Bakan Çelik'ten doğum izni için 18 ay sözü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çalışan kadınlara verilen doğum izninin 18 haftaya çıkarılabileceğini söyledi.
Kadın istihdam oranının yüzde 32 seviyesinde olduğunu belirten Bakan Çelik, "Doğum izninin 18 haftaya çıkarılması talep ediliyor. '20 hafta' diyenler, ağırlıklı o görüşten vazgeçtiler, çünkü istihdamda sorun olabiliyor. Bu daha esnek olabilir. 18 hafta dileyen kullanabilir veya karşılıklı anlaşarak o da olabilir, değerlendirilebilir." dedi.
Bakan Faruk Çelik, gazetecilerin "Kadın çalışanların doğum izninin artırılması, çalışan kadınların çocuklarına yönelik kreş uygulaması, evleneceklere kredi gibi bazı uygulamaların Ekim ayında TBMM gündemine gelebileceğini ifade etmiştiniz, bir somut gelişme var mı, yeni düzenlemeler ne getiriyor?" yönündeki sorularını cevaplandırdı.
GENÇ NÜFUS VE KADIN İSTİHDAMINI ARTIRMAK HEDEFLENDİ
Konunun önemli olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, düzenlemenin işverenler, siyasiler ve konunun içerisinde olmayanlar açısından çok farklı yorumlara tabi tutulduğunu söyledi. Faruk Çelik, şunları kaydetti: "Sivil toplum örgütleri tarafından farklı yorumlar yapılıyor. Burada amacımız; kadın istihdamını azaltmak değil, aksine bunu artırmak. Burada, farklı şekillerde bu konuyu ele almak doğru değil. Yaşanılan sorunlar var. Bizim toplumumuzun bir yapısı var, kadın istihdamıyla ilgili geleneklerimizden kaynaklanan, birçok açıdan, eğitimden kaynaklanan bazı sorunlar yaşıyoruz. Bunu aşabilmek için pozitif birçok ayrımcılıklar yaptık. Teşviklerde gerek kadınlarımıza gerekse diğer kesimlere, sayısal olarak düşük istihdam gerçekleştiği için pozitif ayrımcılıklar yaptık, teşvikler uyguladık. Şimdi de bir taraftan genç bir nüfusu korumak, diğer taraftan da kadın istihdamını düşürmemek, artırmak adına da yeni bazı düzenlemeler, yeni teşvikler yapmanın peşindeyiz. 'Acaba kreş teşviki yapabilir miyiz, evlilik teşviki yapabilir miyiz, evlilikte çeşitli maddi destek sağlana bilir mi? Acaba doğum izinlerini belirli bir süre yarı zamanlı yapıp da doğumdan sonra hem çocuk hem işini kadının götürebilmesi veya aile olarak, ebeveyn olarak hem çocuk hem de çalışma hayatını aksatmayacak bazı düzenlemeleri nasıl yaparız?' diye güzel çalışmalar var."
BU YASAMA YILI İÇİNDE ÇÖZÜME KAVUŞACAK
Yeni düzenlemenin Ekim ayı sonuna doğru Meclis'e geleceğini dile getiren Bakan Çelik, yeni düzenlemenin bu yasama yılında çıkacağını kaydetti. Bakan Çelik, şöyle devam etti: "Bu yasama yılı içerisinde inşallah artık konuşulan değil, çözüme kavuşmuş olacak. Kimse de farklı yorumlar yapmasın. Farklı yorum yapılacak bir düzenleme içerisinde değiliz. Amacımız belli. 'Efendim kadın istihdamına engel oluyorsunuz?' Niye engel olalım kadın istihdamına. Niye onu zaafa uğratacak bir işin içerisinde olalım? Böyle bir şey söz konusu değil. 'Peki çocuk?' Evet, genç bir nüfusa ihtiyacımız var, gelecekte yaşlı bir nüfusa dönüşüyor Türkiye. O halde, madem '2-3 çocuk olsun' diyoruz. O halde, 'bu çocuğu dünyaya getirecek olan annenin de bazı pozitif ayrımcılıklara hakkı vardır' düşüncesiyle bazı düzenlemeler yapıyoruz. Olay bundan ibarettir. İnşallah her açıdan, hem genç bir nüfus, hem annenin istihdamda bulunması, kadının istihdam içerisinde yerinin daha fazla alması konusunda bu düzenleme ciddi katkı sağlayacaktır."
