Yargıtay'ın kararı yanlış yorumlandı: EYT'lilerin tazminatıyla ilgisi yok
Yargıtay'ın kıdem tazminatıyla ilgili bir kararının 'EYT'liler planladığı tazminat miktarlarını alamayabilir' şeklinde yorumlanması üzerine Haber7'ye açıklama yapan uzmanlar kararının EYT'lilerle bir ilgisi olmadığını söyledi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemelerin avans niteliğinde sayılması gerektiğine hükmetti. Karar sonrası ortaya atılan 'Emsal kararla EYT'liler planladığı tazminat miktarlarını alamayabilir' yönündeki haberin ise gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.
Yargıtay'ın verdiği kararı Haber7'ye yorumlayan AK Parti MKYK Üyesi Doç. Dr. Resul Kurt ve Yeminli Mali Müşavir Muhammed Bayram, EYT'lilerin tazminatı ile ilgili yapılan yorumun "hatalı" olduğunu belirterek milyonlarca vatandaşı rahatlatan bir açıklama yaptı.
EYT YORUMU TAMAMEN HATALI
Resul Kurt, "Bu haber EYT için emsal değil ve hatalı bir yorum. Normal şartlarda çıkış-giriş yapılıp kesintisiz çalışanlar için bu değerlendirme doğrudur ancak emeklilik nedeniyle işten ayrılan işçi için bu şekilde değerlendirme yorumu tamamen hatalı. EYT ile emekli olarak ayrılan işçi aynı işyerinde çalışmaya devam ederse emeklilik sonrası ayrı değerlendirilir." dedi.
İşte Bayram'ın o açıklamaları;
Yargıtay’ın kıdem tazminatı ile ilgili vermiş olduğu bir karar var. Bu kararda haklı nedenler fesih sebebi olmaksızın işçi eğer istifa ederse işçi kıdem tazminatı alamıyor. Kıdem tazminatı alabilmek için en az 1 yıldır çalışıyor olmanın yanı sıra işverenin işten çıkarması ya da emekli olması gibi nedenler gerekiyor...
Bir işçi kendi isteğiyle herhangi bir zamanda işten ayrılırsa kıdem tazminatı alamaz.
Bu noktadan bakarsak; Yargıtay’ın vermiş olduğu kararda işçi çalışmayı bırakıyor ve kendimce haklı fesih sebeplerim var diyor. Daha sonra haklı sebepleri olmadığı ortaya çıkınca kıdem tazminatı alamıyor.
EYT'LİLER KIDEM TAZMİNATLARINI ALACAK
Şimdi EYT’lilerimiz dört gözle kıdem tazminatı almayı bekliyorlar. Önümüzde hafta salı ya da çarşamba Genel Kurula gelmesini bekliyoruz. Vatandaşlarımız burada emekli olmak suretiyle kıdem tazminatlarını alabilecekler. Emeklilik dilekçesi vermek kıdem tazminatı için hak doğurur. Burada işveren 'sen emekli oluyorsun diye kıdem tazminatı vermem' demesi gibi bir durum söz konusu olamaz.
EYT'LİLERLE İLGİLİSİ YOK
EYT’li vatandaşlarımızın Yargıtay’ın emsal kararı minvalinde düşünmemesi gerekiyor. Kesinlikle kıdem tazminatlarını alacaklar. Düzenleme Resmi Gazete’de yayımlandığı gibi rahatlıkla başvuru yapabilirler. Vatandaşlarımız e-Devlet üzerinden emeklilik başvurusu yapabilirler. Emeklilikte başvuru esastır. E-Devlet üzerinden başvuru yaptıkları anda artık emekliliğe hak kazanmış olacaklar.
ÖDEME SÜREKLİ DEĞİLSE HESABA KATILMAZ
EYT’li vatandaşlarımız 19.982 TL tavan ücret ve 10 bin 759 TL brüt ücret üzerinden bir kıdem tazminatı alacaklar. Kıdem tazminatı hesabında giydirilmiş ücret hesabı yapılıyor. Bu ücret işçinin maaşından hariç sürekli bir şekilde almış olduğu ücretler. Sürekli fazla mesai ve sürekli aldığı yardımlar gibi… Yani sürekli alınmayan ücretler 'avans' niteliğinde olur ve kıdem tazminatı hesabına katılmaz. Sürekli olanlar ise kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gerekiyor.
YARGITAY'IN KARARI...
8 yıl çalıştığı inşaat firmasından ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle istifa eden ustabaşı, alacaklarının tahsili için İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu.
Davacı ustabaşı, 08.00 - 18.00 saatleri arasında resmî ve dinî bayramlar da dahil olmak üzere çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik gününün dolması, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmaması sebebiyle haklı nedenle feshettiğini öne sürdü.
Yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, son üç ay götürü usulde çalışmasına rağmen alacağının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve genel tatil ücreti ile götürü usulde çalışma karşılığı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı her iki taraf avukatı da istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları geri çevirdi. Taraflar bu kararı da temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire, 'kıdem tazminatı' adı altında yapılan ödemelerin avans olarak nitelendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Oy birliği ile alınan kararda şu ifadelere yer verildi:
"İşçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır.
İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir.
Buna göre davacının 11.09.2007-08.10.2009 dönemi için hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının eksik olduğu ve hak kazanılan alacakların tam olarak ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu hâlde davacının 11.09.2007-08.10.2009 ve 06.10.2010-11.06.2014 tarihleri arasındaki tüm hizmet süresine göre son ücret üzerinden kıdem tazminatının hesaplanması ve ödenen kıdem tazminatı tutarlarının mahsup edilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."
-
Kara köseli 1 yıl önce Şikayet EtALLAH reiste razı olsun benim evde 5 tane oyum var ona verecemBeğen
-
mehmet 1 yıl önce Şikayet Etçalışma hayatı kanunları acil işçi çalışan lehine düzenlenmeli, 25 sene çalışma hayatında 4500 gün tamamlama lazım, 25 yıl içinde patrontarafindan mobik yapilsa kendin isteginle ayrılmak istesen sana tazminat yok, bu tazminat senin hakkın ama alamiyorsun patronlara kalıyor, bu yasa acil düzenlenmesi lazım, adalet iscilerden yana olmalı, tazminat olayını devlet patrondan alıp işçiye ödemeli, çalıştığı heray için devletin uygun bulduğu fona işçi adina yatirilmali, ve işçi tazminatını devletten almalıBeğen
-
Acilen 1 yıl önce Şikayet EtLütfen Aylık Bağlama Oranı, ABO'yu yeniden düzenleyin.Yatırdığımız Sigorta Primlerine göre Gerçekten Emekli Maaşları çok Düşük.Beğen
-
EYT Mağdurları 1 yıl önce Şikayet Et9700 Günüm var, bağlanacak olan Aylık 5700 TL. Sigorta Primi fazla olanlara gerçekten Çok çok çok Büyük HAKSIZLIK yapılıyor.Beğen
-
zonguldaklı 1 yıl önce Şikayet EtBeynib yanmış senin se ve seningibilerin bu hukumeti yıkmaya ne gucunuz nede nefesiniz yeterBeğen Toplam 1 beğeni