Amerikalı aileler artık daha fazla borca giriyor

ABD'de enflasyon son verilere göre %7’ ile son 39 yılın zirvesinde. Maaş artışları enflasyonun gerisinde. Artan fiyatlar ABD'lilerin daha fazla borçlandığını gösteriyor. Kredi kartı, ev taksidi, araç, öğrenci kredi borçları giderek artıyor

Amerikalı aileler artık daha fazla borca giriyor
Amerikalı aileler artık daha fazla borca giriyor
GİRİŞ 17.01.2022 10:03 GÜNCELLEME 17.01.2022 10:03

Amerika 2022’ye yüksek enflasyonla başladı, hem de son 39 yılın en yükseği olan yüzde 7’yle.

Yüksek enflasyonla bağlantılı olarak ekonomi 2022’de de ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri olacak gibi.

Rakamlar artan fiyatlarla birlikte Amerikalı ailelerin daha fazla borca girdiğini gösteriyor.

Buna göre Amerikalılar, ev, gıda, yakıt, ulaşım ve sağlık harcamalarına daha fazla para harcıyor.

Durum böyle olunca gelirler artan fiyatlarla yarışmakta zorlanıyor. Son iki yılda ortalama gelir yüzde 3 artarken, yaşam giderleri yüzde 7 yükseldi.

Amerikalıların yüzde 78’i Mart 2020’den bu yana salgın nedeniyle federal yönetimden destek aldı ama üçte birinden fazlası geçen yıla oranla mali durumunun daha kötüleştiğini söylüyor.

Kredi kartı, ev taksidi ödemeleri, araç, öğrenci kredi borçları giderek artıyor.

Amerika’da bir ailenin ortalama borcu, kredi kartları, ev ödemeleri, araba taksidi, öğrenci kredileri gibi unsurlar hesaba katıldığında 155,662 dolara yükselmiş durumda.

Toplamda borç 15 trilyon doları geçiyor, bu da bir yıl öncesinden yüzde 6,2 daha fazla.

Federal destek paketlerinin çoğunun artık yürürlükte olmadığı düşünülürse 2022’de maaş artışları daha fazla olacak gibi görünüyor. Bunun şirketlere maliyeti yüzde 3,9 arttırması bekleniyor. 2008’den bu yana bu konudaki en yüksek artış bu olacak.

Enflasyonun iş gücü piyasası için önemli bir tehdit olduğunu vurgulayan Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell da enflasyonun ülkede kalıcı hale gelmemesi için ellerinden geleni yapacakları mesajı veriyor.

Powell Senato oturumundaki konuşmasında, “Yüksek enflasyonun özellikle yüksek fiyatları karşılayamayacak durumda olanlar üzerinde yük olduğunu biliyoruz. Maksimum işsizlik ve fiyat istikrarını başarma hedefine bağlıyız. Yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmemesi ve güçlü bir iş gücü piyasası amacıyla ekonomiyi desteklemek için elimizdeki araçları kullanacağız. Eğer enflasyonun beklenenden daha yüksek seviyelerde olmaya devam ettiğini görürsek, faiz oranlarını zaman içinde daha fazla arttırmamız gerekirse bunu yapacağız” dedi.

Anketler de ekonominin 2022’de Amerikan halkı için endişe kaynağı olacağını ortaya koyuyor.

Buna göre Amerikalılar’ın artık en önemli endişesi korona salgını değil, ekonomi. 

Halkın yüzde 68’i mali ve ekonomik endişeleri en önemli konu olarak değerlendiriyor. Amerikalıların sadece yüzde 37’si 2022 için salgını en önemli 5 öncelikli konudan biri olarak görüyor.

Bu yıl için aslında dünya geneli açısından ekonomik tahminler pek iyi değil.

Dünya Bankası 2022 yılında küresel ekonomi için olumsuz bir tablo çizdi.

Banka 2021’de yüzde 5,5 olan büyümenin bu yıl yüzde 4,1’e düşeceğini öngörüyor.

Dünya Bankası’ndan Ahmet Köse, “Bu yıl yüzde 4 civarında büyüme öngörüyoruz ve gelecek yıl bu yüzde 3’e düşecek. Neden? Çünkü temelde bastırılan talep orada olmayacak. Talep azalacak. Buna ek olarak politika belirleyiciler destekleyici önlemleri geri çekiyorlar. Tabii ki riskler var ve bu riskler de önemli. COVİD hala bizimle. Omicron yayılıyor. Borç seviyeleri yüksek. Enflasyon baskısı var. İklimle bağlantılı zorluklar var. Bu riskler sert düşüş ihtimalini arttırıyor. Politika belirleyiciler bu riskler için önceden önlem almalı ve bu ihtimali azaltmalı” dedi.

Dünyanın bir numaralı ekonomisi dünya ekonomisini de etkiliyor.

Daha önce yetkililerin geçici olduğunu kaydettiği enflasyon Amerika’da yaklaşık 40 yılın zirvesinde.

ABD Merkez Bankası enflasyonla mücadele çerçevesinde bu yıl için birkaç kez faiz artırımına gideceği mesajını vermiş durumda.

Anketlerde Amerikalılar’ın en önemli öncelik olarak nitelediği ekonomide gözle görülür ilerlemenin sağlanması için aslında zamana karşı bir yarış var.

Kasım ayındaki ara seçimlerde Demokratlar’ın Kongre’de çoğunluğu kaybetmesi Başkan Joe Biden’ın geri kalan görev süresinde politikalarını hayata geçiremeyeceği anlamına geliyor.

Bu da 2024 başkanlık seçimlerinde Demokratlar’ın Beyaz Sarayı elinde tutma isteğine önemli bir darbe vurabilir.

Anketler halkın yüzde 60’ının Biden’ın ekonomik politikalarını yetersiz bulduğunu ortaya koyuyor.

Özetle Amerikan siyasetinin gelecek birkaç yılda şekillenmesinde, bugünlerde atılacak ekonomik adımlar önemli etken olacak gibi görünüyor.

KAYNAK: AMERİKANIN SESİ