Uydu savaşları ve iletim güvenliği

Kanal7 Medya Grubu Yönetim Danışmanı Muzaffer Şafak, gelişen teknoloji ile beraber yakın gelecekte konvansiyonel savaşların yerini teknolojik üstünlüğe bırakacağını vurgulayarak uydu güvenliğine dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Uydu savaşları ve iletim güvenliği
Uydu savaşları ve iletim güvenliği
GİRİŞ 03.02.2022 12:50 GÜNCELLEME 03.02.2022 12:52

İşte Muzaffer Şafak'ın o yazısı;

Günümüzde haberleşme Televizyon ,Radyo ve VSAT haberleşme ihtiyaçlarımızın büyük bir kısmı GEO Geostationary earth orbit yer sabit yörünge uyduları ile yapılmaktadır. Türksat kaskat uyduları, Eutelsat ve benzeri uydular da bunlardan bir kaçı.

Diğerleri ise; Low earth orbit LEO alçak yörünge, Medium earth orbit orta yüksek uydular ile HEO ve PEO uydularıdır.

Bizi ilgilendiren uydu grubu ise dünya eş zamanlı GEO uyduları olacaktır.

Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile yoğun olarak iletişim haberleşme internet ihtiyaçları bu uydu grubundaki kaskat udular ile yapılmaktadır.  

Bu uyduların her ne kadar güvenlik tedbirleri de olsa yer küreden yollanan Uplink sinyalleri ile geniş coğrafyalara sinyaller iletilebilmektedir. Ancak yer küreden iletilen sinyallerin kötü amaçlı kullanılması durumunda uyduların transponderi yada transponderlerinin interfere edilme ihtimali ise hayli yüksektir.

GEO uyduları son kullanıcıların ve nesnelerin cihazların otokontrol sistemleri kısaca internete ve  kablosuz iletişime ihtiyaç duyulan neredeyse her türlü alanda kullanılmaktadır. Bireyler, kurumlar internet olmadan artık yaşayamaz iş göremez hale gelmiştir.

ATM den para çekmekten, e-ticaret, bireysel siparişler, her türlü navigasyon, gemiler, uçaklar ,otomobiller  akla gelebilecek sivil ticari ve askeri her türkü araç , bankacılık ve parasal işlemler gibi daha bir çok stratejik ihtiyaçlarda  internet ve  dolaylı olarak uydular kullanılarak gerçekleşmektedir.

Bir an için uyduların devreden çıkması yada bir kısmının çalışmaması durumunda ortaya çıkabilecek kaotik durum bile insanları endişeye hatta korkuya sevk edebilecektir. Bu durum bile ciddi güvenlik açıklarını yaratacağını da gözden uzak tutulmamalıdır. Bu karamsar ve tehlikeli tablonun yaşanmaması için uydulara alternatif ikame tedbirlerin alınması gereklidir.

Yakın gelecekte konvansiyonel savaşların yerini teknolojik üstünlük alacaktır. Top, tüfek, tank gibi ağır silahların yerini birkaç server birkaç yazılımcı ile ülkelerin güvenlikleri kolayca tehdit edilebilir hale gelecektir. Evet istikbal göklerdedir. Ateş, istila ve savaşlar artık göklerden geleceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Majör güçler bu konuda henüz bilemediğimiz yeni ve etkili silah teknolojilerini  kullanmaktan çekinmeyeceklerdir.

Bir şekilde internet erişiminin engellenmesi veya kesilmesi, GPS uydularının konum referanslarının değiştirilmesi, haberleşme uydularına fiziksel yada elektronik olarak interfere edildiğini bir an düşünür olursak, bu üç müdahalenin biri bile  ulaşım, haberleşme, ekonomik faaliyetler , güvenlik,  beka, ve akla gelebilecek neredeyse her alanda buna maruz kalan ülkeleri  savunmasız bırakabilecektir.  

Bu konuda zaman geçirmeksizin milli uydu teknolojileri  ve  internet ağları konusunda ülkemizin de bu yarışta yer alması zorunlu hale gelmiştir. Aksi durumda  bir beka sorunundan bahsedilir olacaktır.

ABD’nin bir eyaletinden, Ortadoğu yada Afganistan yada bir başka ülkeye binlerce kilometre öteden İHA ve SİHA’lara müdahale etmek artık çok kolay , bu yarışta geri kalan ülkeler askeri ve dolaylı olarak ekonomik bağımsızlıkları da  tehlikeye düşecektir.  

Peki uydular konusunda diğer ülkelerdeki durum nedir ? bu alanda neler yapılıyor ?         Hangi ülke hangi tedbiri alıyor ? yada diğerinin uydularını nasıl devre dışına çıkarma tekniklerini araştırıyor ? Bu alanda net bilgilerimiz elbette yok ancak yapılan açıklamalar ve sürekli balistik füzeleri belli ülkeler tarafından uzaya yollanması uzay savaşlarının dolayısıyla uydu savaşlarına hazırlandıklarının bir göstergesi olduğu düşünülmelidir.

Bazı ülkelerin işlettiği ve tekelinde olan  çok sayıdaki  grup Navigasyon uyduları ile  yine çok sayıdaki Askeri uyduların  her geçen gün sayısının artarak atmosferde yer alması bu alandaki rekabetin  ciddi seviyeye ulaştığı görülmektedir.

1950 yılında başlayan uzay uydu sistemleri hız kaybetmeden günümüzde de  devam etmektedir.

Bu alanda kıyasıya yarışan ülkelerden yaklaşık ABD’nin 200 adet , Rusya 80 adet ve  Çin 70  adet ve  az sayıda ise;  Türkiye, Almanya  , Fransa, İsrail , Kuzey Kore ve Japonya’nın askeri uyduları ile ülkeler rakiplerini yakından takip etmektedir.

United Nations Office for Outer Space Affairs (UNOOSA) Birleşmiş milletler (UNOOSA)  2018 yılı itibarıyla tüm yörüngelerde Askeri ve sivil çalışmakta olan uydu sayısını 4.000 civarı olduğu,  bunlardan 400 kadarının askeri uydular olduğu tahmin edilmektedir. Bu güçler istedikleri anda istedikleri coğrafyanın bir kısmında hava trafiğini regüle  edebilmekte , hatta engelleyebilmektedir. Bunun örnekleri orta doğuda veya sorunlu coğrafyalarda görülmektedir.

Uzay yarışı ve uydular konusunda ABD savunma bakanlığının 20 milyar US dolarlık bir bütçeye sahip olması , bu yarışın ne kadar önemli ve stratejik olduğunu göstermektedir.

Ülkemizin de bu alanda yeni atılımlar yapması ülke güvenliği ile de yakından ilgili olacaktır.

Yakın gelecekte bu alandaki yarışın daha da artacağını göreceğiz.