Putin'in açıklaması sonrası piyasalar coştu! Altın için önemli tahmin

Türkiye ekonomisi ve piyasaların seyri hakkında açıklamalarda bulunan Stratejist Cüneyt Paksoy, "Aşı geldi altındaki volatilite düştü. Aşı kalıcı olacaksa virüs ile ilgili fiyatlamada normalleşmeye başlayacaktır. An itibarıyla 1980'lere 1960'lara geldi. Ben bir önceki tepe olan 1921'lere doğru bir hareket bekliyorum. Eğer aşı DSÖ tarafından onaylanırsa altında geri çekilme biraz daha devam edebilir." dedi.

Putin'in açıklaması sonrası piyasalar coştu! Altın için önemli tahmin
Putin'in açıklaması sonrası piyasalar coştu! Altın için önemli tahmin
GİRİŞ 11.08.2020 16:37 GÜNCELLEME 11.08.2020 16:37
Bu Habere 53 Yorum Yapılmış

Türkiye ekonomisi ve piyasaların seyri hakkında açıklamalarda bulunan Stratejist Cüneyt Paksoy, "Dolar/TL'de fiyatlamalar normale dönecek" değerlendirmesinde bulundu. Altın fiyatları ile ilgilide açıklamalarda bulunan Paksoy, "Aşı geldi altındaki volatilite düştü. Aşı kalıcı olacaksa virüs ile ilgili fiyatlamada normalleşmeye başlayacaktır. 2085'lere kadar yükseldi. 2150- 2250 ons altında hedefler vardı. An itibarıyla 1980'lere 1960'lara geldi. Ben bir önceki tepe olan 1921'lere doğru bir hareket bekliyorum. Orada bir karar verilecek. Eğer aşı ve aşılar DSÖ tarafından onaylanırsa, pandemiyle ilgili süreç yavaş yavaş yumuşatılmaya başlanırsa altında geri çekilme biraz daha devam edebilir." dedi

 

Piyasadaki son gelişmeleri ve Merkez Bankası'nın likidite adımını katıldığı canlı yayınında değerlendiren, Stratejist Cüneyt Paksoy  şu ifadeleri kullandı:

"MERKEZ BANKASI FAİZ İNDİRİMİ YERİNE FAİZ ARTIŞI ORTAMINA GEÇTİ"

Merkez Bankası’nın son dönemde ardışık olarak uyguladığı politika adımlarından bir tanesi daha. Net olarak likidite imkanları üzerinden. TL likiditesi kısılarak piyasada parası olanla ihtiyacı olan arasındaki dengenin piyasa koşulları içerisinde kurulmasını sağlamak. Merkez Bankası bir süreliğine bundan çıkıyor, aradan çıkıyor. Normal şartlarda Merkez Bankası’nın verebileceği likidite miktarından konuşuruz ama an itibarıyla bir dönemdir kur üzerinde oluşan oynaklığın giderilmesi ki gecikmiş bir efekt olarak da görüyoruz onu biz. Büyük resimden baktık her daim. Yılbaşından bu yana para birimlerine baktığımızda gelişen para birimlerinin efektine dolar karşısında aslında dolar/TL’nin diğer 5 para biriminden gelişen para biriminden farklı bir durum içinde olmadığı, bir sapma içinde olmadığını da görüyoruz. Onu da not olarak ekleyelim ama Merkez Bankası son dönemde özellikle BDDK ve bankalarla yaptığı görüşme de dahil likidite imkanlarını kısarak dolaylı bir faiz indirimi yerine bir faiz artışı ortamına geçti. Faiz indirimleriyle birlikte 9 toplantı üst üste büyük bir kazanım elde etti. Ondan vazgeçmiyor Merkez Bankası. Ama politika faizi onun sinyali. Yani önümüzdeki dönem manevra alanı oluştukça faiz indirimleri devam edecektir ama günümüz şartları gelişen süreç, gelişen para birimleri üzerindeki baskının devamı bunun TL’ye yansıması sebebiyle de bir dönem enflasyonla da mücadele döneminde fiyat istikrarı finansal istikrara döner, Merkez Bankası direkt değil endirekt adımlarla TL likiditesini kısarak faizlerin dolaylı artmasını sağlamış oldu. Bu TL cazibesini artırıyor. Mevduat faizleri bir miktar yukarı çıkarak, döviz tevdiat hesaplarında bir miktar dengelenmenin yolunun açılmasını sağlıyor. Özetle proaktif bir yönetim, doğru bir bakış. Belli bir süre için oynaklık giderilene kadar virüs etkisi sahadan global ölçekli kalkana kadar, global ölçekli dolar endeksi baskısı gelişen para birimleri üzerinden kalkana kadar ki burada şu da önemli. Bakın dolar endeksi 93’lere geriledi ama gelişen ülke para birimlerine henüz yeterli bir akış yok. Sebebi virüs. Virüs geride kaldıkça gelişen para birimlerine akış olacak.

 

"GELİŞEN ÜLKELER CİDDİ AYRIŞMA GÖSTERMİŞTİ"

İki faza ayıralım. İlk etapta dengenin sağlanması an itibarıyla yapılmak istenen bu. Kurda devamlı yukarı yönlü bir algı oluşmasını engellemek. Zaten normal piyasa hareketlerine karışmıyor Merkez Bankası. Hazine ve Maliye Bakanlığı yönetiminde, BDDK, TBB ve Merkez Bankası’nın eş zamanlı yönetiminin içerisinde serbest piyasa koşullarının durum yok. Her ülkede olduğu gibi. Faiz piyasalarımız. Bunlar uygulanıyor. Uygulanmaya devam edilecek. Oynaklığı oluşturan sebep bu. Bakın 2008 krizinde Fed masaya geldi ve 2014’e kadar bilançosunu 4.5 trilyon dolara yükseltti. Yaklaşık 4 trilyon dolar para bastı. 6 senede. Virüs süresince 3 ayda bu kadar parayı basmış oldu, bilançosuna ekledi. Fakat o dönem gelişen para birimlerine, gelişen ülkelere ciddi bir akış vardı. Gelişen ülkeler ciddi bir ayrışma göstermişti. Fakat durum şimdi böyle değil. Virüsün global piyasalardaki etkisi en çok gelişen ülkeleri etkiledi. Para basma lüksleri yok. Tek önemli hikayeleri üretmek ve üretebilmek. Şimdi Türkiye şunu söylüyor: Biz hikayemize devam ediyoruz. 2020’ye değişim moduyla başladık, değişimin ana mottosu üreterek büyümek, ihracatı artırmak, ihracattaki yerli payını artırmak, üretim motivasyonunu korumak. Virüse rağmen alınan önlemlerle bu sürece devam edildi. Devam ettiriliyor, hikaye korunuyor. Şimdi gelişen para piyasalarına akım başladığı andan itibaren hikayesi olan ülkeler ayrışacak. Biz o pozitif ayrışma farkını koruyarak ilerliyoruz. Zaten gelen veriler de bunu onaylıyor. Bakın ihracat-ithalat döngüsünde kayba rağmen biz ihracatta yine de gelişme gösterdik. İç talepte bir canlanma meydana getirdik. Şimdi mesela aktif rasyo üzerinde bir değişim oldu dün biliyorsunuz BDDK’dan. Yani yavaş yavaş normalleşme oluştukça kredi piyasasında tüketim tarafında arz-talep dengesinde zaten adımlar da normalleşecek ama bir dönem enflasyonda gerileme netleştikçe ve kurdaki oynaklık azaldıkça Merkez Bankası sıkı bir şekilde masada olacak. Fakat kendi politika faizini değiştirmesi gibi bir durum an itibarıyla söz konusu değil.

"PUTİN'İN AÇIKLAMASI PİYASALA COŞKU GETİRDİ"

Takvimini belirlemek takdir edersiniz ki kolay değil. Virüsün getireceği dalganın boyutunu gelip gelmeyeceği ayrı bir konu boyutunu da bilmiyoruz. En korelasyon sağlayabileceğimiz vaka 1900’lerin başındaki İspanyol gribi vakası. SARS, Ebola gibi vakalarla onaylayamıyoruz. Çünkü 2-3 aylık süreçte kaybolmuş vaka onlar. Bu devam ediyor ve artarak devam ediyor. Aşı çalışmaları, ilaç çalışmaları çok önemli. Daha bugün Putin’den gelen bir açıklama piyasalarda coşku getirdi. Onaylanmış, her fazı geçmiş, insanlarda kullanıma hazır sağlık bakanlığı onaylı bir aşı. Bakın bu heyecan yarattı. Bu diğer ülkeler için de bir referans olacaktır. Tabi o aşı başarılı olacak, olmayacak sahada göreceğiz ama en azından bir ümit var. İspanyol gribi süresinde 2-3 senelik bir perspektif var ve 55 milyon civarında insan kaybı var. Umut etmiyoruz, beklemiyoruz. İkinci dalga daha etkili gelmiş. Bugünün teknolojisi umarım ve bugünün global birlikteliği bu işin bu mücadeleyi daha çabuk sonuçlandırır ve aşı çalışmaları sonuç verir veya bizim alacağımız önlemler. Merkez bankaları yeterince masaya geldi. Kamu otoriteleri finansal açıdan ciddi paketler getirdiler. Gelişen ülkeler, gelişmiş ülkeler herkes kendi gücü içerisinde virüsün etkilerini gidermek için gerekli adımları attı. Ama orada ufak bir detay daha vereyim. Powell’ın konuşmasında bir detay vardı. Çok önemli Fed başkanı. “İki şeyi çok merak ediyorum” dedi. Biri virüs ne zaman sahadan çıkacak, iki virüsle algı ne zaman normalleşecek. Birbirinden bağımsız şeyler bunlar. Yani virüsün yavaş yavaş masadan kalkması ayrı bir şey, virüsle ilgili algının normalleşmesi, turizmin normalleşmesi, ticaretin, iletişimin, hareket kabiliyetinin normalleşmesi ayrı şeyler. Biz takvim olarak şunu öngörüyoruz. Çok önemli dönem. Yani sağlıkla ilgili uzmanlığımız yok ama okuduğumuz makaleler birçok şeyi okumak zorundayız stratejist olarak. Şunu bize söylüyor. Kritik aylar, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım. Hatta ABD seçimleri de bunun içinde. Bu 3-4 aylık. Hatta yılsonuna doğru genişletelim. Yılsonuna kadarki perspektifte ikinci dalga gelmiyor. Hatta beklendiği gibi yeni aşılar, Avrupa Birliği’nden gelen bir haber vardı. Trump’ın bir açıklaması vardı. İşte Kasım gibi bir aşı bekleniyor. Bu aşılar geliyor, ilaçlar tedavi süreçlerini kısaltıyor. Hastane üzerindeki baskı azalıyor. İnsanların algısı da normalleşiyorsa para akışı ciddi bir şekilde hızlanacak. 5 ay içerisindeki gelişmeleri gözleyeceğiz.

"ALTINDA 1921 DOLARA GERİLEME BEKLİYORUM"

Aşı geldi, altındaki volatilite düştü. Aşı kalıcı olacaksa virüsle ilgili fiyatlama da normalleşmeye başlayacak. Yani 2085’lere kadar yükseldi, 2150, 2250 gibi ons altın hedefler vardı. An itibarıyla 1980’lere 1960’lara geldik. Ben bir önceki tepe olan 1921’lere doğru bir hareket bekliyorum. Orada bir karar verilecek. Eğer aşı ikinci dalgayı engelleme, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da onaylanırsa resmi ağızdan pandemiyle ilgili süreç yavaş yavaş yumuşatılmaya başlanırsa altında geri çekilme biraz daha devam edebilir. Ama şunu söyleyeyim, 2-3 senelik perspektifte ciddi hasarlar oluştu ekonomiler üzerinde. Altın portföylerde olmaya devam etmeli. Belki geri çekilmeler olacak ama bunlar alım fırsatı olarak kullanılmalı. Altın ara ara yükselişleri denemek isteyebilir. Bu konuda da uyarıcı olalım.

KAYNAK: HÜRRİYET
YORUMLAR 53
  • yeşim 3 yıl önce Şikayet Et
    ya ne olur şu altın fiyatları biraz düşsün borcum var LÜTFEN
    Cevapla
  • adamabidi 3 yıl önce Şikayet Et
    Altının düşmesindeki yegane sebep kar satışları. Tahminimce 380 tl seviyesine kadar geriler, sonra tekrar tırmanışa geçer. Para babaları artık altınla oynamaya başladı, dolar euro devri kapandı. Adamlar 1 ton altında 200 kg altın kazandılar. Bizde çeyrek derdine düşelim :)
    Cevapla
  • Aga 3 yıl önce Şikayet Et
    Çıkmış çıkacağı kadar. Düşse ne olur düşmese ne olur?
    Cevapla
  • ali 3 yıl önce Şikayet Et
    altın düşecek
    Cevapla
  • Vatandaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Altın ve dövizin geleceğini Yiğit Bulut,a sorun, o , bu işin uzmanı.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle