Dev bankalar insan hakları ihlali suçlaması altında

İngiliz bankaları, Myanmar ordusuna verilen krediler nedeniyle baskı altında. Yakın zamanda yayınlanan bir raporda ortaya çıkarılan anlaşma detaylarının, bankaların insan hakları sorumluluklarını ihlal ettiğini gösterdiği iddia edildi.

Dev bankalar insan hakları ihlali suçlaması altında
Dev bankalar insan hakları ihlali suçlaması altında
GİRİŞ 22.12.2020 16:11 GÜNCELLEME 22.12.2020 16:11

İnsan hakları savunucuları İngiltere’nin en büyük iki bankasının, Myanmar ordusu tarafından kullanılan ve kısmen sahip olunan teknoloji şirketine milyonlarca sterlin kredi vermesine yönelik açıklama yapmasını talep ediyor. 

HSBC ve Standart Chartered, Vietnam merkezli telekomünikasyon devi Viettel’e son dört yılda, Myanmar ordusu savaş suçu işleme, soykırım ve insanlık suçu işleme konularında tepki görürken, 60 milyon dolar kredi sağladı.

Viettel, Myanmar’ın 2018 yılındaki kuruluşundan bu yana, 10 milyon kullanıcısıyla ülkenin ikinci büyük operatörü olmayı başaran, Mytel’in önemli yatırımcılarından.

Myanmar devlet kurumu, Star High Co Ltd, ordu yönetiminde olan Myanmar Ekonomik Ortaklığı’nın bir yan şirketi ve şirket telekom ağında %28 hisseye sahip. Viettal’in uluslararası telekomünikasyon alt şirketi Viettel Global JSC, şirketin %49’unu kontrol ediyor ve Myanmar Ulusal Telekom Holdingi, hisselerin %23’üne sahip. Hissedarlık yapısı, Mytel’in Myanmar ordusu için önde gelen bir gelir kaynağı olduğunu doğruluyor. Bu bilgi yakın zamanda Justice For Myanmar (JFM) isimli kampanya grubu tarafından yazılan bir raporda ortaya çıkarıldı.

Viettel’in alt şirketlerinden birinin, şirketin Myanmar’daki faaliyetlerine ilişkin iç raporları yanlışlıkla internette yayınlamasıyla ortaya çıkan açık kaynaklardan ve dokümanlardan faydalanılarak yazılan raporda, Mytel’in Myanmar ordusunun altyapısını güncellediği ve ordunun fiber optik kablolarını yenilediği açığa çıktı.

Mytel ve ordu arasındaki bağlar oldukça güçlü. Myanmar ordusundan Tümgeneral Thaw Lwin, Mytel’de yönetici pozisyonunda. Viettel’in alt şirketlerinden biri, Myanmar’ın askeri bölgelerinde yer alan en az 38 Mytel baz istasyonunun inşasını üstlendi.

Raporda aynı zamanda, Vietnam Ulusal Güvenlik Bakanlığı çatısı altında, Viettel birimlerinin Vietnam’da analiz amacıyla kullanıcı verilerini elde ettiği iddia edildi. Raporda Mynamar ordusunun bu verilere erişiminin olduğu ve askeri amaçlarla kullanılabileceği öne sürüldü.

JFM’nin raporuna göre, HSBC Viettel Global JSC’ye 2016 ve 2020 yılları arasında 40 milyon dolar kredi verdi. Standart Chartered’ın İngiltere kolu ise aynı dönemde şirkete, 20 milyon doların üzerinde kredi sağladı.

The Guardian’ın haberine göre, Viettel Global’ın hesapları, bu yıl ve geçtiğimiz yılın neredeyse yarısında, sermaye harcamalarının yarısından fazlasının Mytel’e yönlendirildiğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin eski üyelerinden Christopher Sidoti, “rapor, Mytel’in Myranmar ordusuyla ve Viettel’in Mytel ile olan ilişkisi konusunda oldukça açık bir tablo çiziyor” dedi. Açıklamasının devamında, “gerçekler gösteriyor ki, Mytel ordu için önemli bir role sahip ve Viettel, Mytel’in operasyonlarına imkan sağlıyor” ifadesini kullandı.

JFM, daha önce Burma olarak bilinen Myanmar’da çıkarları olan şirketlerin, Birleşmiş Milletler insan hakları prensipleri ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) kuralları dahilinde, insan hakları konusunda uluslararası standartları uygulama sorumluluğu olduğunu söyledi. Grup aynı zamanda HSBC ve Standard Chartered’ın, Avrupa Birliği’nin Myanmar üzerindeki kısıtlama önlemlerini ihlal edip etmediğini sorguladı.

Sidoti, “rapor paranın izini sürerek ulaştığı yerleri ortaya çıkarıyor” dedi. Açıklamasının devamında, “paranın izi bizi HSBC ve Standard Chartered’a götürüyor. Rapor bunu dikkatli, muhafazakar bir şekilde yaparak, HSBC ve Standard Chartered’ın uluslararası hukuk karşısında ceza alması gerektiğini ya da bu suçlara doğrudan yardım ettiğini öne sürmüyor. Bunun yerine, rapor bu şirketleri, insan hakları sorumluluklarına gereken özeni göstermeyen üçüncü parti kurumlar olarak gösteriyor. Bu benim de katıldığım bir sonuç” ifadelerini kullandı.

JFM sözcüsü Yadanar Maung, “HSBC ve Standard Chartered şeffaf olmalı ve sağladıkları kredilerin insan hakları ihlallerini finanse etmede kullanılmasını önlemek için neler yaptıklarını göstermeleri gerekiyor” dedi.

HSBC’den yapılan açıklamada, “HSBC faaliyet gösterdiği her bölgedeki yaptırımlara, kanunlara ve düzenlemelere riayet ediyor ve insan hakları ihlallerinin izlenmesi gerektiğini savunuyor. Bir müşteri ilişkisinin varlığını ya da yokluğunu doğrulamak amacıyla bile, müşteri ilişkilerimizle ilgili yorum yapmıyoruz” dendi. Standard Chartered ise yorum yapmayı reddetti.