Bağış istedi Güler Sabancı devreye girdi

AB Bakanı Bağış, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile görüşeceğini öğrendiği Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'dan destek istediğini, Sabancı ile Hollande'ın görüşmesinden olumlu sinyaller geldiğini aktardı.

Bağış istedi Güler Sabancı devreye girdi
Bağış istedi Güler Sabancı devreye girdi
GİRİŞ 21.09.2012 09:22 GÜNCELLEME 21.09.2012 11:04

Nergis Bozkurt'un haberi

AB Bakanı Bağış, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile görüşeceğini öğrendiği Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'dan destek istediğini belirterek, ekledi:

Gitmeden kendisinden rica ettim. Güler Hanım da kabul etti. Hollande ile görüşmesinde, Fransa'nın Türkiye'ye koyduğu engelleri kaldırmasını beklediklerini aktardı. Olumlu sinyaller almış

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB ülkeleri turuna yeniden başladı. Bağış'ın ilk durağı Portekiz oldu. Kendi deyimiyle sezonu açtı. Türkiye'nin bu süreçte öncelikli iki hedefi var; Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin koyduğu engelleri kaldırmak ve ocak ayında AB dönem başkanlığını üstlenecek İrlanda dönemine hazır olmak.

Bağış, iki faslın hemen açılabileceği düşüncesinde. Mali ve para politikaları faslı ile tarım... Bunun için resmi adımların yanı sıra çok yönlü çalışmalar sürüyor. İş dünyasının devreye girmesi de buna dahil.

Bağış, Fransa'nın tutumunun değiştirilmesi konusunda Güler Sabancı'dan da destek istemiş.
Egemen Bağış, Portekiz'de AB stratejisinden teröre, Ortadoğu'daki gelişmelerden Esad'a kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı:

GÜLER HANIM'DAN RİCA ETTİM

- Güler Hanım Louvre Müzesi'nde, İslam Sanatları Eserleri Bölümü'nün açılışında Hollande ile (Fransa Cumhurbaşkanı) buluştu. Gitmeden önce kendisinden bir ricada bulundum. Güler Hanım bunu kabul etti.

Hollande ile görüşmesi sırasında Fransa'nın, Türkiye'ye koyduğu engelleri kaldırmasını beklediklerini aktardı. Daha sonra görüştük. Olumlu sinyaller almış. Kültürel bir platformda bu konunun dile getirilmesi önemli.
AB Komisyonu'nun Genişmeden Sorumlu üyesi Stefan Füle de benzer olumlu sinyaller almış.

HOLLANDE ANKARA'YA GELEBİLİR

- Fransa'nın konuyu yeniden gündemine alması bekleniyor. Sarkozy, tam üyelikle ilgili gördüğü için 5 fasıla ahmakça ve kötü niyetli bir şekilde engel koymuştu. Bunun değişeceği yolunda önemli mesajlar alıyoruz. Fransa'ya iş dünyası da baskı yapıyor.

Üçüncü köprü ihalesi öncesi Fransız firmalar ortaklık yapacak Türk şirket bulamadı. Bu yönde bir telkinimiz yok. Türk şirketleri kendiliğinden bir refleks geliştirdi. Bunlar da Fransa üzerinde etkili oluyor. Hollande Ankara'ya gelebilir. Kendi reformlarımızı sürdüreceğiz.

- Toplumdaki psikolojik havanın değişmesi için fasılların açılması önemli ama bazı konularda risk almak da istemiyoruz. Mesela rekabet faslını açmamıza hiçbir engel yok. Ekonomi ve iş dünyasına olumsuz etkileri olacaksa gerek yok. Fasıl açınca benim boyum uzamıyor ki. Onun için adımlarımızı çok dikkatle atıyoruz.

- Portekiz'de, cumhurbaşkanı ve başbakanla görüşmenin de yer aldığı çok üst düzeyde bir kabul gösteriliyor. Portekiz'in ekonomik sorunları var. Türkiye'deki dinamizmi önemsiyorlar. Vize muafiyet müzakerelerini başlattık. Bizim için her ülkenin tavrı önemli.

ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARDIK

- Pozitif gündem diye bir şey yarattık. Daha önce böyle bir şey yoktu. Rum dönem başkanlığında böylece bir kaybımız yok. Şapkadan tavşan çıkarırcasına...

