Dünyada petrol fiyatlarını artıran 4 neden: Türkiye'de faturalara duble yaptıran sebep
Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, petrolde fiyatları artıran 4 etkenin yanı sıra, dünyada ve Türkiye'de enerji fiyatlarındaki artışı köşesine taşıdı.
Enerji fiyatlarının astronomik düzeyde artmasından herhalde en çok etkilenen ekonomilerden biriyiz. Petrol ithal, doğalgaz ithal, kömür ve üretiminde doğalgaz kullanımından dolayı elektrik ciddi oranda ithalata bağımlı.
Sonuçta 2021 yılında enerji ithalatına 50.5 milyar dolar ödedik. Yıllık fatura yüzde 75 arttı. Toplam 271.4 milyar dolarlık ithalatın yüzde 18.6’sı enerjiden geliyor. Yani beşte birine yakını.
Enerji dışı ithalat artışı yüzde 16 iken enerji dahil edildiğinde toplam artış yüzde 23.6 oldu. Beklenen GSYH’nın yüzde 5.6 düzeyinde bir rakama denk geliyor. Bu da ekonomik büyüklüğe oranla dünyanın en yüksek ithal enerji kullanan ülkelerinden birinin Türkiye olduğunu gösteriyor.
PANDEMİ DENGEYİ BOZDU
Pandemi sırasında ulaştırmayla birlikte petrol talebi dip yapınca fiyatlar da Nisan 2020 tarihte ilk kez negatife dönmüştü. ABD petrolü gün içinde -40 dolara kadar inmişti. Yani fiziki petrolü satın alana üste 40 dolar da para veriyorlardı. Öyle bir durum.
İşte 21 Nisan 2020’de ABD petrolü varil başına gün içinde -40 dolara kadar gittikten sonra günü 7.98 dolardan kapattı.
Türkiye’nin kullandığı Avrupa tipi Brent petrolün varili ise 22 Nisan 2020’de 15.34 dolara kadar indi.
Covid-19 öncesi 100 milyon varil üretim yapılırken, Covid-19 sırasında 80 milyona düştü, şimdi 90 milyon varil civarında çıktı. Düşen taleple birlikte gerileyen fiyatlar petrol yatırımlarını azalttı veya ağırdan alınmasına yol açtı.
Bazı kapasiteler de devreden çıktı. Pandemi petrol piyasasındaki arz-talep dengesini ve fiyat seyrini bozdu.
Sonuçta 20 ay önce yerlerde sürünen fiyatlar şaha kalktı ve pandemi öncesindeki 60 dolarlık seyrinin de üstüne çıktı. 90 doların üstüne çıkan ve son 7 yılın en yükseğini gören petrol fiyatlarının 100 doları görmesi, hatta aşması güçlü ama korkutan bir beklenti haline geldi.
Dün itibariyle 94.59 dolara kadar çıkan Brent petrol fiyatı yıl başına göre yüzde 21, aralık ayı başına göre yüzde 42.4 arttı. Son bir yıllık artış yüzde 58 düzeyinde.
FİYATLARI ARTIRAN 4 ETKEN
ABD petrolünde son bir yıllık artış yüzde 63 ile daha yüksek. Çünkü petrol üretim bölgesi Teksas’da hava koşulları çok kötü gidiyor. Kuyulardan petrol çıkarılamadığı gibi, nakliyesi pek mümkün olamıyor. Bu nedenle fiyatlar ABD tarafında daha hızlı tırmandı ve Brent petrolle eşitlendi gibi.
Böylece petrolde fiyat artışına yol açan bir nedeni açıklamış olduk. Kışın ağır geçmesi kuyulardan petrol üretimini zorlaştırıyor. Ama kışın soğuk geçmesi aynı zamanda petrole talebi de artırıyor. Bu birinci neden.
Petrol fiyatlarını tırmandıran ikinci neden üretim artışı istense de pek yapılamıyor. OPEC üretimi günlük 400 bin varil artırımına gideceğini açıkladı. Buna da 16 dakika gibi rekor kısa zamanda karar verdi. Ama daha önceki 400 binlik artışın ancak yarısını realize edebildi.
Pandemi sırasında uygulanan karantina ve yasaklardan dolayı petrol fiyatlarında meydana gelen yıkıcı etki yeni yatırımları, kapasite artışlarını engelledi. Hatta petrol kuyularının kapatılmasını beraberinde getirdi. Ortaya çıkan bu durumun sonuçlarıyla dünya şimdi karşılaşıyor.
Petrole talebi ve beraberinde fiyatları artıracak üçüncü gelişme yaz aylarına doğru Covid-19’un etkisinin azalmasıyla dünyada yaşanacak normalleşme ve artacak turizm faaliyetleri kaynaklı. Yeni varyant omicronun yaygın hale gelmesine karşılık hastalığın hafit seyretmesi ve ölüm oranlarının azalması yaz aylarında pandeminin etkisini iyice yitireceği beklentisi doğurdu.
Rusya-Ukrayna geriliminin artması da petrolde ve doğalgazda arzı kısıtlayıcı etki yaratacak önemli bir neden. Çünkü Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması durumunda Batı dünyası anında ambargo uygulayacağını açıkladı. Bu durumda Avrupa ihtiyacı olan gaz ve petrolü Rusya’dan ithal edemeyecek.
