Erdoğan'dan İzmir İktisat'ta tepki

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, güçlü bir ekonomiyle sofralardaki ekmeğin daha da büyümesi için 76 milyonun bir ve beraber olmasını, birlikte geleceğe yürünmesini şart olarak gördüklerini söyledi.

Erdoğan'dan İzmir İktisat'ta tepki
Erdoğan'dan İzmir İktisat'ta tepki
GİRİŞ 30.10.2013 15:05 GÜNCELLEME 30.10.2013 17:21

Erdoğan, 5. İzmir İktisat Kongresi'nde, 90 yılın tecrübesinin, Cumhuriyetin kutuplarla, ayrıştırmalarla, kutuplaştırmalarla özellikle de red, inkar ve asimile ederek değil, iş, emek, yatırım, birlik ve kardeşlikle büyüdüğünü, yüceldiğini gösterdiğini belirtti.

Türkiye ekonomisinin, demokrasi, kardeşlik ve dayanışmaya paralel olarak büyüme kaydettiğini, iç sorunların, ayrımlaştırmaların, sanal tartışmaların, özellikle de müdahalelerin olduğu dönemlerde ekonominin daraldığını ve kan kaybettiğini 90 yılın çok net şekilde gösterdiğine işaret eden Erdoğan, hükümetlerinin iş başında olduğu 11 yıllık sürecin, demokrasi, kardeşlik, dayanışma ve ekonomik büyüme arasındaki doğru orantının en güzel ispatı olduğunu anlattı.

Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluş atmosferinde olduğu gibi son 11 yılda da Türkiye'nin birlik, kardeşlik ve dayanışma içinde birbirine kenetlendiğini, bu sayede Cumhuriyetin kazanımlarına yeni kazanımlar eklendiğini, 79 yılda yapılanlara kat kat fazlasını ilave etme fırsatını bulunduğunu dile getirdi.

Türkiye ekonomisinin 10 yıllık süreçte ortalama yüzde 5,1 büyüme oranını yakaladığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milli gelirimiz 2002 yılında 230 milyar dolarken, 2012 sonunda 786 milyar dolara ulaşmıştır. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında 50 milyon dolar olan ihracatımız, 2002 yılında yani 79 yıl içinde, 36 milyar dolara ancak ulaşmıştır. 2002 sonrasında ise ihracatımız 4 kattan fazla artışla 152,5 milyar dolar seviyesini görmüştür. Hızla artan nüfusa rağmen Türkiye işgücüne yeni katılanlara iş sağlamada da önemli başarı kaydetti. Sadece son 11 yılda 4 milyon 700 bin kişiye istihdam imkanı sağlandı. Cumhuriyet tarihimizin önemli bir kısmı ne yazık ki IMF gölgesinde biliyorsunuz geçmiştir. 2002 yılı sonunda göreve geldiğimizde IMF'e olan borcumuz 23,5 milyar dolardı, böyle devraldık. Bu yılın 14 Mayıs'ta bu borcu tamamen ödedik ve o defteri kapadık. Böylece iktisat tarihimizde yeni bir sayfa açtık."

Erdoğan, Merkez Bankası rezervlerinin 11 yıl önce 27,5 milyar dolar olduğunu anımsatarak, bugün itibarıyla 132,7 milyar dolara, Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerinden birine ulaştığına dikkati çekti.

Türkiye, dış yardımlarını en çok artıran ülke

Türkiye'nin sadece makro ekonomik göstergelerinde değil, tüm kalkınma göstergelerinde cumhuriyet döneminin rekorlarını elde ettiği belirterek, şöyle devam etti:

"Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaştırmada, enerjide, tarımda, bütün bunlar başta olmak üzere her alanda önemli yatırımlar gerçekleştirildi. Bugüne kadar yapılanların üzerine kat kat fazlaları inşa edildi. Bizler ekonomik krizlerin olduğu dönemlerde yatırımlarımızı durdurmadık. Tam aksine bu dönemlerde bile, krizin olduğu dönemde yatırımlara aynen devam ettik. Sadece ülkemiz içindeki yatırımlar değil, aynı zamanda dışarıya yaptığımız kalkınma yardımlarında da çok büyük artışlar sağladık. 2002 yılında sadece 85 milyon dolar olan dışarıya yönelik resmi kalkınma yardımlarımızın tutarı geçtiğimiz yıl 2,5 milyar doları aştı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında 2011-2012 yıllarında dış yardımlarını en çok artıran yükselen donör ülke durumuna geldi."

