Türkiye'nin enerji reçetesi: Yerli ve yenilenebilir kaynaklar

Haber7 yazarı Dr. Ahmet Yarız hazırladığı Türkiye Ekonomisinde Görünüm (TEG) değerlendirmesinin ilk bölümünde Büyüme, Üretim ve İç Talep başlıklarını ele aldı. Yarız, gerek global ve gerekse bölgesel gelişmelerin kayganlaştırdığı riskler ile artan enerji, temel hammadde ve tahıl başta olmak gıda fiyatlarının hem büyüme hem de enflasyon için önemli bir tehdit unsuru olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'nin enerji reçetesi: Yerli ve yenilenebilir kaynaklar
Türkiye'nin enerji reçetesi: Yerli ve yenilenebilir kaynaklar
GİRİŞ 01.04.2022 15:06 GÜNCELLEME 01.04.2022 15:07
Bu Habere 7 Yorum Yapılmış

Haber7 yazarı Dr. Ahmet Yarız makro ekonomik göstergelerle GSYH büyümesi, üretim ve iç talep göstergelerindeki gelişmeleri ve geleceğe yönelik beklentilere ilişkin hazırladığı değerlendirmesinde enerji konusuna özel bir başlık açtı. Yarız, elektrik üretiminde ithale dayalı kaynak payının 2019 yılında % 38 civarında iken 2021 yılında bu oranın % 50’ye yaklaştığını ancak temiz enerji olarak tanımlanan RES-JES-GES( Rüzgar+Güneş+Jeotermal) kaynakların payının son yıllarda hızla artarak % 17’ye ulaşmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

ÇÖZÜM YERLİ VE YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR

Öte yandan Yarız,  Akkuyu 
Nükleer santralinin hizmete alınması, Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz kaynaklarının ekonomiye kazandırılması, RES-GES-JES yatırımlarının artışı, yağışlara bağlı olarak suyun payının artmasıyla ithale dayalı doğal gaz ve kömür payının azalması sonucu Türkiye'nin toplam enerji yükünde kayda değer düşüşler olacağına işaret etti.

İşte Dr. Ahmet Yarız'ın Türkiye Ekonomisinde Görünüm (TEG) değerlenmesinin ilk bölümü;

TÜRKİYE BÜYÜMEDE İLK SIRALARDA

Türkiye ekonomisi 2021yılı IV.Çeyrekte % 9,1 ve yılın tamamında ise % 11 büyümüştür. Küresel salgına rağmen gerçekleşen bu büyüme performansı ile ülkemiz dünya ekonomileri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 2021 Yılında GYSH 803 Miyar USD ve Kişi Başına Milli Gelir 9.539 USD’dir. GSYH büyüklüğüne göre ülkemiz dünyanın 20 büyük ekonomisi arasındadır.

• SGP (Satınalma Gücü Paritesi) yöntemi esas alınarak yapılan 2021 yılı tahmini verilerine göre Türkiye 2,75 Trilyon USD ile dünyanın en büyük 11. ekonomisidir. SGP yöntemi ile hesaplanan GSYH, cari fiyatlar ile hesaplanan GSYH’nin yaklaşık dört katıdır. IMF verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de cari fiyatlarla KBMG 7.715 USD iken SGP’ye göre KBMG ise 28.294 USD’dir. Bir ABD vatandaşının, ülkesinde 28.294 USD’ye satın aldığı mal ve hizmetler, Türkiye’de 7.715 USD’ye satın alınabilmekte bir başka ifadeyle ABD’deki 28.294 USD’lik hayat standardı ülkemizde 7.715 USD ile sağlanabilmektedir.

• 2022 Yılında yurt dışı pazarlar ve ülke içi talebin beslediği büyüme için OVP hedefi % 5 olarak belirlenmiştir. Yeni yılın ilk aylarında Covid 19 etkilerinin azalması ve turizm sektöründeki yüksek beklentilerin beslediği olumlu atmosfer Rusya-Ukrayna savaşı ile tamamen değişmiş, global ve bölgesel riskler açığa çıkmıştır. Gerek global ve gerekse bölgesel gelişmelerin kayganlaştırdığı riskler ile artan enerji, temel hammadde ve tahıl başta olmak gıda fiyatları hem büyüme hem de enflasyon için önemli bir tehdit unsurudur.

KAPASİTE KULLANIM ORANI VE SANAYİ ÜRETİM ARTIŞI

• Büyümenin önemli göstergelerinden biri sanayide kapasite kullanım oranı (KKO), sanayi üretim endeksi (SÜE) ve sanayide üretim artışıdır. KKO, 2020-2022 dönemi ay bazında düzenli ve istikrarlı artış göstermektedir. KKO, Şubat 2022’de bir önceki aya göre sınırlı bir düşüş ile % 78’den % 77,2’ye gerilemiştir.

