Faiz lobisini herkes anlattı kimse böyle net tarif etmedi
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak Haber 7'nin konuğuydu. 2013 için hazırladıkları Büyümenin Finansmanı Raporu'nu anlattı. MÜSİAD'ın Türkiye'nin büyümesine dair endişe olup olmadığı sorularına cevap verdi. Olpak "faiz lobisi" deyince ne anladığını söyledi ve en net tanımını yaptı!
Hakan GÖKSEL'in söyleşisi
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak Haber 7'nin konuğuydu. Güven Ekonomisinde Büyümenin Finansmanı başlıklı 2013 raporunu anlattı. 2012'de "Orta Gelir Tuzağı" konulu raporun devamı niteliğindeki yeni raporda yer alan Güven Ekonomisi, Büyüme ve Finansman konularını anlattı.
"MÜSİAD'ın büyüme konusunda endişesi var mı? Türkiye'ye ilişkin büyüme beklentileri nedir? Gezi Olayları'nın ekonomiye darbesi ağır mı oldu? Borsadan büyük para çıkışı oldu mu? Faiz lobisi deyince MÜSİAD ne anlıyor ve nasıl tarif ediyor?" gibi soruları cevapladı.
Olpak Türkiye'nin geleceğine dair endişe olmadığını rakamlarla ortaya koydu. Gezi Parkı olayları ile Türkiye'nin test edildiğini söyledi. Faiz lobisinin en net tanımını yaptı ve çalışma prensiplerini anlattı. Rapor, "Büyüme" ve "Finans" adı altında iki ayrı başlıkla masaya yatırıldı. İşte söyleşinin birinci bölümü "Büyüme" başlığına ilişkin detaylar...
BÜYÜME RAKAMLARINA İLİŞKİN ENDİŞE VAR MI?
Raporunuzun adı büyümenin finansmanı... Bu başlığın konulmasının ardında büyüme rakamlarına ilişkin bir endişe mi var?
Konuları gündeme getirirken iki temel perspektife göre hareket ediyoruz. Birincisi güncel ve bugüne ışık tutması oluyor. Raporlar bazında baktığımızda da geleceğe perspektif tutuyoruz. 2013 raporu da 2012 raporunun devamı niteliğinde.
Hükümet 2023 hedeflerini koydu. Konulan hedefleri kamuoyu benimsemeyebilirdi. İtiraz edebilirdi. Muhalefetten bile 2023 hedefleri bazında bir eleştiri gelmedi. Demek ki altyapısı dolu insanları heyecanlandıran hedefler var. İş alemi olarak bizi de heyecanlandırıyor. Çünkü bugünkü Türkiye'yi ihracatta 3,5 kat milli gelir olarak 2,5 kat büyümeden bahsediyoruz. "Bu mümkün mü?" diye sorarsanız, mümkün. Her yıl ortalama yüzde 5,5-6'lar civarında büyüme gerçekleştirirsek 10 yılda mümkün. Geçtiğimiz 10 yılın ortalaması da 5,5-6 civarında. Dolar bazlı enflasyona da bakıldığında hedefler makul görünüyor.
ARADAKİ FREN BİRAZ KAZIK FREN OLDU
Geçen yıl büyüme rakamları tahmininin tutmaması hedeften sapıldığını mı gösteriyor?
Geçen yıl gündeme getirdiğimiz Orta Gelir Tuzağı'nın başka problemlerine geldik. Örneğin bu yıl büyüme beklentimiz yüzde 4. Geçen yıl yüzde 2,2 oldu. Henüz bu rakam ortaya çıkmadan MÜSİAD olarak itirazlarda bulunduk. Temkinli gidiyoruz ama geçen yılın büyümesini sadece ihracat sırtladı. İç pazar yüzde 1,9'da kaldı. Hanehalkı tüketimi düştü. Oysaki bir önceki yıl yüzde 8-9'larda büyümüşken, aradaki fren deyim yerindeyse "biraz kazık fren" oldu. Oysa ki bu sonuca gelmeden iç pazar hakkında düşüncelerimizi söylemiştik. Ekonomi yönetimi farklı düşündü 2,2 ile kapattık.
Bu yılın başında yine ekonomi yönetimine büyümenin bileşenlerini yani ihracat ve iç pazarın katkısının ne kadar olacağını sorduk. Ekonomi yönetimi bu yıl dengeli bir yöntem izleyeceklerini ifade etti.
