Rusya’dan Türkiye’ye tarım ihracatı %85 arttı: Ulusal marka Made in Russia bu artışta nasıl bir rol oynadı
Ocak–Eylül 2025 döneminde Rusya’nın Türkiye’ye tarım ürünleri ihracatı 2,4 milyar doları aşarak istikrarlı büyümesini sürdürdü.
2018–2024 arasında tedarik hacmi %85 arttı. Bu büyüme, Rus üreticileri ortak bir kalite standardı altında birleştiren Made in Russia ulusal markası sayesinde mümkün oldu. Made in Russia ulusal markasının standartları yalnızca ürünün menşeini değil; modern güvenlik, çevresel sorumluluk ve organik üretim gerekliliklerine uyumu da tasdik ediyor. Böylece Made in Russia, uluslararası iş birliğini kolaylaştırarak Türkiye pazarına teknoloji ve çevre duyarlılığı yüksek Rus tarım-gıda şirketlerinin daha etkin şekilde giriş yapmasına katkı sağlıyor.

TÜRKİYE’DE TEMSİL EDİLEN RUS TARIM ŞİRKETLERİ
Made in Russia; doğrulanmış menşe, uluslararası gerekliliklere uyum ve şeffaf süreçler vurgusuyla öne çıkıyor. Türkiye’ye ihracat yapan sertifikalı üreticilerin sayısı giderek artıyor. Bunlar arasında, nötr aroması ve homojen altın rengiyle tanınan, kızartma sırasında vitamin E değerini koruyan ve zararlı bileşikler açığa çıkarmayan bitkisel yağ üreticileri Blago ve EcoOil bulunuyor. Ürünler, onlarca yıllık yerli üretim deneyimi ile modern teknolojilerin birleşimiyle üretiliyor. Türkiye’ye ihraç edilen bir diğer kategori ise Bio-Ton’un bakliyatları ve buğdayı. Bu ürünler artık günlük Türk mutfağının parçası hâline geliyor; çıtır gözlemelik un, yumuşak pita ve kabaran hamur işlerinde kullanılıyor.
Made in Russia, güvenli, test edilmiş ve uluslararası pazarlarda rekabetçi ürünler sunan farklı profillerde üreticileri bir araya getiriyor. Bu şirketler de markanın temel ilkesini yansıtıyor.
Tarım sektörü; su kullanımı, arazi iyileştirme ve atık azaltma gibi alanlarda çevresel etkinin en görünür olduğu alanlardan biri. Bu nedenle ESG uygulamalarını benimseyen şirketler, Türkiye pazarının kalite, tedarik zinciri şeffaflığı ve sürdürülebilirlik konusundaki sıkı taleplerine en iyi şekilde karşılık verebiliyor.
Bu bağlamda en dikkat çekici örneklerden biri, Rusya’nın tarım devi Miratorg. Şirket, 2024 yılında Rusya’nın Orta Kesiminde 5.500 hektardan fazla araziyi temizleyerek yeniden tarımsal kullanıma kazandırdı. Ancak belirleyici olan yalnızca tarım alanının genişlemesi değil; toprağın, suyun, organik atığın ve emisyonların nasıl yönetildiği. Bu bütüncül yaklaşım, çevresel, sosyal ve yönetişim kriterlerini tek bir modelde birleştiren ESG ilkelerini yansıtıyor.
Miratorg, 30 yıllık geçmişe sahip bir tarım-endüstri holdingi. Aynı zamanda premium sınıf evcil hayvan maması üreticisi olan şirket tam döngülü bir modelle çalışıyor. Bu doğrultuda çevresel hassasiyeti önceliklendiriyor, doğa koruma teknolojileri uyguluyor ve faaliyet gösterdiği bölgelerde yerel altyapıyı geliştiriyor. Temel prensibi, yalnızca kendi iç büyümesi için değil, çevresindeki toplumların refahını artırmak için çalışmak.

MADE İN RUSSİA’NIN TEMEL İLKESİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
Ulusal marka, çevre korumasını önceliklendiren sorumlu şirketleri destekliyor. Bu çerçevede su en önemli kaynaklardan biri. Pek çok işletme arıtılmış atık suyu yakın su kaynaklarına boşaltırken, Miratorg farklı bir yaklaşım benimsiyor: Su tıpkı toprak gibi ikinci bir yaşam kazanıyor ve üretim süreçlerinde yeniden kullanılıyor. Sıcak mevsimlerde arıtılmış su, özel rezervuarlarda depolanıyor ve ardından tarımsal sulamada kullanılıyor.
Şirket ayrıca arıtılmış suyun geri dönüşümünü de genişletiyor. Bir diğer deyişle arıtılan atık su üretime yeniden kazandırılıyor.

ATIKLARA İKİNCİ YAŞAM: GERİ DÖNÜŞÜM VE AYRIŞTIRMA
Miratorg, su ekosistemlerine etkisini azaltmanın ötesinde; organik atık işleme sistemi kurarak sıfır atık yaklaşımını destekliyor. Amaç, geri kazanılamayan atığı minimize etmek ve biyolojik olarak parçalanabilir atıkları işleme yönlendirmek.
Şirket çalışanları; karton, kâğıt, çeşitli film ve plastik türleri, hurda metal ve ahşap atık gibi malzemeleri ayrı ayrı toplamaya teşvik ediliyor. Bu malzemeler daha sonra uzman geri dönüşüm tesislerine gönderiliyor; böylece onlarca yıl çöplüklerde beklemek yerine yeni faydalı ürünlere dönüştürülüyor.
YEM ÜRETİMİ SÜRDÜRÜLEBİLİR DÖNGÜNÜN BİR PARÇASI HÂLİNE NASIL GELİYOR?
Yem üretimi; toprak iyileştirme, atık azaltımı, su arıtımı ve organik bileşen kullanımı gibi birçok boyutta sürdürülebilirliği içinde barındırıyor. Bu bütüncül yaklaşım, ESG prensipleriyle uyumlu biçimde çevresel, sosyal ve yönetişim uygulamalarını tek bir döngüde birleştiriyor; genel ekolojik etkiyi azaltıyor ve sektörün tam döngü modeline geçişini gösteriyor.
Şirket; tesis yer seçiminde lojistik planlamayı optimize ediyor, emisyonu azaltmak için taşıma güzergâhlarını akılcı belirliyor ve dizel yerine metanla çalışan yaklaşık 300 kamyon kullanıyor. Ekipman ve yakıt seçiminde enerji verimliliği temel kriterlerden biri. Üretim komplekslerinde LED aydınlatma kullanılması da yem üretimini çevresel açıdan sorumlu döngünün bir parçası hâline getiriyor.
Rus şirketleri, Türkiye pazarının sürdürülebilirlik, çevresel sorumluluk ve teknolojik ilerleme gibi ESG ilkelerine göre geliştirilen ürünlere yönelik artan talebiyle güçlü bir uyum içinde. Rus ihracatçılarının izlediği ESG stratejileri, giderek daha önemli bir rekabet avantajına dönüşüyor.