Cumhuriyetin, demokrasinin ve kardeşliğin güç kazandığı dönemlerde güçlendiğini vurgulayan Erdoğan, Cumhuriyetin vatandaşlarını bir bütün halinde, ayrımsız şekilde kucakladığı oranda büyüdüğünü ve kalkındığını söyledi.

Erdoğan, 11 yıldır ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı bu anlayış üzerine inşa ettiklerini kaydederek, bu anlayışla yollarına devam ettiklerini bildirdi.

Güçlü ekonomi için ileri standartlarda demokrasi

Güçlü bir ekonomi için ileri standartlarda demokrasiyi gerekli gördüklerine işaret eden Erdoğan, "Güçlü bir ekonomi için soframızdaki ekmeğin daha da büyümesi için 76 milyonun bir ve bareber olmasını, birlikte geleceğe yürümesini şart olarak görüyoruz. Ekonomik reformlarımızı yaparken demokratik reformları ihmal etmiyor, demokrasiyi güçlendirerek, ekonomiyi büyütüyoruz" şeklinde konuştu.

"Cumhuriyet nasıl ki 76 milyonun Cumhuriyetiyse Cumhuriyetin kazanımları da hiç kuşkusuz eşit derecede 76 milyonun kazanımlarıdır" diyen Erdoğan, Cumhuriyete yapılmış her hizmet, ortaya konulan her eserin, belli bir zümrenin değil, topyekun milletçe herkesin gurur duyacağı eserler olduğunu ifade etti.

Erdoğan, büyümede, milli gelirde, kişi başına düşen milli gelirde, dış ticarette, turizm gelirlerinde elde ettikleri başarıların milletçe herkesin ortak başarısı olduğunu dile getirdi.

Enflasyonla, faizlerle, işsizlikle, belirsizlik, güvensizlik ve istikrarsızlıkla yaptıkları mücadelede kazandıkları zaferlerin, 76 milyonun ortak zaferi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, göreve geldiklerinde yüzde 30 civarındaki enflasyonu yüzde 6-7 seviyelerine indirdiklerini bildirdi.

İstanbul etabı müjdesi

Erdoğan, devletin borçlanma faizinin yüzde 63'te olduğu bir dönemi devraldıklarına işaret ederek, bunun şu anda yüzde 6 civarlarında dolaştığını belirtti.

Milletin cebinden çıkan bu farkların artık milletin cebinde kaldığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"79 senelik Cumhuriyet döneminde 6 bin 100 kilometre bölünmüş bir yolun yapıldığı bir dönemden şu 11 sene içerisinde 17 bin kilometre bölünmüş yol yapan bir dönemdeyiz. Bütün bunlar işte o yatırım, ülkemizdeki istihdamı da teşvik eden bir süreç olmuştur. Hızlı trene girdik. Bizim raylı sistemlerimiz tarihten kalma, maalesef kağnı sistemi gibiydi. Onlar rehabilite edildi. Süratle hızlı tren sürecine geçtik. Ankara-Eskişehir arasını bitirdik. İnşallah yılbaşına kadar İstanbul etabını bitireceğiz, bu arada Ankara-Konya etabı bitti. Şimdi Sivas'ı çalışıyoruz. Bunlar bitecek, daha birçok yerlerin bağlantısı var. Şehirlerimizin içerisindeki raylı sistem bağlantıları devam ediyor. Bütün bunlarla beraber artık modern, gelişmiş ülkelerin yakaladığı bütün bu huzur ortamını artık Türkiye yakaladı, yakalıyor. İşte şimdi Marmaray'dan 99 yeni üniversiteye, şehir hastaneleriyle modern bir Türkiye'ye, insanın sağlığını öne çıkaran, 'önce insan' diyen bir anlayışı hedefleyen yaklaşımla Türkiye geleceğe yürüyor."

