Bakanlar ve iş dünyasından boykot çağrılarına ilk tepkiler! Vatandaşlara peş peşe çağrı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in boykot çağrılarına Bakanlar ve iş dünyasından sert tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Boykot çağrıları ile ekonomik istikrarı hedef alan bir muhalefet kaybetmeye mahkumdur." dedi.

GİRİŞ 02.04.2025 01:19 GÜNCELLEME 02.04.2025 10:41
Bu Habere 523 Yorum Yapılmış

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, tüm halkı 2 Nisan Çarşamba günü tüketim boykotu çağrılarına bakanlar ve iş dünyasından sert tepkiler geldi.

'EKONOMİK İSTİKRARI HEDEF ALAN BİR MUHALEFET KAYBETMEYE MAHKUMDUR'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz sosyal medya hesabından İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası Özgür Özel tarafından başlatılan boykot çağrılarına ilişkin açıklama yaptı.

Bölgede yaşanan jeopolitik ve ekonomik gelişmelerin, iç çekişmelere feda edilemeyecek düzeyde hayati olduğunu vurgulayan Yılmaz, küresel siyaset ve ekonomide belirsizlik ve riskler kadar, yeni imkan ve fırsatların oluştuğu bir dönemden geçildiğini belirtti.

"Terörsüz Türkiye" hedefi için son derece kıymetli bir çaba içinde olunduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

"Tarihimizin en büyük deprem afetinin yaraları hızla sarılmaktadır. İnsanımızın kalıcı refahı için ekonomik programımızı kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Gündemimiz, dış politika, demokrasi ve kalkınmada çıtamızı daha ileri taşımaktır. Toplumsal huzur, refah ve milli birlik, siyaset kurumunun ortak sorumluluğudur.

Demokrasinin olmazsa olmazı olan muhalefet, meşru zeminlerde, yapıcı öneri ve eleştiriler ile yapılır. Sokak ve boykot çağrıları ile toplumsal huzuru ve ekonomik istikrarı hedef alan bir muhalefet kaybetmeye mahkumdur. Ayrıştırıcı, tehditkar ve kutuplaştırıcı söylemleri esas alan, hukuk tanımaz siyaset tarzı, tarih önünde ve milletimizin vicdanında karşılığını bulacaktır."

TİCARET BAKANI BOLAT: BOYKOT ÇAĞRISI YAPANLARA KARŞI TAZMİNAT DAVASI AÇABİLİR

Ticaret Bakanı Ömer Bolat da boykot çağrıları nedeniyle ticaretinde maddi kaybı olan esnafın, şirket sahibi ve hissedarlarının borçlar hukuku kapsamında tazminat davası açma hakkı olduğunu belirterek, "Bu konuda kimse tereddüt etmesin." dedi.

Bolat, yaptığı açıklamada, bazı kişi ve kuruluşların, sosyal medya mecralarından "2 Nisan'da ticareti durduralım" şeklindeki boykot çağrılarını esefle kınadığını belirtti.

Nisan ile beraber ilkbaharın başladığını, tabiatın canlandığını, üretimin arttığını, ekonominin canlandığını dile getiren Bolat, Türkiye Yüzyılı'nın ticaretin de yüzyılı olacağını ifade etti. Türkiye’nin ticaretteki artış ile ekonomideki büyümesini dolar bazında 6,5 kat artırdığını, 11 milyon yeni istihdam sağladığını hatırlatan Bolat, boykot çağrılarını, muhalefetin elindeki belediyeleri saran yolsuzluk ve rüşvet skandallarını örtbas etme girişimi olarak nitelendirdi. Bolat, şöyle devam etti:

"Boykot çağrıları ekonomiyi sabotaj girişimidir. Özellikle haksız ticaret, rekabet unsurları içermektedir. Kendilerini ülkenin efendisi ve sahibi zanneden, ‘biz ne istersek o olur’ anlayışıyla hareket eden ama 22 yıldır hüsrana uğrayan, kendilerini birinci sınıf üstenci vatandaş görüp, halkımızın çok büyük çoğunluğunu adeta ikinci sınıf vatandaş görme kibrine ulaşan ve sınıfsal üstünlük savaşı veren dar çerçevedeki lüks ve rant debdebesi içinde olan çevrelerin beyhude girişimi olarak görüyoruz."

