Altının onsu ilk yarıda yatırımcısının yüzünü güldürdü
Altının ons fiyatı, 2025’in ilk yarısında uluslararası piyasalarda rekor seviyelere ulaştı. ABD’de faiz indirimi beklentileri ve dolar endeksindeki zayıflama, altının yukarı yönlü hareketini destekleyen başlıca faktörler arasında yer aldı.
Altının ons fiyatı, yılın ilk yarısında ABD tarifelerinden kaynaklı endişeler, jeopolitik riskler, merkez bankası alımları ve doların zayıflamasıyla rekor seviyelere yükselirken, ikinci yarıda küresel risklerin azalması beklentilerine paralel olarak dengelenme öngörülüyor.
Piyasalar yıla küresel çapta enflasyon-resesyon ikilemi arasında merkez bankalarının para politikalarında gevşeme döngüsüne girmesi beklentileriyle başlarken, bu dönemde devam eden küresel belirsizlikler ve riskler yatırımcıların güvenli liman arayışını artırarak altına yönelik talebi güçlendirdi.
Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasıyla gündemi meşgul etmeye başlayan "tarife" konuları, küresel ekonomik görünüme ilişkin endişeleri artırdı. ABD'nin yakın ticaret ilişkileri yürüttüğü ülkelerle sorun yaşaması, risk algısının yükselmesine neden olurken devreye alınan tarifelerin enflasyonist baskıları artıracağını değerlendiren ABD Merkez Bankasının (Fed) politika alanını kısıtlayıcı etki yaptı.
Öte yandan ABD'nin potansiyel olarak büyüyen bütçe açığına ilişkin endişeler de altının fiyatını yukarı yönlü destekleyen ikinci faktör olarak görüldü.
ARTAN KÜRESEL BELİRSİZLİK ALTINA TALEBİ KATLADI
Jeopolitik tarafta ise İsrail ordusunun 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesi bozarak 18 Mart'ta Gazze Şeridi'ne yeniden şiddetli saldırı başlatması ve ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Ukrayna savaşında varılan anlaşmanın sonuçlarına ilişkin belirsizlik de altının güvenli bir liman olarak talep görmesini sağladı.
Artan risk algısının yüksek kalacağı endişeleri merkez bankalarını altın alımına yönlendirdi. Merkez bankalarının jeopolitik ve ekonomik risk ile enflasyona karşı korunmak ve portföylerini çeşitlendirmek hedefleriyle altına olan talepleri, orta ve uzun vadede arttı. Büyük merkez bankaları ayrıca geleneksel olarak büyük miktarda ABD tahvili bulundururken, yılın ilk yarısında birçoğunun portföylerini altına doğru kaydırması dikkati çekti.
Rekor fiyatlara rağmen Çin'den fiziki altın talebinin güçlü seyretmesi de dikkati çekti. İsrail ile İran arasındaki tırmanan çatışmaların yatırımcıların güvenli liman varlıklara yönelmesine neden olması da altın fiyatlarını destekledi.
Ayrıca yılı 2024 yılını 108,5 seviyesinde tamamlayan dolar endeksi de ilk yarıda 96,7'ye çekildi. Zayıflayan dolar endeksi altının ons fiyatındaki yükselişi katkı sağladı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanlığı için yeni bir ismi eylül ya da ekim ayında seçip açıklamayı değerlendirdiği yönündeki haber akışı da Fed'in bağımsızlığına ilişkin endişeleri artırarak güvenli liman özelliği olan altına talebin artmasına neden oldu.
Öte yandan Dünya Altın Konseyi verilerine göre, fiziksel altınla desteklenen borsa yatırım fonlarına (ETF'ler) yılın ilk yarısında 2020'den bu yana en büyük yatırımcı girişi yaşandı.
Ayrıca Konseyin gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 95'i altın rezervlerinin artacağını öngörürken, dolar rezervlerinin de azalacağını düşünüyor.
ALTININ ONSU İLK YARIDA YÜZDE 25,9 YÜKSELDİ
Bu gelişmelerle altının ons fiyatı yılın ilk yarısında yüzde 26 artışla 3 bin 303 dolara kadar yükseldi. Bu dönemde en fazla aylık yükseliş yüzde 9,3 ile mart ayında görüldü. Ticaret savaşlarına yönelik artan belirsizlikler ve Fed ile ABD hükümeti arasındaki politika uyumsuzluğu endişeleriyle altının ons fiyatı, nisanda 3 bin 499,99 doları test etti.
Devam eden süreçte ABD'nin tarifeler konusunda müzakereci tavrı yüksek seyreden risk algısının bir miktar azalmasına katkı verdi.
"YILIN İKİNCİ YARISI ALTIN YILI DEĞİL"
Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, küresel piyasalarda yılın ikinci yarısında tarife belirsizlikleri ve jeopolitik gerilimlerin azalması beklentileriyle altının ons fiyatının bu yıl sonuna kadar ani bir gelişme dışında 3 bin 700 doları geçmeyeceğini öngördüğünü kaydetti.
2024 sonunda ortaya koydukları beklentilerde altının ons fiyatının bu yıl 3 bin 300-3 bin 500 doları arasında konumlanacağını tahmin ettiklerini ifade eden Erbaş, "Tam da o aralığa geldi, çok enteresan bir şekilde ve şimdi de senaryo biraz bu şekilde şekilleniyor. Yılın ikinci yarısı bence altın yılı değil." dedi.
Erbaş, ons altın fiyatının yılın geri kalan kısmında 3 bin doların altına çok düşeceğini zannetmediğini belirterek, "Bugünden 2 bin 500 dolar, 2 bin 700 dolar bana uzak geliyor. Bugünden düşer mi çok emin değilim. Çünkü yabancı kurumlar da devamlı revizyona gidiyor. 3 bin-3 bin 400 arasında bir yerde biz önümüzdeki 6 ayı geçiririz." değerlendirmesinde bulundu.
ABD yönetiminin son dönemde uyguladığı politikaların küresel piyasalarda doların değer kaybına yönelik stratejiler içerdiğini belirten Erbaş, Trump'ın attığı adımların doların zayıflamasına neden olurken, bu durumun ABD ekonomisinin lehine gibi gözüktüğünü ifade etti.
Erbaş, doların zayıflamasına dikkati çekerek, "Dolar, yaklaşık son 50 yılda en hızlı değer kaybını yılın ilk yarısında kaydetti. Tarifeler ile ilgili tahmin ediyorum orta yol bulabileceği şekilde anlaşma yapacak, diğer taraftan jeopolitik risklerin giderilmesi konusunda da orta vadeli bir planı var olduğunu düşünüyorum." dedi.
-
Misafir 1 saat önce Şikayet EtÇok kutuplu dünyada tabi ki ilk tercih altındır.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Oguz bor 3 saat önce Şikayet EtBitcoin en çok para onda.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Tayyar Dayı 4 saat önce Şikayet EtAltın altındır, değerli madendir fakat para kağıttır. Tercih, tabii ki altın. Dünyada birçok belirsizlik varken altın hep tercih edilmiştir.Beğen