Ekonomistler işsizlik rakamlarını değerlendirdi
Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, özellikle iç talebin seyri açısından önemli bir gösterge olarak izlenilen tarım dışı istihdamda tüm sektörlerde artış yaşandığını belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de işsizlik oranı, ağustosta geçen yılın aynı ayına göre 0,5 puan artarak yüzde 11,1 oldu. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 266 bin kişilik artışla 3 milyon 670 bin kişi olarak kayıtlara geçti. İşsizlik oranı ağustosta bir önceki aya göre ise 0,3 puan arttı. Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,2 puan artarak yüzde 20,8 oldu. İşsizlik oranı, 15-64 yaş grubunda ise 0,6 puan yükselerek yüzde 11,4 olarak gerçekleşti.
Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, özellikle iç talebin seyri açısından önemli bir gösterge olarak izlenilen tarım dışı istihdamda tüm sektörlerde artış yaşandığını belirtti.
İşsizlik oranındaki değişimin mevsimselliğin gerektirdiği hafif yükselişten daha sert olduğunu ifade eden Bürümcekçi, "Bu ise, ikinci ve üçüncü çeyrekte büyüme hızında gözlenen yavaşlamanın olumsuz etkilemeye devam ettiğini düşündürüyor. Ağustos ayında istihdam aylık 53 bin artarken, iş gücü 193 bin ile yüksek artış göstermiş ve işsiz sayısının 139 bin artmasını getirmiştir. Öte yandan, özellikle iç talebin seyri açısından önemli bir gösterge olarak izlediğimiz tarım-dışı istihdamın yıllık artış hızının yüzde 3.3 ile önceki ay düzeyinde seyrettiğini görmekteyiz." ifadelerini kullandı.
Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"İşsizlik oranının mevsimsel olarak da yükseleceği dönemdeyiz.Mevsim etkilerinden arındırılmamış verilerin tarihsel gelişimine bakıldığında, genellikle işsizlik oranının yılın en düşük noktasını mayıs ayında gördüğü, bu ayı takiben de ocak ayı sonuna kadar yükseliş eğilimine girdiği bilinen bir gelişmedir, yani mevsimsellik söz konusu oranların gelişiminde önemli bir belirleyici olmaktadır. Bu nedenle işsizlik oranındaki yükselişin, mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde gözlenip gözlenmediği trend açısından daha önemli bir unsur olmaktadır. Buna karşılık, istihdamın ekonomilerin gerek genişleme gerekse daralma dönemlerinde ancak bu döngü belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra belirgin değişim gösteren bir üretim faktörü olması bu verinin öncü bir gösterge olmaktan çok, ekonomik aktivitedeki değişimlerin hane halkı üzerindeki etkilerini gecikmeli olarak yansıtan bir veri olduğunu unutmamamızı da gerektiriyor."
Tarım dışı sektörlerde istihdam edilenlerin sayısında önceki aya göre 130 bin artış görüldüğünü aktaran Bürümcekçi, inşaatta 51 bin, hizmetlerde 52 bin ve sanayide 27 bin artışın izlenmekte olduğunu söyledi.
Bürümcekçi, arındırılmış veride ise son bir yıllık dönemde gözlenen 770 bin kişilik istihdam artışının, 667 bini hizmetler sektörü kaynaklı olurken, inşaat sektöründe 189 bin azalış, sanayi sektöründe ise 293 bin artış gözlendiğini dile getirdi.
"Kısa çalışma ödeneği gibi istihdamı destekleyen tedbirlerin devreye girip girmeyeceği kritik olacak"
İstihdam piyasasında kademeli zayıflama eğiliminin finansal koşullar ve kredi koşullarındaki sıkılaşma ile devam edeceği öngörüsünde bulunan Bürümcekçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen yıl KGF desteklerinin etkisi ve istihdam piyasasında teşviklerle başlayan iyileşme büyümede yüzde 7.4’e varan güçlenme ile hızlanmıştı. Bu doğrultuda, ocak-aralık döneminde kümülatif istihdam artışı 1 milyon 39 bin kişi ile 2016 yılı aynı dönemindeki 221 bin artışın belirgin üzerine çıkmıştı. Bu yıl ilk yarıda gerçekleşen yüzde 6.2 büyümeye rağmen ise, geçen yıl ilk yedi aylık dönemde birikimli istihdam artışı 2 milyon 89 bin iken bu yıl aynı dönemde istihdam artışı 1 milyon 26 bin düzeyinde gerçekleşmişti. Son dönemde ise, işsizlik maaşı başvurularının artması ve güven endekslerinde istihdam beklentilerinin zayıflaması gibi öncü göstergeler yükselişin devam edeceğini düşündürüyor. Öte yandan, finansal koşulların belirgin sıkılaşması, kredi hacminin daralması gibi gelişmelerle şirketler kesiminin istihdam açısından daha radikal kararlara yönelmesi de söz konusu olabileceğinden, 'kısa çalışma ödeneği' gibi istihdamı destekleyen tedbirlerin devreye girip girmeyeceği kritik olacaktır"
GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, ekonomik faaliyetteki yavaşlamaya bağlı olarak işsizlik oranında artışın söz konusu olduğunu söyledi. Mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik oranında da bir artış görüldüğünü ifade eden Erkan, “Yaz aylarından sonrasına ilişkin ise, turizm başta olmak üzere mevsimsel işlerin etkisi geçeceğinden dolayı ham veride de bundan sonra artış olabileceğini öngörüyoruz. Yani, mevsim etkisi geçtiğinde de işsizlik oranı bir miktar daha yükselecek. Ekonomideki yavaşlama da en önemli etkisini iş gücü piyasasında gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu. Erkan, gelecek çeyreklerde gerçekleşmesi beklenen düşük ekonomik büyüme periyodunda işsizlik oranın yüksek kalabileceğini belirterek, 2019'un ilk yarısından sonra, ekonomide atılacak adımların etkisiyle toparlanma süreci başlarsa, işsizlik oranının da düşüşe geçeceğini söyledi.