8'inci GİV Girişimcilik Ödülleri sahiplerini buldu

Girişimci İşadamları Vakfı (GİV) tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen “8. GİV Girişimcilik Ödülleri” töreni Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

8'inci GİV Girişimcilik Ödülleri sahiplerini buldu
8'inci GİV Girişimcilik Ödülleri sahiplerini buldu
GİRİŞ 05.11.2021 09:20 GÜNCELLEME 05.11.2021 09:21

KOSGEB Başkanı Hasan Basri Kurt, GİV Genel Başkanı Mehmet Koç ve TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu’nun da konuşmacılar arasında yer aldığı törende, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan’ın takdimiyle 9 farklı kategoride 18 ödül sahiplerini buldu. Girişimci adaylarının başvuruda bulunduğu Proje-Fikir Ödülleri kategorisinde ise 677 proje arasından seçilen 3 başarılı projenin girişimcisine, projelerini hayata geçirmelerine destek olmak adına para ödülü de verildi.

Her yıl girişimciler ve yatırımcıların büyük ilgi gösterdiği, Girişimci İşadamları Vakfı (GİV) tarafından gerçekleştirilen “GİV Girişimcilik Ödülleri”, Türkiye’de başarılı girişimleri ödüllendirmek ve fikirlerini girişime dönüştürmek isteyen girişimcilere destek ve cesaret vermek amacıyla bu yıl 8. kez düzenlendi. GİV Genel Başkanı Mehmet Koç’un ev sahipliği yaptığı programa KOSGEB Başkanı Hasan Basri Kurt, TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, AK Parti Milletvekili Selman Özboyacı, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya Valisi Vahdettin Özkan, rektörler, iş insanları, genç girişimciler ve öğrenciler katıldı.

Bilal Erdoğan: “Türkiye her iş gününde 1 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline gelecek”

Törende 8. GİV Girişimcilik ödüllerini takdim eden Bilal Erdoğan, konuşmasında, “Bugün Türkiye ihracatta 220 milyar doları aştı. Konya’nın nasıl 3 milyar dolara geldiğinden bahsedildiyse, Türkiye’de ihracat 20 yıl önce 30 milyar dolar civarındaydı. Bugün öyle bir hızla ilerliyoruz ki, öyle bir fırsat penceresini Türkiye yakalamış durumda ki muhtemelen yakın zamanda, 6 ay, 1 yıl sürmeden Türkiye her iş gününde 1 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline gelmiş olacak. Bir ülke borçlanarak büyüyebilir. Türkiye bu modeli uzun süre denedi. Cari açık vererek, dünyadan borç toplayarak, dünyadan yatırımcı gelmeksizin, finans sektöründe olsun gerçek somut yatırımlarla olsun yatırımcının gelmesi, borç vermesine dayalı bir büyüme modelini bugüne kadar denedik. Bugüne kadar bununla belli başarıları da yakaladık. Şu anda geldiğimiz nokta, Türkiye’nin altyapıda yaptığı birçok yatırımlar var. Organize sanayi bölgeleri, demiryolları, otobanlar, okullar, hastaneler, şehir içi raylı sistemler, bunların Konya’da ne denli gelişmiş olduğunu Konyalılar çok iyi biliyorlar ama Türkiye’nin dört bir yanında da bunların olduğunu biliyoruz. Bunların yapılmasında maksat elbette başta halkımızın dünyanın müreffeh milletlerinin seviyesinde yaşamasını temin etmek. Ama bunun yanında da yatırım ortamının iyileşmesini sağlamak, hammaddenin, pazarların birbiriyle bütünleşmesini, üretim merkezlerinin ulaşım merkezlerine entegrasyonunu, uluslararası pazarlara açılımı, bunları da aynı zamanda sağlamış bir Türkiye’yi bugün görüyoruz. Geçtiğimiz dönemde özellikle salgın şartlarının getirdiği ekonomik şartlarda gerçekten Türkiye’nin bir fırsat penceresini yakaladığını konuşuyoruz. Bu artık Türkiye’nin borçlanarak değil cari fazla vererek büyüyen, ihracata dayalı büyümenin çok ön plana çıktığı, artık git gide katma değerin yükselerek ihracata yansıdığı, bunun daha kaliteli istihdamla perçinlendiği bir büyüme dönemini yakalamış durumda. Bugün 220 milyar dolar olan ihracatın 500 milyar doları yakaladığını düşünün. Muhtemelen 500 milyar doların bugün hayal olduğunu söyleyenler çıkacak karşımıza. Ama inanın Türkiye 30 milyar dolar yaparken 100 milyar doların hayal olduğunu söyleyenleri ben tanıyordum, görüyordum. Bugün 220 milyar dolar yakalandıysa elbette 500 milyar dolar da yakalanabilir’’ dedi.

Artık Türkiye’nin borçlanarak değil cari fazla vererek büyüyen, ihracata dayalı büyümenin ön plana çıktığı, git gide katma değerin yükselerek ihracata yansıdığı, bunun daha kaliteli istihdamla perçinlendiği bir büyüme dönemini yakalamış durumda olduğunun altını çizen Bilal Erdoğan “Ekonomide büyüme insana dayalıdır, sermayeye dayalıdır, doğal kaynaklara dayalıdır, teknolojik gelişmeye dayalıdır. Birçok büyüme etkeni konuşulur ama bunlardan bir tanesi vardır ki o da bir milletin, yani ekonominin tarafı olan, katılımcısı olan bireylerin, insanların, toplulukların ekonomik büyüme fikrine sıkı sıkıya sarılmalarıdır” diyerek sözlerini tamamladı.