Vodafone Vakfı'nın 7 Avrupa ülkesini kapsayan dijital eğitim girişimine Türkiye de katıldı

Vodafone'un faaliyet gösterdiği ülkelerde kurduğu vakıflar aracılığıyla toplumsal ve ekonomik gelişime katkıda bulunmayı hedefleyen Global Vodafone Vakfı, Avrupa genelinde dijital okuryazarlık becerilerinin artırılmasına yönelik yeni bir eğitim girişimi başlattı.

Vodafone Vakfı'nın 7 Avrupa ülkesini kapsayan dijital eğitim girişimine Türkiye de katıldı
Vodafone Vakfı'nın 7 Avrupa ülkesini kapsayan dijital eğitim girişimine Türkiye de katıldı
GİRİŞ 09.05.2021 13:04 GÜNCELLEME 09.05.2021 13:04

Vodafone'dan yapılan açıklamaya göre, Türkiye ile birlikte Almanya, Macaristan, Hollanda, Portekiz, Romanya ve İspanya'daki Vodafone Vakıfları'nın destek verdiği girişimle dijital teknolojilerin etkin kullanımı, birlikte çalışma, eleştirel düşünme ve problem çözme gibi becerilerin geliştirilmesi hedefleniyor.

Dijital eğitimde kapsayıcı, eşitlikçi ve sürdürülebilir bir etki yaratılmasının amaçlandığı girişim kapsamında, hem öğrencilerin hem de eğitimcilerin dijital teknolojileri okulda ve okul dışında eğitim amaçlı olarak yenilikçi, yaratıcı ve özgüvenli bir biçimde kullanmaları sağlanacak. Eğitimcilerle en iyi uygulamaların paylaşılacağı girişimde, yerel ortaklarla iş birliği yapılması da teşvik edilecek.

Ortak girişim aynı zamanda, Global Vodafone Vakfı'nın geçen yıl 14 Avrupa ülkesinde birden başlattığı ve 2025'e kadar 16 milyon kişiye ulaşması beklenen programın bir parçasını oluşturuyor. Vodafone Vakfı'nın 20 milyon avro yatırımla hayata geçirdiği bu programla, bireylere dijital toplumda başarılı olmak için gerekli becerilerin ve güvenin kazandırılması hedefleniyor.

 "Global bir eğitim girişiminin parçası olmaktan mutluyuz"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, Avrupa'da faaliyet gösteren Vodafone vakıflarının eğitimde dijitalleşmenin artırılması hedefiyle başlattığı ortak girişime katılmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Salgınla birlikte dijital eğitim ve öğretim her zamankinden daha önemli hale geldi. Özellikle gençlerin dijital okuryazarlık becerilerinin artırılması gerekiyor. Avrupa'da dijital eğitimin güçlendirilmesi hedefiyle 7 Vodafone Vakfı tarafından başlatılan girişimde Türkiye Vodafone Vakfı olarak biz de Habitat Derneği iş birliğiyle yürütmekte olduğumuz 'Yarını Kodlayanlar' projesiyle yer alıyoruz. Dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirme hedefiyle hayata geçirdiğimiz bu projede, Türkiye'nin dört bir yanında 7-14 yaş çocuklarımıza dijital dünyanın lisanı kodlamayı öğretiyoruz. Bugüne kadar 120 bini aşkın çocuğa ulaştığımız projede, yeni dönemde 70 bin çocuğa daha ulaşmayı hedefliyoruz. Proje kapsamında son olarak, 30 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları kurmaya başladık. Projemiz, bugüne kadar pek çok kez dünyaya örnek gösterildi. 2017 yılında Vodafone Grubu'nun 'Connected Education' raporunda yer alan 'Yarını Kodlayanlar', geçen yıl yine grubumuzun Türkiye ile birlikte 13 Avrupa ülkesinde dijital becerilerin geliştirilmesi ve dijital eğitimin desteklenmesi için ayırdığı 20 milyon avroluk fondan yararlanmaya hak kazanan projelerden biri oldu. Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi'ne konuk olan projemizle şimdi de Avrupa genelinde hayata geçirilecek bir eğitim seferberliğinin içinde yer almaktan heyecan duyuyoruz. Projemizi ülkemizde yaygınlaştırırken dünyada da daha fazla tanıtmak için çalışmaya devam edeceğiz." 
 