BAKAN BOLAT'TAN VATANDAŞLARA ALIŞVERİŞ ÇAĞRISI

Bolat, Ticaret Kanunu, borçlar kanunu, rekabet hukuku, ceza hukuku ve milli güvenlik boyutu itibarıyla adalet mekanizmasında mutlaka gerekenin yapılacağına dikkati çekerek, şunları bildirdi:

"Bu noktada vatandaşlarımızı, özellikle bu azgın azınlığın ekonomiye, istihdama, halkımızın iş, aş ve gelir durumlarına sekte vurma çabalarına karşı dimdik durmaya davet ediyorum. Vatandaşlarımıza bir çağrım var, 'Eğer bugün, yarın, öbür gün ya da birkaç gün sonra yapacağınız alışveriş planınız varsa mutlaka 2 Nisan günü alışverişinizi, ticaretinizi yapmaya' davet ediyoruz.

Bunun yanında da özellikle esnafımızın, ticaret erbabımızın, şirketlerin temsilcileri olan odalara da çağrıda bulunmak istiyorum. Esnaf, ticaret ve sanayi odaları ile ticaret borsalarını, üyelerinin hak ve menfaatlerini korumaya çağırıyorum. Çünkü bu onların görevidir.

Makosen koltuklarında ve lüks debdebe içindeki mekanlarında Türkiye'ye yön vermeye çalışan, halkın iradesini hiçe sayanların, halkın 22 yıldır seçimlerle iş başına getirdiği hükümetin 22 yıllık ekonomideki, terörle mücadeledeki ve istikrardaki, dış politikadaki, milli savunmadaki büyük başarılarına karşı dijital sosyal medya üzerinden yapmaya çalıştıkları bu bozgunculuğu bozguna uğratmaya vatandaşlarımızı, şirketlerimizi, esnafımızı davet ediyorum. Allah'ın izniyle bu çabaları da yine hüsrana uğrayacaktır."

Bolat, özellikle ticareti durdurma çabalarıyla alakalı olarak ticaretinde zarar edenlerin tazminat davası açma haklarının olduğunu anımsatarak, "Boykot çağrıları nedeniyle ticaretinde maddi kaybı olan esnafımız, şirket sahipleri ve hissedarların borçlar hukuku kapsamında tazminat davası açma hakları var, bu konuda kimse tereddüt etmesin." ifadelerini kullandı.

BAKAN TUNÇ: HUKUKSUZ BOYKOT ÇAĞRILARI KABUL EDİLEMEZ

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Cumhuriyet Halk Partisi’nin bazı markaları hedef alan sistemli boykot çağrısı, ekonomik düzene yönelik organize bir karalama kampanyasıdır. 

Hukuk Devletinde hiç kimse, markaları, şirketleri veya tüketicileri ideolojik çizgisine göre hizaya sokamaz. Kimse, kendi siyasi çıkarı uğruna, binlerce insanın emeğini tehdit edemez.

Yerli sermayeyi hedef alan ve ticaret hayatını sabote etmeye yönelik bu sorumsuz linç girişimi, açıkça hukuka aykırıdır. Bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen soruşturma başlatılmıştır. 

Bir işletmenin itibarını zedeleyici, faaliyetini sekteye uğratıcı kasıtlı beyanların, iş ve çalışma hürriyetini tehdit eden her girişimin hukuki ve cezai sorumluluğu vardır.

Bağımsız ve tarafsız yargı; esnafımızın, emekçimizin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edecektir.

Şahsi menfaatlerinin esiri olan ana muhalefet partisinin genel başkanı, yaşadığı akıl tutulmasından bir an önce dönmeli, milletimizi birbirine düşürecek ve kaos oluşturacak sorumsuz ve şuursuz çağrılarından vazgeçmelidir.