BÜYÜME YENİDEN GAZA BASTI
Kazık fren ekonomi yönetimi için acı tecrübe oldu mu?
Tecrübe midir değil midir bilmiyorum ama neticede sonuçları görüldü. 2013'ün ilk çeyreğinde yüzde 3 büyüdük. Türkiye 14 çeyrektir büyüyor ama son 8 çeyrektir büyümesi hız kaybediyor. İlk çeyreklerde büyüme yüzde 9,8'lerden başladı; 1,4'lerde kapattı. Bu yılın ilk çeyreğinde 1,2 çıksaydı büyümenin hız kaybettiği konusunda endişe edebilirdik. Demek ki büyüme hız kaybederken yeniden yukarı doğru hızlandı.
BİRİLERİNİN UMUT ETTİĞİ GİBİ TEPETAKLAK GİTMEDİ
Yakın zamanda Gezi Parkı Olayları gibi ciddi bir gelişme yaşadık. Bu yıl büyüme hedefleri tutacak mı?
Bir başka veri Gezi Olaylarının en sıcak olduğu dönem 24 Haziran'da Merkez Bankası kapasite kullanım oranlarını açıkladı. Hem mayıs ayına göre hem de bir önceki yılın Haziran ayına göre arttı. Demek ki ekonomi etkilendi ama birilerinin umut ettiği gibi tepetaklak gitmedi.
İlk çeyrekteki yüzde 3'lük büyüme ikinci çeyrekte de iyi gidecek gibi görünüyor. Gezi olaylarının en cafcaflı günlerinde bile kapasite kullanım oranları düşmedi. Bunu önemli bir veri olarak görüyorum. Bu yıl yüzde 4 büyüme bekliyoruz hatta beklenmedik bir durum ortaya çıkmazsa yüzde 4'ü bile geçeceğimiz bir beklentimiz var.
DÜNYA BANKASI IMF KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI ART NİYETLİ Mİ?
Türkiye ekonomi yönetiminin yanı sıra Dünya Bankası, IMF ve kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye için büyüme tahminlerini açıklıyor. Genellikle tahminleri daha düşük oluyor. Bunun arkasında yeterli veriye ulaşıp iyi gözlem yapamamaları mı var yoksa kötü niyet mi?
Bence bu kuruluşlar inandırıcılığını kaybetti. 2012 'de Türkiye yüzde 2,2 büyümezdi. Ekonomi yönetimi 2,2 istedi ve bu şekilde oldu. Yoksa Türkiye geçen yıl da 3,5-4 arasında rahat biçimde büyüyebilirdi ama bir tercihte bulunuldu.
Dünya Bankası'nın, IMF'nin ve kredi derecelendirme kuruluşlarının daha inandırıcı olmasını isteriz. Bu tarz kurumların görevi geçmişe yönelik analiz yapmak değildir. Geleceğe ilişkin projeksiyon tutmaları gerekir.
BÜYÜMEDE RİSK GÖRMÜYORUZ
IMF'nin baktığı verilerle MÜSİAD'ın baktığı veriler arasında fark var mı?
İstatistik çok rahat biçimde manipüle edilebilir. Aynı rakamlara bile baksanız, nasıl yorumladığınız önemlidir. Yüzde 3 büyümeyi, kapasite kullanım oranlarını sadece MÜSİAD'a vermedi ki Merkez Bankası herkesle aynı verileri paylaşıyor ama MÜSİAD gibi kaç kişi yorumladı sormak isterim... Bu iş nereden bakıldığıyla ilgilidir. Bu yüzden dünyada beklenmedik bir risk olmazsa büyümede bir risk görmüyoruz.
GÜVEN EKONOMİSİ DERKEN NE KASTEDİLİYOR
Güven ekonomisi derken MÜSİAD neyi kastediyor?
Güven ekonomisi derken "ekonomide güven şarttır" demek değil. Kastettiğimiz "Türkiye güvenli bir limandır. Türkiye'nin içinde bulunduğu sisteme güven ekonomisi diyoruz. Bu sistemde büyümenin finansmanı nasıl olacak, sorusunu da bilerek kasten soruyoruz.."