OECD’den dijital eğitim konulu yeni rapor

Global Vodafone Vakfı'nın Avrupa genelinde başlattığı dijital eğitim girişiminin duyurusunda, Vodafone Almanya Vakfı'nın ortak finansörü olduğu, OECD tarafından yayımlanan "21. Yüzyıl Okurları: Dijital Dünyada Okuryazarlık Becerilerinin Geliştirilmesi" başlıklı rapora yer verildi.

Türkiye'nin de dahil olduğu rapora göre, OECD ülkelerinde 15 yaşındaki gençlerin yüzde 88'i internete ve dijital cihazlara erişim imkanına sahip olmasına rağmen bu kişilerin sadece yüzde 54'ü, ulaştığı bilginin doğru olup olmadığını nasıl anlayacağını okulda öğreniyor.

OECD verisine göre, bu gençlerin sadece yüzde 9'u gelişmiş okuma becerilerine sahip bulunuyor ve okuduğu metinde gerçekleri fikirlerden ayırt edebiliyor. Salgınla birlikte daha da önem kazanan bu beceri, kişilerin dijital kaynaklardaki ön yargılı bilgileri, sahte haberleri ve kötü niyetli içerikleri tespit edebilmesini sağlıyor.

OECD'nin yeni raporu ayrıca, dijital ortamda ön yargılı bilgilerin nasıl tespit edileceği konusunda eğitim alma imkanının ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu konuda Avustralya, Kanada, Danimarka ve ABD'deki öğrenciler, İsrail, Letonya, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya ve İsviçre'deki akranlarına göre neredeyse 2 kat daha fazla imkana sahip bulunuyor.

Raporda, dijital eğitimde uçurumun nasıl kapatılabileceğine dair öneriler de sunuluyor. Buna göre, dijital okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesi için bilgiyi eleştirel bir şekilde anlamak, hatırlamak, özetlemek ve değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca, dijital cihazların ve internetin nasıl ve hangi amaçla kullanıldığı da dijital okuryazarlık becerilerinin artmasında belirleyici oluyor. Örneğin, internetin daha çok ders çalışmak amacıyla kullanıldığı Avustralya, Danimarka, Yeni Zelanda ve ABD gibi ülkelerde dijital cihaz kullanımı için harcanan zaman ile okuma performansı arasında doğru orantı olduğu görülüyor.

Türkiye’deki öğrenciler, gerçeği fikirden ayırt etmede başarılı

OECD'nin "21. Yüzyıl Okurları" raporunun Türkiye sonuçları, salgına girerken hem evde internet bağlantısına hem de okul ödevlerinde kullanabileceği bir bilgisayara sahip olan 15 yaşındaki gençlerin oranının 2003'e göre 47 puan artışla yüzde 61 olarak gerçekleştiğini gösteriyor.

Türkiye'de dijital ortamda ulaştığı bir bilginin taraflı olup olmadığını nasıl anlayacağı konusunda okulda eğitim aldığını bildiren öğrencilerin oranı ise yüzde 49 oldu. OECD ülkelerinin çoğunda olduğu gibi Türkiye'de de dijital cihaz kullanımı için harcanan zaman ile okuma performansı arasında ters orantı bulunuyor.

Öte yandan, rapor, Türkiye'deki öğrencilerin dijital ortamda gerçek olanı fikirden ayırt edebilme becerisinin OECD ortalamasının üzerinde olduğunu ortaya koyuyor. Rapor için yapılan araştırmada, gerçeği fikir düzeyindeki bilgiden ayırt etmeyi gerektiren bir görev, Türkiye'deki öğrenciler tarafından yüzde 63 oranında doğru cevaplandı. Böylece yüzde 47 olan OECD ortalamasının üzerine çıkmayı başaran Türkiye'deki öğrenciler, Danimarka, Hollanda, Birleşik Krallık ve ABD'deki sonuçlara yakın bir sonuç elde etmiş oldu.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL