İTO yönetim kurulu üyeleri der ki

16.08.2011 07:37
18 / 45
Özel sağlık sektörü çok ağır sorunlar yaşıyor

DR. UĞUR BARAN / SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK KOMİTESİ: Özel sağlık sektörü 2011 yılında çok ağır sorunlar yaşıyor. Bu yıl kapasitemizi maksimuma çıkararak geçirdik ama 2012’nin nasıl geçeceği konusunda bir fikrimiz yok. En ağır sorunlarımızdan biri, sektörde 2005 yılından beri uygulanan fiyatın değişmemiş olması. Yaklaşık 6 yıldır aynı fiyatla hatta düşürülmüş fiyatlarla hizmet vermeye çalışıyoruz ama maliyetler artarak devam ediyor. Şu anda özel sağlık sektörünün tamamına yakını devlete hizmet veriyor. Bir çeşit taşeron hizmeti vermeye çalışıyor. Devlete mahkum durumdayız. Üstelik kuralı da devlet koyuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmeti bizden aldı ve SGK karşısında kamu kuruluşlarıyla rekabet halindeyiz. Siz cebinizdeki kartınızla devlet hastanesine giderseniz 5 lira, bana gelirseniz 12 lira katılım payı ödüyorsunuz. Odamız aracılığıyla bu konu Rekabet Kurumu’na iletildi, ancak “Bu bizi ilgilendirmiyor” diye bir cevap geldi. Özel sektörün faaliyet gösterdiği binaların ciddi bir şekilde deprem riski var; binaların yenilenmesi gerekiyor. Kamu bizden birleşip büyümemizi istiyor. Devasa hastanelerle rekabete devam ediyoruz. Mevcut fiyat politikaları ve mali imkânlarla bu sorunların çözülebilmesi mümkün görülmüyor. Sektörde 200 bin insan istihdam ediyoruz. 7 yıl önce bir kişinin 1 yılda hekime gitme frekansı 1.2 iken, bugün 8’in üzerine çıkmıştır. Sağlık sektörüne bir kalite algısı gelmiştir ve bu özel sektör sayesinde olmuştur. Kamu şu anda pek çok noktada bizi geçti ama bu motivasyonu getiren özel sektördür. Türkiye’de sağlık sektöründe harcanan para 60 milyar lira civarında ve bunun 6 milyar lirasından biz nasipleniyoruz. Ama hizmetin yüzde 30’unu, bazı özellikli hizmetlerde ise yüzde 50’sini veriyoruz. Bu bütçeyle veriyoruz. Peki, İstanbul Ticaret Odası zemini bu sorunların çözülmesi konusunda sisteme ne kadar katkı sağlıyor? Ben arzu ediyorum ki, Oda daha aktif rol alsın. Bizim alamadığımız randevuları Oda bir saatte alabiliyor. Bu çok önemli. Ben kendimi bu konuda ciddi bir özeleştiriye tabi tutuyorum. Herkesin bunu yapmasını bekliyorum. Filmin dörttü üçü bitti. Hiç olmazsa bundan sonraki bölümde bir aktivite yapalım diye umuyorum.
Özel sağlık sektörü çok ağır sorunlar yaşıyor<br> <br><strong> DR. UĞUR BARAN / SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK KOMİTESİ: </strong> Özel sağlık sektörü 2011 yılında çok ağır sorunlar yaşıyor. Bu yıl kapasitemizi maksimuma çıkararak geçirdik ama 2012’nin nasıl geçeceği konusunda bir fikrimiz yok. En ağır sorunlarımızdan biri, sektörde 2005 yılından beri uygulanan fiyatın değişmemiş olması. Yaklaşık 6 yıldır aynı fiyatla hatta düşürülmüş fiyatlarla hizmet vermeye çalışıyoruz ama maliyetler artarak devam ediyor. Şu anda özel sağlık sektörünün tamamına yakını devlete hizmet veriyor. Bir çeşit taşeron hizmeti vermeye çalışıyor. Devlete mahkum durumdayız. Üstelik kuralı da devlet koyuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmeti bizden aldı ve SGK karşısında kamu kuruluşlarıyla rekabet halindeyiz. Siz cebinizdeki kartınızla devlet hastanesine giderseniz 5 lira, bana gelirseniz 12 lira katılım payı ödüyorsunuz. Odamız aracılığıyla bu konu Rekabet Kurumu’na iletildi, ancak “Bu bizi ilgilendirmiyor” diye bir cevap geldi. Özel sektörün faaliyet gösterdiği binaların ciddi bir şekilde deprem riski var; binaların yenilenmesi gerekiyor. Kamu bizden birleşip büyümemizi istiyor. Devasa hastanelerle rekabete devam ediyoruz. Mevcut fiyat politikaları ve mali imkânlarla bu sorunların çözülebilmesi mümkün görülmüyor. Sektörde 200 bin insan istihdam ediyoruz. 7 yıl önce bir kişinin 1 yılda hekime gitme frekansı 1.2 iken, bugün 8’in üzerine çıkmıştır. Sağlık sektörüne bir kalite algısı gelmiştir ve bu özel sektör sayesinde olmuştur. Kamu şu anda pek çok noktada bizi geçti ama bu motivasyonu getiren özel sektördür. Türkiye’de sağlık sektöründe harcanan para 60 milyar lira civarında ve bunun 6 milyar lirasından biz nasipleniyoruz. Ama hizmetin yüzde 30’unu, bazı özellikli hizmetlerde ise yüzde 50’sini veriyoruz. Bu bütçeyle veriyoruz. Peki, İstanbul Ticaret Odası zemini bu sorunların çözülmesi konusunda sisteme ne kadar katkı sağlıyor? Ben arzu ediyorum ki, Oda daha aktif rol alsın. Bizim alamadığımız randevuları Oda bir saatte alabiliyor. Bu çok önemli. Ben kendimi bu konuda ciddi bir özeleştiriye tabi tutuyorum. Herkesin bunu yapmasını bekliyorum. Filmin dörttü üçü bitti. Hiç olmazsa bundan sonraki bölümde bir aktivite yapalım diye umuyorum.