Finansın Geleceği Zirvesi'nde Alpaslan Çakar'dan önemli açıklamalar

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, yurt dışı finansmanın yüzde 100 civarında yenilendiğini belirterek, "Türk bankacılık sektörünün borçlanma kabiliyetinde bir sorun bulunmamakta ve sektörümüze olan güven devam etmektedir." dedi.

GİRİŞ 28.09.2021 22:42 GÜNCELLEME 28.09.2021 22:44

Finansın Geleceği Zirvesi'nde konuşan Çakar, geçen yıl salgınla birlikte küresel ekonomide başlayan ve etkileri devam eden olumsuzluklara değinerek, salgının getirdiği bu ani duruşun hemen hemen tüm sektörlerin iş planlarını, nakit akışlarını ve ticaretini bozduğunu söyledi.

Kamu harcamalarını artıran genişleyici maliye politikası ile istihdamı koruyan ve işletmeleri ayakta tutan destek mekanizmaları geliştirildiğini aktaran Çakar, bu süreçte ihracata teşvik edici önlemler getirildiğini, para politikasının ekonominin toparlanmasına destek sağlamaya yönelik uygulandığını, piyasalara verilen likiditenin artırıldığını ve fonlama maliyetinin düşürüldüğünü anlattı.

Çakar, Türkiye'de de şokun yönetilmesinde ve destekleyici politikaların uygulanmasında hızlı ve kapsamlı bir yaklaşım gösterildiğini ifade ederek, üretimin ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması, istihdamın korunması ve finansal sistemin sağlıklı işleyişinin sürdürülmesine yönelik alınan kararlardan, bankaların önemli bir rol üstlenerek yaptığı çalışmalardan bahsetti.

Türk bankacılık sektörünün bilanço büyüklüğünün temmuzda 6,7 trilyon liraya ulaştığını aktaran Çakar, bilançonun milli gelire oranının yüzde 114, kredilerin milli gelire oranının ise yüzde 65 düzeyinde olduğunu bildirdi.

"Bankacılık sektörünün kredi hacmi 3,9 trilyon lirayı aştı"

Alpaslan Çakar, kredilerin ağustos itibarıyla 3,9 trilyon lirayı aştığını belirterek, "Kamunun finansmanı için sağlanan kaynaklar da dahil edildiğinde ekonomiye doğrudan sağlanan kaynakların bilanço içindeki payı yüzde 75'e ulaşmaktadır. Kredilerin yüzde 54'ü kurumsal, yüzde 23'ü KOBİ ve yüzde 23'ü bireysel kredilerdir. Krediler, müşteri ve sektör bazında dengeli bir dağılım göstermektedir." diye konuştu.

Nakdi ticari krediler içerisinde sektörlerin payına değinen Çakar, imalatın yüzde 27, ticaretin yüzde 17, inşaatın yüzde 11 ve enerjinin yüzde 9 civarında olduğunu söyledi.

Çakar, "Kredi riski makul bir düzeyde olup düşüş eğilimindedir. Ağustos itibarıyla tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 3,8'dir. Bu oran ticari kredilerde yüzde 4,3, bireysel kredilerde ise yüzde 2,2'dir. Yeniden yapılandırılan veya yeni bir itfa planına bağlanan krediler haziranda 246 milyar lira olmuştur. Bankacılık sektörü, kredi riskleri için ihtiyatlı bir tutum içindedir. Tahsili gecikmiş alacakların yüzde 77'si oranında özel karşılık, ikinci grup kredilerin yüzde 20'i oranında genel karşılık ayrılmıştır." diye konuştu.

Büyük bölümü dış finansmandan oluşan mevduat dışı kaynakların, bilançonun yüzde 23'ü civarında olduğunu aktaran Çakar, "Yurt dışı finansman yüzde 100 civarında yenilenmekte olup Türk bankacılık sektörünün borçlanma kabiliyetinde bir sorun bulunmamakta ve sektörümüze olan güven devam etmektedir." dedi.

"Geleceğe daha olumlu bakıyoruz"

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar, Türkiye ekonomisinin ve bankacılık sektörünün, yakın dönemde farklı nedenlerden kaynaklanan şokların yönetilmesinde başarılı bir performans gösterdiğini ve büyümenin sürdürülebildiğini söyledi.

Gelecek dönemde öngörülen büyümenin finansmanı için ne kadar kredi büyümesi gerektiğini tahmin edebildiklerini aktaran Çakar, sermaye yeterliliğinin sürdürülmesi için öz kaynakların kredi artışını dengeleyecek düzeyde artırılması gerektiğini kaydetti.

Ekonomideki fırsatlara ve risklere değinen Çakar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Geleceğe daha olumlu bakıyoruz. Zorluklar olsa da ekonomik faaliyeti sınırlandıran birçok faktörün etkisi azalmaktadır. Küresel ekonomi yeniden büyüme eğilimine girdi. Ticaret hacmi artmaktadır. Salgınla mücadelede önemli bir mesafe alındı. Bölgesel ilişkiler daha ılımlı gelişiyor. Ekonomi politikasının önceliği; piyasalarda istikrarın tesis edilmesi, öngörülebilirliğin arttırılması, beklentilerin iyileştirilmesi yönündedir."

Çakar, Orta Vadeli Program'da makro dengelerin sağlıklı olarak kurulması ve büyümenin desteklenmesine verilen öneme işaret ederek, "Bu çerçevede beklentimiz; büyümenin sürdürülmesi, kamunun borçlanma ihtiyacının düşürülmesi ve özel sektöre daha fazla kaynak bırakılması, enflasyon üzerindeki baskının hafiflemesi, büyümeye katkıda iç ve dış talep dengesinin kurulması, cari dengenin finanse edilebilir düzeyde tutulması şeklindedir." dedi.

"Döviz gelirlerinin artmasını bekliyoruz"

Alpaslan Çakar, bu yaklaşımla banka kredilerine olan talebin makul düzeyde artmasını, TL tasarruf mevduatı talebinin daha güçlü olmasını ve TL kredileri desteklemesini öngördüklerini kaydetti.

Çakar, "Turizm başta olmak üzere döviz gelirlerinin artmasını, küresel büyümenin dış talep yoluyla ekonomik faaliyete olumlu katkı vermesini bekliyoruz. Finansal sektörün büyümesi ve piyasaların çeşitlendirilmesi büyümeye olumlu katkı verecektir." diye konuştu.

Bankacılık sektörünün sağlıklı bir yapıda olduğunu, krediler yoluyla üretimi, yatırımı, ihracat ve istihdamı destekleyecek gücünün bulunduğunu aktaran Çakar, "Ekonomi yönetimi ve ilgili kurumlarımızla güçlü iletişim ve yakın eş güdüm halinde, paydaşlarımızla yapıcı iş birliği yaklaşımı içinde ülkemize hizmet etmenin gayreti içinde olacağız." dedi.

KAYNAK: AA