• Sanayi üretim endeksinde de (SÜE) da benzer bir seyir izlenmektedir. SÜE’nin tarihi en düşük performansı, Covid 19 döneminin başlangıcı olan Nisan ayında 113’ten 79’a düşmesiyle gerçekleşmiş, ardından hızlı bir toparlanma göstermiş ve Aralık 2021’de 144,3’e yükseldikten sonra Ocak ayında 140,8’e gerilemiştir. KKO ve sanayi üretimi verileri birlikte değerlendirildiğinde, yılın kalan döneminde mevcut düzeylerini koruması beklenmektedir.

ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETİMİ

• Elektrik enerjisi tüketimi de ekonomik canlılığın göstergelerinden biridir. İklim şartları ve kuraklık nedeniyle elektrik üretiminde ithale dayalı kaynakların payı 2019 yılında % 38 civarında iken 2021 yılında bu oran % 50’ye yaklaşmıştır. 2022 Yılı Ocak ve Şubat ayı elektrik tüketimi önceki yılın aynı dönemine göre % 6’ya yakın artmıştır.

 

Ülkemizde 2000-2021 döneminde; kurulu kapasite % 266, Üretim % 165 ve tüketim % 157 oranında artış göstermiştir.

• Elektrik üretiminde birincil kaynakların paylarında son yıllarda önemli değişimler yaşanmıştır. 2000-2021 dönemindeki değişimler aşağıdaki şekildedir. İklim koşullarına bağlı olarak 2019-2020 yıllarında da değişmeler gerçekleşmiştir. Kömür: % 31→ % 31, Su:(Hidrolik) % 25 → % 17, Doğal Gaz: % 37 → % 33 ve RES-GES-JES (Güneş-Rüzgar-Jeotermal):% 0→ % 17

KURAKLIK ANA TRENDLERİ DEĞİŞTİRDİ

• İklim şartları ve kuraklık enerji kaynaklarının payında ana trendini değiştirecek kırılmalara neden olmuştur. Su kaynaklarının payı 2019 yılında % 29’a kadar yükselmiş ardından yağışların azalmasın nedeniyle düşüşe geçmiş ve 2021 yılından% 17’ye gerilemiştir. Aynı dönemlerde genel olarak payı gerileyen doğal gaz ve ithal kömürün payı hızlı bir şekilde artmıştır.

Türkiye güneş enerjisi haritası

YENİ VE YERLİ ENERJİ KAYNAKLARI BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Geçmiş dönemlerde % 50 paya ulaşan doğalgazın payı 2019 yılında % 19’a kadar gerilemesine rağmen yağışlardaki yetersizlik nedeniyle artışa geçmiş ve 2021 yılında % 31’e yükselmiştir. Benzer şekilde ithal kömürün payı da % 20’lere yaklaşmıştır. Bir başka ifadeyle; elektrik üretiminde ithale dayalı kaynakların payı 2019 yılında % 38 civarında iken 2021 yılında bu oran % 50’ye yaklaşmıştır. Öte yandan; temiz enerji olarak tanımlanan RES-JES-GES( Rüzgar+Güneş+Jeotermal) kaynakların payının son yıllarda hızla artarak % 17’ye ulaşması oldukça önemlidir. Nükleer santralin hizmete alınması, Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz kaynaklarının ekonomiye kazandırılması, RES-GES-JES yatırımlarının artışı, yağışlara bağlı olarak suyun payının artmasına bağlı olarak ithale dayalı doğal gaz ve kömürün payının azalması ile ülkemizin toplam enerji yükünde kayda değer düşüşler olacaktır.

• Ülkemizde enerji tüketiminin sektörlere göre dağılımında 2019 yılı verilerine göre sanayinin payı % 45, meskenlerin payı % 22 ve ticaret kesiminin payı ise % 19 civarındadır. Son yıllarda meskenlerin payının azalmakta ve ticaret kesiminin payı artmaktadır.

• Covid-19 etkisini elektrik tüketiminde de belirgin bir şekilde hissettirmiş, tüketimi2020 yılının ilk iki ayında 2019’un aynı dönemine göre daha yukarıda iken Mart ayından itibaren düşüşe geçerek Nisan ayında dip seviyesine gerilemiştir. Nisan 2020’deki elektrik tüketimi 2020 Mart ayına göre % 20 civarında düşmüştür. 2020 Mayıs ayından itibaren hızla yükselişe geçen elektrik tüketiminde artış eğilimi devam etmektedir. 2021 yılı Temmuz ve Ağustos aylarındaki hızlı artışta yurt genelindeki aşırı sıcaklar etkilidir. 2022 Yılı Ocak-Şubat ayı elektrik tüketimi önceki yılın aynı dönemine göre % 6’ya yakın artmıştır.

OTOMOTİV, HAFİF TİCARİ ARAÇ VE BEYAZ EŞYA SATIŞLARI

• Otomotiv sektörü ve beyaz eşya sektörünün yurt içi satışları ekonomik canlılığının önemli göstergelerindendir. Otomobil: Global tedarik sorunları nedeniyle üretim kapasitesinin daralması ve aşırı yükselen fiyatları talebi aşağı yönlü baskılamış ve 2021 yılı % 9 civarında düşüş ile 562 bin ile tamamlanmıştır. 2022 yılı Ocak-Şubat satış performansı önceki yılın aynı dönemine göre % 20 civarında geridedir. Hafif Ticari Araç: Yurt içi talebin canlılığını ölçme açısından otomobile göre daha erken bir öncü gösterge olarak kabul edilen hafif ticari araç satışı 2021 yılın % 7 artış ile 175 bin seviyesinde tamamlamıştır. 2022 Yılı Ocak-Şubat dönemi satışları önceki yıla göre % 10 civarında geridedir.

