Türkiye’nin İHA ve SİHA sayısı 40’ı geçti

Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Türkiye’nin İHA ve SİHA sayısının 40’ı geçtiğini söyledi. Kandil operasyonunda kullanılan silah ve mühimmatlara ilişkin ise Demir, “Harekatlarda kullandığımız ürün, mühimmat gibi unsurlar arasında bizi yarı yolda bırakacak hiçbir unsur yok" dedi.

Türkiye’nin İHA ve SİHA sayısı 40’ı geçti
Türkiye’nin İHA ve SİHA sayısı 40’ı geçti
GİRİŞ 14.06.2018 08:51 GÜNCELLEME 14.06.2018 09:53
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, F-35 uçağının teslimi ile ilgili bir problem olup olmadığını söyledi.

“Uçağın teslimi planlandı. Bu ilk uçağımız. İkincisini de bir ay sonra teslim alacağız. İkinci uçağımızın da uçuş görüntüleri düştü. İlk uçağımız testlerden geçip kalifikasyon sürecini tamamladı. Uçak teslimatı ile ilgili sorunumuz kalmadı. Meselenin bizi ilgilendiren bir boyutu var, o da program ortağı bir ülke olarak ortaklıkla ilgili her türlü teknik görüşmeyi yapmak, şirketlerin iş dağılımını planlamak, görüşmelere katılmak, programın geliştirilmesi sırasında, üretilmesi sırasında, üretim sonrasında destek faaliyetleri ile ilgili alınacak tedbirlerle ilgili masada bulunmak, Türkiye’nin alacağı iş payını planlamak, bunlar bizim bulunduğumuz ortamlarda konuşulan şeyler. Nihayetinde geçen hafta arkadaşlarımız Washington’daydılar, orada yapılan ortak ülkeler toplantısına katıldılar F-35 projesi kapsamında. Burada bizim açımızdan bir sorun yok. Program ofisi açısından da, diğer ortaklar açısından da bir problem yok. Ortaklık anlaşması çerçevesinde program yürüyor. Siyasi arenada, kongrede veya senatoda olan faaliyetler, bu gibi konular ise bizim tartışma gündemimiz içinde değiller. O dışarıda yürüyen bir süreç. O süreç eğer sonuçlanırsa bizim sürecimizi etkiler mi o zaman düşünülecek bir şey. Olan bitenlerle ilgili gerek ortakların, gerekse bizim kulağımıza gelen şeyleri duyuyorsak ta fiziki olarak iş yapış tarzımızı, uçakların teslimatını etkileyen bir husus yok"

 

 

“Bir yerde orman kanunu kullanmak isterseniz kullanırsınız ama onun bir yasal süreci olur”

Batuhan Yaşar’ın “Uçaklar teslim edildikten sonra olası bir kongre müdahalesinde Türkiye’ye gönderilmeme durumu olabilir mi?” sorusu üzerine Demir, “O uçaklarla ilgili bir eğitim süreci var. Her ülkeye uygulanan bir sistem bu. Onsuz uçağı getirmenizin bir anlamı olmaz. Bu eğitim süreci devam ederken 2019 teslimatlarımız da var. Bir taraftan da biz burada eğitim merkezi faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. Mesela ilk 6 uçağımız için bu işlem devam ederken, daha sonraki uçaklarımız için burada yapılacak faaliyetler olacak. Uçak teslim edildiği halde ‘vermeyiz, gönderemeyiz’ veya çeşitli konulacak tedbirler bunların hepsi bir anlamda anlaşmaların dışında, anlaşmanın ruhunu bozan yaklaşımlar olur. Bir yerde orman kanunu kullanmak isterseniz kullanırsınız ama onun bir yasal süreci olur” şeklinde konuştu.

