Suriye sınırındaki yeni ticaretin adı: Tehrip!
Savaş Cilvegözü'nde yeni bir pazar yaratmış. Gençler pasaportu olmayanları 15 lira karşılığında sınırdan geçiriyor. Bu işin adı: Tehrib.
"10 yıl berberlik yaptım. Olmadı. 6 yıldır Cilvegözü kapısındayım. Eskiden mazot, çay, şeker ticareti yapardık. Savaşla birlikte kesildi. Artık tehrib başladı..." Hatay Cilvegözü'ndeki patlama sırasında ölen Hataylı gençlerin de gerçeğiydi tehrib. Yani sınırdan 'adam geçirme...'
Radikal'den Serkan Ocak'ın haberine göre patlamanın ardından 3 gün geçti. Olay yerindeki incelemeler bitti. Jandarma gitti. Hurda araçlar kaldırıldı. Yerler temizlendi. Duvarlar, sac tavanlar ve kırık camlar kaldı. Gümrüğün demir parmaklıkları kapalı.
Sadece patlama anında işlemleri yarım kalan Suriye vatandaşları geçebiliyor. Ancak Suriye'ye geçmek isteyen vatandaş sayısı hayli fazla. Kapı önü kalabalık. Bazı gençler bağırıyor: Tehrib, tehrib... Bir yandan da bir polis aracı anons ediyor: "Yallah, yallah..."
Savaşla birlikte Cilvegözü Sınır Kapısı'nın bir gerçeği haline gelmiş tehrib. Ticaret bitince yeni gelir kaynağı olmuş. Suriye pasaportu olan vatandaşların normal zamanda geçişi gümrükten yapılabiliyor. Ancak pasaportsuz olanlar ya kendi kaçak geçiyor ya da tehribcilerle.
Sınır kapısı yüksek tepelerin arasında bir vadiye kurulu. Etrafında bozkır tepeler görünüyor. Askeriyenin nöbet kulübeleri de var. Birkaç gün öncesinde patlama olmasına rağmen dün 5 kişilik bir grup, askeri nöbet kulesinin de olduğu yüksek tepeden eğilerek geçerken objektifime takıldı.
Kolayca geçiyorlar
Siluetleri görünen 5 kaçak, ellerini kollarını sallayarak Suriye'ye geçti. Ancak yüksek tepeler çıkmadan Suriye'ye kaçak geçenler de vardı. Gümrük binasının tel örgülü duvarlarının yanına geçmek çok kolay. Bir aile valizleri de yüklenip topyekûn karşıya geçti. Bir başka küçük çocuk, yine iki genç Suriyeliyi, bu kez gümrüğün başka bir
noktasından, daha önceden açılmış tel örgülerden geçirerek götürdü. Patlama 'tehripli' geçişlere engel olmamıştı.
Tehrib işini yapan gençler, adlarının yazılmasını istemiyor ama işlerin nasıl yürüdüğünü anlatıyorlar. İçlerinden biri, sınıra arabasını getirmemiş, motorla gelmiş. Patlamanın ardından ilk kez geldiğini söylüyor. Temkinli. Fazla bağırmıyor. Suriye'ye geçeceğini anladıklarına usulca yanaşıyor.
Kelle başı 72 lira
Pazarlık yüz yüze olduğu gibi birkaç kilometre uzaklıktaki Reyhanlı'dan da telefonlar geliyor. Fiyat belli. Kelle başı 4 bin Suriye Lirası. Yani yaklaşık 72 Türk Lirası. Fiyat yüksek gelince, sonraki Suriyeli bekleniyor. Bu sırada başlıyor anlatmaya:
"10 yıl berberde çalıştım. Para kazanamıyordum. İş yok. Altı yıldır gümrükteyim. Eskiden ticaretle geçinirdik. Çay, şeker, mazot gelirdi. Bunları satar, para kazanırdık. Savaştan sonra bu işe başladık. Ne yapalım? Adam geçiriyoruz. Fiyatı adamına göre, zamanına göre değişiyor. Şu sıra kelle başı 4 bin Suriye Lirası. Yukarıya da çıkıyor, aşağıya da iniyor. Biz gitmiyoruz. Yaşı daha küçük olanlar var. Onları gönderiyoruz. Karşıya geçenler 13-14 yaşlarında. Gidip hemen dönüyorlar."