S&P, Türkiye enflasyon tahminini açıkladı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, Türkiye’de yıllık ortalama enflasyonun bu yıl yüzde 10,8, 2018'de ise yüzde 7,9 olacağı tahmininde bulundu.

S&P, Türkiye enflasyon tahminini açıkladı
S&P, Türkiye enflasyon tahminini açıkladı
GİRİŞ 09.11.2017 12:48 GÜNCELLEME 09.11.2017 12:51

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s`un Ülke Kredi Reytingleri Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye’de yıllık ortalama enflasyonun bu yıl yüzde 10,8, 2018`de ise yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.

Frank Gill, Standard & Poor’s'un (S&P) geçen hafta Türkiye'nin yabancı para cinsinden  kredinotunu "BB", yerli para cinsinden notunu "BB+" ve not görünümünü ise  “negatif" olarak teyit etmesine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada,  Türkiye’nin büyüme verilerinin güçlü olduğunu ve bu yıl için büyüme tahminlerini  yukarı yönlü revize ettiklerini söyledi.

Gill, "Bizim görüşümüze göre, 2016’ya kıyasla bu yıl büyüme ilk olarak  akomodatif mali duruş ve özellikle tüketimi destekleyen diğer vergi teşvikleri  ile açıklanabilir. İkinci sırada ise Kredi Garanti Fonu gibi kredi büyümesini,  konut kredisini artıran tedbirler ve makro ihtiyati gevşeme geliyor. Yani, bu  kredi büyümesine dayalı mali teşvik kombinasyonu." ifadelerini kullandı.

Türkiye ekonomisine ilişkin S&P’nin tahminlerine değinen Gill, Türkiye  ekonomisinin bu yıl yüzde 5 seviyesinde, 2018 yılında yüzde 3,5, devamındaki 2  yıl boyunca (2019-2020) yüzde 3,2 seviyesinde büyümesini beklediklerini kaydetti.

"2018'DE YÜZDE 4,5  OLMASINI BEKLİYORUZ"

Frank Gill, enflasyonun önümüzdeki yıl gerileyebileceğini belirterek,  Türkiye'de yıllık ortalama enflasyonun bu yıl yüzde 10,8, 2018'de ise yüzde 7,9  seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.

Ekonominin 2018 ve 2019 yıllarında yavaşlamaya başlayacağını  düşündüklerini kaydeden Gill, "Genç nüfus ve yüksek yatırım ihtiyacı nedeniyle  geniş cari açık ihtiyacını anlamakla birlikte aynı zamanda farklı kredileri  karşılaştırıyoruz. Genelde yüksek cari açığı ekonomik oynaklığın erken göstergesi  olarak değerlendiriyoruz. Türkiye’de cari açığın GSYH'ye oranının bu yıl ve  2018'de yüzde 4,5 olmasını bekliyoruz." diye konuştu.

Türkiye’nin S&P tarafından 1994 yılından bu yana "BB" kategorisinde  değerlendirildiğini hatırlatan Gill, şunları kaydetti:

"Uzun zamandır bazı endişelere işaret ediyoruz; geniş cari açık, düşük  tasarruf oranı ve cari açığı finanse etmek için potansiyel olarak öngörülemez  sermaye akışlarına karşı bağımlılık gibi... Görüşümüze göre, bunlar kredi  zayıflığı olmaya devam edecek. Ekonomide eksik olanın özel sektör yatırımları  olduğunu düşünüyoruz. Son yıllarda kamu yatırımlarında dikkate değer artış  kaydedildi. Kredi büyümesindeki yavaşlamayı engellenmek ve tüketimi artırmak için  tedbirler uygulamaya konuldu. Tüketimde artışın geçici olduğunu düşünüyoruz."

"TÜRKİYE’NİN İHRACATINDA GÜÇLÜ BİR YÜKSELİŞ GÖRDÜK"

S&P Ülke Kredi Reytingleri Kıdemli Direktörü Gill, Avrupa’nın ekonomik  büyümesinin Türkiye için ekstra ihracat potansiyeli oluşturup oluşturmayacağına  ilişkin soru üzerine, "Bu hikayenin pozitif tarafı... Türkiye’nin ihracat  hacminde ve nominal ihracat performansında çok güçlü bir yükseliş gördük.  Öncelikle Avrupa, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı... Beyaz eşya, giyim gibi  ürünler ihraç ediliyor. Hizmet sektörü ihracatı da bu yıl iyi bir şekilde  yükseldi." ifadelerini kullandı.

Gelecek yıl turizm sezonunun daha güçlü gerçekleşebileceğine dair bazı  veriler olduğunu belirten Gill, TL'deki değer kaybının ihracatta rekabet gücünü  geçici olarak artırmasına karşın uzun vadede şirketlerin döviz cinsinden  borçlarını ödeyebilme güçlerini baskılayabileceğini söyledi.

Gill,  devamla şunları kaydetti:

"TL'deki değer kaybının negatif etkisi ise daha yüksek enflasyon...  Enflasyonda oldukça geniş bir yükselme gördük. Bu durum karmaşık... Enflasyonun  artışına etki eden diğer meselelerin olduğunu düşünüyoruz. Hizmet sektörü, turizm  ve perakende sektörleri dahil bazı KOBİ'lerin, küçük işletmelerin bir kısmının  döviz cinsinden borçları var. Zayıf TL'nin, borçlarını ödeme güçlerini  azaltabileceğini düşünüyoruz. Şu ana kadar bu durum verilerde görülmüyor. Fakat  KOBİ'ler arasında, inşaat, turizm şirketleri arasında zayıf para birimi nedeniyle  bazı stres işaretlerine maruz kalanların olduğunu düşünüyoruz."

"RİSKLER DIŞSAL ORTAMDA"

Frank Gill, gelecek döneme ilişkin olası ekonomik risklere değinirken,  "Korkarım, riskler dışsal ortamda... Cari açıktan konuşuyoruz ama orada açığın  finansman kalitesine bakmamız gerekiyor. Son 12 aylık dönemde Türkiye’nin cari  açığını finanse eden sermaye akışının büyük çoğunluğu yerleşik olmayanların  hükümet tahvillerine yaptığı yatırımlarla oldu. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz  artırımı ya da bazı dışsal şokların gerçekleşmesi durumunda bu (sermaye akış)  çift yönlü olabilir. Gelişmekte olan ekonomilerden geniş sermaye çıkışı  görebiliriz. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Son dönemde çok faza portföy  akışı çeken Mısır ve Güney Afrika için de bunu işaret ettik." ifadelerini  kullandı.

KAYNAK: AA