• Beyaz Eşya: Beyaz eşya satışları 2021 yılında önceki yıla göre % 8 artışla 8,5 Milyon adet civarındadır. Türk beyaz eşya sektörü üretiminin % 90’nını ihraç etmektedir. 2021 Yılının ikinci yarısından itibaren beyaz eşya satışlarında bir yavaşlama gözlenmektedir

GAYRİMENKUL SATIŞLARI

• Gayrimenkul satışları ekonomik canlılığının önemli göstergelerindendir. 2021 yılında, önceki yıl ile aynı seviyelerde 1,5 Milyona yakın gayrimenkul satılmıştır. Ancak satışların bileşiminde önemli bir performans farklılığı bulunmaktadır. Konut kredisi kullanılarak yapılan ipotekli satışlar 2021 yılında % 50 oranında azalarak 295 bin seviyesine gerilerken krediye konu olmayan peşin veya satıcı firma kredili diğer satışlar ise % 21 oranında artarak 1,2 Milyona yaklaşmıştır. 2022 Ocak-Şubat dönemindeki satış toplamı önceki yıla göre % 40 azalarak 94 bine gerilerken hem ipotekli hem de diğer satışlar gerilemiştir. Gerilemede konut fiyatlarındaki hızlı artışın etkili olduğu düşünülmektedir.

• Yabancılara gayrimenkul satışlarında artış trendi devam etmektedir. 2021 yılında yabancılara 59.282 gayrimenkul satılırken önceki yıla göre artış oranı % 45’e yakındır. Ocak-Şubat 2022 döneminde yabancılara gayrimenkul satışları % 55 artışla 9 bine yaklaşmıştır.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 7
  • Erdal 2 yıl önce Şikayet Et
    O kadar boz kırlarımız var bos araziler gunesli neden hala barajlarla oğraşıyoruz Neden her ilce belediyesi kendine ait güneş enerjiye gecmiyor hem kendine gelir hemde vatandasa ucuz elektirik uretmiyor Daha ne kadar rusyaya odeme yapacaz ve daha kadar bizi tehtit edecek.....
    Cevapla
  • Ali 2 yıl önce Şikayet Et
    Enerjiye bu kadar ihtiyaç varken neden binalar işyerleri güneş enerjisi panelleri ile donatılmalı.bence teşvik edilmeli yada mecburi olmalı
    Cevapla
  • Misak-ı Milli 2 yıl önce Şikayet Et
    Zamanında ABD, Türkiye'ye vermediği LAV silahını terörist PKK'ya veriyor, buradan bile Türkiye'ye karşı neler planladıklarını kurmak istedikleri teröristan devleti projesini anlamak gayet kolay. Bu teröristan resmi devlet yapılmadan önce Türkiye, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'a yıldırım operasyonları yapıp oraları ilhak etmeli, zaten Misak-ı Milli sınırları içinde, 40 yıldır bize verilen terör ve savaş tazminatı olarak bile oraları ilhak etmeliyiz böylece Türkiye'nin enerji sorunu çözülür. Bizim hakkımızı terörist eşkıyalar yiyor ve yine bize saldırıyor.
    Cevapla
  • cemil 2 yıl önce Şikayet Et
    Sadece güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, su enerjisi yok, birde ısı enerjisi var, ısı enerjisi elektrik enerjisine dönüştürülebilir, buharlaşma da elektrik enerjisine dönüştürülebilir. Türkiyenin 1 pil teknolojisine yatırım yapması lazım (bir kibrit kutusu büyüklüğündeki pili binanın duvarına yapıştırıyorsunuz ve bütün elektrik tesisatını bu minik pile bağlıyorsunuz, 100 yıl binanın tüm ısı ve elektrik ihtiyacını karşılıyor) bu teknoloji bulundu. bir otomobile yapıştırıyorsunuz, 100 yıl otomobilin yakıt ve ısıtma özelliğini karşılıyor.
    Cevapla
  • Ahmet 2 yıl önce Şikayet Et
    Sen çok film izliyorsun herhalde.
    Cevapla
  • Vatandaş 2 yıl önce Şikayet Et
    Güzel projeler. Peki yerli ve millikten bahsediyoruz ya. Gençlerimizin enerjilerini kaybettiğimizin farkında mısınız? Gelişim çağındaki çocuklar doğru dürüst beslenmeden yaşamaya çalışıyorlar. Onlar için de projeniz var mı?
    Cevapla
  • Asil TÜRK 2 yıl önce Şikayet Et
    Neden beslenmesinler? Bizim çocuklarımızdan çok daha iyi besleniyorlar. Biz de atalarımızdan daha bolluk içinde büyüdük.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle