Tam 160 milyar dolar! Ek tarlanı al paranı
Türkiye "mucize bitki" kenevirin üretimine yeniden başlıyor. Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak, hükümetin kenevir ekiminin yaygınlaştırması için destek vermesi gerektiğini belirterek, “Köylüye direk para vermenin yerine ‘ek tarlanı al paranı’ gibi bir yöntem izlenmeli. Türkiye ekim alanlarının yüzde 15’ini kenevire ayırırsa 160 milyar dolarlık bir gelir elde edebilir" dedi.
Özgür Gündüz/Haber7.com
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde ‘Bize dost görünen düşmanlar ülkemden üretimi aldı’ sözleriyle duyurduğu ve üretimine tekrar başlanacak kenevir, Türkiye’nin gündem konularından biri haline geldi. Tohumu, gövdesi, lifi, yaprakları, hatta çöpü bile faydalı olan kenevir, bulunduğu ortamdaki karbondioksiti emerek havayı da temizliyor. Öyle ki kenevir orman alanlarına göre 50 kat daha fazla oksijen veriyor. Uyuşturucu yapımında kullanıldığı için ülkemizde uzun yıllardır üretimi yasak olan kenevir, 2016 yılında çıkarılan yönetmelikle tekrardan kontrollü olarak üretilmeye başlandı. Uzun zamandır bu konu üzerinde çalışmalar yapan 18. Dönem Millet Vekili Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak ile kenevirin faydalarını ve Türkiye’nin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini konuştuk.
TÜRKİYE GLOBAL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİSİNDE
Koçak, geçtiğimiz günlerde Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin(ASAM) desteğiyle gerçekleştirilen 2’inci Endüstriyel Kenevir Forumu Sonuç Bildirgesi’nde yer alan global iklim değişikliğine dikkat çekti. Yalçın Koçak, “Geçtiğimiz günlerde Antalya’da bir hortum felaketi yaşandı. Türkiye’de daha önce hortum olmazdı. Bu ekvatorun yukarı doğru geldiğinin, yani global iklim değişikliğinin bir göstergesi. Bu iklim değişiklikleriyle taş yağmaya buz yağmaya başladı. Halkalı Gümrüğü’nden kaçan papağanlar Florya ormanında yaşamaya başladı. Konya'da, kum fırtınası nedeniyle 20 aracın karıştığı zincirleme trafik kazalarında 2'si ağır 17 kişi yaralandı. Aynı şekilde geçen yıl Marmara Denizi’nde hortum oluştu. Muson yağmuru rejimi geldi, İstanbul’u seller bastı. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda felaket bir sonucun ortaya çıktığını görüyoruz” dedi.
800 BİN YILIN REKORU KIRILDI
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) bilim insanları, hem insan aktivitesinin hem de El Nino olarak adlandırılan iklim döngülerinin karbondioksit oranını 800 bin yıldır görülmemiş düzeylere yükselttiğine dikkat çeken Koçak, “Atmosferimiz kötüye gidiyor. Atmosfere oksijen sağlamalıyız. Bunun için bütün dünya gibi biz de kenevir üretimine yoğunlaşmalıyız. Bugün dünyada en çok kenevir ekimi yapan ülkelerin başında Kanada geliyor. Çünkü Kanada’nın üzerinde çok büyük bir ozon deliği bulunuyor” şeklinde konuştu. Hz. Muhammed’in ‘Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz’ Hadis-i Şerifini hatırlatan Koçak, "Hangi ağaçtan bahsediyordu, elma mı armut mu? Medine’dekiler bilseydi kenevir dikelim diyeceklerdi. Ormana göre 25 kat daha fazla oksijen veren bir bitkidir kenevir. Yani bu mübarek atmosfere oksijen veren bir fabrika gibi” ifadelerini kullandı.
