ASRİAD 4’ncü Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı Topuk Yaylası’nda yapıldı

Asrın İşadamları Derneği (ASRİAD) 4. Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı 9-10 Ekim tarihleri arasında Topuk Yaylası'nda gerçekleştirildi.

ASRİAD 4’ncü Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı Topuk Yaylası’nda yapıldı
ASRİAD 4’ncü Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı Topuk Yaylası’nda yapıldı
GİRİŞ 11.10.2021 12:40 GÜNCELLEME 11.10.2021 12:40

Asrın İşadamları Derneği (ASRİAD) 4. Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı 9-10 Ekim tarihleri arasında Asrın İşadamları Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve Genç ASRİAD Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla Topuk Yaylası'nda gerçekleştirildi.

Çalıştay'da 24 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen ve Adnan Danışman'ın yeniden Genel Başkan seçildiği Genel Kurul sonrası ASRİAD yönetiminin yeni çalışma döneminin planlaması ve değerlendirmesi yapıldı.

4'ncü Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı, Genel Başkan Adnan Danışman'ın açılış konuşması ile başladı. Genel Başkan Adnan Danışman yaptığı konuşmada; Çalıştay'ın yeni Yönetim Kurulu üyelerinin ASRİAD'ın çalışma şeklini öğrenmeleri, ASRİAD kültürünü daha ileri boyuta taşınmalarını sağlamak ve Çalışma Rehberi’ne uygun, kongre sonrası yeni döneme özel bir program hazırlamak amacıyla yapıldığını söyledi.

Üç oturum halinde yapılan 4'ncü Oryantasyon ve Programlama Çalıştayı'nda ASRİAD kuruluş felsefesi ve anayasasının değerlendirilmesinin yanı sıra ASRİAD hiyerarşisi, toplantı usulleri ve karar alma süreçleri, şirketler anayasası ve Tahkim Kurulu süreçleri, Çalışma Rehberi ve genel işleyiş ile ASRİAD genel politikaları ele alındı.  Çalıştay da ayrıca iş hayatının genel meseleleri, ülkemiz ve dünya ekonomisinin genel durumu müzakere edildi. Pandemi sürecinin giderek sona doğru yaklaştığı beklentisi üzerine yeni dönemin ekonomik gelişmelerinin neler olabileceği projeksiyonları üzerinde duruldu.

İki gün süren Çalıştay, Genel Başkan Adnan Danışman’ın kapanış konuşması ve Sonuç Bildirgesi’nin okunması ile sona erdi.

Sonuç Bildirgesi’nde alınan kararlar şöyle:

1. Küresel ekonomide pandemi süreci öncesine göre önemli değişimler yaşanmaktadır. Ticaret savaşları ile başlayan gerilim sürecine pandemi de eklenince, bazı alanlarda önemli sıkışmalar meydana gelmiştir.

2. Özellikle hammadde tedariki konusu ekonomiyi kökten etkileyecek hale dönüşmüştür. Enerjinin birçok başlığında sorunlar birikmiş, maliyetleri artmış ve tüm üretim süreçlerini ve dolaysıyla enflasyonu artırmıştır.

3. Dış ticareti olumsuz etkileyen pandemi sınırlamaları, bir de konteyner sorunu üretmiş, navlun maliyetleri artmış. Böylece dış ticarette de maliyetler toptan artmaya devam etmiştir.

4. Bu süreçte özellikle gelişmiş ülkeler bütçeden bireyler için doğrudan kaynak ayırmış ve ülkeler GSYH a küçülmeyi göze alacak riskleri üstlenmişlerdir.

5. Aşılamanın küresel çapta iyi oranlara erişmesi, sınırlamaların giderek ortadan kaldırılması, hizmet sektör alanlarının ve eğitim kurumlarının açılması gibi gelişmeler ekonomik hareketliliğin yeniden başlaması sonucunu doğurmaktadır.

6. Ülkemizdeki gelişmeler de yaklaşık olarak dünyadaki gelişmelere uyumlu olarak meydana gelmiştir. Okulların açılması, hizmet sektöründe tedbirlerin yumuşatılması, ekonomik hareketliliğin artmasına vesile olmaktadır.

7. Ülkemizin içinde bulunduğu daha başka özel sorunları bulunmaktadır. Göç sorunu, bölgesel gerilim sorunları, uluslararası ilişkilerde dengelerin nispeten bozulmuş olması, tehditlerin ve risklerin yükselmesi gibi konular ön planda durmaktadır. Bunların da ekonomiye olan yükleri de bir hayli ağır olmaktadır.

8. Bu riskler, ülkemizin küresel piyasalardaki yerini kısmen sarsmış ve dış tasarrufa erişimi zorlaştırmıştır. CDS primlerinin yüksekliği kaynak bulma zorluğu üretmiş ve iç piyasalarda, hem kur riskini, hem faiz riskini ve hem de enflasyon riskini maksimize etmiştir.  

9. İşsizlik sorunu ilginç bir şekilde istihdam sorunu ile birlikte varlığını sürdürmektedir. Yani hem işsizlik hem de işçi arama aynı zamanda yaşanmaya devam etmektedir.

10. Ülkemizin belirli bir dönemdir yaşamak zorunda kaldığı, kur sendromu hem faizleri hem de enflasyonu kontrolsüz kılmaktadır. Bu durum ülkemizin GSYH rakamlarını düşürmektedir. Kısaca fakirleşme yaşanmaktadır. Böylece ücretli çalışanlar, çalışan fakir konumunda mutsuzlar, işverenler maliyetleri tutturamadıkları için yaptıkları işten dolayı mutsuzlar.

11. Artık ekonomi yönetimi, daha hızlı bir şekilde karar almalı ve dengeleri yeniden sağlamayı başarmalıdır. Kurumların özerkliğine itibar edilmeli, ekonominin nesnel gerekleri yerine getirilmeli ve yeniden çok kapsamlı ekonomik güven tesisi için gerekenler yapılmalıdır.

12. Yerli ve yabancı yatırımcının güveni tesis edilmeli ve yeniden yatırım seferberliği sağlanmalıdır. Ancak bu sayede, hem iç tasarrufu, hem dış tasarrufu artırıp kullanabilmek hem de yatırımcıları yüreklendirmek mümkün olur. Böylece istihdam başta olmak üzer diğer tüm makro dengeler yerli yerine oturabilir.

13. Makro dengeler yerine oturdukça özel sektör de harekete geçecek ve yeniden ülkemiz ekonomisi çok yönlü olarak atağa kalkacaktır.

14. Ülkemizin yeni dönemde rekabetçi üstünlük sağlamak için son derece yüksek avantajlara sahip olduğu aşikârdır. Gerek üretim kalitesi, gerek lojistik imkânları ve gerekse dijital alanda hızlı olmak bizim fırsatlarımızdır. Bu şanslarımızı iyi kullanma zorunluluğumuz bulunmaktadır.

15.Biz özel sektör mensupları olarak, ekonomi yönetiminin kamu sektörü ile ve makroekonomi ile ilgili atacağı adımları dikkatle takip ediyoruz. Her olumlu yaklaşım bizden de çok önemli bir karşılık bulacaktır. Böylece ülkemizi çok daha iyi yerlere getirmek söz konusu olacaktır.