Böylesine seviyesiz ve akıl dışı çağrılara milletimiz kesinlikle itibar etmeyecek, ülkemizi kutuplaştırmaya çalışanlara, ekonomimize zarar vermeyi amaçlayanlara, sokakları karıştırmak isteyenlere sağduyusuyla, birlik ve beraberliğiyle en güzel cevabı verecektir.

BAKAN KURUM: BOYKOT DİYEREK BU MİLLETİN ALIN TERİNİ HEDEF ALDINIZ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum: Boykot diyerek bu milletin işini, aşını; esnafın siftahını, helal kazancını; çiftçinin emeğini, alın terini hedef aldınız. Ama şunu iyi bilin ki; bu çağrılarla ne para kulelerini, yolsuzluk skandallarını örtebilir ne de bu millete zarar verebilirsiniz. Huzurumuzu ve ekonomimizi hedef alarak attığınız her adımda hep kaybetmeye mahkumsunuz!

'EMEKÇİLERİMİZİN HELAL KAZANCIYLA OYNAMAYA ÇALIŞANLAR ASLA AMACINA ULAŞAMAYACAKTIR'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: Çalışanın, üretenin, ihracat yapanın yanında olmaya devam edeceğiz. Sorumsuz çağrılarıyla emekçilerimizin, istihdam oluşturan girişimcilerimizin ve sanayicilerimizin ekmeğiyle, helal kazancıyla oynamaya çalışanlar asla amacına ulaşamayacaktır.

BAKAN KACIR: MİLLETİMİZ BU TÜR OYUNLARA GELMEZ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır: Üretim ve istihdam Türkiye’nin milli gücüdür.

Bu gücü kırmaya çalışmak, milli markaları boykot çağrılarıyla zayıflatmaya çabalamak Türkiye’nin ortak geleceğine zarar vermektir.

Türk Milleti, feraset ve basiret sahibidir. Milletimiz bu tür oyunlara gelmez.

Milletimiz arasında ayrıştırıcı söylemler üretenler, yine ve daima kendileri kaybedecektir.

BAKAN URALOĞLU: BOYKOT ADI ALTINDA YÜRÜTÜLEN KİRLİ SÖYLEMLER BU MİLLETİ YILDIRAMAZ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: Üreten, istihdam sağlayan her kişi ve kurum, Türkiye’nin millî gücüdür.

Bu güce zarar vermek isteyenlerin hedefi sadece markalar değil; emeğimiz, birlikteliğimiz ve geleceğimizdir.

Boykot adı altında yürütülen kirli söylemler, bu milleti yıldıramaz.
Aziz milletimiz neyin ne olduğunu bilir; ferasetiyle, basiretiyle her oyunu bozar.

Toplumu bölmeye çalışanlar yine ve her zaman kaybedecektir!

Biz biriz ve birlikte güçlüyüz!

'BOYKOT DEĞİL MİLLİ ZARARDIR'

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: Bizim üreticimiz, bizim çiftçimiz, bizim esnafımız… 

Milli markalarımıza “Boykot” adı altında yapılmaya çalışılanların, Türkiye’ye zarar vereceği aşikardır.

Kendi üreticimize, kendi esnafımıza sırtımızı dönmek, kendi emeğimizi baltalamaktır. 

Üretimin, istihdamın, milli ekonomimizin işleyen çarklarına çomak sokmaya çalışanlara karşı milletimiz gereken cevabı verecektir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: Boykot adı altında yapılan çağrı ile hedef aldıkları; alın teriyle üreten işçimiz, toprağını işleyen çiftçimiz, istihdam sağlayan girişimcimiz ve bu ülkenin refahını inşa eden tüm kesimlerdir!

Türkiye’nin emeğine, kazanımlarına ve geleceğine doğrudan zarar veren bu hareket, #BoykotDeğilMilliZarar’dır.

Bizler; emeğiyle büyüyen, üretimiyle güçlenen, birliğiyle yükselen bir milletiz. Toplumsal birliği bozmayı, Türkiye’ye kaybettirmeyi amaçlayanlara karşı dimdik duruyor ve bu zihniyeti reddediyoruz.

Bu ülkenin değerlerine, emeğine, büyümesine zarar vermeyi amaçlayanlar hiçbir zaman başarılı olamayacaklar!

