Şimşek 2026 yılını işaret etmişti! Piyasalar olumlu havayla ısınıyor

Merkez Bankası’nın repo hamlesi ve CDS’lerdeki düşüş, faiz indirimlerine yönelik beklentileri güçlendirdi. Yatırımcılar, hem içerideki ekonomik adımları hem de küresel gelişmeleri yakından takip ediyor. Ekonomi yönetiminden gelen 2026 için "refah yılı" vurgusu ise dikkat çekici. Bu süreçte borsa, altın ve mevduat yatırımları nasıl konumlanmalı? Faiz indirimlerinin başlamasıyla birlikte yatırım stratejileri nasıl şekillenmeli? Yatırım Uzmanı Aziz Kaçmaz bu sorulara önemli cevaplar verdi.

FAİZ İNDİRİMİ BEKLENTİSİ VE MERKEZ BANKASI HAMLESİ

Yatırım Uzmanı Aziz Kaçmaz şunları söyledi:

Dün biliyorsunuz, gayet iyi bir piyasamız vardı. İç tarafta özellikle faiz indirim beklentilerinin kuvvetlenmiş olması, dışarıda Amerika'yla Çin'in tarife görüşmeleri  belki bir sonuç çıkmadı ama görüşmelerin iyi geçtiğine dair açıklamalar yapılması, bir miktar risk iştahını artırdı. Hem küresel tarafta yükselen piyasalar gördük hem içeride güçlü bir piyasa vardı. Biz, tabii faiz indirim beklentileri kuvvetlendikçe, borsanın da güçlendiğini izlemeye muhtemelen devam edeceğiz. Dün Merkez Bankamız haftalık repo ihalesi açtı. Epeydir bu tarafı kullanmıyordu. Bu da piyasada faiz indirimine yavaş yavaş ısındırma gibi algılandı. O da piyasayı olumlu etkiledi. Bir de üstüne CDS’ler biliyorsunuz geçen hafta 300 puanın altına düşmüştü ki, bugün itibarıyla 293 seviyesinde. O taraftaki gerileme de ister istemez, özellikle bankacılık özelinde iştahı artırdı. Dün ABD’de işlem gören Türkiye ETF’lerine üç aydan sonra çok ciddi bir giriş gördük. Bir günde 139 milyon dolarlık bir giriş var. 

Yani yabancı iştahının da bu noktada arttığını görüyoruz. Zaten iç tarafta da dokuz haftadır yabancı alımlarının devam ettiğini takip etmiştik. Demek ki piyasa artık yavaş yavaş faiz indirimlerini fiyatlamaya başladı, bunu satın almaya başladı diye düşünüyorum. Bugün ise muhtemelen yatay bir seyir olacaktır diye düşünüyorum. Gün içinde eksi artı piyasa görebiliriz. Bugünün çarşamba olması, takas avantajı nedeniyle biraz eksili bir piyasa olabilir. Bugün önemli bir veri var: ABD’den enflasyon verisi gelecek, saat 15:30’da. Orası önemli. İyi ya da kötü veri piyasaları etkileyecektir, o yüzden biraz da orayı takip etmek lazım. Bu haber akışı ve takvimin baskısıyla daha sakin bir gün bekliyorum açıkçası.

2026 REFAH YILI OLACAK MI?

19 Mart’ta yaşadıklarımız  ister istemez o kur şoku vs. süreci biraz uzattı. Aslında o süreci yaşamasaydık, bugün belki bambaşka şeyler konuşuyor olabilirdik. Ama yine de “dibi gördük mü” derseniz, majör bir haber akışı değişikliği olmazsa muhtemelen dipleri gördük gibi. Çünkü şimdi reel sektörün de biraz ihtiyacı var bollaşmaya. Merkez Bankası’ndan beklediğimiz şey sadece faizleri indirmesi değil. Bir miktar parasal sıkılaşmada da elini rahatlatması gerek piyasanın. Ne gibi? Kredi koşullarının biraz rahatlatılması. Zaten hükümet tarafında da ciddi bir teşvik paketi, kredi destek paketi konuşuluyor bir haftadır. Muhtemelen reel sektöre destek olacak paketler gelecektir. Asıl olan bu. Çünkü PMI verilerimiz iyi gitmiyor. 42.2’ye düşmüştü, son aldığımız veriler 47.2’ye geldi. Reel sektör şu zorlu ortamda biraz zorlanıyor.

"30-35 BANDINDA BİR FAİZ OLABİLİR"

Zaten talebi kısıyoruz. Küresel ekonomi de arzu ettiğimiz şekilde destek veremiyor. Bu da bizi olumsuz etkiliyor. Hal böyle olunca, reel sektör temsilcileri için zor bir dönem oldu. Ama bundan sonraki süreçte bir sekteye uğramazsak, muhtemelen dediğiniz gibi Bakan Bey’in de dediği gibi  bir rahatlama gelecektir. Muhtemelen yılı 30–35 bandında bir politika faiziyle kapatırız. Enflasyon da 30 civarlarında olabilir, belki 30’un altını da görebiliriz.

Şu anki beklentimiz 32 ama Merkez Bankası'nın üst bandı olan 29 hâlâ erişilebilir düzeyde gibi görünüyor. Merkez’in gelecek 6 ayla ilgili enflasyon beklentisi de çok endişe verici değil, biraz iyimser bir tablo çizmiş durumda. O yüzden yılın geri kalanında daha iyi ekonomik koşullar görme ihtimalimiz yüksek. Böyle olursa, Bakan Bey’in dediği gibi 2026’da ciddi bir toparlanma görebiliriz. Hem vatandaş açısından hem de her sektör açısından bir rahatlama yaşanabilir.

ALTIN, BORSA VE PORTFÖY TAVSİYESİ

Burada şu ayrımı yapmak lazım: Seneye başlarken portföyü oluştururken bir kısmını mevduata (sabit getirili ürünlere), bir kısmını kıymetli madenlere, bir kısmını da borsaya ayırıyorduk. Şimdi borsa kısmının ağırlığının artırılması gerektiği bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü altın zaten yapacağını yaptı. Evet, orta-uzun vadede altın yoluna devam edebilir ama kısa vadede altında çok büyük şeyler beklememek lazım. Evet, böyle dışsal faktörler kaynaklı zirveler de görebiliriz, ama neticede bu sene vereceğini verdi aslında altın. Mevduat tarafı sabit getirili ürünler  hâlâ çok cazip. Bu net.

Ama yavaş yavaş orada da bir gevşeme, bir gerileme var. Zaten piyasada görüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda %55–56 faiz konuşulurken, şu an %50’nin altına düşen mevduat oranları görmeye başladık. O yüzden orası da birkaç ay sonra cazibesini yitirebilir. Şu an en cazip alan aslında borsa. Yavaş yavaş borsadaki ağırlığımızı artıracağımız bir döneme geliyoruz. Çünkü borsanın ucuz olduğunu söylemek çok yanlış değil. Bugün baktığımızda, çoğu sektörde çok ciddi iskontolu hisselerimiz var. Bir de ekonomik aktivitenin toparlanacağını varsayıyorsak, yılın geri kalanında, üçüncü, dördüncü çeyrek ve 2026’da bu ucuzluk çok ciddi anlam ifade ediyor. O yüzden borsadaki ağırlığın yavaş yavaş artırılması gerektiği kanaatindeyim.