DOĞUM İZNİ 18 HAFTAYA ÇIKABİLİR
Çalışan kadınlara halen 16 haftalık doğum izninin uygulandığını anlatan Çalışma Bakanı Faruk Çelik, izin süresinin 18 haftaya çıkarılması yönünde talep olduğunu hatırlattı. İzin süresine ilişkin çeşitli görüşlerin ortaya konulduğunu vurgulayan Bakan Çelik, şunları söyledi: "Şu anda zaten 16 hafta olarak uygulanıyor doğum izinleri, bunun 18 haftaya çıkarılması talep ediliyor. '20 hafta' diyenler, ağırlıklı o görüşten vazgeçtiler, çünkü istihdamda sorun olabiliyor. Bu daha esnek olabilir. 18 hafta dileyen kullanabilir veya karşılıklı anlaşarak o da olabilir, değerlendirilebilir. Öyle bir teklif de geldi bize Çalışma Meclisi'ndeki görüşmelerimizde. Acaba 18 haftayı kesin değil de 16 haftanın üzerindeki süre işverenle ilgili çalışan kadının anlaşması çerçevesinde olabilir mi gibi yaklaşım içerisinde olanlar oldu. Bunların hepsi değerlendirilebilir. Tekrar ediyorum, bu düzenlemedeki amaç; kadın istihdamını düşürmek değil. Kadın iş gücüne katılım son yıllarda büyük artış içerisinde. Kadının iş gücüne katılımı yüzde 32'lerde. Bu artıyor, inşallah istihdam stratejisi çerçevesinde bizim hedefimiz kadın istihdamını yüzde 38'lere çıkarmak. İnşallah onları önümüzdeki dönem içerisinde sıkı bir takiple bu oranları yükseltmeye devam edeceğiz."
SURİYELİ GÖÇMENLERE ÇALIŞMA İZNİ VERİYORUZ AMA BUNLAR GEÇİCİ ŞEYLER
Suriyeli sığınmacıların istihdam edilmesine yönelik soruyu cevaplandıran Bakan Faruk Çelik, Suriye'de yaşanılan olayların sıradan olmadığını, Suriyelilerin canları pahasına ülkelerini terk ettiğini açıkladı. Suriye'den yoğun bir nüfusun Türkiye'ye geldiğini belirten Çelik, sığınmacı sayısını tahmin etmenin mümkün olmadığını, çünkü sınır boylarından yoğun geçişler olduğunu dile getirdi. Çelik, "Kamplarda kalanlar var. Kendi imkanları olup, ev kiralayanlar var. Edirne'den Kars'a kadar Suriyeli vatandaşları görmek mümkün. Allah kimseye vermesin. Bir kere bu çok üzücü ve acı bir tablo. Türkiye olarak, yüz binlerce vatandaşın kamplarda barınmalarını sağlarken önemli ölçüde de tabi ki istihdam talepleri var. Çalışmayla ilgili talepleri var. Bu taleplerde bulunanların önemli kesimi de nitelikli personel, vasıflı elamanlar. Diğer açıdan da 'ucuz iş gücü' şeklinde de piyasa değerlendiriyor. Bu konuda bizim, Çalışma Bakanlığı olarak onların çalışabilmeleriyle ilgili, bazı illerde çalışabilmeleriyle ilgili pasaportla gelenlerin, emniyet kayıtlarına göre bir sorun teşkil etmeyenlerle ilgili bizim de çalışma izni verdiklerimiz var. Neden? Bu da toplumsal bir olay. Sınırı kapatamayacağınıza göre, milyonlarca insanı dışarıya çıkartamayacağınıza göre hiç olmazsa burada vasıflı, nitelikli insanların iş gücüne katılmaları şeklinde bir rehabilite olur düşüncesiyle sınır bölgelerinde Gaziantep'te, Kilis'te, Şanlıurfa'da Suriye'den gelen vatandaşların bu şekilde çalıştıklarını söyleyebiliriz. Ama bunların hepsi geçici şeyler. Umarız Suriye bir an önce sulh, sükun bulur, herkes kendi yuvasına döner. Böylece Türkiye ve komşu ülkelerin yaşadığı süreç de son bulur." diye konuştu.