Niye böyle söylediğimize gelince kriz Türkiye'ye 2008'in son çeyreğinde geldi. Krizden en az etkilenen ülkeler arasında Türkiye var. Bu durumda Türkiye için Güvenli Liman demek haklı bir benzetmedir. Büyüme konusunda tereddüt içerisinde değiliz. Önemli olan büyüyeceğiz de nasıl finanse edeceğiz
TÜRKİYE'NİN TEST EDİLDİĞİ SÜREÇ
Şunu da eklemekte fayda var. Gezi olayları Türkiye ekonomisinin test edildiği bir süreçtir. Finansmanı, kamu maliyesi, finans kurumları, borsası, insanların birbirine tahammülü, sınırları vb hepsi test edildi. Etkilendik mi derseniz bakalım rakamlara... Dolar 1,80 TL'lerden 1,90'lara gitti. Yüzde 10'un altında bir değişim. Faiz 4,6'dan yüzde 7,5'lere gitti. Baktığınızda yüzdesel bazda büyük bir rakam var ama 2,5-3 puanlık bir değişme oldu.
2000'li yıllar ve öncesinde olsak benzeri bir olayda gecelik faizlerin yüzde 7200'lere fırlardı. Geçmişte doların eski para birimi ile 13 bin 500 liradan bir günde 43 bin 500'e sıçradığını gördük. Kıyasladığımızda şimdiki tabloya güvenli liman diyorum. Bütün bu patırtı gürültüye rağmen, 2001'de bir anayasa tartışmasından sonra bankacılık sisteminin ne hale geldiğini gördük.
BORSA KAHKAHA AYNASI GİBİ
Gezi Parkı olayları nedeniyle borsada, faiz tarafında kayıplar var. Etkilenmedik demek doğru mu?
Hiç yara almadık demek afaki olur ama birilerinin beklediği umduğu etkiyi oluşturmadı. Böyle olaylarda en fazla borsa etkilenir. Gezi Olayı hiç olmasaydı da dünyada gelişmekte olan ülkelerden çıkacak bir para vardı. Borsa da bundan etkilenmeye çok müsait olduğu için etkilendi. Mesela tahvil piyasasından böyle bir çıkış olmadı.
Yılbaşından bugüne borsadan kümüle bazda çıkan para 560 milyon TL. Haziran'da 1,2 milyar çıkış olmuş ama yılbaşından itibaren 560 milyon lira... Borsada halen 72 milyar var. 72 milyarın olduğu yerde 560 milyon idare edilebilecek bir rakamdır.
Borsa bir yansımadır. Bunu bir örnekle anlatayım çocukluğun İzmir Fuarı'nda kahkaha aynaları vardı. Bu aynaların önüne geçtiğinizde, Nail aynı Nail'di ama her aynada farklıydı. Yani ne gerçek ne de gerçekten kopuk. Yani manipüle edilebilecek bir şey. Borsa da birebir aynısıdır. Bu değişimi böyle okumak lazım.
Döviz ve tahvil tarafındaki değişim de keşke olmasaydı. Ama tolere edilebilir seviyededir. Böyle bakınca biz diyoruz ki Türkiye bir güven ekonomisidir.
FAİZİ GEZİ OLAYLARI DEĞİL FED Mİ ARTIRDI?
FED bol para döneminin bittiğini açıkladı. Karar sonrası gelişmekte olan piyasalardan para çıkışları oldu. Aslında Türkiye'de faizlerdeki artışta FED'in kararının etkili olduğunu söyleyen de var faiz lobisinin işi olduğunu söyleyen de! MÜSİAD hangi görüşte, siz nerede duruyorsunuz?
Benim elimde Başbakan'ın ifade ettiği gibi bir istihbarati bilgi yok. Buna dair bir şey söyleyemem ama fotoğrafın sonundan başa doğru gidebilirim. FED'in açıklaması sürpriz değildi. Ekonomiyle uğraşan herkes birkaç ay içinde kararı açıklayacağını biliyordu. Her ay 85 milyar dolar para basarak gitmesi mümkün değildi. Zaten dünyadaki krizin çözülememe nedeni para basarak bu işe çözüm bulma arayışıdır. Bu işten para kazananlar da piyasanın tabiri ile bu işi satın almışlardı.
FAİZ LOBİSİ DEYİNCE MÜSİAD NE ANLIYOR?
Faiz lobisi deyince MÜSİAD ne anlıyor?
Bir ticaretinden para kazananlar var bir de paradan para kazananlar (manipülasyondan) var. Bu gözle baktığımızda iki rakamdan bahsedelim.
