Tüketici hakkı ve bu hakkın korunması anayasal güvencedir
Tüketici Diyaloğu Merkezi Başkanı Musa Karademir, "15 Mart 1962 yılında, ABD Başkanı John F. Kennedy; ABD Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmasında, ilk defa “Tüketici Hakları” kavramını kullanarak, tüketici haklarının yasal güvencelerle korunmasını istemişti. 1985 yılında Birleşmiş Milletler, 15 Mart’ı ”Dünya Tüketici Hakları Günü” olarak ilan ederek “Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi”ni yayınlamıştır" dedi.
1985’den bu yana 36 yıldır dünyada kutlanan 15 Mart, tüketici haklarının korunmasında amacı şu şekilde açıklamaktadır: “İnsanın, temel gereksinmelerinin eksiksiz ve sorunsuz bir şekilde karşılanması için, devletlerin, tüm kurumlarıyla tüketicinin yanında yer almasıdır.”
Gelişmiş Batılı devletler, bu konuda gereken çabayı gösterirken, ülkemiz gibi, gelişmekte olan ülkelerde ise; serbest piyasa ekonomisindeki olumsuzluklar, artan fiyatlar, salgın hastalıkların yol açtığı belirsizlikler, rekabetin ihlali, tekelleşme, dijital dünyaya geçiş, tüketim alışkanlıklarının değişmesi, gıda güvenliği, temiz gıdaya ulaşım, fiyat istikrarsızlığı gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu haliyle tüketici, maalesef koruma şemsiyesinden mahrum kalmaktadır. Üstelik üreticilerin, tüketici haklarına gereken saygıyı göstermemesi, tüketiciyi zora sokması, çözüm üretmek yerine, çözümsüzlüğü tercih etmesi, buna karşılık kamu otoritesinin ve yargılama sisteminin parasal cezanın ötesine gidememesi, üretici-tüketici ekosisteminin işlemesine engel olmaktadır.
Tüketici haklarının gözetilmesi ve korunması konusunda, yeniden düzenlenerek çıkarılan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve buna bağlı Yönetmelikler, beklenen ve istenen sonucu vermekten uzaktır. Özellikle, AB Komisyonu tarafından yayınlanan, “Yeni Tüketici Gündemi/New Consumer Agenda,” yeşil geçiş, dijital dönüşüm, tüketici haklarının daha da iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi konularını ele alarak, geliştirilmiş sağlam bir tüketiciyi koruma ve güven altına almayı hedeflerken, bizim hala tüketici hak ihlalleri, sağlıksız gıda ve daha pek çok sorunlar yumağı içinde kalmamız elbette düşündürücüdür.
Tüketici haklarının korunması ve haksız rekabetin önlenmesi için yapılan mücadelede, Tüketici Diyaloğu Derneği, Tüketici Sorunları Derneği, Tüketiciyi Güçlendirme Derneği, Tüketici Hakları ve Turizm Geliştirme Derneği gibi sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu’nu kuruyoruz. Aynı şekilde; Tüketici Dernekleri Federasyonu, Tüketiciler Birliği Federasyonu ile Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu bir araya gelerek, 4 federasyonun katılımıyla, güçlü bir Tüketici Konfederasyon yapısı oluşturuyoruz. Amacımız; Avrupa Birliği normlarında getirilmiş bir tüketici hak arama mücadelesi için “işbirliği&güçbirliği yapmaktır. Tüketici haklarının korunması ve rekabet hukukunun işletilmesi için; Üretici-Tüketici-Aracı-Kamu Otoritesi-STK’lardan oluşan bileşenler; “Tüketici Ekosistemi’nde, ortak hareket etmeyi ve birbirini anlamayı öğreneceklerdir.