'BU BÜYÜK MİLLET KENDİ EMEĞİNİ KİMSEYE ASLA YEM ETMEYECEKTİR'

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: Yerli ve milli markalara yönelik "boykot" çağrılarının, ülkemizin daha müreffeh yarınlara ulaşmasına zarar vereceği açıktır.

Bilinmelidir ki, bu büyük millet kendi emeğini kimseye asla yem etmeyecektir.

Boykot naralarıyla ayrıştırıcı söylemler üretenler, milletimizin birliği ve beraberliği karşısında her daim yenilmeye mahkumdur.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Ülkemizin geleceğine ve milletimizin emeğine doğrudan zarar verecek bu hareket #BoykotDeğilMilliZarar’dır!

 

FAHRETTİN ALTUN:MİLLİ MENFAATLERİMİZE KARŞI SABOTAJ GİRİŞİMİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun:

Türkiye, son dönemde hem içerde hem dışarda yoğun dezenformasyon kampanyalarına karşı mücadele vermektedir. 

Ana muhalefet partisinde yaşanan iç çekişmeler ve bu süreçte kamuoyuna yansıyan iddialar dehşet vericidir. Ne yazık ki, bu kadar ciddi iddialar karşısında mahcubiyet duyması gerekenler, kamu vicdanına hesap vermek yerine, yalan ve iftira siyasetini sürdürmekte, “yavuz hırsız” misali algı operasyonlarına başvurmaktadır.

Ramazan-ı Şerif’in manevi ikliminde dahi kutsal değerlerimize yönelik alçak saldırılar, organize küfür kampanyaları, dinimize, milletimizin mukaddeslerine ve Cumhurbaşkanımıza yönelik son derece edep dışı söylemler, toplumumuzun huzurunu hedef almıştır. Bu söylemler sadece siyasi nezaketsizlik değil, aynı zamanda organize kötülüğün dışavurumudur.

Ana muhalefet kadrolarının sömürgeci zihniyeti çağrıştıran tutumlar içine girerek uluslararası odaklardan siyasi meşruiyet devşirme gayretleri ise ibret vericidir. 

Ekonomik istikrarımıza yönelik tehditlerin ve yatırımcı güvenini zedelemeye dönük açıklamaların içerideki bazı çevreler eliyle dışarıya servis edilmesi, bir siyasi rekabetin ötesinde milli menfaatlerimize karşı sabotaj girişimidir.

Kendilerini hâlâ vesayet Türkiye’sinin imtiyazlıları zanneden bu azgın azınlık bilmelidir ki Türkiye, birilerinin birtakım küresel güçlere sırtını dayayıp parmak sallayabileceği bir ülke değildir.

Bu ülkenin gerçek sahibi olan aziz milletimiz, bu oyunların farkındadır. Türkiye artık vesayet odaklarının, küresel güçlerin arka bahçesi değildir. Gücünü milli iradeden alan bir liderliğin öncülüğünde yoluna kararlılıkla devam etmektedir.

Neredeyse on yıldır değiştiğini, geliştiğini, helalleştiğini iddia edenlerin Gezi kalkışmasından bugüne bir arpa boyu yol alamadığı ortaya çıkmıştır. 

Sürekli kendini tekrar eden bir faşizan tavrı içinden bir türlü atamayan bu zihniyet, çirkin bir üslup eşliğinde mahalle baskısı oluşturmaya, kendileriyle aynı görüşü paylaşmayanları sindirmeye çalışmaktadır. 

Farklı görüşlere tahammül edemeyen, kendinden olmayanı yaftalayan, hatta tehdit eden bu faşizan anlayış, demokratik olgunlukla, birlikte yaşama kültürüyle asla bağdaşmaz. 

Hiçbir sanatçımızın ve sektör emekçimizin de ideolojik temelli tehditlere, baskılara ve dışlanma girişimlerine karşı yalnız olmadığını belirtmek isterim. 

İletişim ekosistemimizin güvenliğini sağlamak üzere attığımız her adımda sektörün haklarını savunmaya devam edeceğiz. Görüşünden ötürü birilerinin baskısıyla yer verilmedikleri her alanda biz olacak, onları yalnız bırakmayacağız.