Bu pozitif gündem çalışmamız sonuç veriyor. Ocak ayında İrlanda dönemi için hazırlık yapıyoruz. 'AB reformarı yavaşladı mı' diye eleştiriler var. Psikolojik olarak bunu kırmak lazım. Halbuki bu süreçte hiçbir ülkede olmadığı kadar reform yapıyoruz.

ERDOĞAN BRÜKSEL'E GİDECEK

- Başbakan Erdoğan da önümüzdeki günlerde Brüksel'e gidecek. Uygun zamanlama için hazırlık yapılıyor. 10 Ekim'de açıklanacak ilerleme raporunun bu yıl çok daha iyi olmasını bekliyorum. Attığımız adımlar, rapora olumlu yansıyacaktır.

Dördüncü yargı reformu için de Adalet Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. AB, Türkiye'nin Suriye konusundaki tutumunu da takdirle karşılıyor. Suriye'den kaçanlara insani olarak kapılarını açması takdirle karşılanıyor. Türkiye'nin doğudaki etkinliği, batıdaki gücünü artırıyor. Batıdaki etkinliği de doğudaki gücünü artırıyor.

60 yaşında terörist hiç gördünüz mü?

- Türkiye terör sorununa odaklanmalı, bunu çözebilirsek ekonomik ve küresel anlamda Türkiye'nin önü açık. Son dönemde PKK'nın izlediği stratejiye, kullandığı teçhizata bakınca arkasında bir güç olduğu belli. AB Bakanı olarak bunun adını koymak bana düşmez. Ama şunu söyleyebilirim, Avrupa'da Danimarka başta olmak üzere PKK'yı koruyan ülkelerle ilgili sonuç almaya başladık.

- Teröristlerin şunu anlaması lazım. Liderler hariç 60-65 yaşına gelmiş terörist gördünüz mü? Bunlar kandırılmış çocuklar, patır patır genç yaşta ölüyorlar. Onların da anneleri, sevenleri var. Artık akan kanı durdurmaları lazım. Hiçbir devlet silah bırakmaz. Uyuşturucu ve insan kaçakçılığı rantının peşinde kandırılmış çocukları kullanıyorlar. Peşinde oldukları ne kültürel haklar ne de insan hakları.

SAKIK'IN ÇAĞRISI ÖNEMLİ AMA

-  Bu acı olaydan sonra ben de Sırrı Sakık'ı aradım. Bir baba olarak bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum. Çok ağır, gözünün önünden evladı gidiyor. Acılı yürekle Başbakan'a yaptığı çağrıyı da önemsiyorum. Ama 'Bu işi çözelim' dediler.

Ardından şehit haberleri geldi. BDP'liler acıları önlemek istiyorlarsa kandırılarak dağa çıkarılanların silah bırakmasına vesile olsunlar. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Tarihte hiçbir başbakan Kürt meselesine Erdoğan kadar sahip çıkmamıştır. Erdoğan o bölgenin damadıdır.

Bölgeden milletvekili seçilmiştir. Sadece kendi ülkesindeki değil, Irak'taki, Suriye'deki Kürtler için de mesai sarf etmiştir. Esad'la ilişkilerin iyi olduğu dönemde de en fazla tartıştıkları konu, Kürt meselesi olmuştur. Erdoğan o zaman da Kürt meselesinin çözümü konusunda insan haklarından yana bir tutum sergemiştir.

'Krizi fırsata çevirin' çağrısı

AB Bakanı Bağış, Portekiz Katolik Üniversitesi'nde 'AB-Türkiye İlişkileri: Yeni Bir Ajanda Zamanı' başlıklı konferansta da konuştu: Sadece Türkiye'nin katılımı, AB projesini kıtasal barıştan, küresel barışa dönüştürecektir. Maalesef AB, tarihinin en büyük krizini yaşamaktadır.

Krizin çok öncesinden beri, AB'nin geleneksel çözümler yerine, sınırlarını aşan çözümler araması gerektiğini, krizi fırsata çevirmesi gerektiğini düşündük. Türkiye'nin katılımı, AB'yi ekonomik olarak daha rekabetçi, sosyal olarak daha barışçıl, coğrafik olarak çok daha güçlü ve etkin yapacaktır.

 

KAYNAK: AKŞAM