Mustafa Koç niye sakal bıraktı?

Funda Özkan'ın köşe yazısı

Hafta başında, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ve kardeşi, Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Koç ile biraya gelmiştik. Boğaz’da deniz kıyısında yemek öncesi, Koç Holding Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü, Resmi İşler ve Medya İlişkileri Koordinatörü Gökhan Akça ile ayakta sohbet ederken, Koç kardeşler geldi. İlk anda epey şaşırdığımı söylemeliyim, Mustafa Koç sakal bırakmıştı.

Davetli kadın gazetecilere Mustafa Koç “Yakışmış mı?” diye soruyordu. Şahsi fikrimi söyleyemedim, “beğendim” diyemeyeceğim.

Konu olan elbette benim zevkim değil.

Şaşkınlığım, Mustafa Koç‘un sakal bırakmış olması.

Hatırlayalım 2008 yazının en ‘hararetli’ gündem maddelerinden biri Rahmi Koç‘un sözlerine, Başbakan Erdoğan‘ın tepkisiydi.

Rahmi Koç, Ayşe Arman’a, ”Sakallı ve bıyıklı adamı katiyen işi almam” demiş, Başbakan Erdoğan da bunun ‘ilkel bir anlayış’ olduğunu söyleyip, “İşte bu insanların bu ülkede primi yoktur” diye tepki göstermişti.
Tartışma büyümüş, gazete köşelerinde konu, ‘Beyaz Türkler‘in temsilcilerinden Rahmi Koç‘un batılı yaşam tarzını savunması, Anadolu sermayesinin sözcüsü AKP ve Başbakan Erdoğan‘ın da bu yaşam biçimine tepkisi, hatta laiklik tartışmasına’ kadar uzatılmıştı.

Başbakan Erdoğan’ın tepkisini bir tür rövanş olarak yorumlayanlar da vardı, Beyaz Türkler’in Rahmi Koç’a sahip çıkması gerektiğini savunanlar da.

O gün Mustafa Koç‘a sorma fırsatım olmadı ama Koç Holding‘te üst düzey yöneticileri arayıp, sordum: Mustafa Koç niye sakal bıraktı?

Dediler ki, “Mustafa Koç genelde tatillerde sakal bırakır, işe dönünce keser.

Bu sefer kesmedi.”

Koç Holding ve şirketleri ağustos ayında üç hafta kapılarını kitler, tüm çalışanlar tatil yapar.
Tatil dönüşü, Mustafa Koç yakın arkadaşlarına sakalını bir süre kesmek istemediğini söylemiş. İçlerinden kimileri “Kes, polemik konusu olur” diye tavsiyede bulunmuş ama Mustafa Koç, “Kime ne benim sakalımdan” deyivermiş.
Koç Holding’ten konuştuklarımdan biri şu espriyi de yaptı:

“Merak etme Ahmet Hakan ile birlikte umreye gitmedi. Ne babasını tekzip etmek gibi bir amacı var ne de hükümete şirin görünmek gibi.”

Rahmi Koç ne demişti?

Rahmi Koç sadece sakal ve bıyık değil, kadın çalışanlarının frapan giyimine de tepki gösteriyordu. Hürriyet’in Pazar ekinde Ayşe Arman’ın yönelttiği sorular üzerine, şunları söylemişti:

Ne tür insanları kesinlikle işe almazsınız?

- Sakallı, bıyıklı adam katiyen almam. Kirli sakal da sevmem. Her gün tıraş olacak bir kere. Cote D’Azur’a gider gibi gelinmez.

Blucin de giyilmez.

Kadınlar da mini giyemez. Buranın da kendine göre bir ciddiyeti var. Biz 1 Haziran’dan 15 Eylül’e kadar ‘smart casual’ giyiniyoruz, kravat filan yok, toplantıları olanlar takıyorlar tabii. Yılın geri kalan zamanları lacivert blazer-gri pantolon-kravat, bildiğimiz iş kıyafeti.

Gerçi arkadaşlar, ‘smart casual’ giyinmenin daha zor olduğunu söylüyorlar, uyumlu giyinmek daha zor, öteki türlü takımı giyiyorsun çıkıyorsun.

Bir de cumaları daha rahat kıyafetler giyilir bizde.
Tişört giyilebiliyor mu?
- Yok, tişört olmaz, gömlekle gelecek, bir yakası olacak.
Çorabı düşük adam da sevmem. Eti gözükmeyecek, Almanlarda vardır o çok. Ayakkabılar da
boyalı olacak.
Kadın personel için de düzgünlük isterim. Çok frapan olmasın.”

Başbakan Erdoğan ne tepki göstermişti?

Başbakan Erdoğan, sert tepki göstermiş, şunları söylemişti:“Bizler hiçbir zaman bu ülkede ayrımcılığın tarafı olmadık. ‘Ben işyerime sakallı ve bıyıklı adam asla almam’ diyenlerden yana olmadık. Bugün dünyanın neresinde böyle bir ilkel anlayış var? Kendi insanları arasında böyle bir ayrımcılığı yapmanın sosyolojik anlamda bir tanımı olabilir mi? İnsana bakışın böyle bir tanımı olabilir mi? Düşünebiliyor musunuz, bu ülkede birçok şeylerin konuşulduğu zaman güya kendilerine saygı duyulduğunu zannediyorlar.

İşte bu insanların bu ülkede primi yoktur, karşılığı yoktur. Bunlar ancak kendi lobilerinde kalırlar. Zira bu insanlar asla benim vatandaşlarım arasında kendilerine o arzu ettikleri sevgiyi saygıyı bulmazlar. Bunlar ancak kendi lobilerinde kalırlar.

Eğer bunu ben söylüyorsam ve burada bana ‘taraf’ deniyorsa, evet ben bu anlamda tarafım. Niye? Çünkü benim vatandaşlarımın arasında böyle bir ayrımı yapma hakkına kimse sahip olmamalı. Çünkü bu milletin evlatlarının eli öpülür. Bu milletin evlatlarını her zaman hep birlikte kucaklayacaksınız.”

Köşe yazısının tamanını özgün hali ile okumak için bu linki kullanabilirsiniz

(Radikal)

funda.ozkan@radikal.com.tr