Bir kez daha gerçek yüzü ortaya çıkan kifayetsiz muhterislere şunu söylüyoruz: Bu ülkede artık bu faşist söylemlerinizin, bu ayrımcı tutumlarınızın, bu kışkırtıcı, ötekileştirici dilinizin bir siyasal karşılığı kalmamıştır. 

Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır; tehdit ve sindirme ile değil. 

Muhalif görüşlere sahip vatandaşlarımızın siyaset kurumuna yönelik talep ve beklentilerini, kendi şahsi çıkar hesaplarına adeta kurban eden; onların umutlarını bozuk para gibi harcayan müflis siyaset tüccarları ve onların kayığına binip sağa sola nizamat vermeye çalışan “kültürel hegemonya” bekçileri, ortaya koydukları bu faşist yaklaşımın sonuçlarıyla yüzleştiklerinde ne kadar büyük bir yanlışın içine sürüklendiklerini anlayacaklardır.

Türkiye kararlıdır, güçlüdür ve yoluna milletin iradesi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam etmektedir.

RESUL KURT: BU VATAN BIZIM, SAHİPSİZ DEĞİL! 

AK Parti Adıyaman Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Doç. Dr. Resul Kurt'un paylaşımı şu şekilde;

Bu Vatan Bizim, Sahipsiz Değil! 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tutumu, emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmek, milli değerlerimize darbe vurmaktır! Bu topraklar, ecdadımızın kanıyla, canıyla vatan oldu! Bugün de biz, aynı inanç ve kararlılıkla, ülkemize zarar vermek isteyenlere karşı dimdik ayaktayız!

Kenetlen Türkiye, vatanına sahip çık!

Sessiz kalmak, boyun eğmek demektir! Türkiye’nin milli çıkarlarını savunmak, her vatanseverin görevidir!

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: BOYKOT ÇAĞRILARI YANLIŞTIR

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Üreten, istihdam sağlayan, yatırım yapan şirketlerimizin hedef haline getirilmesi ve boykot çağrıları yanlıştır. Şirketlerimiz siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Ülkemizde ticari hayatı sekteye uğratacak, üretim hayatında olumsuz sonuçlar doğuracak çağrılar konusunda dikkatli ve duyarlı olunmalıdır.

'İSTİHDAM KAYNAĞI OLAN ŞİRKETLERİNE SALDIRILAMAZ'

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: Boykot çağrıları yanlıştır. Türkiye'nin yerli ve bağımsız ekonomisinin ürünü ve istihdam kaynağı olan şirketlerine saldırılamaz.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği: Ahi esnafımızı zor duruma düşürecek her türlü eylem ve söylemlerden uzak durmalıyız. Siyasi arenadaki tartışmalar kendi zemininde kalmalıdır. Asrın felaketi depremde, sel felaketlerinde, ekonomik daralma yaşanılan zamanlarda olduğu gibi bugünde esnaf ve sanatkarlarımıza her türlü desteği sağlamaya gayret edeceğimizi buradan ifade etmek istiyorum.

ATO: EKONOMİMİZİ HEDEF ALAN ÇAĞRILARI İŞ DÜNYASI OLARAK KAYGIYLA İZLİYORUZ

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, boykotun, yerli ve milli üretimin, ticaretin, istihdamın ve vergi gelirlerinin altına mayın döşemek olacağını belirterek, "Tüccarımızın, sanayicimizin alın terini, milletimizin geleceğini heba etmemeliyiz." ifadelerini kullandı.

Baran, yazılı açıklamasında, boykot çağrılarına karşı itidal çağrısında bulundu.

