler hala korumacılığa giderek istihdamı koruyacaklarını düşünüyorlar. İthalat kötü ama ihracat iyi anlayışı hala yaygın. Hâlbuki, ithalatın içindeki ihracat payı (ara mallar) hızla artıyor. Korumacılığa gidenler aslında ihraç sektöründeki istihdamı öldürüyorlar." diye konuştu.