BU BİR KÖYE DÖNÜŞ PROJESİDİR
Keneviri yaptıkları çalışmaları toplumla ve bilim dünyasıyla tanıştırmak istediklerini söyleyen Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak, “Geçen sene yapılan kenevir çalışmalarıyla 1971 yılında yasaklanan ve unutulan bu ürünü Türkiye yeniden keşfetti. Kenevir elli bin ürüne destek çıkıyor. Böylesine çok çeşitli ve iki bin yıllık geçmişi olan bir bitkiyi Anadolu topraklarında yasaklamış olmamız akıllıca değildir. Biz kenevire ‘Yeşil Hazine, Yeşil Enerji’ diyoruz. Panelde; kenevirin ekim alanlarını nasıl büyütebileceğimizi ve kenevirin zararlı imajını nasıl ortadan kaldırabileceğimizi tartıştık” dedi. Türkiye’deki güvenlik sorununa da dikkat çeken Dr. Yalçın Koçak, “Köylerimiz boşalmış durumda. Köylerimizin tekrar eski günlerine dönebilmesi için buraları zenginleştirmemiz gerekiyor. Bunun için kenevir çok büyük bir fırsat. Kenevirin üretimine başlaması aslında bir ‘Köye Dönüş Projesi’dir. Ben bunu bir ülkenin beka meselesi olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
"YAĞINDAN İKİ YÜZ ELLİ İLAÇ YAPILABİLİR”
Kenevirin yasaklanmasının ekonomiye zarar verdiğini de ifade eden Dr. Koçak, “Kenevirin dişisinden esrar yapılıyor. Kullanım alanının kötüye kullanılması nedeniyle erkek kenevir de 'zararlı' etiketlemesine maruz kalmıştır. Kenevirin erkeği elli bin sınaî ürününde kullanılabilir. Ayrıca yine erkek kenevir yağından iki yüz elli cins ilaç elde ediliyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Bugünkü bilimsel toplantımızın amacı, Türkiye’nin kırk yedi yıldır kaybetmiş olduğu bu değeri tekrar kazanmasıdır. Kenevirin kullanımının durdurulması, bakıldığında ekonomimize de zarar vermiştir” dedi.
200 HASTALIĞA ŞİFA OLUYOR
Türkiye’nin kağıt ithalatına 4,1 milyar dolar harcadığı bilgisini paylaşan Yalçın Koçak, “Kenevirden ne yapacağımıza düşünmemize gerek yok. Hem birçok önemli hastalığın tedavisinde kullanılabilecek olan ‘tıbbî kenevir’, hem de kağıttan iplik sanayiine, biyopolimer ve biyoplastik ürünler gibi çevre dostu üretimlerden tekstile kadar çok geniş bir ürün yelpazesinde değerlendirilebilecek olan ‘sanayi keneviri’, çok önemli bir potansiyel olarak karşımızda duruyor. Kenevir kanserin yanı sıra beyin hastalıklarından göz tansiyonuna, kalp rahatsızlıklarından epilepsiye, mide ve uyku bozukluklarından romatizmal rahatsızlıklara, psikiyatrik sorunlardan kemoterapinin doğurduğu yan etkilerin yok edilmesine kadar iki yüzü aşkın hastalığı şifalandırdığı da biliniyor" ifadelerini kullandı.
YÜZDE 15’İNDEN 160 MİLYAR DOLARLIK GELİR
Dr. Koçak, Türkiye’de 237 bin 450 kilometre ekim alanı bulunduğunu ve bunun yüzde 15’ine kenevir ekimi yapılmasının Türkiye’ye büyük katkısı olacağına vurgu yaptı. Keneviri petrole benzeten Koçak, “Türkiye ekim alanlarının yüzde 15’ini kenevire ayırırsa 160 milyar dolarlık bir gelir elde edebilir. Bu sayede ne enerjiye ne de petrole para harcamaz. Bu sayede hem atmosferimizi korumuş oluruz hem köylümüzü zenginleştiririz hem beka meselemizi halletmiş oluruz hem de sanayicimize ucuz hammadde girdisi sağlarız. Amerikalıların yaptığı hesaba göre ekilebilir alanlarının yüzde 6’sına ekim yaptığında buradan elde ettiği yağ ile ısıtma, aydınlatma ve petrol ihtiyacını karşılayabiliyor” dedi.
DİĞER BİTKİLERE YAŞAM ALANI OLABİLİR
2’inci Endüstriyel Kenevir Forumu’nda Gazeteci Abdurrahman Dilipak’ın kenevir üretimiyle ilgili cesur bir teklifte bulunduğunu söyleyen Koçak, teklifi şöyle anlattı:
“Kenevir arsız bir bitki olduğu için her coğrafi konumda yetişebiliyor. Ne ilaç ne gübre ne de su istiyor. Bu özelliğini kullanmalıyız. Kenevir tohumlarını uçaklara yüklenmeli. Arasına değer ağaç ve bitki çeşitlerini de eklenmeli(Çam, ladin, köknar, meşe vs). Daha sonra bu tohumları boş arazilere toplamamacasına bırakılmalı. Kenevir üç ayda büyüyecek ve kuruyacak. Tohumları bulundu yere dökülecek. Yani kendini sürekli tekrarlayarak çoğalacak. Böylece Türkiye’de keleş görülen alanları yeşillendirmiş olacak. Bu yeşillik içinde diğer ağaç ve bitki çeşitleri de kendine bir yaşam alanı bulabilecek”
“EKONOMİK BİR ARACI YOK ETTİK”
Kenevirin diğer adının da azık olduğunu ve bu nedenle kuracakları kooperatife AZIK ismini vereceklerini belirten Koçak, “Köylüler kenevir geldiğinde azık geldi’ diye konuşurlardı. Yolluk anlamında kullanırlardı. Anadolu’da evin keneviri kurutulmak için samanlık tavanında asılı dururdu. İnsanlar kasabaya pazara gideceği zaman iki demet alıp götürürlerdi satarlardı. Ya da ip, urgan yapıp götürüp satarlardı ve alış veriş yapıp evlerine geri dönerlerdi. Biz böyle bir ekonomik aracı yok etmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.