Son günlerde yerli ve milli ürünlere yapılan boykot çağrılarının, ekonomik ve sosyal hayat üzerinde oluşturacağı olumsuz etkilere dikkati çeken Baran, kaydetti:

"Son dönemde ekonomimizi hedef alan çağrıları iş dünyası olarak kaygıyla izliyoruz. Bu süreçte piyasaları dengesizleştirecek, ekonomimizi ve sosyal hayatı olumsuz etkileyecek eylemleri ve boykot çağrılarını doğru bulmuyoruz. Boykot, yerli ve milli üretimin, ticaretin, istihdamın ve vergi gelirlerinin altına mayın döşemek olur. Tüccarımızın, sanayicimizin, işçimizin alın terini, milletimizin geleceğini heba etmemeliyiz. Üreticisinden işletme sahibine, tedarikçisinden çalışanına, milletimizin her bir ferdine olumsuz yansımaları olacak çağrılara prim vermeyelim. Bu süreci ayrıştırarak boykotlarla değil, birlik ve beraberlik içinde, ülkemizi nasıl daha da geliştirebileceğimize odaklanarak geçirmeliyiz. Milletimizi itidalli olmaya davet ediyorum."

'TİCARET DURDURULMAMALI'

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: Bu ekonomik zorlukta müşterisine hizmet etmeye çalışan esnaf ve sanatkara destek olunmalı ve ticaret durdurulmamalı.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç: Üretim ve istihdamın devamlılığı ekonomik bağımsızlığın temel şartlarındandır. Üretim, istihdam sağlayan firmalarımız için risk oluşturacak her türlü eylem ve boykottan kaçınmalıyız. İçinden geçtiğimiz bu zorlu sürecin, toplumumuzun tüm kesimlerini tatmin edecek itidalli bir anlayışla aşılacağına inancımız tamdır.

'ÜLKE EKONOMİSİNİ HEDEF ALMAK BİR DURUŞ DEĞİL AKSİNE AKIL TUTULMASIDIR'

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, "boykot" çağrılarına ilişkin, "Süreci bu boyuta çekmek, ülke ekonomisini hedef almak bir duruş değil aksine akıl tutulmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot çağrılarına ilişkin yazılı açıklama yapan Aydın, hukuki bir süreç yaşandığını, savcıların delillerini ortaya koyduğunu, hakimlerin mahkeme sürecini başlattığını belirtti.

'BU TARZ BİR ÇAĞRI ANCAK EMPERYALİST DÜŞÜNCESİ OLAN ZİHNİYETLERE AİT OLABİLİR'

Sürecin hukuk çerçevesinde nihayete ereceğine dikkati çeken Aydın, şu ifadeleri kullandı:

"Hukuki süreci de hukukçularınız ile yürütürsünüz. İnsanları sokaklara döküp karşı karşıya getirerek, ülkemizin ve milletimizin refahı için gece gündüz çabalayan üreticilerimizi hedef alarak süreci yürütemezsiniz.

Süreci bu boyuta çekmek, ülke ekonomisini hedef almak bir duruş değil aksine akıl tutulmasıdır. Bu tarz bir çağrı, talep ancak ülkemiz üzerinde emperyalist düşüncesi olan zihniyetlere ait olabilir. Dün bu tarz çağrıların kimler tarafından yapıldığını biliyoruz. Bugün hala ülkemize bu tarz boykotları uygulayanların kimler olduğunu biliyoruz."

'BU TİP ÇAĞRILAR SADECE İNSANLARI BÖLMEK İÇİN KULLANILAN BİR ARGÜMANDIR'

Orhan Aydın, bu çağrıların ekonomiye yönelik olumsuz etkilerine işaret ederek, şu açıklamalarda bulundu:

"Belirli bir tarafı ve grubu kendi çıkarlarınız doğrultusunda konsolide edebileceğinizi düşünebilirsiniz fakat ülke ekonomisine zarar verecek olan bu çağrılara karşı milletimiz sağduyusu ile boşa çıkartacaktır. Bu tip çağrılar sadece insanları bölmek, kendi taraftarlarını marjinalleştirmek için kullanılan bir argümandır. Halkımız da sağduyusu ile bunu boşa çıkaracaktır."

'BU ÇAĞRI EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞIMIZI TEHLİKEYE ATMAYA YÖNELİK AÇIK BİR GİRİŞİMDİR'

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, boykot çağrılarının ekonomik dengeleri bozma girişimi olduğunu belirterek, "Bu çağrı, yerli ve milli sermayemizi zayıflatmaya, ekonomik bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya ve küresel sermayeye alan açmaya yönelik açık bir girişimdir." değerlendirmesinde bulundu.

