Türkiye, yerli ve milli imkanlarla ürettiği kritik platformlara müşterek harekat kabiliyeti kazandırarak, savunma sanayisinde stratejik bir yol izliyor.
Yapılan çalışmalarla lazer güdümlü TRLG-230 füze sistemi, SİHA'ların işaretlediği bir noktayı vurma kabiliyeti elde etmişti.
Öte yandan ANKA SİHA'lar, Entegre Otomatik Tanımlama Sistemi (AİS) yeteneğiyle donatılarak savaş gemilerimizle aynı dili konuşma kabiliyeti kazanmıştı.
ANKA GÖSTERECEK, ATAK VURACAK
Savunma Sanayi Analisti Kadir Doğan, önümüzdeki dönemde ATAK helikopterlerinin ANKA'dan gelecek hedefleri imha edebileceğine dikkat çekti.
ANKA'nın sahip olduğu kabiliyetlerle bulunduğu bölgeyi okuyabilen bir platform olduğunu söyleyen Doğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"ANKA, içerisinde yer alan faydalı yükler sebebiyle çok ciddi kabiliyetlere sahip. Yapılan çalışma ile ilgili kamuoyuna detay verilmedi ancak ben ANKA’nın görüntüleme ve diğer elektromanyetik alt sistemlerinden gelen verilerin, ANKA içerisinde anlamlandırılıp, ortak bir ağ yapısı üzerinden faydalı hedefleri ATAK ile paylaştığını ve günün sonunda ATAK helikopterinin ANKA’dan gelen hedefleri imha etmiş olabileceğini düşünüyorum.
Böyle bir durumun gerçekleşmesi çok ciddi bir kabiliyet kazanımı anlamına geliyor. Ortak bir haberleşme yapısı üstünden, insanlı ve insansız sistemlerin birbirleri ile haberleşmeleri ve sahip olduğu farkındalıkları paylaşmaları çok önemli bir kabiliyet."
TERÖRLE MÜCADELEDE BÜYÜK AVANTAJ SAĞLAR
ATAK ile ANKA'nın ortak hareket kabiliyeti elde etmesinin terörle mücadelede çok ciddi avantaj sağlayacağını belirten Doğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Müşterek çalışma kabiliyetimiz artıkça terörle mücadele kabiliyetimiz hem çok daha etkin ve yaygın hem de maliyet etkin bir hale bürünecektir. En önemlisi insansız sistemlerin kullanımı ile birlikte sivil kayıpların da ciddi anlamda önüne geçilmiş olacaktır. Bu kabiliyet tabii sadece terörle mücadele konusunda da değil, tüm alanlarda hem konvansiyonel hem de gayri nizami harp alanlarda ülkemiz için çok ciddi bir avantaj sağlayacaktır. Özellikle farklı etki alanlarındaki yani kara, deniz, hava ve hatta uzay alanlarındaki platformların da bu mimari üzerinden etkin ve entegre bir şekilde çalışabilmeleri ile çok büyük bir kabiliyeti kazanmış olacağız."
MÜŞTEREK HAREKAT KABİLİYETİ NEDEN ÖNEMLİ?
Doğan, müşterek harekat kavramının ne anlama geldiğini ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ne gibi avantajlar sağladığını da şu cümlelerle anlattı:
"Bu çok önemli bir kabiliyet kazanımının gerçekleştiğinin göstergesi. Bizim sürekli bir şekilde üstünde durduğumuz ve muharebe alanın en önemli bileşenlerinden bir tanesi olan müşterek çalışma kabiliyetinin adım adım kazanıldığını gösteren bir durum. Müşterek çalışma temel olarak, insanlı ve insansız sistemlerin birbirileri ile belli bir etki alanı içerisinde, entegre bir şekilde çalışmaları anlamına geliyor.
Günümüzde dünyanın önde gelen tüm ülkeleri maksimum düzeyde müşterek çalışma kabiliyetine sahip olmak için çok ciddi çalışmalar yürütüyor. Müşterek çalışma kabiliyetinin bu kadar önemli olmasının temel sebebi, bu kabiliyete sahip olup, müşterek çalışma mimarisi içerisine dahil edilen platformların etkinliklerinin çok ciddi derecede artmasından kaynaklanıyor.
Birkaç ay öncesinde Roketsan TRLG-230 güdümlü mühimmatının TB2 SİHA’dan gelen bilgiler ile hedefini vurduğunu görmüştük. Bu müşterek çalışma adına çok önemli bir örnekti. Bu örnekte de görüleceği gibi müşterek çalışma mimarisi içerisinde yer alan araçlar birbirleri ile entegre bir şekilde hareket ettikleri için, bir nevi birbirlerinin kabiliyetlerine de sahip oluyorlar.
Siz bu kabiliyetleri iyi bir şekilde yönetebilirseniz çok daha efektif ve etkin bir mimari ortaya koyuyorsunuz."