“Ortaklık ruhunun zedelenmesi gibi uluslararası ilişkilerde yeri olmayan bir kavrama doğru gider”

Türkiye’nin programa girerken “alırız” dediği uçak sayısının 100 olduğunu, 16 tane opsiyonun bulunduğunu açıklayan Demir, “Bu sürede bu rakamlar değişebilir ama bu niyet beyanı olarak söylenmiş bir rakam” dedi. F-35 alan İngiltere’ye de aynı prosedürün uygulanıp uygulanmadığının sorulması üzerine Demir, “Yüzde 100 aynı olmayabilir ama benzer prosedürler uygulanıyor” şeklinde cevap verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “F-35’in başından itibaren ortağıyız, birçok F-35 parçası Türkiye’de üretiliyor” dediğini ve 800 milyon dolarlık bir kaynak ayrıldığını ve harcandığını belirttiğini hatırlatan Yaşar’ın “ABD tarafından atılabilecek olası bir olumsuz adım karşısında bu nasıl telafi edilebilir?” şeklindeki sorusuna Demir, şu cevabı verdi:

“Uçak aslında bir anlamda çok küçük bir yüzde de olsa bizim uçağımızdır. Biz bu programına dahil olmuşuz ve uçağın içinde bizim paramız var, Türkiye’nin de uçağı. Bir de iş payı dağılımı var. Çeşitli şirketlerimiz bu uçağa çeşitli parçalar tedarik ediyorlar. Şuana kadar 700 milyon dolarlık ihraç fırsatı oluştu. Bizim projeksiyonumuz, süreç devam ederse 7 milyarı aşan bir ihracat öngörüyoruz. Bunları ortaya koyduğumuzda ortaklık ruhunun zedelenmesi gibi uluslararası ilişkilerde yeri olmayan bir kavrama doğru gider. Biz kendi muhataplarımızla konuşma seviyelerimizde sürecimizin kendi parametreleri ile anlaşma şartlarında yürüdüğünü görüyoruz. Diğeri dış müdahale olur. Dış müdahalenin ne getireceği siyasi ve uluslararası bir konudur”

“En büyük alternatif kendi uçağımızdır”

Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, “Alternatif var mı?” sorusuna ise şu cevabı verdi:

“Alternatif her zaman olabilir. En büyük alternatif kendi uçağımızdır. Kendi uçağımızla tüm gücümüzle ilgileneceğiz. Bu ülkede herhangi bir şeyin yapılamayacağını iddia eden bir kimseden ben şüphe ediyorum. Bu ülkede her şey yapılır. Hamaset için söylemiyorum. İnsan yapısı ise biz daha iyisini yaparız. Biz bu güvendeyiz. Gençlerimizi teşvik ediyoruz, onların bu özgüvenlerini kaybetmemeleri için onlara fırsatlar verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Süreçte evet tecrübemiz yok, bir dizi risk var, bunların farkındayız, süre uzar kısalar ama çok hayalperest şeklinde konuşmamak lazım. Meşhur bir örnek var ‘9 kadın bir çocuğu bir ayda doğuramaz’ Bunun bir olgunlaşma süreci var. Çeşitli işbirliklerine açığız. Bu ülke bu uçağı yapacak, ‘yapamaz’ diyenlerin hiç birisine inanmıyorum. B bir özgüven eksikliğidir.”

“Bir yapılanma yaptık, bütün beyni burada oluşturmak istiyoruz”

İsmail Demir, yerli uçakla ilgili ise şu ifadeleri kullandı:

“Yüzlerce mühendis devrede. Hızla tasarım üzerinde çalışıyorlar. Bunun öncesi de var. Motor ile ilgili faaliyetlerimiz devam ediyor. Bir iki ay içinde 50 kadar mühendis arkadaşımız çalışmaya başladı. Bir motor yapılanması oluşturduk, bir motor şirketimiz var, bir taraftan helikopter ve diğer motor çalışmaları var, TAİ kendi bünyesinde çalışıyor, Türkiye’nin motor bilgi birikiminin bir kapta toplanması gerektiğine inandığımız için çeşitli yerlerde motor projeleri yürüyor. Bir yapılanma yaptık, bütün beyni burada oluşturmak istiyoruz. Diğer şirketlerimiz çeşitli şekilde bu sürece katılabilir ama bu bilgi birikiminin çok uzun vadede Türkiye’de ulaşması lazım. Bir iki ay içinde en az 10 tane yurt dışından tecrübeli arkadaşlarımızı transfer ettik yerli ve yabancı.”
“İlk çıkardığımız uçak F-35 ile muadil olmayabilir”

TF-X’in F-35 ve Su-57 ile karşılaştırılması durumunda Türkiye’nin nasıl bir şey yapmayı planladığının sorulması üzerine Demir, “Bizim 5. nesilden kastımız bu tip bir uçak. Bunlara muadil bir uçaktan bahsediyoruz. İlk çıkardığımız uçak F-35 ile muadil olmayabilir ama Hava Kuvvetlerimizin öngördüğü operasyon gerekliliklerini karşılayan çok yetkin bir uçak. Hiçbir uçak ilk çıktığı versiyonda gitmiyor. Bizimki de öyle olmayacak. ‘Mükemmel mümkünün düşmanıdır’ mantığı ile yaklaşıp önce olabilecekleri, kısa zamanda saha sürebileceklerimizi yapıp daha sonra bunu mükemmelleştirerek gitmek durumundayız” açıklamasında bulundu.

Yaşar’ın, “ABD F-35’i vermezse Rusya’dan Su-57 uçağını alabileceği söylenmişti. Bu konuda bir görüşme var mı?” sorusuna Demir şu yanıtı verdi:

“Spesifik olarak şu veya bu ülke demek doğru değil. En büyük alternatifimiz kendi uçağımız ama Türkiye kendisi için çözümleri aktif açık tutar. Bunların ne olacağını zamanı gelince görürüz. Şu anda ülke telaffuz etmek çok doğru değil ama Rusya ile sadece S-400 değil, bir dizi konunun görüşüldüğü teknik müzakerelerimiz var. Bunun illaki bir uçak tipi olması gerekmiyor ama geniş anlamda birçok teknik müzakereleri yaptığımız söylenebilir. Çeşitli ülkelerle, çeşitli ürünler ile ilgili ortak çalışmalar, ortak geliştirmeler sürekli gündemimizde olan konulardır. Savunma sanayii öyle bir alan ki kendi başınıza her alanda koşturmanız, oradaki bütün yükleri kaldırmanız çok zor. Gerektiğinde teknik, gerektiğinde finansal iş birlikleri yapılır. Bazen bir şeylere sıfırdan başlamak yerine belli bir iş birliği ile başlanır.”
Yerli motorda gelinen aşamayı da paylaşan Demir, “Motor meselesini gündemimizden kaldırmak istiyoruz ama bu bir şeye başlamazsanız yol alamazsınız. Başlamak gerekiyor. Başladık. Belki hepsine birden başladık. Hepsine birden başlamada mahsur yok. Sadece onlar değil, bir taraftan da küçük füze motorları, bir taraftan karada yapılan motorlar var. Bunlar şu anda performans gösteren motorlar. Motor meselemizin çözülmesi gerekiyor. Hatta motor teknolojileri ile ilgili olarak sadece geçmişten gelen teknolojiler değil, hem geçmişten gelen klasik teknolojileri daha iyi öğrenmek, tecrübeyi kullanmak hem de yeni gelişmekte olan bazı konuları gündeme almak ve motorlara bunları uygulamak durumundayız. Büyük bir bilgi birikimi ile gelen bir tarihçe var. Biz ortadan başladık. Bahsettiğimiz o geniş bilgi birikimi yok ama dünyada bilimsel alanda bir dizi çalışma var. Bu çalışmaların da birçoğu ulaşılabilir durumda. Açık bilgi kaynaklarından da aklınızın alamayacağı ölçüde bilgiyi değerlendirip, başkalarının sıfırdan başladığı yere çok daha ortadan, yukarıdan başlayabilecek durumdasınız. Bu avantajı kullanmamız lazım. Hem eski teknolojileri devreye koymak hem de yeni gelişmeleri yakından takip etmek adına” ifadelerini kullandı.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 2
  • KKB 5 yıl önce Şikayet Et
    Milli proje diye buna derim işte helal olsun #selçuk bayraktar#
    Cevapla
  • Dr.Zeynel Yetgin 5 yıl önce Şikayet Et
    elhamdülillah.
    Cevapla