SAVAŞ DURUMUNDA İLK KAYBEDENİ AVRUPA OLUR
Avrupa doğal gazını ve petrolünü dönüp OPEC ülkelerinden ve ABD’den ithal etmek durumunda kalacak. Ancak OPEC de üretimi sınırlı artırabiliyor. Böyle bir durumda mecburen fiyatlar yükselecek. Çok sert geçen kış şartlarının da etkisiyle 100 doları rahat aşabilecek.
En büyük doğal gaz ve petrol ihracatçılarından biri olan Rusya ise Batı’nın ambargo restini gördü. Çin ile 15 ayrı ekonomik anlaşma yaptı ve bunun içinde doğal gaz satışı da bulunuyor. Uzun vadeli gaz anlaşması, enerji kıtlığını yeni aşmakta olan Çin’in de işine geldi. Enerji tedarikini sağlama aldı ve bunu nispeten uygun fiyatlardan yaptı denilebilir.
Ambargonun yürürlüğe girmesi durumunda Avrupa’ya doğal gazı en çok ABD satacak. Okyanus’un geçilmesi ancak LNG ile mümkün ve elbette bu gaz daha pahalı. Avrupa gazı aldıkça ödeyeceği fatura artacak. Rusya-Ukrayna olası bir savaşta karşı karşıya gelirse kaybedecek ilk taraf şimdiden belli, Avrupa.
Ambargoya Nato ülkeleri dahil olur mu, olursa Türkiye ne yapar uzmanlık alanım dışında. Ancak yoğun ekonomik ve turistik ilişkilerden dolayı Türkiye de kaybedecekler tarafına pekala yazılabilir.
FATURAYI DUBLE YAPAN NE?
Nereden bakılırsa bakılsın Covid-19’un dünyaya da Türkiye’ye de hem insani hem de ekonomik açıdan verdiği kayıp büyük.
Türkiye’de yaşayanların dünyaya göre ekstra kaybı ise TL’nin 4 yıldır üst üste değer yitirmesinden kaynaklanıyor. Enerji zaten dünyada 3-4 kat artmış. Türkiye’nin toplamda enerji faturası bir yılda yüzde 75 artmış.
Üzerine de bir bu kadar artış, yükselen döviz kurlarından bindi. Faturayı Türkiye’ye ve kullanıcılara çifte çıkartan da kur artışı. Yoksa sadece dünyada artışıyla kurtulacaktık.
İster akaryakıt, ister elektrik, isterse de kömür olsun, hepsini yakarak kullanıyoruz. İthal oranındaki yükseklikten dolayı yaktığımız aslında o çok değerli dolarlar oluyor. Dolar yakarak ısınıyoruz. Dolar yakarak yemek pişiriyoruz. Dolar yakarak aydınlanıyoruz ve dolar yakarak üretim yapıyoruz.
Yeni yılla değişen durum ise kur artışının yanında devletin sübvansiyonu azaltması ve soğukların bastırması oldu.
-
Ekolayzer 2 yıl önce Şikayet EtNukleer santrallere hayir demeyi birakin artik.ne kadar cok yaparsak o kadar rahatlariz.dunya enerji kitliginda.Beğen Toplam 10 beğeni
-
Kamil 2 yıl önce Şikayet Etİstanbul'un nüfusu çok fazla , yeni nükleer santralleri ağırlıklı olarak Trakya bölgesine inşaa etmeliyiz . Hem İstanbul'un ve İzmit organize sanayi'nin enerji ihtiyacı devamlı şekilde karşılanır , hem de Avrupa'ya elektrik satışı yapılır .Beğen
-
Hasan 2 yıl önce Şikayet EtYav arkadas 100 sene önce gaz mı vardı oduna kömüre devam birakin bu işleriBeğen Toplam 1 beğeni
-
vatandaş 2 yıl önce Şikayet Etelektrik ve diğer zamlarda yetkililerin açıklamasını bakıyorumda net bir çözüm yok. hep " yapılabilir , yapılacak , bekleniliyor.." gibi geçiştiricili açıklamlar var!!Beğen Toplam 1 beğeni
-
musa 2 yıl önce Şikayet Etavrupada akrabalarım var bizde yurt dışındakinin on katı artış var .yurt dışı bahaneBeğen Toplam 2 beğeni
-
Huseyin 2 yıl önce Şikayet EtGeç bunu musa Komşum dün hollanda 'dan misafirlikten geldi Millet doğalgazı açmıyor buz gibi evlerde oturuyor hollanda da dedi Bu kişi Erdoğan muhalifi aynı zamanda Türkiye çok daha iyi durumda dediBeğen Toplam 3 beğeni
-
vatandaş 2 yıl önce Şikayet EtYazıyı tam okuyun bence diyor ki; "Üzerine de bir bu kadar artış, yükselen döviz kurlarından bindi. Faturayı Türkiye’ye ve kullanıcılara çifte çıkartan da kur artışı. Yoksa sadece dünyada artışıyla kurtulacaktık."Beğen Toplam 5 beğeni
-
fakur 2 yıl önce Şikayet Etkanal istanbuldan daha önemlidiir ...ülkemize 4 nükleer santral acil yapılmalıdır gelecek 60 yıl içinBeğen Toplam 8 beğeni