Türkiye geçen yıl 48 milyar lira faiz ödedi. Toplam gelirlerinin yüzde 15'ine tekabül ediyor. 2001'de ödediği faiz; gelirinin yüzde 104'üne tekabül ediyor. Aynı oranı geçen yıl ödemiş olsaydık 230 milyar lira faiz ödeyecektik. Bu para devletin cebinde kaldı. Bu rakamı 10 yılla çarptığınızda 3 Trilyon dolar yapıyor. Yarısını görmeseniz 1,5 trilyon akla zarar bir para. Faiz lobisi oradan besleniyor o geliri elde etmek için neler yapar bir düşünün...
Faiz lobisi denilen kesim olayları tetiklemiş midir, faydalanmış mıdır diye sorarsanız dibine kadar faydalanmıştır. Rakamlar ortada... Düşünün 10 yıl önce devlet tüm gelirlerini faize ödüyor ve yetişmiyordu. Bugün yapılan hizmetlerin bedelini Başbakan dedelerinden kalan mirasla yapmıyor faize ödenmeyen paralarla yapılıyor. Faiz lobisi bu işten nemalanmıştır. Böyle büyük rakamlar karşısında neleri yapabileceklerini de kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
FAİZ LOBİSİNİN EN NET TANIMI
Çalışma prensiplerini anlattınız somut olarak faiz lobisi deyince vatandaş neyi ve kimi anlamalı?
Kurumların açıklanan bilançoları var. O bilançolarda bir faaliyet gelirleri var bir de faaliyet dışı gelirler var. Faaliyet dışı gelir teknik tabirdir ve faiz türü gelirlerdir. Bu tablolara bakın, nerelerin faaliyet dışı gelirleri yüksekse bunlar paradan para kazanma derdindedirler...
Birileri üretiyor kazanıyor; birileri faizden ve manipülasyondan kazanıyor. Paradan para kazanma mantıklı olduğunda sorun değil ama manipülatif olduğunda problemdir. Ulaşabildiğiniz bilançolara bakın, fazla detaya gerek yok. Faaliyet dışı gelire bakın kimler nemalanmış ortaya çıkar. Bilgi çağındayız internetten arattırdığınızda çok rahatlıkla böyle bilgilere ulaşabilirsiniz.
Hakan GÖKSEL / Haber 7
Hakan.Goksel@haber7.com
twitter.com/hakan_goksel
-
Bülent Demirel 11 yıl önce Şikayet Etkaynak maliye ve hazine müsteşarlığı. adamda suç yok, haberin manşeti adamı yüceltmiş. adamın konuşmaları tipik kahvelerdeki sakallı hüsnü, kasketli hasan konuşmaları. Sadece 2013 bütçesinde maliye bakanının sözlerini yazıyorum. 2013 yılı kamunun borcunun faizine ayrılan para 53 katrilyon, yatırıma ayrılan para 35 katrilyon. şuan devletin anaparadan borç ödeme şansı yok.Beğen Toplam 2 beğeni
-
oktay çıkmaz 11 yıl önce Şikayet Etmehmet boyraza. yahu sahte rakamlarla işim olmaz ıcra senet takıblerı artmış kapanan işyerı sayısıs artmış ülkenın dış borcu 330 mılyar dolara fırlamış (ımf ye borç bıtmış dıye hava basıyorsunuz ama diş borcu kımse soylemıyorBeğen Toplam 9 beğeni
-
mehmet boyraz 11 yıl önce Şikayet EtOktay Çıkmaz. Biraz iktisat ilminden nasibiniz olsaydı siz bu sözleri söylemeye utanırdınız. Şahsi görüşlerinizin hiçbir kıymeti yok efendim.Beğen Toplam 22 beğeni
-
oktay çıkmaz 11 yıl önce Şikayet Etülke kan ağlıyor. ülke yamulmuş şu an ki durum 2001 kriziden beter millet icra kapılarında sürünüyor utanmadan milleti kandırıyorsunuzBeğen Toplam 5 beğeni
-
Tkyrkyyldz 11 yıl önce Şikayet EtEfendim,. Turkiye mutluysa , Turkiyede yasayanlarda mutludur . Sizlerin Ayyildizi sevdiginizi biliyoruz ,ve inaniyorumki yardim kuruluslarimiza , yapistirip satan baronlar degil sizler yardim ediyorsunuz.Turkiyenin mutlulugu projesi Turkiyeyi kendi insanina nikahlama projesidir . Dunyanin hayretle naklen izleyecegi bu projeye varmisiniz.. Saygilar.Beğen Toplam 6 beğeni