EK TARLANI AL PARANI
Geçen senenin resmi kayıtlarına göre 1 ton kenevir üretildiğini belirten Koçak, “Kooperatif olarak şuan elimizde 3 ton tohum var. Bunu seneye 30 tona çıkarmayı hedefliyoruz. Sonraki sene 300 ton yapacağız inşallah. Bu rakamı 200 bin ton yapana kadar çıkaracağız inşallah. Böylece Türkiye’nin iç ve dış borcunun bittiğini göreceksiniz” dedi. Hükümetin bu konuda destek vermesi gerektiğin vurgu yapan Koçak, köylüye direk para vermenin yerine ‘ek tarlanı al paranı’ gibi bir yöntem izlenmesi gerektiğini söyledi.
“AĞIZDAKİ KIRIK DİŞLERE BENZİYOR”
Türkiye’de kenevir üretiminin 19 ille sınırlı olduğunu ve bunun için bir harita hazırladıklarını söyleyen Dr. Koçak, “Harita ağızdaki kırık dişler gibi bir görüntü oluşturdu. Keneviri Güneydoğu’ya ektirmek istemiyorlar. Bu coğrafyada endüstriyel kenevire bir yaşam hakkı tanımalıyız. Bu hakkı tanımayınca insanlar PKK’nın kendine tanımış olduğu illegal yaşam hakkına tutunuyor. Bu ticaretten bu teröristler besleniyor. Ceza kanunu bir ek madde koyarak bunun illegalini yapana gerekli cezalar verilebilir. Dünya da bunu böyle yapmış. Bunun endüstriyel olanının ekmek, biçmek, ticaretini yapmak serbesttir" şeklinde konuştu
DÜNYANIN EN PAHALI GIDALARINDAN
Kenevirin bir özelliğini daha öğrendiklerini aktaran Koçak, kenevir tarlasında otlayan arının yapmış olduğu bal, polen ve propellüs dünyanın en pahalı gıdalarından biri. Bizde bunu yeni öğrendik” dedi.
BAŞVURU İÇİN SON GÜN 1 NİSAN
Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü Nail Kırmacı, kenevir tarımı ile uğraşmak isteyen üreticilerin 1 Nisan 2019 tarihini geçirmeden izin için gerekli iş ve işlemleri başlatmaları gerektiğini söyledi. Kırmacı, izinli kenevir yetiştiriciliğinin Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak illerinde ve bu illerin bütün ilçelerinde yapılabileceğini açıkladı.
-
erdinc can 5 yıl önce Şikayet EtKeşke bahsedildiği gibi değerlendirilse ama hikaye tabi. Konuşuruz yapılmaz. Şimdi birileri müracat etsin bakalım başına gelenleri satış aşamasına kadar haber yapın da görelim.Beğen Toplam 1 beğeni
-
ezberbozan 5 yıl önce Şikayet Etyok abi biz inşaat ekelim boş arazi kalmasın atmosfere faydalısı bu evetBeğen Toplam 3 beğeni
-
Yörük GURD 5 yıl önce Şikayet EtMucize bir bitkiymiş.Reis söylemesi haberimiz yokmuş.Bugüne kadar neden söylememiş.Gavurlar, bu ülkenin ne işine yarayacaksa kota koy-dur-muşlar !!!Beğen Toplam 3 beğeni
-
beytar 5 yıl önce Şikayet Ettütün yerine ekilmeli (sigaraya hayır lakin esrara da hayır)Beğen Toplam 4 beğeni
-
osman 5 yıl önce Şikayet Ettrabzon neden yok bu iller arasındaBeğen Toplam 1 beğeni