Asmalı, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan "ekonomik boykot" çağrılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

CHP tarafından bugün için duyurulan boykot çağrısının bazı çevrelerce de desteklendiğini kaydeden Asmalı, bu çağrının ekonomik dengeleri bozma girişiminin yanı sıra piyasaları kilitleyerek üretimi ve istihdamı olumsuz etkileme çabası olduğunu bildirdi.

Asmalı, "Bu çağrı, yerli ve milli sermayemizi zayıflatmaya, ekonomik bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya ve küresel sermayeye alan açmaya yönelik açık bir girişimdir." ifadelerini kullandı.

Ekonominin, bir milletin ortak emeği olduğunu kaydeden Asmalı, bu emeği sekteye uğratmaya yönelik her hareketin, yalnızca firmalara değil esnafa, sanayiciye ve tüm vatandaşlara zarar vereceğini vurguladı.

'İŞ DÜNYASI SİYASİ TARTIŞMALARIN DIŞINDA TUTULMALI'

Mahmut Asmalı, toplumu bu tür suni kriz çağrılarına karşı durmaya davet ederek, şu açıklamalarda bulundu:

"Tüm vatandaşlarımızı bugün ekonomimize daha güçlü destek vermeye, yerli üretim yapan firmalara ve markalara sahip çıkmaya, alışverişlerini ertelemek yerine, Türkiye'nin ekonomik istikrarını korumak için ekonomiye katkı sağlamaya davet ediyoruz. Türkiye ekonomisi, üretim gücü, istihdam olanakları, ihracat odaklı büyüme modeli ve girişimcilerimizin azmiyle son yıllarda önemli bir ivme kazanmıştır. İş dünyamızın özverili çalışmaları sayesinde ülkemiz, küresel ekonomideki zorluklara rağmen istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi iş dünyası, siyasi tartışmaların dışında tutulmalı ve tüm paydaşlar, ülkemizin refahı için ortak akılla hareket etmelidir."

'BÖYLESİ YÖNLENDİRMELER KABUL EDİLEMEZ VE SON DERECE TEHLİKELİ ADIMLARDIR'

Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Başkanı Diyaeddin Şahin:

Kamuoyuna bugün servis edilen ve 2 Nisan tarihini işaret ederek yapılan tüketim boykotu çağrısı, ekonomik zorluklar içinde mücadele eden milyonlarca insanı yok saymaktadır. Bu çağrı, sağduyudan uzak bir yaklaşımla, toplumsal barışı zedeleme potansiyeli taşımaktadır. Siyasi hesaplarla yapılan böylesi yönlendirmeler, kabul edilemez ve son derece tehlikeli adımlardır.

Bu tarz çağrıların; gündelik kazancıyla geçinen esnaftan yerli üreticiye, perakendeciden hizmet sektörüne kadar geniş bir kesimi hedef aldığı ortadadır. Ticaretin durdurulması yönünde yapılan bu yönlendirmeler, sadece siyasi tansiyonu yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda halkın ekmeğini küçültür, geçimini tehdit eder. Türkiye ekonomisinin son yıllarda verdiği mücadeleyi sekteye uğratma amacı taşıyan bu söylemler, bir duruş olarak değil, sorumluluktan uzak bir siyasi hamle olarak değerlendirilmelidir.

Toplumu kutuplaştırmak, ekonomik yaşamı bilinçli şekilde sabote etmek; ifade özgürlüğü ya da demokratik hakkın kapsamına girmez. Bu tutum, siyasi etikle de toplumsal vicdanla da bağdaşmaz. Hukuki süreçler devam ederken, yargının yerine sokakların ikame edilmesi, kabul edilemez bir yaklaşımdır.