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB'nin önce kendi üyelerine bir bakması lazım, özelleştirmede rekortmen Türkiye'dir. Kendi üyelerini iyi incelemiyor. Özelleştirmeyi en başarılı şekilde yürüten ülke şu anda Türkiye'dir ve bizim iktidarımızdır" dedi.

Başbakan Erdoğan, "608 bin TOKİ konutundan 232 yeni baraja kadar inşa ettiğimiz her yatırım milletçe hepimizin ortak gururudur. Bütün bu eserleri, bu yatırım ve hizmetleri ortaya koyan bu ülkenin ve bu milletin evlatlarıdır. Bu hizmetler de belli kesimler, belli zümreler için değil, 76 milyonun tamamı için vücuda getirilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin kaynak çeşitlendirmesinde başarılı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Devletçi anlayışı bu noktada bir kenara itmiş bir anlayışız. Bunun yanında tabii bir şeyi bu noktada egemen kıldık. Her ne kadar Avrupa Birliği özelleştirmede bizim ağır hareket ettiğimizi söylüyorsa da bu vesileyle bu toplantıdan tabii ben Avrupa Birliğine de bir yollama yapmak isterim, bir defa Avrupa Birliği önce kendi üyelerine bir bakması lazım. Özelleştirmede rekortmen Türkiye'dir. Kendi üyelerini iyi incelemiyor. Özelleştirmeyi en başarılı şekilde yürüten ülke şu anda Türkiye'dir ve bizim iktidarımızdır. Buna biz bütün engellemelere rağmen hızla yürüyoruz. Çünkü biz devleti bir defa ticari hayatın içerisinden çekme mücadelesini başarıyla veren bir iktidaarız. Türkiye bizim dönemimizdeki güven, istikrar politikalarını geçmiş dönemlerle asla mukayese edilemeyecek derecede çok çok ileri taşımış bir ülke. Aynı şekilde bugünün sorunlarını çözdüğümüzde, bugünün sosyal ve siyasal meselelerini hal yoluna koyduğumuzda inanın Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması da bugünden daha hızlı olacaktır."

Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümü kutlamalarına böyle bir iklim ve atmosfer içinde ulaşmak istediklerini ifade eden Erdoğan, 2023'ün bu bakımdan kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Kendilerine ileri bir vizyon, 2053, 2071 vizyonunu koyduklarını belirten Erdoğan, bunun büyük düşünmenin gereği olduğunu bildirdi. Erdoğan, "Eğer siz çok çok böyle basit düşünürseniz o zaman 3-5 yıllık bir kendinize gelecek belirlersiniz ama olduğunuz yerde patinaj yaparsınız. Biz bunu aşmış bir iktidarız" diye konuştu.

"İlk Meclise bakmalıdırlar"

İlk Meclis ve Cumhuriyetin kuruluş aşamasındaki birliği ve kardeşliği yeniden tesis etmek, daha da pekiştirmek, bu sayede 100. yılda ilk günün heyecan ile coşkusunu yaşamak ve yaşatmak istediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii terör sorunu başta olmak üzere toplum kesimleri arasına nifak sokmaya yönelik girişimleri bertaraf ederek, Cumhuriyeti zayıflatmaya yönelik kışkırtmalara göğüs gererek inşallah 76 milyon birlikte 2023 hedeflerine ulaşacağız.

Ben buradan ülkeme sesleniyorum ve dünyaya sesleniyorum, bizim ilk Meclisimiz çok anlamlı bir Meclistir, çok farklı bir Meclistir. Tablo görmek isteyenler her yönüyle ilk Meclise bakmalıdırlar. Gazi Mustafa Kemal'in sağında, solunda, yanında, bütün arkasındakilere bakmalıdırlar. O nasıl bir Meclisti, bunu görmeliler. Eğer onu görürlerse, 'Oradan bir şeyler kazanalım' diyorlarsa o zaman bugün çok daha rahat karar vereceklerdir, çok daha rahat hareket edeceklerdir. 2023'te dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükseldiğimizde 2 trilyon dolar milli gelire, 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaştığımızda hiç kuşkunuz olmasın ki bu milletimizin tamamının eseri, tamamının gururu olacaktır."

"Küresel adaleti tahrip ediyor"

İster ulusal ister küresel düzeyde olsun ekonominin büyümesi ve refahın eşit şekilde paylaşılmasının küresel barış, küresel adalet, özellikle de küresel vicdanla doğrudan bağlantılı olduğuna işaret eden Erdoğan, dünya ekonomilerinin ağır bir krizden geçtiği şu dönemde küresel barışı tehdit eden sorunların tekrar ele alınması, sınırsızca tüketme, harcama alışkanlıklarının gözden geçirilmesinin kaçınılmaz hal aldığını bildirdi.

Tüketim, israf ekonomisinden verim ekonomisine geçişi özellikle dünyada devreye sokmanın şart olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Somali ve Myanmar gibi yerlerde bir avuç pirince muhtaç insanlar varken, başka ülkelerdeki israf derecesine varan tüketim tutkusu bizim içimizi acıtıyor. Mısır halkı demokrasiyi korumak için canını ortaya koyarak darbecilere karşı onur mücadelesi verirken, devletlerin çoğunun bu mücadeleye sırtlarını dönmeleri küresel adaleti tahrip ediyor. Sermayenin küreselleştiği bir ortamda refah, adalet, vicdan kürüselleşmiyorsa dünyanın geleceğinin bugünden iyi olacağını söylemek mümkün değildir. Farklı bir ekonomik modele, geleceğe ilişkin olarak farklı ve insani kalkınma modellerine ihtiyaç duyduğumuz aşikardır."

"Dünya buna karşı duyarlılığını ortaya koysun"

Şu anda Suriye'den göç eden 600 bin insana hizmet verdiklerini anlatan Erdoğan, şunları belirtti:

"Ama bakın dünya burada bize en ufak destek vermiyor. Bize gelen destek şu ana kadar 135 milyon dolar. Yaptığımız harcama 2 milyar doları aşmış vaziyette. Bunun tabii sosyolojik, psikolojik bizdeki tahribatları ayrı. Biz bunların hepsine katlanıyoruz ve katlanacağız. Niçin? Bunlar bizim komşumuz, kardeşlerimiz, ortak tarihi paylaşıyoruz, ortak değerlerimiz var. Ama istiyoruz ki dünya buna karşı duyarlılığını ortaya koysun. Dünya Bankasına da burada çok önemli görevler düştüğüne inanıyorum. 5. İzmir İktisat Kongresi'nin Türkiye ekonomisi kadar küresel ekonomiyi de ele alacak olmasını bu açıdan önemsediğimizi özellikle belirtemek istiyorum."

Başbakan Erdoğan, "Dolaştığımız tüm ülkelerde başta Cumhurbaşkanım olmak üzere şahsım, tüm bakan arkadaşlarım EXPO 2020 ile alakalı olarak çok ciddi bir mücadeleyi verdiğimizi ifade etmek istiyorum. İnanıyorum ki EXPO 2020 İzmir'e yakışacaktır ve inanıyorum ki tüm dünya EXPO 2020'de adeta kendini bulacaktır. Bu bakımdan burası bir barışın da timsali olarak, simgesi olarak EXPO 2020 ile hele hele tanısı da sağlık olan böyle bir çalışmada sağlıkta da büyük yatırımlar yapan Türkiye ile bu adeta taçlanacaktır" diye konuştu.

Yapılacak oturumların, panellerin, konferansların, ele alınacak yerel, bölgesel, ulusal ve küresel konuların insanlığa hayırlar getirmesini dileyen Erdoğan, kongrenin İzmir, Türkiye ve insanlık için umutları çoğaltmasını temenni etti.