Türkiye elektrikli mobilitede yeni aşamada: Akıllı enerji yönetimi başlıyor
Fosil yakıt fiyatlarındaki artışlar, enerji arz güvenliği ve karbon nötr hedefleri, ulaşımda elektrifikasyon sürecini hızlandırdı. Türkiye, bu dönüşümün hem altyapı hem de teknoloji tarafında güçlü adımlar atıyor.

Enerji ve teknoloji uzmanı Serhat Işıklı, “Artık sadece araçları dönüştürmüyoruz, enerji sisteminin tamamını yeniden tanımlıyoruz,” diyerek bu sürecin kapsamını özetliyor.
Şarj Altyapısından Enerji Yönetimine: V2G, V1G, V2H, V2X Dönemi
Elektrikli araçlar artık yalnızca enerji tüketicisi değil; şebeke ile etkileşime giren akıllı enerji bileşenleri haline geliyor.
Enerji ve teknoloji uzmanı Serhat Işıklı, bu dönüşümü şöyle özetliyor:
“Bugün araçları sadece ulaşım aracı olarak değil, enerji sisteminin aktif bir parçası olarak görüyoruz. Şarj teknolojileri artık tek yönlü değil; araçlar, şebeke ve kullanıcı arasında iki yönlü bir enerji akışı sağlanabiliyor. Bu sistemlerin temelinde V1G, V2G, V2H ve V2X gibi teknolojiler yer alıyor.”
Bu dönüşümün merkezinde yer alan başlıca sistemler şöyle açıklanıyor:
- V1G (Smart Charging): Aracın şarjını akıllı şekilde yöneterek şebekenin yoğun olduğu saatlerde yükü azaltıyor, düşük tarifeli saatlerde şarjı artırıyor.
- V2G (Vehicle-to-Grid): Aracın bataryasında depolanan enerjiyi yoğun talep anlarında şebekeye geri verebilmesini sağlıyor. Bu sistem, hem şebeke dengesini koruyor hem de kullanıcıya mali kazanç yaratıyor.
- V2H (Vehicle-to-Home): Aracın ev içi elektrik sistemlerine enerji sağlayabilmesine olanak tanıyor; özellikle enerji kesintilerinde evsel sistemin sürekliliğini sağlıyor.
- V2X (Vehicle-to-Everything): Tüm bu teknolojileri kapsayan geniş çerçeve; araçların binalar, fabrikalar, şebekeler ve hatta diğer araçlarla enerji ve veri paylaşabildiği bütünleşik bir yapıyı ifade ediyor.
Serhat Işıklı, bu sistemlerin Türkiye’deki potansiyeline dikkat çekerek şunları ekliyor:
“Ülkemizde yüksek gerilim altyapısının ve yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin gelişmesi, bu teknolojilerin uygulanabilirliğini artırıyor. Özellikle sanayi bölgelerinde V2G pilotları başladı; ilerleyen dönemde V2H ve V2X sistemlerinin devreye alınmasıyla enerji döngüsü akıllı hale gelecek.”
Yerli Üretim ve Dijital Enerji Ekosistemi
2025 itibarıyla elektrikli araç satışlarında yüzde 80 artış kaydedildi. Ancak Işıklı’ya göre, asıl ivme yerli batarya, yazılım ve şarj teknolojileri yatırımlarından geliyor.
Bursa, Kocaeli ve Ankara’daki Ar-Ge merkezleriyle yerli teknoloji ekosistemi güçleniyor.
“Yerli üretim sadece ekonomik değil, stratejik bir mesele. Her geliştirilen batarya modülü, her yazılım entegrasyonu Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkıdır,” diyor Işıklı.
Akıllı şarj sistemleri, enerji yönetimi platformlarıyla entegre edilerek talep tarafı yönetimi sağlıyor. Bu sayede hem enerji kayıpları azalıyor hem de şebeke verimliliği artıyor.
Işıklı’ya göre bu sistemler gelecekte dağıtık enerji yönetiminin omurgasını oluşturacak.
Yenilenebilir Enerji ile Entegre Akıllı Mobilite
Elektrikli mobilitenin başarısı, yalnızca araç sayısına değil, şarj ağlarının yenilenebilir enerji üretimleriyle entegrasyonuna bağlı.
Bu entegrasyon, hem karbon salımını düşürüyor hem de enerji arz güvenliğini güçlendiriyor.
“Geçmişte yürüttüğümüz projelerde bu entegrasyonun enerji arz zincirine ne kadar katkı sağladığını gördük,” diyen Işıklı, yüksek gerilim iletim hatlarından depolama sistemlerine kadar bütünleşik projelerin, gelecekte Türkiye’yi bölgesel enerji merkezi haline getireceğini ifade ediyor.
Türkiye’nin Gelecek Vizyonu
Kamu ve özel sektör iş birliğiyle ilerleyen elektrikli mobilite ekosistemi, Türkiye’yi sadece kullanıcı değil, üretici konuma taşıyor.
Işıklı, “Eğer bu ivme korunur ve akıllı planlamalarla desteklenirse, Türkiye yalnızca mobilitede değil, akıllı enerji yönetiminde de öncü bölgesel merkez haline gelir,” öngörüsünde bulunuyor.
2025 sonunda tecrübelerini akademik kariyere dönüştüreceğini de ekleyen Işıklı, bu dönüşüm sürecinde edindiği bilgi birikimini yeni nesil enerji profesyonellerine aktarmayı hedeflediğini belirtiyor.