'TÜRKİYE ÇATIŞMADAN DEĞİL, ÇALIŞMADAN YANA OLACAKTIR'

Bir diğer vahim mesele de belli bir siyasi çizgide duran seçmeni yönlendirme girişimidir. Belirli markaların, şirketlerin ya da sektörlerin kamuoyu önünde hedef gösterilmesi; bireyin özgür tercihine müdahaledir. Henüz iktidar gücünü elinde bulundurmadan dahi toplumun belirli kesimlerini cezalandırma eğilimi gösteren bu anlayış, geleceğe dair ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir.

Türkiye, makroekonomik dengeleri yeniden tesis etmeye çalıştığı bir dönemden geçmektedir. Parasal sıkılaşmanın uygulandığı, iç tüketimin büyümeye katkısının hayati olduğu böyle bir süreçte; üretimi, istihdamı ve piyasa dengesini tehdit eden bu tarz çağrılar, doğrudan ülkenin geleceğini hedef almaktadır. Bu tutumun, ülke yararına değil; çok daha derin hesapların yansıması olduğu açıktır.

Siyasi kazanımlar uğruna halkın refahını riske atmak, ülkenin ekonomik damarlarını kesmeye teşebbüs etmektir. Bu tarz çağrılar, geçmişte kimler tarafından nasıl yapıldığı unutulmayan; bugünse kimlerin politikası hâline getirildiği açık olan bir zihniyetin ürünüdür.

Bu millet; bölünmeye, tehdit diline ve yönlendirme politikalarına prim vermeyecek kadar feraset sahibidir. Her kriz anında sağduyusuyla hareket eden halkımız, bu sorumsuz çağrıyı da boşa çıkaracaktır.

Bizler; alın teriyle ayakta duran esnafın, çarkı döndüren üreticinin ve hizmet eden herkesin yanındayız. Türkiye, çatışmadan değil; çalışmadan yana taraf olacaktır.

Muhammet Arif Güreli Haber7.com - Muhabir
Haber 7 - Muhammet Arif Güreli

Editör Hakkında

1999 yılında İstanbul'un Ümraniye ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da tamamladı. 2022 yılında Üsküdar Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümünden dereceyle mezun oldu. İnternet Haberciliğine ilk olarak üniversite sıralarındayken kurduğu internet haber sitesiyle başladı. Kurduğu sitede, 1 yıl kadar sağlık, spor ve kültür kategorilerinde röportaj, özel haber ve analiz yazıları yazdı. Staj eğitimini ise Haber7.com'da tamamladı. Mezun olduğu 2022 yılından bugüne dek Haber7.com ailesinde başlıca gündem, siyaset, dünya, ekonomi kategorileri olmak üzere birçok özel haber, grafik ve video hazırladı. Haber7.com’da mesleki hayatına devam etmektedir.
YORUMLAR 523
  • Veysel CAN 3 ay önce Şikayet Et
    CHP benim güzel ülkeme yakışmayan bir zihniyet partisi olduğu için yaptığı boykot çağrısına hiç şaşırmadım. Destek verenlere de bir bakın bu vatana nasıl darbe vururuz onun hesabını yapan ve fırsat kollayan kişiler. Çünkü hiç biri bu ülkenin asıl evladı deyil. Ya dışarıdan getirilip ülkemin kaymağını yemeye yerleştirilmiş veya dışa bağlı kişiler. ALLAH'lM güzel ülkemi chp den korusun.
    Cevapla
  • D.demirkan 3 ay önce Şikayet Et
    Senin ardına uyanın. Aklından şüphe duyarım. Ülke yönetecek bu adam???????. Çanakkale de dedemi şehit eden. İngiliz den meded umuyor. Allah seni bildiği gibi yapsın.
    Cevapla
  • Halil 3 ay önce Şikayet Et
    Buradan özgür özele sesleniyorum acaba bu boykotu İsrail malları içinde yapsan sana zahmet
    Cevapla
  • Allah var Gam yok 3 ay önce Şikayet Et
    Sonuna kadar devletin yanındayız dış güçlerin yapmadığını chp yapıyor. Vatansız olmaz boykota hayır
    Cevapla
  • Filistinli ZAZA 3 ay önce Şikayet Et
    Kapatın bu chpyi herkes rahat etsin yazıklar olsun bu ziynet değişmez
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle