KDK'dan emekli maaşları raporu: Yüzde 30'luk farka dikkat çekildi
Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca, 2024 ve 2025 yıllarında yapılan emeklilik başvuruları arasında yalnızca başvuru tarihine bağlı olarak yaklaşık yüzde 30 maaş farkı oluşmasının adalet duygusunu zedelediğini belirtti.
Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca, aynı hukuki ve fiili koşullara sahip bireyler arasında, yalnızca 2024 ve 2025 yılları arasındaki başvuru tarihine bağlı olarak yaklaşık yüzde 30 emekli maaş farkı oluşmasının hakkaniyet açısından tartışmalı bir durum ortaya çıkardığını belirterek, "Emekli aylıklarının bir önceki yıl bağlanan aylıklardan daha düşük olmamasına ilişkin açık, basit ve net bir yasal düzenlemenin varlığı elzemdir" dedi.
Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK), 2024 ve 2025 yıllarında yapılan emeklilik başvuruları arasında oluşan maaş farkıyla ilgili hazırladığı "Başvuru Tarihine Göre İşçi Emekli Aylıklarındaki Farklar" özel raporu, kurumda düzenlenen programla açıklandı.
Kamu Başdenetçisi Akarca, burada yaptığı konuşmada, raporun, yalnızca emeklilik başvuru tarihleri farklı, bunun dışında prim gün sayıları, kazancı ve sigortalılık süreleri gibi tüm yasal koşulları aynı olan işçi statüsündeki sigortalılar arasında ortaya çıkan emekli aylıklarındaki farkları konu aldığını söyledi.

Vatandaşların emeklilik planlarını yaparken karşılaştıkları belirsizlikler ve sistemin öngörülebilirliği konusundaki kaygıların, KDK'nin böyle bir rapor hazırlamasını zorunlu kıldığını dile getiren Akarca, raporun hazırlanma sürecinde, mevzuat hükümleri, idari uygulamalar ve sosyal güvenlik sisteminin temel ilkelerinin birlikte değerlendirildiğini ifade etti.
Emekli aylığı tutarında yaşanan dalgalanmaların nedeninin teknik olarak tespit edildiğini aktaran Akarca, şunları kaydetti:
"Raporumuzun temel tespiti şudur, aynı hukuki ve fiili koşullara sahip bireyler arasında, yalnızca 2024 ve 2025 yılları arasındaki başvuru tarihine bağlı olarak yaklaşık yüzde 30 oranında bir emekli maaş farkı oluşması, hakkaniyet açısından tartışmalı bir durum ortaya çıkarmaktadır. Emeklilik, uzun ve meşakkatli bir çalışma hayatının ardından gelen önemli bir dönüm noktasıdır. Emeklilikle birlikte elde edilecek hakların, başvuru tarihindeki kısa bir zaman farkına bağlı olarak büyük bir oranda değişmesi, ilgililer açısından hem ekonomik hem de duygusal açıdan endişe verici belirsizlikler yaratmaktadır. Ortaya çıkan sonuç, sosyal güvenlik sisteminin taşıması gereken adalet duygusunu zedelemektedir."

Akarca, sosyal güvenlik sisteminin, yalnızca normatif düzenlemeler ve kurumsal yapılar üzerine değil, aynı zamanda vatandaşların bu sistemin hakkaniyetli, öngörülebilir ve eşitlik ilkesine uygun biçimde işlediğine dair sahip oldukları adalet algısı üzerine inşa edildiğinin altını çizdi.
"SİSTEMİN İŞLEYİŞİ ADİL VE ÖNGÖRÜLEBİLİR SONUÇLARA DAYANMALI"
Sosyal güvenliğin yalnızca teknik hesaplamalar, tablolar ve rakamlardan ibaret değil, bizzat insan hayatıyla ilgili olduğuna işaret eden Akarca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Normalde emeklilik talebinde bulunmayacak olan sigortalı, özel rapora konu olan emeklilik aylıkları arasındaki farktan kaçınmak için emeklilik başvurusunda bulunabilmektedir. Üstelik, emekli olduktan sonra çalışmaya devam etme arzusundaki bir kişinin, sosyal güvenlik destek primi yükünden kaçınmaya çalışan işletmelerde, kayıt dışı istihdama yönelmesi riski de bulunmaktadır. Örneklerden de açıklanacağı üzere, sistemden kaynaklanan her türlü fark, bireysel hakların yanında toplumsal güven ve istikrar üzerinde doğrudan etki yaratmaktadır. Bu nedenle sistemin işleyişi sadece hukuki dayanaklara değil, aynı zamanda adil ve öngörülebilir sonuçlara da dayanmalıdır."
"ÇÖZÜMLER YARINI DA GÖZETMEK ZORUNDA"
Raporda, yaşanan farklılığın giderilmesine ve benzer durumların gelecekte tekrar etmemesine yönelik değerlendirme ve önerilere yer verildiğini aktaran Akarca, "Emekli aylıklarının bir önceki yıl bağlanan aylıklardan daha düşük olmamasına ilişkin açık, basit ve net bir yasal düzenlemenin varlığı elzemdir. Amaç, hem mevcut mağduriyet algısını azaltmak hem de sosyal güvenlik sisteminin adalet ve eşitlik temelinde mali olarak sürdürülebilir daha güçlü bir yapıya kavuşmasına katkı sağlamaktır. Unutulmamalıdır ki kalıcı çözümler yalnızca bugünü değil, yarını da gözetmek zorundadır" diye konuştu.
Programda, Kamu Denetçisi Abdullah Cengiz Makas da rapora ilişkin sunum yaptı.
AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak ve Türkiye Emekliler Derneği Başkanı Kazım Ergün de programa katıldı.
-
Misafir 5 dakika önce Şikayet Et1800 ,3600,5000 gibi günden emekli olma tamamen kaldırılmalı. 10.000 iş gününden önce emekliliği ölüm,sakat kalma,çalışamayacak derecede hasta olan tam teşekküllü hastane raporu ile ancak emekli olunmalı.Beğen
-
Mehmet 54 9 dakika önce Şikayet EtBelediyeden emekli kamu işçi maaşı nasıl 50 bin civarında oluyor da yine kamuda çalışan memur emeklisinin maaşı 35-40 bin arasında oluyor bilen varmıdır.Beğen
-
Mustafa 9 dakika önce Şikayet EtAdalet ve hakkın olmadığı yerde herşey beklenebilir gece gündüz mesai gözetmeden çalışanla sadece gündüz calisan aynı maaşı alıyorsa zor işte calisip emekli olunca biten biri ile basit bir işte çalışan aynı emekli maaşı alıyorsa burda suç bunu yaoanlarin ve gerçek adaleti Allah huzurunda verecekler cevabiniBeğen
-
Misafir 11 dakika önce Şikayet EtEmekliler gerçekten çok mağdur ediliyor yeni ve eski ve hatta yeni emekli olaçakların tümü mağdur edilmekte seçimlerde memurlara verilen zam emekli ve hatta asgari üçrete de yapılması gerekiyor gelir adaletsizliği giderilmeli tamam kimse aç açıkta kalmasın ama adam 7 ,8,9 bin prim ödemiş ama hiç primi olmayan en düşük emekli aylığı kadarı maaş alıyorBeğen
-
Ahmet 12 dakika önce Şikayet EtEsas olan adalet duygusu değildir. Adaletin kendisidir. Duygu ile adaletin ne alakası var. Gücümüz yok adalet i ilahiyi bekliyoruz.Beğen