Vergi kaçakçılığı suçlarında ciddi değişiklikler

Vergi kaçakçılığı suçlarında hapis cezası üst sınırı beş ve sekiz yıla çıkıyor, para cezasını ödeyene indirim geliyor.

GİRİŞ 28.03.2022 10:46 GÜNCELLEME 28.03.2022 10:49

Vergi Usul Kanunu'nun 359’uncu maddesi vergi kanunlarında hapis cezasını düzenleyen madde olup yıllardır belki de en çok tartışılan madde olmaya devam etmiştir.  “Hazineye Ait Taşınmaz Mallann Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanım ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Taslağında VUK 359’da ciddi değişiklikler öngörülmektedir.

VUK 359 (a) fıkrasındaki hapis cezasının üst limiti üç yıldan beş yıla ve (b), (c), (ç) fıkralarındaki üst limit ise beş yıldan sekiz yıla yükseltiliyor. Şüphesiz bu düzenleme ile sahte fatura düzenleme ve kullanma fiillerinin azaltılması amaçlanıyor. Özellikle mal ve hizmet satın aldığı mükellefler hakkında olumsuzluk olduğunu bilmeyen mükellefler bakımından ciddi sıkıntılar bulunmakta idi. İşte cezanın sınırının yükseltilmesi bu mükellefleri daha fazla sıkıntıya sokabilecektir.

Taslak ile VUK 359’da yapılacak değişiklikler aşağıdaki gibi olacaktır.

MADDE 4: 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (a) fıkrasında yer alan "üç" ibaresi "beş" şeklinde, (b), (c) ve (ç) fıkralarmda yer alan "beş" ibareleri "sekiz" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye son fıkrasından önce gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığını tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yansı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir. Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır. Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır."

Türk Ceza Kanununun 43’üncü maddesi “zincirleme suç”u düzenlemekte olup madde metni aşağıdaki gibidir.

“Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz”

Taslak öncesi mevcut düzenlemede TCK 43’e atıf yapılmaz iken taslak ile TCK 43’e atıf yapılmaktadır. Mevcut durumda da uygulamada mahkemeler TCK 43’ü kararlarında işletmekte idiler.

MADDE 5-213 sayılı Kanunun 367 nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"359 uncu maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz."

MADDE 6-213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCÎ MADDE 34- Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yansı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.

Birinci fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır. Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde 359 uncu madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir. 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemelerde yer alan zincirleme suça ilişkin koşulların belirlenmesi, duruşma açılmak suretiyle yapılır."

VUK 359 yıllardır tartışılan bir maddedir. VUK 359 çok detaylı olarak tartışılmalı ve kuralları mümkün olduğunca yoruma fırsat verilmeksizin çok net olarak ortaya konulmalıdır. Bu haliyle çok tartışmalıdır ve uygulamada çok ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır. VUK 359’da yapılacak olan cezanın üst limitinin artırılması mükelleflerin sahta fatura kullanmasını kanaatimce azaltmayacak, mağduriyetleri artıracaktır. Sahte fatura kullanımı engellenmek isteniyor ise öncelikle sahte fatura düzenleyenlerin mümkün olduğunca güncel olarak tespit edilmesi ve bu düzenleyicilerin tüm vergi mükelleflerine bildirimi şarttır. Mükellefler mal ve hizmet aldığı mükellefler hakkında olumsuzluk olup olmadığını görebilmelidir. Buna engel olarak vergi mahremiyeti gösteriliyor ki, sahte fatura düzenleyenin vergi mahremiyeti olmamalıdır.

Konu hakkında çok fazla problemli noktalar bulunmakla birlikte, Türkiye’nin en büyük ulaşım, haberleşme firmalarına, bankalarına sahteci diye raporlar da yazılabildiğini ve haksız yere doğabilecek mağduriyetlerin önlenmesi için de yasa da düzenlemelere yer verilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.

VUK 359 konusu Anayasa Mahkemesine taşınmış ve Anayasa Mahkemesi oldukça önemli tespitler yapmıştır. Konu bu köşede ele alınacaktır. Örneğin mal ve hizmet alınan bir firma hakkında sahte fatura düzenleyicisi denildi ve hem hapis cezası için dava süreci başladı hem de vergi ve vergi cezası süreci Vergi Mahkemelerinde başladı ise bu davalardan uzmanlık mahkemesi olan Vergi Mahkemelerinde davalar kazanıldı ise bu süreçte de mükellefler hakkında hapis cezası verildi ise ne olacaktır? Ya da hapis cezasında mahkeme esastan beraat verdi ve Vergi Mahkemeleri cezayı onadı ise ne olacaktır? Bütün bunlar VUK 359 için önemli meselelerdir ve madem ki VUK 359’da bir düzenleme yapılmak isteniyor ise konu tüm detayları ile tartışılarak artık ideal bir VUK 359 düzenlemesi ortaya konmalıdır!